şeytanlık kadına mahsustur

evet binler. yaklaşık 4 yıldır günde en az 5 saat yüzlerce kadınla vakit geçiriyorum. gibtir lan liseli! dediğinizi duyar gibiyim. peki ben kimim de bu kadar kadınla haşır neşir oldum? ferre yapımcısı değilim, playboy editörü değilim, kadınlar hamamında tas, kadınlar matinesinde mikrofon hiç değilim...

ben sadece hemşirelikte okuyan basit bir türk genciyim, abazasıyım. kadınların tüm şeytanlıklarını, entrikalarını, birbirleri arkasından nası dedikodu yapıp iş çevirdiklerini, bi erkek için birbirlerini nasıl ezip çok yakın arkadaşları(erkekleri) birbirine düşürdüklerini en yakından gören, olayların tam ortasındaki adamım.

birinci sınıftan beri başımdan geçen, gördüğüm bir dizi seviyesiz olayı burada anlatıp kadınların ne kadar kaltak olduklarını size göstermek istiyorum sadece. hikaye biraz uzun olabilir ama emin olun okuduğunuza değecek.

uyarı: anlatılan tüm kişi ve olaylar gerçektir! sadece ifşa etmemek adına isimleri değiştirilmiştir.

başlıyoruz binler

sadece benim yazdılarım: http://inci.sozlukspot.co...sustur/@dimitrifyodorevic

4 sene önce, tüm lisesliler gibi ben de üniversite sınavına girip, salladığım tercihlerlden birine yerleştim. bilmemne üniversitesi hemşirelik fakultesi. o zamanki abazalıkla çok sevinmiştim bu duruma, bi sürü kız, iş garantisi, kaşarların şehri... ama şimdi baktığımda tak vardı diyorum, tak vardı 600 tane trip makinası, kolu kıllı selfie delisi karının ortasında okuyosun.

birinci sınıfa geldik, ortama girdik, birsürü kız var, hepsi benim hepsi yeni, esmeri, sarışını, tatlısı, uzunu, kapalısı, dekoltesi... içimde bu düşünceler var ama dışarı yasıtmıyorum, zar zor tutuyorum kendimi, temkinli temkinli tanışıyorum yoluyla yordamıyla kızlarla.

ilk önce o zamanki ruh halimden bahsedeyim, biraz daha iyi anlarsınız beni.

liseden daha yeni çıkmıştım, lisede çok sevdiğim bi kız vardı onu kaybetmiştim, aklım hala ondaydı (liseliler bilir), artık kendime aynı hataları yapmıycam şeklinde sözler söylüyodum. yeni şehirde, yeni insanlarla çok iyi niyetli bir şekilde konuşuyodum. ama öyle bir durumdaydım ki, bana ilgi gösterecek herhangi bir kıza da anında aşık olabilirdim. ki nitekim öyle de oldu

evet ben o birazcık ilgiyle aşık olabilecek biriydim o zamanlar. ve çevremde bunu anlayan onlarca şeytan vardı. kendi istediği gibi beni etkileyebilecek, yenisini bulduğunda beni hemen silecek bir sürü şeytan.

çok yakışıklı sayılmasam da ortalamanın az üstünde bir tipe sahibim, boyum kısa ama muhabbetim iyidir binler. yani anlıycanız öyle 1.90lık kaslı olduğunu iddaa eden tiplerden değilim. o zamanlar daha sakalım bile yoktu. zaten biraz kadınları tanıyan erkek, onların tipe çok önem vermediğini bilir. zenginde değilim. sadece, biraz muhabbetim var ağzım laf yapıyordu.

ilk haftalarda, kafa dengi, hazırlıktan tanıdığım bir-iki arkadaşımla takılmıştım. kenardan köşeden karıkız kesiyorduk. bir gün ders çıkışı yanıma ilk şeytan geldi. klagib tuzak cümlesini kurdu: ya ben seni bi yerden tanıyorum sanki ama çıkaramadıııığm. ben de saf gibi gerçekten tanıdığını falan sanıyorum, nerden acaba diye düşünüyorum. ama konu öyle değil, gibecek haberimiz yok.

neyse kızla tanıştık, ismi zerrin. biraz muhabbet ettikten sonra beni arkadaşlarının yanına davet etti bahçede sigara içmeye. ben de kabul ettim tabiki ve gittik, hepsiyle tanıştık. ortamda, zerrinden başka 4 tane daha kız vardı. ilerde hepsi hikayeye dahil olacak merak etmeyin.

o günden sonra sürekli o grupla takılır olmuştum, her tenefüs sigara içiyoduk. yanımda da sürekli zerrin tabi. grupta bikaçtane de erkek vardı. erkekler da kafa dengi olduğu için kaynaşmam zor olmadı gruba. grupla takıldıkça, zerrinle muhabbetimiz de artmaya başlamıştı. daha tanışmamızın 4. gününde beni evine ders çalışmaya çağırdı. ben de kabul ettim gittim tabi.

beni o kadar güzel ağırlamıştı, okadar iyi davranmıştı ki, çok güzel bir kız değildi ama yine de hoşlanmaya başlamıştım. o gece evde ders çalıştık, sonra muhabbet sohbet falan derken bayağı yakınlaştık

daha sonra ben sürekli bu z.nin evinde takılır oldum. doğal olarak kısa zamanda cinsel yakınlaşmalar, öpüşmeler sevişmeler başlamıştı. bana biz neyiz diye sorup duruyodu. sevgiliyiz diyordum bende herşeyden habersizce. sonra okulda kimseye söylemek istemediğini söyledi bana ilişkinin başında. ben de tamam dedim bana uyar. bi hafta on gün takıldık. ve o günlerin sonunda beni zart diye terketti. çok aradım, kapısına gittim konuşmaya çalıştım ama geri dönmedi. hem benle takılmaya umut vermeye devam ediyor, hem de geri dönmeye yanaşmıyordu. çok üzülmüştüm o günlerde. kimse bilmediği için de kimseye anlatamıyordum

ama o günlerde anlamalıydım binler çok salakmışım, evine giren çıkan erkeğin haddi hesabı yoktu amk. sürekli, yok memleketten arkadaşım yok hazırlıktan arkadaşım diye bi sürü adam geliyodu eve. ben de yanlarındaoluyodum, beni tanıştırıyodu muhabbet sohbet gırla gidiyodu ama o konu öyle değilmiş. arasının bozulduğu kız arkadaşlarından öğrendiğime göre benleyken akşamları başka elemanlarla barlara gidip işi pişiriyormuş kaltak. tabi ben bunları sonra öğrendim. ama asıl dumur olduğum konu, gruptaki diğer erkek arkadaşımla benle daha ayrılmadan bişeyler yaşadığını öğrenmem oldu. onu da gruptan başka bir erkekle aldatmış tabi ama oraya sonra gelecez. anlıycanız binler, kız biz 3 safı 2 haftada parmağında oynatmış, dudakları aracılığıyla bizi birbirimizle öpüştürmüş amk. a

gruptan arkadaşım ibrahim var bi tane. şu anda ev arkadaşım. z. ile ayrıldığımız ilk zamanlarda bunlar okulda çok yakınlardı birbirilerine. bense kıskançlıkta çatlıyodum ama bişey soramıyodum tabiki. ama onları yalnız bırakmamak için de hep yanlarında takılıyodum. bizim gruptaki diğer kişiler de çoğu zaman bizimle oluyolardı. taşak muhabbetiyle karışık kıskançlık ve can sıkılması bende allak bullak olmuştu.

bir akşam, gruptaki diğer bir kız olan sena ile yolda karşılaşmıştık. bir akrabama gidiyordum. o da aynı yerde oturuyomuş. beraber gittik. 45 dakkalık yol boyunca muhabbet ettik. çok da güzel bir kız idi. sevgilisi vardı. bu yüzden hiç aklımdan onla ilgili bişey geçirmemiştim. ben konuyu senaya anlattım o muhabbet sırasında. o da z. nin arkasından sövmeye başladı tabi haliyle. ama yüzüne gülüyodu o ayrı. sena beni teselli etmeye çalıştı içimi biraz olsun rahattı. sonra o da sevgilisiyle sorunlarından bahsetti ben de ona muhabbetimle yardımcı oldum. böyle böyle derken sürekli senayla konuşur olduk o geceden sonra. eskisinin acısı yenisi gelene kadar derler ya binler. işte bende de öyle oldu. sıkıntımı unuttum kısa süreliğine.

şimdi kısa bir not geçeyim binler, ilerleyen bölümlerde lazım olacak. zerrin ve senadan bahsettik. birde aynı grupta nur ve şeyda var. bu dördü çok yakın arkadaş idiler birinci sınıfta. şu anda birbirlerine küsler tabi. benim muhabbetim de hepsiyle çok iyi. o ara bilhassa sena ile muhabbetim çok iyi durumdaydı.

se.den bahsedeyim. fiziği çok güzel, latin dansı yapan kıvrak sexy bir kız. biz erkekler için gerisi önemsiz zaten biliyosunuz.

o ara sevgilisi olduğu için pek yakınlaşamamıştım ona ama, hareketleri falan belli ediyordu benden hoşlandığını. biügn yine se.nin oturduğu semtteki akrabamı ziyarete gitmiştim. se. ile sürekli mesjalaşıyorduk zaten. annesinin evde olmaıdğını söyleyip beni evine davet etti kahve içmeye. (sevgilisi var gençler 6 yıllık bu arada burası önemli). ben de gittim. başbaşa çok güzel vakit geçirdik. en sonunda ben sevgilisine falan aldırmadan açıldım. o ara zaten kavgalalılardı, zırt pırt ayrılıp barıştıklarından bahsediyodu bana. o da bana karşı boş değilmiş ama işte bilmiyormuş vesaire vesaire gibi şeyler söyledi bana

kısacası o günden sonra, sena sevgilisinden ayrılmadı ama okulda sürekli beraber takılmaya başladık, haftasonu buraya latin dansi şeysine geliyordu görüşüyorduk, okul çıkışlarında eve gliyorduk belli bazğzı yakınlaşmalar oluyordu, böyle böyle baya bi süre geçirdik.

ben tabi yine liseli ergen duygularına hakim olamadım, ona deli gibi aşık oldum. onun halihazırda olan ilişkisi artık beni deli etmeye başlamıştı. ayrılmasını istiyordum ama yapmıyodu. diğerinin ayrılmasını bekliyodu. böyle böyle okulun birinci dönemini bitirdik

ilk dönemin son günlerinde, aldım karşıma se.yi ya ben ya o şekline bi konuşma yaptım, ve o beni seçmedi. o zaman bidaha benle konuşmamasını söyledim. gittim bıraktım. ayrılırken ağladı uzun uzun sarıldı bana. ben de çok kötüyüm. aşığım. ama sonuç? sıfır. yine kaybeden üzülen ben oldum. şeytan gözyaşlarıyla içimi daha da acıttı. ara tatil döneminde ne aradım ne sorum senayı. ama o bana mesaj atmayı hiç kesmedi ilk zamanlarda. günde 30 kere ardı bi sürü mesajlar attı. bn yine de dönmedim kendimden

dinleyenler ses versin ben bir sigara içmeye gidiyorum

ben kendimden ödün vermiyordum ama içten içe çok acı çekiyordum. canımı çok yakmıştı sena. sürekli onu düşünüyor, ayrıdım mesajını beliyordum. şarkılar yazıyodum. bu arada gitar çalmayı bilmek ortamda çok faydalı gençler çok ekmeğini yedim. okulun açılmasına bi hafta kala beklediğim mesaj geldi, seni çok özledim, çok düşündüm, artık xi sevmediğimi anladım o bi alışkanlıktı benim için, ayrıldım. bu sefer cevap at lütfen şeklinde

ben de sorgusuz sualsiz döndüm kıza tabi. bi düşünsene salak kafa, bu kız sevgilisi varken aylarca senle takılmış, sana da aynı şeyi yapmaz mı diye bi sorsana kendine. mallık işte. okul açılana kadar sürekli konuştuk cam açtık sabaha kadar konuştuk, şiirler şarkılar aşk cümleleri gırla gitti. okul açıldı, buluştuk. ilişkimizi de saklamayı bırakmıştık artık. nasılsa bi engel kalmamıştı. o kadar günün hasretiyle. grupça takılıyorduk, zaten akşama kadar, sonrasında da ekstradan saatlerce başbaşa vakit geçiriyoduk. bu arada z de bizim gruptan hüseyin dışında yavuz ile bi elemanla çıkmaya başlamıştı. onlarda saklamıyolardı artık. gibimde de değildi açıkçası. ama z nin ibrahimle de konuştuğunu kimse bilmiyor o zamanlar. biz de yeni öğrendik.

ben s. ye z. den bahsettiğim için, saatte300kmlik hızla dedikodu yayılmıştı tabi. herkes biliyodu bi dönem z ile çıktığımı. yavuz da biliyomuş. bi ara onla konuştuk arkadaşlığımızı etkilemesin falan diye onu da tatlıya bağladık. zaten yavuza z. kendi söylemiş, sağlama almak için.

okul başladıktan sonra 1 ay toz pembe hayal dünyasında yaşadım, o kadar hasretten sonra s. ile de bi gece geçirmiştim ki o kadar yoğun duygular yaşadığımı hatırlamıyorum.

bi ay sonunda birdün s. bizden çıkarken facesini açık unutmuştu bizde. beni de şeytan dürttü. girip mesajlarına baktım. aman yarabbim bir de ne göreyim. bi elemanla çok samimi konuşmalar, buluşuup kahve içmeler falan. beynimden vurulmuşa döndüm. hemen aradım ağzıma ne geldiyse saydım sövdüm. tüm dünyam baştan yıkılmıştı. tabi yine bir sürü mesajlar telefonlar inkarlar bilmemneler. hiç affetmedim konuşmadım o dönem.

düşünsenize pçler, o kadar bekliyosunuz, canınızı sıkıyosunuz, üzülüyosunuz, kız karşınızda ağlıyor, sürekli sizi arayıp soruyor sonunda ne oluyor?

koskoca birkaç çift boynuz! boynuz sayım 4e yükseldi bu arada

o dönemi biraz atlatıp kızgınlığım yatışınca, s.yle konuştum. o bana yanlış anladığımı söyledi ikna etmeye çalıştı. ben de biraz da vakit geçirmek için affetmiş gibi yapıp yoluma baktım. ama artık iş işten geçmişti. soğumuştum ondan. bunu üzerine nurla yakınlaşmaya başlamıştım. ama nurdanda yakın arkadaşlarımdan biri hoşlanıyordu. bana gelip sordu nasıl olur diye. dedim senayla aramız kötü nurdan hoşlanmaya başladım ben ama sen bilirsin. o da konuştu, arkadaşımın adı mehmet bu arada, mehmetle nur çıkmaya başladı, ben de senayla ittire kaktıra devam ettirdim ama olmadı ayrıldık. zaten o dönem ayrılıp barışmakla geçiyordu sırf.

@44 aynen öyle kardeşim. vaktim olsa daha fazlasını yazacam ama o kadar enerjim yeteneğim yok

evet binler şimdi geldi en heyecanlı kısma.

havalar yeni ısınmaya, hepimizin kalbi cupcup atmaya başlamıştı. hep beraber toplanıp bişeyler yapalım dedik. grupçanak toplandık, bi hafta sonu pikniğe gittik. hopladık zıpladık eğlendik. yorulduk baya. yeni sınavlardan çıkmıştık o hafta. mehmetle nur ayrılmıştı, biz zaten ayrıydık. grupta ayrışmalar yavaş yavaş olmaya başlamıştı. sena beni çok kıskanıyordu okulda, herkesle küsmüştü, hiçbir kızla konuşmuyordu. o gün piknik dönüşü, hadi içleim dedik. ben, şeyda ve nur gizemlere gittik. gizemin de sevgilisi ve ev arkadaşları vardı. votka tekile aldık başladık içmeye. kafalar zum oldukça nurla yakınlaşmaya başladık. hekesin içinde dikkat çekmemek için ben kendimi tutuyordum ama nur hiç aldırmıyordu. gizem bizi uyardı. şeyda da nuru alıp başka odaya gittiler.