-
1.
-3Beyler orada olduğunuzun farkındayım beni bir şekilde dinlediğinizin. Bazılarınız beni tanıyordu fakat bundan haberi yoktu benim gibi. Bunalım içerisindeyim, ne yapacağımı bilemiyorum. Rahatlamak umuduyla size anlatmaya başlayacağım fakat anlatmazdan önce size hala daha gençlik çağında bir liseli olduğumu hatırlatmak istiyorum. Çok zor şeyler geçirdim, doktordan doktora gezip durduk. Türkiye'de şizofren olmanın bulgularının yavaş yavaş geçtiğini söyleyebilirim, yani öyle hemen anlaşılmıyor. Fakat size bulunana kadar her türlü badireyi geçirdiğimi alınganlık, yanılsama dahil her şey hala daha oluyor bazı özel ilaçlar kullanıyorum isteyen olursa isimlerini verebilirim. Ben başlayayım siz dinlersiniz. yada okursunuz işte.
Anadolu lisesine giden gayet çalışkan bir çocuktum, ailem tarafından saygılı olarak yetiştirildim, saygılı olmam yüzünden bütün kızların bana ilgisi vardı, sürekli takip ediyorlardı. Yürürken gözümün içine baka baka geçiyorlardı. ilkokulda da lisede de bütün öğretmenlerim benim üzerime titriyordu. Herkes tarafından da seviliyordum. Ya da ben öyle zannediyordum. -
2.
-1Yaklaşık üç sene önceydi, dışarıdan şarıl şarıl yağmur sesi geliyordu. Bende yağmur sesini severim hala; sanki beni başka yerlere zütürür, düşüncelere daldırır. Her neyse başımı pencereye koymuş yağmur damlaların su birikintilerini nasıl dalgalandırdığını izliyordum. Yalnız olmayı severdim, kafamı dinlemek beni rahatlatan tek şeydi ama şu sıralar hastalığım ilerlediğinden pek kafamı dinleyecek konumda olamıyorum. Belki yakınlarında olanlar bilirler bu hastalıkta her şey gerçek gibidir sahteyle ayıramazsınız. Kendi gücünüzle ayırmaya çalışsanız bile yine de o vardır ve gerçekten acı çekersiniz.
-
3.
-1Bayağı ilgi görmesi çok hoşuma gitti, daha hızlı yazacağıma emin olabilirsiniz.
-
4.
-1her neyse okulların açılmasına çok az vardı, ben daha yeni liseye başlayacaktım. Çok başarılı bir öğrenciydim fakat sbs soruları o kadar kolaydı ki ben bir aldatmaca olduğunu düşünüp özellikle fen soruları üzerinde bir hayli dururdum. Nihayetinde (şehir ismi vermiyim) bir anadolu lisesi kazandım. Bütün arkadaşlarım benden fen lisesine gitmemi bekliyordu, öğretmenlerim ve ailem ne kadar zeki olduğumu görüyor sürekli yanımda duruyorlardı. Bu kadar fazla ilgiden sıkılmıştım, ders bile çalışmak istemiyordum zaten yeni ergenliğe girmenin de etkisiyle pek kafamı toparlayamıyordum. Hala daha fen lisesini kazanamamayı bu etkenlere bağlıyorum.
-
5.
-1işte o günler arada bir pencereden dışarıyı izlerdim. Kendi kendime düşünürdüm, liseye başlamanın verdiği stresle de başım eskisinden daha fazla ağrırdı. Beynimin içinde sürekli uğultular işitirdim.O gün her zamankinden fazla başım ağrıyordu. Alnımı biraz ovaladım belki geçer diye düşündüm ama iyice şiddetlendi. Bu sefer kafamın içindeki uğultular benimle konuşurmuş gibi hissetmeye başladım. Yine de bu beni paranoyak yapmazdı hatta hoşuma bile giderdi. Arkadaşlarımın zekalarını yadırgadığımdan onlarla konuşmak yerine kendimle konuşmak daha cazip geliyordu. Önceleri korkuyordum bu durumdan yani ilk zamanlar fakat anneme babama hiçbir şey söylemiyordum. Zaten beni her zaman garip bulurlar ve bu yanımı çok severler.
-
6.
-1Neyse o gün en lanet ettiğim gündü diyebilirim. Pencereden dışarıya bakarken anlayamadığım bir ses kafamın içinde yer buldu. Sesin geldiği yere bakmak istedim ve etrafımı daha sonra ise pencerenin aşağısını ve ilerideki rüzgardan sallanan ağaçların aralarını yokladım. Ses bulanıktı ve belirgin değildi, nereden geldiğini bulmak ise çok güçtü. Daha sonra tekrar yerime döndüm ki ses bir daha bu sefer daha şiddetli bir biçimde geldi. Sanki adımı duyuyor gibiydim ve emin olun arkadaşlar hiç yokken adınızın kafanızın içinde bir virüs gibi yayılması pekte hoş bir şey değildir. Neyse ilk beş on dakika kadar sesi duymadım bu sırada irkilmiş ve yatağın başına sinip dizlerimi ağzıma kadar çekmiştim. Daha sonra ise ses birden ve bu sefer sürekli bir biçimde kafamın içinde dalgalandı, bana hakaret ediyor gibiydiler. Korkunun yanında garip bir merak ve sinirde vardı. Bunun etkisinden kurtulmak için kendimi şakır şakır yağan yağmurun altına bıraktım ve belkide on beş yirmi dakika hiçbir amacım olmadan koştum.
-
7.
-1O gün öyle geçti ben ise kendimi avutuyordum, strese bağlıyordum. Böyle şeylerin bu yaşlarda olabileceğini de bir yerlerde okumuştum, kendi kendime teselli ediyordum. Sabah erken kalkmıştım. Kalktığımda başım ağrımıyordu. Biraz daha rahatlamış gibiydim. Babam yanıma geldi ve eşyalarımın neden sırılsıklam olduğunu sordu. Biraz dışarıda ıslanmak istediğimi söyledim. Babamın o sırada bana nasıl garip garip baktığını fark edebiliyordum. Hatta anlayamadığım bir meydan okuyuş vardı. Sanki beni dövmek istiyordu. Eli arkasında olduğundan bıçak yada kesici alet taşıyabileceğini düşündüm. Bugünlerde bana çok soğuk davranıyordu çünkü, nedense beni öldürmek ister gibi bir hali vardı. Yine de bu olaylar benim için bir yıl sonra kadar hiçbir şey denecek kadar önemsiz olmaya başladı. Ne ses görmek ne babamın beni öldürmek istediğini düşünmem, yaşadığım ikilemler ve beynimin içindeki diğer insanlar kadar etkileyememişti beni.
-
8.
-1Okul başlamıştı ama ilk gün çok sıcaktı nedense kavurucu derecedeydi. Ben o gün gömlekle gitmiş, kravatımı falan çıkarmıştım. Neden bilmem o hafta hastalıktan gidememiştim, babam okuldan izin almak zorunda kalmıştı. Hastalığım geçince diğer hafta sınıfıma gittim ve içeriye girdim. En ön sırada bir kız oturuyordu, sapsarı saçları masmavi gözleri vardı, ilk defa aşık olmaya başladığımı anlamıştım. Tam bir dalgınlık abidesi olsam da o ilk sırada oturan kızın güzelliği dikkatimi çekmeye yetmişti. Herkes sınıfa yeni gelmişim gibi beni izliyordu, böyle şeylerin şizofreninin ilk belirtileri olduğunu bilmiyordum o zamanlar, gerçi daha sonra anlasam bile bunu kimseye söyleyememiştim. Şimdiki gibi değildim tabi o zamanlar daha karamsardım ve ufacık şeyleri bile kafama takacak kadar hastaydım. Kızın yanına oturduğum gibi ona saatini sordum. O bütün nezaketiyle cevap vermişti. Hayatımda duyduğum en güzel cevaptı diyebilirim. Her şey ama her şey o kadar güzel başlamıştı ki. Sınıftaki herkes bana gülümseyerek bakıyordu. Ne olduğunu anlayamadım garip bir ilgi akımı başlamıştı. Ben ise okulun bitiş saatini bekler gibi sürekli saati soruyordum. Yine de sanki espri yapmışım gibi bana gülümseyerek bakarlardı. Ben ise her gördüğüm arkadaşıma saatin kaç olduğunu; sorar, sorar, sorardım.
-
9.
-1beyler biraz başım ağrıdı, size uygunsa biraz mola vermek istiyorum.
-
10.
-1geldim beyler beş on dakika sonra devam edeceğim. eğer sorularınız olursa bu konuda bilgi de verebilirim merak edenlere. şimdi geliyorum.
-
11.
+1 -1Devam ediyorum arkadaşlar. ilk günler sadece yanımda oturan sarı saçlı kızla konuşurduk ismi Elif'ti. Çekingen değildik birbirimize karşı ben her şeyimi ona anlatırdım o da bana her şeyini anlatırdı. O gün öğle yemeği için yemekhaneye indik, yoldan geçerken herkes bize bakıyordu, kıskandıklarını da hissedebiliyordum. Neyse ki aldırış etmeyecek kadar hoşgörülü bir insanımdır. Elifle yemeğimizi aldık ve yerimize geçtik, o sıra yan masadaki çocuk yemeğimize bakıyordu, gözlerindeki o kıskançlık duygusunu hemen fark edebildim. ilk önce aldırış etmesem de daha sonra bakışları daha da fevrileşmeye başladı ve daha da. Yine aldırış etmesem de sonrasında masamıza laf atmaya başladı, bu sefer herkesin içinde çocuğa bağırıp çağırdım, azarladım. Fakat kimse bir şey demedi herkes yemeğini yemeye devam ediyordu.
-
12.
-1Daha sonraki gün çocuk geldi ve benden özür diledi. Sadece özür dilerim dedi bende başımı salladım. Herkesin mağrur tavırlarımdan hoşlandığının farkındaydım. Elif bana iyi gelmeye başladığından beri başımın ağrısı ve başımın içindeki uğultular da gitmişti. Yine de garip bir şeyler hissediyordum. Bu kadar iyi davranmalarının bir sebebi olması gerekirdi. Bana karşı çok nazik ve saygılıydılar, bu kadar olması gerekmiyordu. Yani çok mutluydum ta ki o güne kadar, Elif sınıfa gelmeyince bütün bu her şeyden şüphelenmem gerekirdi.
-
13.
-1Ertesi gün sınıfa geç geldim, yine güzel bir güne başlamak için hareket ediyordum. Fakat gözümden kaçmadı hemencecik Elifin o gün gelmediğini fark ettim. Normalde sadece Elifle konuşurdum, bir tek onu tanırdım, ama şimdi o yoktu. Bütün gün kimseyle konuşmadım. Kimseye bakmadım. O günüm çok sıkıcı geçti. Bu kadarla kalmadı Elif bütün bir hafta boyunca gelmemişti. Elif olmayınca ben hırçın biri olup çıkmıştım. O eski baş ağrım, kafamdaki uğultular da geri gelmişti. Bununla kalmamış Elif'in halüsinasyonlarını da görmeye başladım. Bir halüsinasyonun halüsinasyonunu gördüğümü o zamanlar bilmiyordum.
-
14.
-1Beyler geçer zannettim ama baş ağrım geçmedi, çok özür diliyorum gerçekten. Biraz dinleneceğim oruçta tutuyorum. Akşama döneceğim.
-
15.
-1Beyler bana mesaj atanlar olmuş hastalığımla ilgili, ama atmamişta olabilirsiniz. Sorulariniza anlatacaklarim bitince cevap vermek istiyorum. Devam ediyorum. Elif ortadan kaybolunca sosyal biri olduğumdan hemen arkadaş edindim. Çünkü Elifle ilgili ortada garip bir şeylerin döndüğünün farkındaydım, ama kimseye çaktırmıyordum. Erdem diye bir arkadaş edindim. Çok iyi niyetli bir çocuktur hala da arkadaşımdır , neyse. Git gide erdem benim en iyi arkadaşım olmaya başladı sonra garip bir şekilde Elifin varlığını bile unutmuştum.(Daha sonra yediğim elektro şok tedavileri bunları biraz da olsa düzeltti fakat o konuma gelene kadar, içimdeki yalnızlıkla arkadaş olmuş sonrasında ise seslerin ve uğultuların ötesinde belirtilerle karşılaşmaya başlamıştım.)
-
16.
-1ilerleyen zamanlarda uyku tutmamaya başlamıştı, kimi zaman annem uyumam için bütün gece yanımda beklerdi. Neyse yanımda beklediği gecenin ertesi sabahı annem bana annemmiş gibi davranmıyor, o ilgili tavrından uzak aksine soğuk davranıyordu. Kahvaltımızı yaptıktan sonra anneme neden böyle davrandığını sordum, annem ise korkulu gözlerle bana bakıyordu. Ben ısrar edince anlattı ve işte o zamanlar gerçekten ürperdiğimi hissettim. Böyle bir şeyin gerçek olması ve sizi bulması, hayata tutunmanızı zorlaştırıyor. Uykusuzluktan gözlerinizin altı morarıyor. Saçınıza başınıza dikkat etmiyorsunuz ve yaşama amacımız olan inanç meseleleri.. neye inancağınızı bilmiyor, arkadaşlarınızdan dahası ailenizden şüpheleniyor, onların size sanki kendini izleyen bir sansarmışsınız gibi bakmasını korkulu gözlerle uzaktan uzaktan izliyor, kafanizda kuruyor, kuruyor, kuruyorsunuz. Neyse dediğim gibi, hastalığımı biraz anlamamın ve dahası korkmamın ilk günüydü o gün.
-
17.
-1Dinlenmediğimi hissetmek en nefret ettiğim şeydir, kendimi yalniz hissederim ordaysanız bir şey söyleyin lutfen.
-
18.
-1Yoğun ilaçlar kullanıyorum müdür kardeş hangi yılda olduğumuzu biliyorum:D
-
19.
+2 -1Arkadaşlar yaklaşık bir senedir yoktum biliyorum, yokluğum fark edildi mi merak etmiyor değilim. Tedavi için yatılı hastaneye kaldırıldım. Anlamazsınız ama söyliyim antipgibotik ilaçlar faydasını göstermeyince böyle olmak zorunda kaldık ama size mutlu bir haberim var hastalığımı büyük bir ölçüde atlattım. en son nerede kaldığıma şimdi baktım; fakat zihnimde büyük boşluklar var ve hastaneden ayrılalı çok olmadı. Bu yüzden ne ölçüde hikayemi paylaşmaya devam edebilirim bilmiyorum. Yinede sizleri çok özlemişim. Sizlerle bir şeyler paylaşmayı da. inşallah benimle iyi vakit geçirirsiniz.
-
20.
-1Neyse arkadaşlar dediğim gibi hatırladığım kadarıyla hikayeme devam edeceğim çünkü bunu içimde tutmak beni çok yalnız hissettiriyor. Hem doktorum bunun bana iyi geleceğini söyledi. Devam ediyim.
Uykularım sürekli bölünüyordu.. Gece 3de yataktan kalkıp kafamın içindeki uğultuyla kanepeden kanepeye geçtiğimi hatırlıyorum. işin garip yanı korkmazdım. Zekam bana hep yardımcı olurdu bunu iyi biliyorum. Korkmak aptallara göredir. Ama korkmak için bazen benimde mantıklı sebeplerim oluyordu. Annemin bana garip davranmaya başlaması, elifin okula birkaç gün gelmemesi beni hep huzursuz ediyordu. O zamanlar Müslüman değildim ve bunun için Allah'a bin tövbe ediyorum şimdilerde. Annem ve babamın beni bu yüzden hor gördüğünü düşünüyordum ve kendimi havalı hissediyordum. Aslında onların beni hor görmediğini benim için ne kadar çok uğraştıklarını anlayabiliyorum. Bu gerçekten çok zor bir şey. Allah kimseye göstermesin.
-
instagram tiktok twitter alayının amg
-
öz anasının zütünü yatarken çekmiş
-
bu karı önünüze domallsa
-
nurten ve elmas hanimlar evde vakit geçiriyor
-
39 yaşındayım hala 31 çekiyorum bakirim
-
wow girl olarak 560bin tl
-
wow girl olarak 20 ocakta diktirme
-
beyler en son ağladığınız filmin adı neydi
-
sözlük sayfaları neden sıfırlanmamiş
-
baslik acmicaksaniz yatacam
-
dünyada en çok 31 çekilen ülke
-
wow girl bu adam hakkında ne düşünüyorsun
-
tokmakçım olur musun
-
wow girl olarak bekaretim ssli
-
kafkas manla teke tek çıksak acaba
-
burdaki pek cok kişi
-
özgür özel iktidara kırmızı kart gösterdi
-
beyler bu sene antalya manavgata gittim
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 15 01 2025
-
wow girl birinin kizi ve bacisi dusundunuzmu
-
hey incici oç
-
ferrelardaki karilar birilerinin kizi ve bacisi
-
wow girl suan osurup bi yandan telefon
-
googleda yandexi aratınca
-
iktidarın bacasını korku sardı
-
michael scofield pb en iyi yazar şaka maka
-
neyse yarın mesai var
-
polat alemdar meğer dizinin yönetmeniymiş
-
kutsal damacana demek hristiyanlarla
-
wow girl olarak am çizgilerim
- / 2