1. 1.
    +1
    Yıllar sonra, aynı patika yoldan, at üzerinde geçiyordum.
    Ağaçların o ürkütücü sesleri yetmezmiş gibi bir de sağnak yağmur altında yol çamur ve balçığa dönüşmüştü.
    Dere yatağından güç bela geçip, tapınağın olduğu alana doğru at sürdüm.
    O kanlı geceyi zihnimden çıkarmak için çok mücadele etmiştim.
    Üzerinden yıllar geçmesine rağmen, kaplumbağayı andıran bu taş yığınına yaklaştıkça, ürpermeme engel olamıyordum.
    Tüm negatif enerjinin kıstırıldığı mağaraya doğru yanaştım.
    Attan indikten sonra, yularını serbest bırakıp atı gönderdim.
    Artık ona ihtiyaç kalmamıştı.
    Enerji alanına yaklaştıkça takyon bedenimin dışarı doğru atıldığını hissediyordum.
    Dar geçitten içeri girdim.
    Zaman durdu.
    Artık geri dönüşü olmayan bir boyuta geçiyordum.
    ···
  2. 2.
    0
    reserved
    ···
  3. 3.
    0
    Önümüzde yürüyeni takip ediyorduk.
    O ise elindeki bir haritaya bakıyordu.
    Düz yeşillik bir alandı burası.
    Bu yeşilliğin ortası biraz farklıydı.
    Yer altındaki madenlerin etkisi ile bir elektromanyetik alan oluşmuş ve her tarafı kaplamıştı.
    Bu alanın içerisine doğru yürüdük.
    Manyetik uğuldama ve ışıma altında iken koluma baktım.
    Normal bedenin tüylerinin diken diken olması gibi, takyon bedenimden ışık huzmeleri çıkıyordu.
    Burası neresi? Aklımı kurcalayan bu tür sorulara kolay kolay cevap alamayacağımı biliyordum.
    Zaten bilmek de gerekmiyordu.
    Bu yerler sır olarak kalmalı ise öyle kalacaktır.
    ···
  4. 4.
    0
    Bu metafiziksel eğitim seminerinin sonuna geldiğimde, yani bu ruhani yolculuğun sonunda, sufilerin kemale ermek olarak adlandırdıkları ya da gnostiklerin nirvanaya varılması olarak gördükleri bir aydınlanmaya erişmiş olacaktım.
    Ne tür bir enerjiye ulaşılacağı ya da kaç tür enerjiyi kontrol edebilir kılınacağını bilmiyordum.
    Zaten bu andan sonra ben diye bir şey kalmıyordu.
    özgürlüğün olduğu yerde, cisimlere ihtiyaç yok artık.
    ···
  5. 5.
    +1 -1
    Mağara olarak tabir ettiğim dairemden çıkıp, şehirdeki kalabalıkların arasına karışıyordum.
    Dehşet verici bir cehennemin alevleri arasında çırpınan ruhlardan başkası yok burada.
    Tiyatro için bir bilet alıp, oyunun başlama saatini beklemek için bahçeye çıktım ve bir bank üzerinde müzik dinleyip, kitap okuyarak zihnimi dinlendiriyordum.
    Geniş alanın en köşe noktasında bulunan iki banktan birindeydim.
    Yanımdaki boş bank, gelenler için hazır tutuluyordu.
    iki genç kız, üniversite öğrencisi, aynı evi paylaşıyorlar, erkek arkadaşları yok, bana iş atmak için gelip banka oturacaklardı.
    Geldiler, banka oturdular.
    Kulaklıkları kulağımdan çıkarmadım. Böylece bir iletişim fırsatı vermedim onlara.
    Bir zaman sonra buzlu bir kahve içmek için yanlarından ayrıldım.
    Oyunun başlama saati yaklaştığında salondaki yerime geçmiş oturuyordum.
    Sol tarafımdaki iki koltuk boştu ve kızlar bu boş iki koltuğun hemen yanındaki koltuklarda oturuyorlardı.
    Ara verildiğinde sigara içmek için dışarı çıkmış ve geri dönmüştüm.
    Kızlar ise boş olan iki koltuğa geçmişlerdi.
    Oyun bittiğinde eve doğru yürümeye başladım.
    Kulaklıkları kulağımdan çıkarmadım.
    Kızlar da benimle aynı güzergahtan evlerine gidiyorlardı.
    Hayatta tesadüflere inanmam.
    Yol ayrımına geldik ve yoluma devam ettim.
    Onlar ise son bir bakış atıp, evlerine gittiler.
    ···
  6. 6.
    0
    4 kapıdan geçtikten, sonra 40 basamak tırmandıktan sonra, 13 türlü enerjinin sırrına erildikten sonra, artık zaman ve mekan kafesinin kilitleri çözülür.
    Basitlikten karmaşıklığa, karmaşıklıktan saflığa bir geçiş bu.
    saf enerjinin sırrına eren için bulanık hiçbir şey kalmaz.
    ···
  7. 7.
    0
    Tüm bu inisiyasyon sürecinin kişisel bir amacı olamaz.
    Çünkü kişi diye ben diye bir şey yok ortada.
    Dışarıdan bakıldığında tüm bu süreç, benim intikam duygularımı tatmin etmek için, tek düşmanım olan, hayatımı mahveden, sevdiklerimi benden alan kişiyi öldürmek için olduğu izlenimi oluşabilir.
    Bu izlenim tamamen yanlış.
    intikam sahibi olan tanrı’dır.
    Araç olarak kimin kullanıldığının önemi yok.
    ···
  8. 8.
    0
    hocam naptın sen?

    13 enerji 40 kapı tanıdık geldi ama dur bi bakalım
    ···
  9. 9.
    +1 -1
    he tak
    ···
  10. 10.
    0
    yanımdaki kıza inciyi gösteriyodum. iyi ki açmışın bu başlığı panpa, kız beni entelin tillahı sandı.
    ···
  11. 11.
    0
    rezerved
    ···
  12. 12.
    0
    uyandığımda her yer karanlıktı.
    ne kadar uyuduğumu düşündüm, belki bir gün, belki daha az.
    mağaranın girişi kapatılmış.
    el yordamıyla yokladım. bu betondu.
    birileri beton dökmüş olabilir miydi?
    burada kapana kısılmıştım.
    bir amaç için buradaydım, şu an ölmek için değil.
    bu düşünce beni rahatlattı.
    ardından beton matkap sesleri eşliğinde titremeye başladı.
    beni neyin beklediğini bilmiyordum.
    bunun için hazırlıklı değildim.
    yaklaşık yarım saat içerisinde beton delindi ve içeriye ışık doldu.
    tek sözüm "ne kadar oldu" diye sormak oldu.
    "57" dediler.
    yani 19x3 yıl boyunca mağaradaydım.
    2071 yılındaydım.

    to be continued...
    ···
  13. 13.
    +1 -1
    Umarım çarpılırsin kardeş
    ···
  14. 14.
    -1
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  15. 15.
    +1 -2
    panpalar, şeytanı öldürdüm isimli hikayemi paylaşıyorum buradan. anlattıklarımı tamamen hayal ürünü olarak kabul edebilirsiniz. bu çok uzun bir hikaye olmayacak ve belli bir noktada bitirecem.
    ···
  16. 16.
    -1
    ben rüyamda sağlam pataklamıştım şeytanı sana nasip oldu demek son darbe
    ···
  17. 17.
    +1 -2
    Yağmurda ıslanmaması için avucumun içerisinde tuttuğum sigaradan bi fırt daha aldım. Şemsiye taşımayı sevmem. Gökten inen o küçük damlalar, bedenimi ıslatmalı. Bedenim de aynı toprak gibi bu enerjiye kayıtsız kalmamalı.
    ···
  18. 18.
    +1 -2
    Her sabah servis beklediğim caddeye doğru yürüyordum. Her zamanki gibi aynı yüzler, aynı zaman anında oradalar. Bir Çingene kadın, iki işçi adam, bir öğretmen kız. Adamlar yağmurdan korunmak için yol kenarındaki bankamatiğin altına sığınmışlardı. Öğretmen kız, kapşonunu kafasına geçirmiş beni izliyordu. Her zamanki gibi Çingene kadın, yağmurdan korunmam için şemsiyesinin altına girmemi teklif ediyordu. Ben ise daha uyanmadım.
    ···
  19. 19.
    +1 -2
    Uyku ile uyanıklık arasındaki bir haldeydim. Servis aracının camından insanlara bakıyordum. Bazen nerede olduğumu unuturum. Hangi şehirdeyim, hangi zaman dilimindeyim. Hafızam bana kötü şakalar yapıyor. O yüzden kimse ile ismen tanışmıyordum. Çünkü biliyordum ki kısa bir an sonra, tanıştığım kişinin ismini hatırlamayacaktım. Aylardır aynı iş yerinde çalışıyor olmama rağmen, insanlarla iletişim kurduğum zamanlarda bile ismimi söylemezdim. Bir hayalet gibi davranmayı ve insanların benim farkında olmamalarını isterdim.
    ···
  20. 20.
    +1 -2
    Bunu başarabildiğim söylenemez. Durakta bekleyen alelade bir insan bile, tuhaf bir enerjinin etkisi altına girerek, bana karşı bir şeyler hissedebiliyordu.

    insanlarda dikkatimi çeken ilk şey gözler ve eller oluyordu. Gözler, insanın iç aynasıdır. Ruhunu görebiliyordum. Eller ise değiştirici ve dönüştürücü etkiye sahiptir. Neler yaptığını ve neler yapabileceğini görebiliyordum.

    Bu berbat şehirde, kendimden ve her şeyden uzakta yaşıyordum. insanların arasındaydım. Onlarla beraber yürüyordum ama onlardan biri değildim.
    ···