/i/Kitap

kitap sever, seviyeyi yükseltmeye niyetli panpaların paylaşımlarda bulunduğu altincidir
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 126.
    0
    rezz alalim az geciktik
    ···
  2. 127.
    0
    geri dönen mektup- hüseyin nihal atsız, okuduğum en iyi şiir üstüne tanımam
    ···
  3. 128.
    0
    Rezz kulturlenelim lan birazda
    ···
  4. 129.
    +1 -1
    Mehmet Akif Ersoy
    Çanakkale Şehitlerine
    Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
    En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
    -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
    Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
    Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
    Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
    Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
    Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
    Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
    Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
    Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
    Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
    Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
    Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
    Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
    Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
    Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
    Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
    Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
    Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
    Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
    Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
    Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
    Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

    Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
    Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
    Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
    Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
    Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
    Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
    Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
    O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
    Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
    Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
    Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
    Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
    Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
    Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
    Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
    Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
    Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
    Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
    Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
    Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkâm.

    Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
    Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
    Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
    'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
    Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
    işte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
    Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
    O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
    Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
    Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
    Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
    Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
    Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
    Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
    Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
    'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
    Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
    Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
    'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
    Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
    Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
    Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
    Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan,
    Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
    Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
    Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
    Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
    Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
    Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
    Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
    Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
    Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
    Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
    Sen ki, islam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
    O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
    Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
    Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât,
    Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
    Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
    Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 130.
    0
    Öyle sermestem ki
    idrak etmezem dunya nedir?
    Ben kimim
    Saki olan kimdir
    ···
  6. 131.
    0
    Nihal Atsız - Yolların Sonu
    ···
  7. 132.
    0
    Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
       Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
       Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
       Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

       insan saatlerce bakabilir gökyüzüne
       Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
       Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
       Kopmaz kökler salmaktır oraya

       Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
       Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
       Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
       Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

       insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
       Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

       insan balıklama dalmalı içine hayatın
       Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

       Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
       Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
       Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
       Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

       Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
       Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
       Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
       Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

       Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
       Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe,bütün evrene karışırcasına    
       Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
       Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
    ···
  8. 133.
    0
    haberler yerine böyle şeyler girsin trende
    ···
  9. 134.
    -2
    Seviyeyi çok yükselttiniz. Az düşüreyim.
    Am züt Meme
    Am züt Meme
    ···
  10. 135.
    0
    Bu da benim şiirim.

    http://c12.incisozluk.com.../11506/2/600872_o96ab.jpg
    ···
  11. 136.
    0
    Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
    Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
    Pervane olan,kendini gizler mi alevden?
    Sen istedin,ondan bu gönül zorla tutuştu..

    Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
    Ay secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
    Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
    Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

    Ey sen ki, kul ettin beni onmaz yakışınla,
    Ey sen ki, gönüller tutuşur her bakışınla!
    Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
    Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince

    Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
    Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
    Gözler ki, birer parçasıdır senden ilah'ın,
    Gözler ki, senin en katı zulmün ve silahın,

    Vur şanlı silahınla,gönül mülkü düzelsin;
    Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
    Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
    Bir yüz ki,yapılmış dişi kaplanla hüzünden...

    Hasret sana,ey yirmi yılın taze baharı,
    Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
    Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
    Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!

    Hasret çekerek uğruna ölmek kolaydı,
    Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı..
    Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
    Tek bendeki volkanları söndürse denizler!

    Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma "Kaabil",
    imkanı bulunsaydı, bütün ömre mukabil
    Sirretmeye elden seni, bir perde olurdum.
    Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

    Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur,
    En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
    Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
    Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
    Hüseyin Nihal ATSIZ şiirin hikayesi de kendisi gibi etkileyici biraz araştırın derim dinlemek isteyenler için link : https://www.youtube.com/watch?v=WUoT4qfxVVs
    ···
  12. 137.
    0
    Yaş otuzbeş efsanedir şiiri yazardım ama üşendim ama son satırını söyleyeyim bir namazlık saltanatın olacak o musalla denen taşta böyle idi galiba
    ···
  13. 138.
    0
    Ados parmak uçlarında sarı açın okuyun ağlayın aq
    ···