/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 101.
    +1
    bir eve üçlü priz lazımmış. adresi verdi bin. adres o kutsal adresti. elim ayağım titredi. üçlüyü aldım çıktım. giderken mal mal düşünüyordum. caminin şadırvanına gittim, soğuk suyla elimi yüzümü yıkadım. bakkaldan naneli şeker aldım, 2 tane birden ağzıma attım. garip bir merakın içinde gibik bir umursamazlık çökmüştü üzerime.
    yolları ayağımın altında eritip adrese geldim, kapıyı çaldım.

    kapı açıldı. dünkü gibi.
    aynı gülümseme, aynı elbise aynı yüz.
    ama bu sefer hissettiklerim farklıydı.
    içeri buyur etti.
    girdim. televizyon sehpasını gösterdi. eğildim, üçlüyü taktım. yerleştirdim, yerini düzenledim.
    tv,cd çalar, receiver in girişlerini üçlüye yerleştirdim.
    aklımda sevişmenin s si yoktu beyler. yemin ediyorum yoktu. dünkü gördüklerim kadının şimdiki hallerini örtüyordu gözümde. ona baktığımda da artık hiç bir şey görmüyordum.
    ···
  2. 102.
    0
    Hadi laaaa
    ···
  3. 103.
    +4
    işim bitmişti. yüzüne domalık pozisyonumu düzeltip ben artık gideyim dedim. dur dur hava çok sıcak 2 dakika soluklan bir kola getireyim sana dedi. hiç bir şey demedim. kapının ağzındaki 2 li koltuğun köşesine oturdum. o an gerçekten ne düşündüğümü tam olarak hatırlamıyorum. o yüzden yalan söylemek istemiyorum. 5 dakika sonra elinde kola ile geldi. teşekkürler deyip aldım. gelip tam dibime oturdu. bacağı bacağıma değiyordu. kolayı bir dikişte bitirdim. pek sık kolay içmezdim. gaz burnumun ucuna doldu. yaktı burnumu. kaç yaşındasın dedi, 16-17 falan dedim yüzüne bakmadan babasından azar yiyen çocuklar gibi önüme bakıyordum. benim adım oya dedi. babaningemugu dedim. bir anda sol elini sağ yanağımda istedim. eli beyler, ateş gibiydi. soğuk kolanın soğuttuğu yanaklarımı tekrar alev etmişti bu dokunuş. sadece yanaklarımı da değil, bütün vücudumu.

    çocuk sever gibi, yanağımın etrafında dolaştırıyordu avuç içini, okşuyordu yanağımı. kafamı ona doğru çevirdim. bir anda dudaklarını dudaklarımda hissettim. ilk hangimiz meyletti bilmiyorum. o desem yalan olur, ben desem yalan. ama dudaklarını hissettim. sonra da alt dudağını ağzımın içinde hissettim. emdim o et parçasını. sol el yanağımdan omzuma doğru inip beni kendine çekti. üzerine doğru eğildim. dilimi ağzına sokmuştum. aynısını o da yaptı. birbirimizi vakumluyor gibiydik. birisi o an beni görse sevişmediğimi kavga falan ettiğimi sanırdı. dudaklarımı ve dilimi dudak ve etrafına, çeneye kadar her yerinde gezdiriyordum. çok susadıktan sonra çeşmeye ağzını dayamak gibi bir şey.

    dudaklarını yüzümden boynuma indirdi. şah damarımdan öyle bir öptü ki, denemedim ama hiç bir maddenin kafası böyle olamaz. bütün canım çekilip orana toplanmıştı sanki. o can havliye sol elimle sağ elimi birleştirip kalçalarından tutarak kucağıma aldım vücudunu. o benim boynumdan canımı alıyor bende tüm gücümle kalçalarını sıkıyordum. dudaklarını tekrar ağzıma zütürdüğünde boşalmıştım.

    iki elimle elbisesinin, entarisinin fermuarını buldum en aşağı, kuyruk sokumuna kadar indirdim. sıyırdım oraya kadar. belinde gezdim ellerimle. beli o kadar sıcaktı ki, sanatsal bir tanım yapılamaz hakkında beyler. bazlama koysanız cayır cayır pişerdi, öyle söyleyeyim. ayağı kalktı, tişörütümü, pantolonumu, çoraplarımı çıkardı. gözlerinden alev çıkıyordu. siyah gözleri kara cisim ışıması yapıyordu. kuyruk sokumuna inmiş elbisesini kıçındaki tümsekten aşırıp yere bıraktı. anadan üryandık artık. ayakta bana bakıyordu. ayağa kalktım. göğüsleri orta denecek büyüklükte ama dipdiriydi. altında kalem durduramazdınız, dimdikti. kendime çektim. gırtlağına yapıştım. sol eli boynumda, sağ eli penisimdeydi. boynunu morartacak şekilde öperken iki elimi kalçalarına attım. hissettim onları. engebesini, üzerindeki pürüzü, vüvudunun aksine olan soğukluğunu. sıktım. son kez ağzını öpüp, yere yatırdım. yüzüstü çevirip, kıçını belini öptüm. hadi diyordu. acele etmezsem sanırım boşalacaktım ve 2. ereksiyon zor olurdu.

    sırt üstü çevirdim tekrar. içine girdim. kısa bir ah dedi. kısa, seri.. ilerleyişimi hissedebiliyordum içinde. 10 sn sonra falan bir ritim kazandım. üzerine doğru eğildim. o güzel saçları çok hoş kokuyordu o an beyler. ya da bana öyle geliyordu bilmiyorum. memelerim dedi. cümlenin gerisi var mıydı bilmiyorum. üzerine eğilip memelerini sıkıp öpmeye başladım. sanki ellerim ve penisim hariç bütün vücudum kalas olmuştu. sadece eğilip doğrulabiliyordum. hızımı iyice arttırdım. uzun nefesli ah lar gelmeye başladı. penisimde de tatlı bir acı hissediyordum. ayaklarını arka ümde hissettim. ayaklarını bağlamıştı arkamda. çok sert gidip geldim bu sefer. içine boşalmıştım. hafif eğimli duran vücudum bu sefer düştü. başım göğüslerinin arasına düştü. göğüslerinin arasını öptüm. alnımdaki ter göğüslerinin arasına damlıyordu. kendine geri çekerek beni içinden çıkarttı. bir 5 dakika öyle kaldık sanırım. doğrulurken, karınını öptüm defelarca. güldü.
    hiç konuşmamıştık.

    öpüştük bir 10 dakika daha yorulana kadar, çırılçıplak. gülümsüyordu. kapıyı açtığı zaman ki gibi.
    suratımda nasıl bir ifade vardı bilmiyorum. ama gülmüyordum. duşa girebilir miyim dedim.
    gir tabii dedi. kalktım. odalara baka baka banyoyu buldum. buz gibi suyla duş yaptım. havlu istedim, verdi. ağzını istedim, verdi. kurulandım çıktım. ne diyeceğimi bilemiyordum. böyle bir durumda nasıl davranılır bilmiyordum. hala bilmiyorum. yaptığınız şey o kadar diyalogdan ve medeniyetten arınmış bir eylem ki ne diyeceğimi bulamamıştım.

    kapıya geldim, ayaklarımı giydim. teşekkür ettim. teşekkür? teşekkür ne lan? etmiştim işte. neyse. gülümsedi. kapıyı açarken gülümsediği gibi. ama gözlerindeki derinlik yeni doymuş bir boşluğa bırakmıştı. ben de babaningemugu, sağol dedi. iyi günler dedim. çıktım. dükkana gitmedim. hayatımın en güzel akşam üstüydü sanırım. sahile gittim. sabaha abaza, boşlukta ve dingil olarak girdiğim sahile şimdi ıssız adam gibi giriyordum amk. sigara yaktım yine.
    ve eve yollandım 3-5 sigara sonrası.
    annem çemberimde gül oya izliyordu.
    uyudum.

    oya ile daha sonra 2 kere daha yaptım bu işi. 1 er hafta arayla. sonra taşındılar. nere bilmiyorum.
    hayatımın en umarsız ve rahat 2 haftasıydı. en güzel iki haftası. orada da kendine yeni elektrikçiler, sucular bulmuştur kesin.

    şu gibik hayatımdaki ilk ve tek gibişim işte böyle oldu beyler.
    keşke yeniden gibece oyalarımız olsa, gibişsek sabahlara kadar.

    okuduğunuz için sağolun.
    bu hikayeyi hayatında en fazla bir defa sevişmiş kişilere armağan ediyorum.
    Tümünü Göster
    ···