1. 1.
    0
    Artık bizim de toplanma zamanımız geldi..
    ···
  1. 2.
    +1
    Seneler, seneler evveldi;
    Bir deniz ülkesinde
    Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz
    ismi Annabel Lee;
    Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
    Sevmekden başka beni.

    O çocuk ben çocuk, memleketimiz
    O deniz ülkesiydi,
    Sevdalı değil karasevdalıydık
    Ben ve Annabel Lee;
    Göklerde uçan melekler bile
    Kıskanırdı bizi.

    Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
    O deniz ülkesinde,
    Üşüdü rüzgarından bir bulutun
    Güzelim Annabel Lee;
    zütürdüler el üstünde
    Koyup gittiler beni,
    Mezarı ordadır şimdi,
    O deniz ülkesinde.

    Biz daha bahtiyardık meleklerden
    Onlar kıskandı bizi,_
    Evet!_bu yüzden (şahidimdir herkes
    Ve o deniz ülkesi)
    Bir gece bulutun rüzgarından
    Üşüdü gitti Annabel Lee.

    Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
    Yaşça başca ileri
    Geçemezlerdi bizi;
    Ne yedi kat gökdeki melekler,
    Ne deniz dibi cinleri,
    Hiçbiri ayıramaz beni senden
    Güzelim Annabel Lee.

    Ay gelip ışır hayalin eşirir
    Güzelim Annabel Lee;
    Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
    Güzelim Annabel Lee;
    Orda gecelerim, uzanır beklerim
    Sevgilim, sevgilim,hayatım, gelinim
    O azgın sahildeki,
    Yattığın yerde seni .
    ···
  2. 3.
    0
    Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
    Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
    Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
    Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
    Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
    Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
    Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!

    Eviniz kutu gibi bir küçücük evdi,
    Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
    Güneşin batmasına yakın saatlerde
    Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.
    Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
    Bahçende akasyalar açardı baharla.
    Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye abla!

    Önce upuzun, sonra kegib saçın vardı;
    Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı.
    içini gıcıklardı bütün erkeklerin
    Altın bileziklerle dolu bileklerin.
    Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;
    Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla.
    Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye abla!

    Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,
    En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
    Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın,
    Hâlâ dağları karlı Erzincan'da mısın?
    Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
    Hâtırada kalan şey değişmez zamanla.
    Ne vefalı komşumdun sen, Fahriye abla!
    ···
  3. 4.
    0
    Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
    Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
    Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
    Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
    Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
    Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
    Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
    Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
    Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
    Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
    Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

    yahya kemal beyatlı
    ···
  4. 5.
    0
    Gürci hınzırı a samsun-ı muazzam a köpek
    Kande sen kande nigehbani-i alem a köpek

    Vay ol devlete kim ola mürebbisi anun
    Bir senin gibideni cehl-i mücessem a köpek

    Ne gune kaldi meded devlet-i Al-i Osman
    Hey yazuk hey ne musibet bu ne matem aköpek

    Ne ihanetdür o sadra bu zamanda ki anun
    Olmaya sahibi bir Asaf-ı kerem a köpek

    Hidmet-i devlete sair vüzeradan göreler
    Bir fürumaye koca ayuyı akdem a köpek

    Bu mahlallerde ki Bagdadı ala şah-ı Acem
    Arz-ı rumu ede teshir Abaza hem a köpek

    Sattınız iki soysuz bir olup hanlığı
    Kimseyietmedünüz bu işe mahrem a köpek

    Paymal eylediniz saltanatın ırzını hem
    Yok yereoldı telef ol kadar adem a köpek

    Hiç hanlık satılır mı hey edebsiz hain
    Tutalım olmamış ol fitne muazzam a köpek

    Sen kadar düşmen-i devlet mi olur a hınzır
    Ne turur saltanatun sahibi bilsem a köpek

    Ehl-i dil düşmeni din yoksulu bir melunsun
    Öldürürlerse eğer can-be-cehennem a köpek

    Böyle kalur mu soysuzlar elinde devlet
    noldu ya gayret-i şahenşeh-i azam a köpek

    Hak zütürdü arabı gitti hele dünyadan
    Kim zütürse akabince seni bilmem a köpek

    File nacar meger yükledeler tabutunu
    Çekemez cife-i murdarunu adem a köpek

    Filler de çekemezse ne acep laşeni kim
    Var mı bir sencileyin div-i mülahhem a köpek

    Sen soysuz eşek ol Kirlihuur yaraşur
    Bindürüp sırtına teşhir edersem a köpek

    Nefi
    ···
  5. 6.
    0
    ne yapmaya çalışıyosunuz amk malları
    ···
  6. 7.
    0
    Dişin mi ağrıyor?
    Çek kurtul.
    Başın mı ağrıyor?
    Bir çeyreğe iki aspirin.
    Verem misin?
    Üzülme, onun da çaresi var,
    Ölür gidersin…

    orhan veli kanık
    ···
  7. 8.
    +1
    En ağır işçi benim,
    Gün yirmi dört saat
    Seni düşünüyorum.

    ümit yaşar oğuzcan
    ···
  8. 9.
    0
    Sanma şahım herkesi sen sadıkane yâr olur
    Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur
    Sâdıkâne belki ol âlemde bir serdâr olur
    Yâr olur ağyâr olur serdâr olur dildâr olur
    ···
  9. 10.
    0
    ccc ikinci yeni giber ccc
    ···
  10. 11.
    0
    Alp Er Tunga öldi mü?
    Issız ajun kaldı mu?
    Ödlek öçin aldı mu?
    Emdi yürek yırtılur

    alpertunga destanı (not bu sagu divan-ı lügatı't-türk te geçiyor kaşgarlı mahmut yazdı.)
    ···
  11. 12.
    0
    Seçkin bir kimse değilim
    ismimin baş harfleri acz tutuyor
    Bağışlamanı dilerim

    Sana zorsa bırak yanayım
    Kolaysa esirgeme

    Hayat bir boş rüyaymış
    Geçen ibadetler özürlü
    Eski günahlar dipdiri
    Seçkin bir kimse değilim
    ismimin baş harflerinde kimliğim
    Bağışlanmamı dilerim

    Sana zorsa bırak yanayım
    Kolaysa esirgeme

    Hayat boş geçti
    Geri kalan korkulu
    Her adımım dolu olsa
    işe yaramaz katında
    Biliyorum
    Bağışlanmamı diliyorum
    ···
  12. 13.
    0
    biz başka severdik, o sebepten başka sevemedik
    o yüzden hep puslu kaldı bakışlarımız
    ve sakız fallarından ötesiydi aşka umudumuz
    mürekkebi akmıştı tüm şiirlerimizin...
    öyle kolay değildi, yâre yazıp yollamak
    sigaranın son çöpüyle birlikte
    ıslak şiirler yaktık çoğu vakit
    tütün kokusuna sindi efkarımız
    duvarlarımızın rutubetine karıştı gözyaşımız

    öyle ulu orta değildi sevdalarımız
    sevdiğimizin adına helal gelmesin diye
    adının bile anca baş harfini yazabildik
    şiir defterimizde, adımızın yanına
    en yakın dostlarla bile konuşurken
    bahsetmedik ondan, hürmet ettiler
    anladıkları kadar bildiler sevdamızı

    önce uzaktan baktık hayli zaman
    sonra dostların verdiği gazla
    ve de yaşımızın verdiği delilikle
    sevda türküleri eşliğinde
    bir kaç mısra bir şey karaladık
    utana sıkıla altına iliştirdik
    yaşamaya yüreğimizin yetip de
    söylemeye cesaretimizin yetmediği
    o iki kelimeyi Seni seviyorum
    ve mahallenin en iyi sır tutan çocuğuna
    bir çikolata, bir gazoz parası...

    gel dediğimizde, istediğimiz yere gelecek değil
    gel dediğinde, ölüme gideceğimiz yari sevdik
    mahallesinden geçerken kaldıramadık kafamızı
    gören yanlış anlar da adına laf gelir diye
    günlerce geçmediğimiz oldu sokağından
    her gece düşümüzden geçen sevgilinin
    bir kaç mektup belki bir iki mısra şiir
    gözlerinin renginden bahsettiğimiz
    en fazla ellerini tutabilmeyi hayal ettiğimiz
    öylesine masum, öylesine temiz...

    kavuştuğumuzda kadrini kıymetini bildik
    önce yâr diye sonra çocuklarımıza ana diye sevdik
    kavuşamamak oldu çoğu vakit kaderimiz
    yârimi ellere gelin etmişlerde doldu gizlice gözlerimiz
    arada bir sigaramızın dumanına değdi saçları, yandık
    gözlerimize, gece mührü gözlerinin gölgesi düştü bazen
    bir yerlerde adı geçince, gözümüze aşk kaçtı
    içimizde bir yer sızladı inceden, sustuk

    kaybetmişliğe sitem ettiğimiz oldu bazen
    gözümüzde kaldı muradımız,
    yâr en çok düşlediğimiz haliyle, ellere giderken
    daha bir acıdı canımız, babalardan dinlerken
    duvarlarda yumruklarımızın izi kaldı
    avuçlarımızda okşanmamış saçlarımız
    ama kendimizeydi ahımız ya da eyvahımız
    yine de o mutlu olsun istedik hep
    en kızdığımızda bile dilden gönle inmedi bedduamız
    sevdamız kadar büyük yandı oysa canımız

    biz başka severdik, o sebepten başka sevemedik
    ···
  13. 14.
    0
    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da
    Göğe bakalım

    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım

    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım


    Turgut UYAR
    ···
  14. 15.
    0
    Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin, yorulmuşsundur; 
    Nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını, 
    Ne gül suyum, ne gümüş leğenim var, susamışsındır; 
    Buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim, acıkmışsındır; 
    Beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam, 
    Memleket gibi yoksuldur odam. 
    ···
  15. 16.
    0
    unutmayalım şiirleri..
    ···
  16. 17.
    0
    unutulan şarkıların son söylendiği
    Geceler vardır hani
    Bir daha söylense de
    Ne ses, o ses
    Ne gece, o gece…
    Hani keder zehir gibi akar gece boyu
    Uyumak en güzelidir zamanların
    Hani bazen üşümek yanmaya eştir
    Sevmek en güzel şarkıdır
    Seni özlemek en kötü zamandır.
    ···
  17. 18.
    0
    Ben seninle çay içmek istiyorum.
    Seni duymak,
    seni görmek,
    seni bilmek,
    seni yanımda hissetmek istiyorum.
    Sana şiir okumak istiyorum,…
    yazmaktan bıktım, usandım.
    Ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.
    Küçük bir evde, büyük hayaller kurmak istiyorum.
    Sobanın yanında, seninle birlikte, üşüyen ellerimi çayın sıcaklığına
    bırakmak istiyorum.
    Ben aslında sevmek değil, seninle yaşlanmak istiyorum.
    __________________
    ···
  18. 19.
    0
    Haydi aşk aşk
    De ki dağları delerim senin için
    Yıldızlar yakarışlar açık kartlar
    Ve haydi hoşçakal
    ···
  19. 20.
    0
    Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
    Bir deli rüzgar çıksa; alıp zütürse
    Yılların içimde bıraktıklarını...
    ···