-
26.
0evet beyler başlıyorum o zaman.
-
27.
+2dediğim gibi bu olaydan benim için arta kalan tek şey güzel bir mastürbasyon ve duy değişimi işlemini ve avize değiştirme işini öğrenmek olmuştu. hostesi gibememiştim ama gördüklerim yanıma kar kalmıştı. hayatta gördüklerimin kıymetini hep bildiğim, nerede bir güzel yüz, arka, sevgi gördüysem yazdım aklımın bir köşesine. gün gelir lazım olur diye, içimde şahlanan at için hep samanları kanara attım. çok geçmeden bir gün sonra hayat yine aynı taktanlığına dönmüştü ve taburenin üstündeki yerimi almıştım. zütümdeki donu terleterek hayatımdaki en ulvi görevi yine başarıyla yerine getiriyordum. tam uyuyacak kadar mayışmışken içeri bir adam girdi. orangutan girdi sandım o uykulu halle tuvalete açılan kapının solundaki süpürgeyi alıp kovacaktım sevgi koduğumunu tam. usta kalkıp elini falan sıkınca insan olduğunu anladım amk. beyler bu kadar orangutana benzeyene bir adam görmüş olamazsınız amk. bir orangtutan düşünün amk.
http://www.orangutan.org....nfant-Alex-open-mouth.jpg
şunun gözlük takmışını düşünün aynı işte. -
28.
+2dükkana cidden orangutan girse süpürgeyle kovacağız demek ki. hayattan hiçbir beklentimin olmadığını anlamıştım amk.
neyse gibik bir hoşbeşten sonra adam bizim oturma odasının ampulü yanmıyor dedi. bizim usta da yüzünü ekşitip tam ben gelemem yaa deyip geçen günkü bin e paslayacaktı işi. merminin önüne atlayan deli yürek gibi atladım lafa amk. ben giderim usta ben kontrol ederim bakarım falan dedin. flex atmışım heyecandan amk. ikisi de mal mal bakıyor suratıma.
yavaşça tekrar ettim söylediklerimi. bizimki sen ne anlarsın oğlum dedi.
usta işte dün gittik bu işi yaptık kaptım ben şimdi diğer bin abinin de işi vardır ben gideyim bakayım diye hararetli hararetli anlatıyorum. neyse konuşmam bitti. baktım orangutan suratıma anlamsız anlamsız bakıyor. o zaman da hiç güven vermeyen bi tipim var. çemberimde gül oya izleyip komünüstlere sarmışım. sakallar incin suratımda. adam bir süzdü beni. olmaz gibi düşündüğünü anladım. gidip bakayım ağabey falan diyorum herife. bir anda tamam dedi amk. -
29.
+1içimde fırtınalar kopuyor yine. heyecan, hareketlilik peşinde koşuyorum. adam öyle deyince bizim gibik usta da tamam bir git bakayım ehe ehe falan dedi. ırzını gibtiğim güya babacan olacak hulusi kentmen olacak amk. göbek deliği züt çatalı pamuk bağlamış pekekent.
takım çantasını hazırladım aldım elime düştüm yola. adrese gittim zili çaldım. bir kadın açtık kapıyı. bu kadın beyler kısa kollu bir elbise giyinmiş, elbisesinin etekleri diz kapağının 3 parmak altındaydı. göğüs kısmı çok güzel oturmuştu üzerine. düz uzun bir karnı vardı. 1,65 boyundaydı kendime göre oranlayarak anladığım kadarıyla. beyaz bir yüzü vardı. siyah gözleri siyah kaşları öylesine siyahdı ki kaşlarını kayık yapıp gözlerinde seyahat edebilirdiniz. öylesine bir derinliği vardı gözlerinin. dişleri düzgün biçimliydi. kapıyı açtığında gülümsedi, arkasını döndü. siyah saçları beline geliyordu. ama öyle saçlar ki al pantene reklamında oynat. bakımsız saçlarına pantene ile bakım yapıldıktan sonraki kadını oynasın, after olsun amk. öylesine dolgun, canlı. içeri buyur edip arkasına döndükten sonra reflek olarak arkaüne baktım. göğüsünde daralan kıyafet bu kısımada da daralıyodu. onun alt kısmında hareket eden eteğinin kıvrımları arkaünün hareketlerini rapor ediyordu bana. titreşimlerini iletiyordu.
taş çatlasın 30 yaşındaydı bu kadın. 31 olamazdı.
beni önüne katıp oturma odasına zütürdü. -
30.
+2ampulü gösterdi. boyum uzun olduğu için bir daha merdivenin ameleliğini yapmamıştım. sandalyenin yerini sordum mutfakta dedi. yerinin sordum, gösterdi. gidip alıp geldim. merdivene çıktım. elimde tornavida vardı. ampulü çıkardım baktım. bir taku yoktu temizdi. duya elektrik geliyor mu diye kontrol edeyim dedim ama elimdeki kontrol kalemi değildi. şu takım çantasının içinde kontrol kalemi var alıp uzatabilir misiniz dedim kadına. kapının önünden itibaren asla abla vs. demedim. sevişilme potansiyelinin olduğunun düşünüdüğüm hiç bir kadına böyle sempatik çağırma sözcükleri kullanmam. kadın tornavidayı almak için bildiğinin takım çantasına doğru domaldı beyler. yani hafif çöküp alabilirdi. koltuğun yanında olduğu için oturup bakabilirdi. ama kadın bunların hiçbirini yapmadı. bana doğru domaldı. artık kıyafetinin dar kısmında kalmış arkaü önümde arz ı endam ediyordu. bir kusru olduğuna inanmazdım ama eğer varsaydı da üzerindeki küçük çiçek desenli elbise bütün o kusurları örtüp o sıkıtı güzel arkaü mükemmelliğe ulşatırıyordu.
-
31.
+3çok kötü olmuştum o an beyler. bildiğiniz gibi değil. penisim pantolona isyan ediyor beni o tarafa doğru çekiyordu. insanın böyle zamanlarda sınandığını düşünüyorum işte. ayağa kalktı uzattı kontrol kalemini. teşekkür ettim. bir şey değil dedi. sürekli gülümsüyordu kadın. penisim kabarmıştı bu arada ve fark etmesin diye sandalyenin üzerinde şempaze gibi iki büklüm duya elektrik gelip gelmediğini kontrol etmeye çalışıyordum. acınası haldeydim. duya elektrik gelmediğini anladım. bir de içeri bakayım sigortaya dedim. sandalyeyi alıp antreye yürüdüm. o da benim mutfakta biraz işim var siz bakarsınız dedi. tamam ben hallederim dedim. mutafağa gitti. sigortada da sorun yoktu. demek ki ya duyda ya da buattan duya gelen kabloda sorun vardı. duyda sorun olması için dua ettim. çünkü öbür ihtimalde tavan falan kırılacaktı ve ben beceremezdim. oysa ben artık bir şeyler becermek istiyordum.
duyu söktüm, yanımda getirdiğim duyu taktım, bu bir 25 dakikamı aldı. sonra o duya ampulü taktım yanmadı. antrenin ampulünü taktım, yandı. vay amg modundaydım. demek ki sorun en başta ampuldeydi ve ben, babaningemugu bu gibik sorunu anlayamamıştım. tesladan başlayıp bütün elektrikçilere küfür ettikten sonra elime ampulü alıp mutfağa gittim. ve o beni bitiren manzarayla karşılaştım.. -
32.
+2mutfak masasının kenarındaki sandalyeye oturmuş, bacaklarını da diğer sandalyenin üzerine atmıştı. eteği arkaüne kadar geriye sıyrılmıştı. sağ eliyle sağdaki bacağının üst kısmını ovuyor, soldaki serbest bacağı bana göz kırpıyordu. o bacaklar beyler, onlar bacak değildi başka bir şeydi. süt gibi. pürüzsüz, kıvrımlı. sert. biçimli mükemmel bacaklardı onlar. bir 10 saniye kadar izledim onu. artık tokileri dikmiştim. penisim pantolunun altından hiç bir şeyi dinlemeksizin kabardıkça kabarıyordu. pakmayayı görmüş kek gibi coşuyordu. bacaklarına bakan gözleri birden bana çevrildi. hemen elimdeki ampulü kaldırdım, ııı şeyy gibi bir ses çıkardım . hiç panik olmadı gülümseyerek bir çırpıda ayağa kalktı. yanıma geldi. ben de bir şey demesinden korktuğum için hemen ampulde problem varmış değiştirdim artık tamamdır dedim. teşekkürler dedi. ne demek dedim. utancımdan kızarmıştım ama kızaramıyordum da amk. vücudumdaki bütün kan dolaşımı önümdeki büllükte toplanmıştı. kadın ince ince gülüyordu hala. sinirime dokunuyordu. mutfak tezgahına dayayıp gibmek istiyordum artık. alay ediyordu sanki benle. gördün ama bir şey demeyeceğim sana der gibi. takım çantasını aldım ve beni uğurladı. dükkana gittim. işi hallettiğimi söyledim, gibik bir aferin aldım. eve gittim. 31 çektim, yemek yedim ve yattım. kadın bir türlü aklımdan çıkmıyordu.
-
33.
0hikayenin son kısmını yarın yazıyorum beyler. buraya kadar okuduğunu için sağolun. yarın bu saatlerde bitmiş olacak.
-
34.
0evet beyler başlacayacağım. burada olanlar ses etsin.
-
35.
+1kadın artık aklımdan bir türlü çıkmıyordu. sabah mal gibi kalktım erkenden. normalde uyumayı da dibine kadar seven bi adamımdır. ama bir şey uyutmuyor beni. kalkıp çıktım evden. bir paket maltepe aldım bakkaldan. sahile indim. simitle karper peryniri aldım. bir kahvede kahvaltı ettim. 5-6 tane sigara içmişim. sıcaktan terleyen vücudumdan nikotin çıktığını hissedebiliyordum. çok garip bir haldeydim beyler. güzel zütler görürüz vb. şeyler ancak böyle olmayız. herşeyi bütün açıklığıyla görmem büyülemişti beni.
saatin geldiğini anlayıp dükkana gittim. ağır ayak gidip geç kalmıştım. geldiğin gibik herif kapıyı gözlüyordu. niye geç geldin gibi bir şeyler dedi. giblemedim bini. çektim sandalyeyi oturdum. saat sabahın dokuzuydu. öğlen bir e kadar oturmuşum. saatin öğlen bir olduğunu da dükkana gelen telefon sayesinde öğrendim. -
36.
+1bir eve üçlü priz lazımmış. adresi verdi bin. adres o kutsal adresti. elim ayağım titredi. üçlüyü aldım çıktım. giderken mal mal düşünüyordum. caminin şadırvanına gittim, soğuk suyla elimi yüzümü yıkadım. bakkaldan naneli şeker aldım, 2 tane birden ağzıma attım. garip bir merakın içinde gibik bir umursamazlık çökmüştü üzerime.
yolları ayağımın altında eritip adrese geldim, kapıyı çaldım.
kapı açıldı. dünkü gibi.
aynı gülümseme, aynı elbise aynı yüz.
ama bu sefer hissettiklerim farklıydı.
içeri buyur etti.
girdim. televizyon sehpasını gösterdi. eğildim, üçlüyü taktım. yerleştirdim, yerini düzenledim.
tv,cd çalar, receiver in girişlerini üçlüye yerleştirdim.
aklımda sevişmenin s si yoktu beyler. yemin ediyorum yoktu. dünkü gördüklerim kadının şimdiki hallerini örtüyordu gözümde. ona baktığımda da artık hiç bir şey görmüyordum. -
37.
+4işim bitmişti. yüzüne domalık pozisyonumu düzeltip ben artık gideyim dedim. dur dur hava çok sıcak 2 dakika soluklan bir kola getireyim sana dedi. hiç bir şey demedim. kapının ağzındaki 2 li koltuğun köşesine oturdum. o an gerçekten ne düşündüğümü tam olarak hatırlamıyorum. o yüzden yalan söylemek istemiyorum. 5 dakika sonra elinde kola ile geldi. teşekkürler deyip aldım. gelip tam dibime oturdu. bacağı bacağıma değiyordu. kolayı bir dikişte bitirdim. pek sık kolay içmezdim. gaz burnumun ucuna doldu. yaktı burnumu. kaç yaşındasın dedi, 16-17 falan dedim yüzüne bakmadan babasından azar yiyen çocuklar gibi önüme bakıyordum. benim adım oya dedi. babaningemugu dedim. bir anda sol elini sağ yanağımda istedim. eli beyler, ateş gibiydi. soğuk kolanın soğuttuğu yanaklarımı tekrar alev etmişti bu dokunuş. sadece yanaklarımı da değil, bütün vücudumu.Tümünü Göster
çocuk sever gibi, yanağımın etrafında dolaştırıyordu avuç içini, okşuyordu yanağımı. kafamı ona doğru çevirdim. bir anda dudaklarını dudaklarımda hissettim. ilk hangimiz meyletti bilmiyorum. o desem yalan olur, ben desem yalan. ama dudaklarını hissettim. sonra da alt dudağını ağzımın içinde hissettim. emdim o et parçasını. sol el yanağımdan omzuma doğru inip beni kendine çekti. üzerine doğru eğildim. dilimi ağzına sokmuştum. aynısını o da yaptı. birbirimizi vakumluyor gibiydik. birisi o an beni görse sevişmediğimi kavga falan ettiğimi sanırdı. dudaklarımı ve dilimi dudak ve etrafına, çeneye kadar her yerinde gezdiriyordum. çok susadıktan sonra çeşmeye ağzını dayamak gibi bir şey.
dudaklarını yüzümden boynuma indirdi. şah damarımdan öyle bir öptü ki, denemedim ama hiç bir maddenin kafası böyle olamaz. bütün canım çekilip orana toplanmıştı sanki. o can havliye sol elimle sağ elimi birleştirip kalçalarından tutarak kucağıma aldım vücudunu. o benim boynumdan canımı alıyor bende tüm gücümle kalçalarını sıkıyordum. dudaklarını tekrar ağzıma zütürdüğünde boşalmıştım.
iki elimle elbisesinin, entarisinin fermuarını buldum en aşağı, kuyruk sokumuna kadar indirdim. sıyırdım oraya kadar. belinde gezdim ellerimle. beli o kadar sıcaktı ki, sanatsal bir tanım yapılamaz hakkında beyler. bazlama koysanız cayır cayır pişerdi, öyle söyleyeyim. ayağı kalktı, tişörütümü, pantolonumu, çoraplarımı çıkardı. gözlerinden alev çıkıyordu. siyah gözleri kara cisim ışıması yapıyordu. kuyruk sokumuna inmiş elbisesini kıçındaki tümsekten aşırıp yere bıraktı. anadan üryandık artık. ayakta bana bakıyordu. ayağa kalktım. göğüsleri orta denecek büyüklükte ama dipdiriydi. altında kalem durduramazdınız, dimdikti. kendime çektim. gırtlağına yapıştım. sol eli boynumda, sağ eli penisimdeydi. boynunu morartacak şekilde öperken iki elimi kalçalarına attım. hissettim onları. engebesini, üzerindeki pürüzü, vüvudunun aksine olan soğukluğunu. sıktım. son kez ağzını öpüp, yere yatırdım. yüzüstü çevirip, kıçını belini öptüm. hadi diyordu. acele etmezsem sanırım boşalacaktım ve 2. ereksiyon zor olurdu.
sırt üstü çevirdim tekrar. içine girdim. kısa bir ah dedi. kısa, seri.. ilerleyişimi hissedebiliyordum içinde. 10 sn sonra falan bir ritim kazandım. üzerine doğru eğildim. o güzel saçları çok hoş kokuyordu o an beyler. ya da bana öyle geliyordu bilmiyorum. memelerim dedi. cümlenin gerisi var mıydı bilmiyorum. üzerine eğilip memelerini sıkıp öpmeye başladım. sanki ellerim ve penisim hariç bütün vücudum kalas olmuştu. sadece eğilip doğrulabiliyordum. hızımı iyice arttırdım. uzun nefesli ah lar gelmeye başladı. penisimde de tatlı bir acı hissediyordum. ayaklarını arka ümde hissettim. ayaklarını bağlamıştı arkamda. çok sert gidip geldim bu sefer. içine boşalmıştım. hafif eğimli duran vücudum bu sefer düştü. başım göğüslerinin arasına düştü. göğüslerinin arasını öptüm. alnımdaki ter göğüslerinin arasına damlıyordu. kendine geri çekerek beni içinden çıkarttı. bir 5 dakika öyle kaldık sanırım. doğrulurken, karınını öptüm defelarca. güldü.
hiç konuşmamıştık.
öpüştük bir 10 dakika daha yorulana kadar, çırılçıplak. gülümsüyordu. kapıyı açtığı zaman ki gibi.
suratımda nasıl bir ifade vardı bilmiyorum. ama gülmüyordum. duşa girebilir miyim dedim.
gir tabii dedi. kalktım. odalara baka baka banyoyu buldum. buz gibi suyla duş yaptım. havlu istedim, verdi. ağzını istedim, verdi. kurulandım çıktım. ne diyeceğimi bilemiyordum. böyle bir durumda nasıl davranılır bilmiyordum. hala bilmiyorum. yaptığınız şey o kadar diyalogdan ve medeniyetten arınmış bir eylem ki ne diyeceğimi bulamamıştım.
kapıya geldim, ayaklarımı giydim. teşekkür ettim. teşekkür? teşekkür ne lan? etmiştim işte. neyse. gülümsedi. kapıyı açarken gülümsediği gibi. ama gözlerindeki derinlik yeni doymuş bir boşluğa bırakmıştı. ben de babaningemugu, sağol dedi. iyi günler dedim. çıktım. dükkana gitmedim. hayatımın en güzel akşam üstüydü sanırım. sahile gittim. sabaha abaza, boşlukta ve dingil olarak girdiğim sahile şimdi ıssız adam gibi giriyordum amk. sigara yaktım yine.
ve eve yollandım 3-5 sigara sonrası.
annem çemberimde gül oya izliyordu.
uyudum.
oya ile daha sonra 2 kere daha yaptım bu işi. 1 er hafta arayla. sonra taşındılar. nere bilmiyorum.
hayatımın en umarsız ve rahat 2 haftasıydı. en güzel iki haftası. orada da kendine yeni elektrikçiler, sucular bulmuştur kesin.
şu gibik hayatımdaki ilk ve tek gibişim işte böyle oldu beyler.
keşke yeniden gibece oyalarımız olsa, gibişsek sabahlara kadar.
okuduğunuz için sağolun.
bu hikayeyi hayatında en fazla bir defa sevişmiş kişilere armağan ediyorum.