/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    0
    Rezervatullahiansyon
    ···
  2. 27.
    0
    Rezzzezezezezezezez
    ···
  3. 28.
    0
    okuyacam yaz
    ···
  4. 29.
    +7
    cin mağarası olsa korkardık şeytan mağarası olduğu için korkmuyoruz
    ···
  5. 30.
    +1
    hoaydaaaa anlatsana lan
    ···
  6. 31.
    0
    Rezolver
    ···
  7. 32.
    0
    Rezzz okuyabilirim
    ···
  8. 33.
    0
    yazsana pic
    ···
  9. 34.
    0
    Devam et panpa
    ···
  10. 35.
    0
    reserved
    ···
  11. 36.
    0
    Devam devam bekletme bin
    ···
  12. 37.
    +8 -1
    Sametlerden çıktıktan sonra eve geldim. Annemlerde dışarıdan gelmişlerdi. Kardeşim bir gün iyi olsa bir gün kötü oluyordu. Annemde iyi olduğu günlerde hava alsın diye dışarı çıkarıp gezdiriyordu. Çok uykum vardı, biraz uyuyayım dedim. Gece sabaha karşı tekrardan kazmaya devam edecektik. Ben uyurken kardeşim yanıma sokuldu. Elleri ayakları üşümüştü, hemen sarıldım ayaklarını bacaklarımın arasına aldım, ellerini de koltuk altıma sıkıştırdım. Hava çok soğuk değildi ama hastalığı yüzünden çok üşüyordu. Biraz ısınınca keyfi yerine geldi, Şakalaştık durduk ama yüzüm gülse de hüzünlü bir gülme ifadesi vardı yüzümde. Onun bu hayattan kopacağını, onu kara toprağa koyacağız düşüncesi aklımdan hiç gitmiyordu. O da anlamasın diye gözlerimin yaşını hep saklıyordum. Yalandan gülüyordum ama o anlamıyordu. Beraber uyumuşuz saçları yüzümü gıdıklayınca uyandım yavaşça kalktım. Anneme seslendim yatağına zütüreyim, aç yatağını ben kucağımda uyandırmadan yatırırım dedim. Onun tatlılığı kirpikleri o kadar tatlıydı ki onsuz asla yapamazdık biz. Herkes elinden geldiğince yardım ediyordu ama o para birikince ye kadar kardeşim kalır mıydı bilmiyordum. Bu düşünceler beni korkusuz yapıyordu başıma gelebileceklere karşı. Hiç değilse yolunda ölürüm diye düşünüyordum…
    Gece olduğunda ben evden biraz daha erken çıktım. Bu sefer direkt Şahin abilerin evinin önünde buluşacaktık. Herkesten önce gittim bekledim. Daha Sahin abinin kendisi bile uyanmamıştı belki de. Orada beklerken burnuma mağarada ki koku gelmeye başladı. Ayakkabılarım çamurlu olduğu için ondan geldiğini sanıyordum ama arkamı döndüğümde sokağın başından esen rüzgar ile geliyordu bu koku. Kafamı kaldırıp ağaç yapraklarına baktım ama yaprak oynamıyordu. Sadece o sokaktan esiyordu. Sanki mağarada ki kokuyu buraya taşıyordu rüzgar. Sokağın bittiği yer ana caddeye çıkıyordu. Bende rüzgarın geldiği yere öyle odaklanmışken, tam karşıdan kambur bir insan, resmen ayakları yere basmadan, süzüle süzüle gözden kayboldu. Buna inanamadım. Paranoya yapıyorum sandım ama gördüğüm şeyden emindim. Yanılıyor olamazdım. Kısacık boylu ve kamburdu, bana hiç bakmadı bile…
    O geçtikten sonra rüzgar bıçak gibi kesilmişti.
    ···
  13. 38.
    0
    Rezörvıd
    ···
  14. 39.
    0
    rezirvöd
    ···
  15. 40.
    +9
    Daha korkudan sokağın başına bakamadım. Bir an önce ekipten birileri gelsin diye dua etmeye başladım. Sessiz sedasız oradaki bir odun yığınının üzerine oturdum. Aradan bir on dakika geçtikten sonra Şahin abi dışarı çıktı. Erkencisin falan dedi. Bende şimdi geldim abi denk geldik dedim yalandan. Ardından haberlilermiş belli ki hepsi peş peşe gelmeye başladı. Biraz yürüdükten sonra mağaranın önüne vardık. Pis kokular yine burnuma gelmeye başlamıştı. Samet e dönüp bu pis koku inan ki çekilmiyor dedim. Samet ne kokusu ben almıyorum dedi. Yarasa pisliği kokuyor ya mağaradan esiyor dedim. Samet mağarada yarasa yok ki valla ben koku almıyorum dedi. Uzatmadım daha fazla. Zaten sürekli sesiz olun deyip duruyorlardı. Şahin abi çantasından fener çıkardı al bu senin dedi. Artık kendimi daha çok ekibin içinde hissediyordum. Mağara da ilerliyorduk. Daha çok içerilere girdiğimizde dıp dıp damlayan su sesi iyice sinirlerimi bozuyordu. Mağaranın içi ilk girişte küçük gibi görünüyor ama eğilip alt kısmında olan yerden kaydığımızda resmen bir yer altı şehri gibi oluyordu. Rumlar zamanında Osmanlıdan kaçarken neyi var neyi yok gömüp gitmişler tekrar geri geliriz umudu ile ama geri gelen olmamış. Bu yer altı şehrini de onların yaptığı kesin gibiydi. Yine kazmaya başlamıştık. Sürekli mağaranın içinde bir esinti vardı ama mağaranın asla girdiğimiz yerden başka bir çıkışı olmadığını söylüyorlardı. Etrafa baktığımda da zaten hiçbir çıkış görünmüyordu fakat bu anlamsız esinti ve iğrenç koku canıma tak etmişti. Biraz daha kazdıktan sonra hepimiz yere çömeldik. Hepsi sigara içip dinlenmeye başladılar. Kimse konuşmuyordu sadece damlayan suyun sesi yankılanıyordu mağaranın duvarlarında…
    Bir süre sonra bir kapı gıcırdaması gibi derinden gelen bir ses oldu. Ama hiç birisi tepki vermiyordu. Sanki mağaranın bir kapısı varmış ve çok eskiyip pas tutmuş demirleri gıcırdıyor gibiydi. içeride ki kasvetli ortam bazen, buradan gitmeliyim diye düşünceler yaratmıyor değildi lakin böyle bir seçim yapacak durumda değildim. Bir süre daha kazdıktan sonra Şahin abinin kazmasının ucu bir demire çarptı. O tok sesi biz bile duyduk. Hemen heyecanla daldım demiri kendimize çektik ve üzeri topraktan görünmez hale gelmiş çok eski bir sandık bulduk.
    ···
    1. 1.
      +5
      ulan sanki kutsal kitap indiriyon partların arasında yıllar var
      ···
    2. 2.
      0
      Hadi bee
      ···
  16. 41.
    +1
    Beni korkutamazsin bilader benim cin gibmişligim var
    ···
  17. 42.
    0
    Devam pampa zuzumdan sonra bu iyi geldi
    ···
    1. 1.
      0
      Vaayy selam *
      ···
      1. 1.
        +1
        Aleykum selam pampaa
        ···
  18. 43.
    0
    Devam amk heyecanlı yerinde bırakma pampa
    ···
  19. 44.
    0
    Yaz ölünü gibeyim yaz
    ···
  20. 45.
    0
    Dıbından dozerle geçtiğim rez
    ···