/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    Uyandığımda sık ağaçlarla çevrili bir yerdeydim. etraftan konuşma sesleri geliyordu. kafamı kaldırıp etrafa baktığımda 3 elma boyunda mavi şeyleri gördüm. Kendilerine şirinler diyorlardı. Şirinde değillerdi ama buna pek kafa yormadım. zütlerinin biraz kalkık olmasına verdim bunu. kalkıp bi tanesine merhaba dedim. hepsi durup bana baktılar. hemen durumdan istifade edip bi ortam taraması yaptım. sapların içine düşmüştüm. tam ulan bu ortamda hiç mi kız yok siz kimi gibiyosunuz dder iken onu gördüm. sarı saçlarıyla bir köşeden beni izliyordu.
    hipster şirin önde olmak üzere sırayla hepsi bana yaklaştılar. ellerimi ve kollarımı bağlamışlardı. bdsm yapacağımızı düşünürken sakallı öne çıkıp kendini tanıttı. adı şirin babaymış. müslüm babayla bi akrabalığı olup olmadığını sorduğumda biraz yüzü bozuldu. arkadaki şirinlerden birisi kıkırdadı, bu döndüğü gibi asasını sapladı gülen şirine. şirin kanlar içinde yerde can çekişirken bu diğerlerine dönüp gürlemeye başladı. işte şimdi 101 tane kaldık. bi sonraki hatanızda birinizin daha kellesini alırım, dedi. meğerse bunlar eskiden 100 şirinlermiş, sonra sarı saçlı şirinin ve bebek şirinin gelmesiyle 102 şirin olmuşlar. bu da şirin babanın çok sinirini bozuyormuş.
    bu biraz sakinleştikten sonra ortamı yumuşatmak için "peki siz diktatörünüzden memnun musunuz" deyip göz kırptım. mal gibi baktılar yüzüme. sonra başka bi şirin bana yaklaşıp kendini tanıttı. güçlü şirinmiş adı. belli ki iğne kullanıyo yavşak, gelmiş bana sadece protein tozu kullandım usta diye şişinip kaslarını gösterdi. sonra gözlüklü şirin geldi. bu eski hayatımdan da iyi tanıdığım bi tipti zaten.
    ağzını yaya yaya konuşurken " ananı ne ifşa ediyon huur çocuğu" deyip bunu gönderdim.
    sonra bir iki şirin daha geldi ama pek giblemediğim için kim olduklarını sonra öğrendim. sonra o geldi, sarı saçları dalgalanıyordu. önümde durup utangaç bi şekilde merhaba deyip gözlerini kaçırıp gülümsedi. merhaba deyip adını sordum. yüzüme bakım şirine dedi. aramızdaki etkileşimi görmüş olaccak ki şirin babayla güçlü şirinin yüzü düştü. ya bunlara hiç yüz vermemişti bu yada işin içinde başka büyük huurluklar vardı.

    merhaba bende aiur dedim. merhaba aiur deyip geriye çekildi. sonra 2 3 şirin daha geldi ve tanışma faslı bitti. hani sizde 101 şirin vardı neden sadece 10 tanesiyle tanıştım dedim, şirin baba ani bir el hareketiyle diğer şirinleri uzazklaştırıp benim yanıma geldi. sertçe beni kendine yaklaştırıp konuşmaya başladı.
    -kimsin bilmiyorum, seni ağır işlerimizde kullanmak için kaçırdık, bu köy hakında bilmediğin çok şey var. kurcalamaya kalkarsan bu elimdeki değneği zütüne sokarım, dedi.
    cevap vermemem gerektiğini düşünüp sustum. sonra ellerimi vve ayaklarımı çözüp ayağa kalkmama yardım etti. köyün etrafında büyülü bir koruma kalkanı varmış, kaçamazmışım, ve bir pislik yapıp onlara zarar vermeye kalkışırsamda boynumdaki sihirli tasma tarafından bayıltılaccakmışım.
    bide domaltsaydınız dedim, ona da sıra geleccek deyip zıplaya zıplaya mantarına doğru gitmeye başladı..
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +2 -1
    "Ormanda etrafı yeterince iyi dinlerseniz Gargamel'in çığlıklarını duyabilirsiniz. Hatta iyi bir çocuk olursanız şirinleri bile görebilirsiniz" derdi hep televizyon. Bende gerçek olduğunu sanardım. Gerçektir de belki. Ama benim iyi bir çocuk olmadığım ve şirinleri gördüğüm kesindi.

    Hadi gelin size gerçek hikayeyi anlatayım.

    Herşey lisenin bittiği gün başladı. Okulumuzun ön bahçesinde büyük bir kep atma töreni yapılmış, mezun olmuştuk. Tabii hepimiz mutluluktan uçmuş durumdayız, akşam yapacağımız kutlamanın planlarını yapıyoruz. Ygs lys hak getire.
    Kep atma töreninden sonra 7-8 arkadaş kuytu köşe bi yerde toplandık. Adı lazım değil içlerinden en bin olanı toplamıştı bizi.
    Heyecanlı heyecanlı anlatıyordu, akşam için bir mekan ayarlamışmış, araba bulmuşmuş. Hepimiz uçucakmışız.
    Bize hayatımızın gecesini yaşatıcakmış.

    Kızlardan ne haber dedim, bi anda sustu, ortamda bir sessilik oldu. Verecek bir cevapları olmaadığını biliyorlardı. Boşver dervam et dedim, bu yine anlatmaya başladı. Detayları verdi bu sefer, 8'de onun evinin önünde buluşacaktık. Gideceğimiz yeri söylememişti pekekent. Çoh güzel, çoh güzel deyip duruyordu, iyi hadi inşallah deyip evlere dağıldık.

    Evde de zaten bir bayram havası, çıkardığım ygs netinden sonra yüzüme bakan yoktu evde. içeri geçip banyoya girdim, bi yarım saat orda oyalandıktan sonra çıkıp bir birbuçuk saat validem ve pederle takıldım. Genel olarak mükemmel lise hayatımın üzerinden geçip parıltılı geleceğime dair planlar falan yaptık.
    Aynı sıkıcı şeyler.

    Saat 7 civarı da hazırlanıp evden çıktım. Annemler gideceğimiz yeri sorduğunda bişeyler sallamak zorunda kaldım, güzel arkadaşım her detayı vereceği için daha nereye gideceğimizi bile bilmiyordum. Hayatımın mahvolacağını bilseydim ölsem çıkmazdım o evden.
    ···
  3. 3.
    +1
    Bu şekilde söylene söylene evine doğru gittim, vardığımda benden başka 4 kişi daha vardı. Diğerlerinin nerede olduğunu sorduğumda da birşeyler gevelediler.
    Babaneleri mi ne sünnet olmuş ne, o tip bişeylerdi.

    Ayak üstü bir muhabbetten sonra nereye gideceğimizi söyledi pekekent, ormana zütürüyormuş bizi oç. Bi yerden çok güzel mallar bulmuş, uçuracakmış bizi.
    Hayır anlamadığım bu dallama böyle şeyleri nerden buluyodu. Neyse konumuza geri dönelim. Yaklaşık bir saatlik bir yolculuktan sonra vardık gleceğimiz yere. Ormanıın içinde açıkça bir yer, ortada büyük bir masa, etrafta oturulacak yerler sıralanmış falan. Arabanın bagajından yolda aldıklarımızı çıkarttık, arabanın ses sistemini falan bağladık, geçtik oturuyoruz.

    Kafamız hafiften güzelleşince açtık bi şarkı, dans edicez diye uzaylılar tarafından tecavüz ediliyomuş gibi hareketler yapıyoruz falan. Herneyse hepimizin kafalar iyice yavşaklaşınca pekekent arkadaşım arabaya gidip elinde şeffaf küçük bi poşetle geri geldi. içi küçük beyaz haplarla doluydu.

    Poşedi havaya kaldırıp sanki kutsal birşey tutuyormuş gibi bağırmaya başladı yavşak. Sonra poşedi açıp hepimizin eline bir hap tutuşturdu. Hepimiz birlikte üçten geriye sayıp ağzımıza attık, ilk yarım saat neredeyse hiçbirşey olmadı.
    Sonra bir anda herkes saçma sapan şeyler görmeye başladı. Bu kısmı pek hatırlamıyorum ama herkes bi yerlere bakıp sanki birpşeyler görüyormuş gibi çığlıklar atıp kaçışmaya başladı. Bi tek benim pekekent arkadaşım mest olmuş bi şekilde eli biyerlerinde etrafı izliyordu. Ne görüyorduysa artık.

    Bende bir süre daha birşey olmadı, sonra birden bacağımda birşeyler hissettim. Aşağı baktığımda küçük mavi şeylerin beni çekiştirdiğini gördüm. O anki korkuyla tekmeyi yapıştırdım bi tanesine, sinek gibi yapıştı yere huur çocuğu. Bunu böyle kanlar içinde görünce diğerleri de geri çekildi bi an. Sonra sakallı, bere takan hipster kılıklı bi oç çıkıp "Yardım etmeye çalışıyoruz dıbına kodumun evladı ne zorluk çıkarıyosun" deyip dua gibi bişeyler okuyup beni bayılttı. Sonradan öğrendi büyü yapabiliyomuş çiçeğini gibtimin mavisi.
    Bundan sonrasını pek hatırlamıyorum. işte onolarla ilk tanışmam bu şekilde oldu.
    ···
  4. 4.
    0
    Okuyabilirim
    ···
  5. 5.
    0
    ne diyor bu
    ···
    1. 1.
      0
      şirinleri iyi çocuklar görüyorsa gargamel de iyi amk
      ···
  6. 6.
    0
    Ananı ifşalama huur çocuğu
    ···
  7. 7.
    0
    Okumadım.
    ···
  8. 8.
    0
    anlıyorum dostum
    ···
  9. 9.
    0
    Reserved
    ···