/i/Futbol

it's the futbol that's the futbol
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +41 -10
    BEŞiKTAŞIN ONURSAL BAŞKANI SÜLEYMAN SEBA UNUTMADIK VE UNUTMAYACAĞIZ
    BiZ BEŞiKTAŞIN ÇOCUKLARIYIZ BiZ HEP TEK BÜYÜYEN TARAFTARIZ
    SINIFTA KiMLER BEŞiKTAŞLI KiM DEDiKLERiNDE TEK BAŞINA AMA OMUZU DiK ELLiNi KALDIRAN TARAFTARIZ
    BEŞiKTAŞ DEDiKLERi ZAMAN CANIMIZI VERECEK iNSANLARIZ BiZ
    HER ZAMAN HAKKI YiYiLEN AMA BEŞiKTAŞ SÖZ KONUSU OLUNCA TV MERKEZLERiNi BASANLARDANIZ
    BiZ ÖYLE BiR TAKIMIN TARAFTARIYIZ Ki FEDA DÖNEMiNDE DiĞERLERi GiBi BiLEKLiK SATMAK iÇiN KAPI KAPI DOLAŞMADIK
    BiZiM iLK GÖZYAŞIMIZ DA iLK GÜLÜŞÜZDE BEŞiKTAŞLA OLDU
    BEŞiKTAŞ iÇiN EViNi HiPOTEK ETTiREN SÜLEYMAN SEBALARIZ
    BiZ KÜFÜR ETTiK DiYE DEĞiL VAN DEPREMiNDE ONLAR iÇiN ATKILARIMIZI STADA ATIP CEZA YiYEN TAKIMIN TARAFTARAYIZ
    BiZ ŞAMPiYONLUK KUPA iÇiN DEĞiLDE ARMAYA SEVDALANANLARINIZ
    ···
  2. 2.
    +2
    Süleyman Seba 5 Nisan 1926 tarihinde Adapazarı'nda dünyaya geldi. Babası Rıza Bey biricik oğluna ablasının eski eşi Osmanlı şehzadelerinden Süleyman'ın ismini koydu.
    ···
  3. 3.
    +2
    Seba ailesi Soğuksu köyündeki 20 odalı evlerinde mutlu mesut yaşıyorlardı. Ta ki bir köpek Süleyman Seba'yı ısırana kadar. Biricik oğlunun kuduz olmasından korkan Rıza Bey, istanbul'un yolunu tuttu. Ama bu istanbul yolculuğu çabuk bitmeyecekti. Oğlunun iyi bir eğitim almasını isteyen baba, oğlunu istanbul'daki kardeşi Fatma Ferisan Hanımın yanına bıraktı.
    ···
  4. 4.
    +2
    Süleyman Seba Beşiktaş Akaretler'deki 18. ve daha sonra 19. ilkokula başladı. Artık semtin çocuğu olmuştu. Futbolla ilgilenmeye de bu yaşlarda başladı.
    ···
  5. 5.
    +1
    ilkokulu bitirdiğinde babası oğlunu Galatasaray Lisesi'ne göndermek istedi ama o Beşiktaş'taki tüm çocukların gittiği Kabataş Erkek Lisesi'ne gitmek istiyordu. Bu tartışmada babası baskın çıktı, Süleyman Seba Galatasaray Lisesi'ne başladı. 1 yıl sonra ise hayallerindeki okul olan Kabataş'a geçti.
    ···
  6. 6.
    +1
    Girer girmez yine futbol hayallerinin peşinden koştu. Kabataş Erkek Lisesi Futbol Takımı'na girdi. Bu Beşiktaş'a girmenin ilk yoluydu. Bu yolu başarıyla yürüdü ve Beşiktaş Genç Takımı'na girdi. Hayatı boyunca abisi gibi göreceği Baba Hakkı ile de burada tanıştı. Genç takımda başarıdan başarıya koşuyordu. Sonunda Beşiktaş A Takımı'na seçildi.
    ···
  7. 7.
    +1
    A Takım'da ki ilk maçındaki rakibi Fenerbahçe'ydi. Beşiktaş o maçta 4-3 yenilmişti ama Seba attığı bir gol ile yöneticilerin gözüne girmişti.
    ···
  8. 8.
    +2
    1947 yılında bugünkü inönü Stadı'nın (o zamanki adıyla Mithatpaşa Stadı) açılışı vardı. Bu açılışta Beşiktaş isveç'in AIK takımıyla maç yaptı. Ve bu stadın açılış golünü Süleyman Seba attı.
    ···
  9. 9.
    +2
    1954 yılında askere gitti. Ordu Milli Takımı'na girdi. Ancak bir maçta sakatlandı. istanbul'a geri döndüğünde bu sakatlığı geçmedi. Artık çok sevdiği meşin yuvarlağın peşinden koşamayacaktı. Ama bu sahalardan ayrı kalmasına sebep de olmadı. Bu sırada Et Balık Kurumu'nda memur olarak çalışmaya başladı. Ama buradaki çalışma hayatını çok sürdürmedi.
    ···
  10. 10.
    +1
    Süleyman Seba Beşiktaş'tan hiç kopmadı. Arkadaşlarıyla beraber idealist Grupu kurdu. Onlar sadece Beşiktaş'ı düşünüyorlardı. Süleyman Seba 1963 yılından itibaren Beşiktaş'ta yönetici olarak çalışmaya başladı.
    ···
  11. 11.
    +1
    Ama bu yönetici diğer yöneticilere benzemiyordu. Gerekirse futbolcuların evlerine kadar baskın yapıyor, onları disiplinli bir hayat için zorluyordu. Beşiktaş'a hiçbir hata yapılmasını istemiyordu. O zaman ona kızan futbolcuları olsa da daha sonraki yıllarda onun yaptığı bu yönetim şeklinin değerini anlayacaklardı.
    ···
  12. 12.
    +1
    1970'lerin ortasında artık Beşiktaş'ın genel kaptanı olmuştu. Her zaman giydiği paltosu ve taktığı şapkası ile sahaya girdiği andan itibaren ben buradayım diyordu. Futbolcular da Seba'nın sadece sahada değil, yanlarında olduğunu biliyorlardı. Ama bu kadarı Süleyman Seba için yeterli değildi. O Beşiktaş'ı daha iyi yerlere taşımak istiyordu. Bu yüzden 1984 yılında yapılan kongrede başkanlığa adaylığını koydu. Süleyman Seba o seçimi 85 fark oyla kazandı.
    ···
  13. 13.
    +1
    Artık Beşiktaş'ın başında varını yoğunu Beşiktaş'a adayan, neredeyse uyumadan çalışan, bir başkan vardı. En büyük hedefi ise Beşiktaş'ı şampiyonluğa taşımaktı. Fakat kulübün kasası neredeyse bomboştu. Süleyman Seba Beşiktaş'a gelir kazandırmak için piyango geceleri yapmaya başladı.
    ···
  14. 14.
    +1
    '''Süleyman Seba yönetiminin ilk lig haftası başarılıydı. 19 haftayı lider bitirmişti. Ama şampiyonluğu 10 gol farkıyla Fenerbahçe'ye kaptırmıştı'''
    ···
  15. 15.
    0
    1985-86 sezonunda Galatasaray şampiyon olduğunda Galatasray hakkında çıkan şike iddialarına yanıt vermedi. Ama ikinci olan takımı için Şerefli ikinciliğimizle övünüyoruz dedi. Tarihe şerefli ikincilik sözü Seba'yla beraber geçti.
    ···
  16. 16.
    0
    1987-88 sezonunda Beşiktaş Gordon Milne ile çalışmaya başladı. Beşiktaş o sezon yine ikinci oldu. Taraftarlar Milne suçluyor ama başkan, Milne'nin arkasında duruyordu
    1989-90 sezonunda Beşiktaş o yıl iki kupayı alarak galibiyet sevincini yaşadı. 1990-91 sezonunda yine şampiyon oldu. 1991-92 sezonunda da 4-3lük galibiyet ile şampiyon oldu. Beşiktaş makus talihini Süleyman Seba ile yenmişti. Artık herkesin dilinde Metin-Ali-Feyyaz lı şarkılar vardı.
    ···
  17. 17.
    +1
    Ama Beşiktaş'ta para sıkıntısı bitmiyordu. Sonuçta Beşiktaş'ın başkanı bir iş adamı değil, bir memurdu. Ama buna rağmen futbolcuların hakkını hiç yemedi. Belki diğer takımların futbolcularından az para verdi ama onlarla sözleşme bile yapmadı. Süleyman Seba'nın ağzından çıkan söz, futbolcuları için yüz senede bedeldi.
    1992-93 sezonunda Beşiktaş 4.galibiyetine hazırlanıyordu ama averaj farkı ile şampiyonluğu Galatasaray'a kaptırdı. Beşiktaş bir kez daha şerefli ikinci olmuştu. 1994-95 yılında Beşiktaş bir kez daha şampiyon oldu. Beşiktaş sonraki iki yıl içinde yine şampiyonluğa oynadı. UEFA kupasında atlanan üç turluk bir başarı bir ilkti.
    ···
  18. 18.
    +1
    Daha sonra ise Beşiktaş'ta bir duraklama dönemi başladı. 2000 yılına gelindiğinde Beşiktaş'a tarihinin en önemli başarılarını kazandıran Süleyman Seba 16.yılını tamamlıyordu. Ama artık futbol eski futbol değildi. Endüstriyelleşen bir hava vardı. Süleyman Seba'nın bu dünyada kendine bir yer bulması adeta imkansızdı. O bambaşka bir futbol kültürüyle büyümüştü. Ama ona karşı olan tavırlar artık onu çok üzüyor, hayatını verdiği Beşiktaş'a edilen hakaretler içten içe onu kırıyordu. Bir söylenen, Ahmet Dursun, Seba gitsin sloganı üzerine kararını vermişti. Çocuğu gibi sevdiği, tüm hayatını adadığı Beşiktaş'ı bırakacaktı
    ···
  19. 19.
    +1
    2000 kongresinde kürsüye çıktı. Elleri titreyerek cebinden bir kağıt çıkardı ve gözleri dolu dolu okurken başladı veda mektubunu okumaya... Mektup şöyle başlıyordu: Dostlarım, dostlarım ben en çok dostlarım diyenlerden korkarım...
    Seba kendisine kimlerin haksızlık ettiğini biliyordu ama kendisine yakışan bir şekilde kimsenin kalbini kırmadı. Sadece onlara karşı derin bir sessizliğe gömüldü.
    ···
  20. 20.
    +1
    Süleyman Seba'nın veda konuşması;

    söz almış bulunuyorum.

    Hepinizi şahsım ve yönetim kurulu arkadaşlarım adına selamlıyorum. ülkemizin karşılaştığı deprem felaketi ile hayatını kaybedenlere rahmet, hastalarımıza şifa diliyorum. böylesi bir felaketi bir daha vatandaşlarımıza göstermemesini ulu tanrı'dan niyaz ediyorum. 2000'lı yılların ülkemize, ulusumuza ve beşiktaş camiasına sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum.

    Beşiktaş kulübünde hak ve söz sahibi olan ve hesap verilecek tek organ durumunda bulunan sız değerli genel kurul üyelerine hesap verebilmek amacı ile söz almış bulunuyorum.

    Ayrıca son 2 yıllık yönetim döneminde göreve geldiğimiz günden başlayarak bugüne dek, gerek şahsıma ve gerek yönetimdeki arkadaşlarıma reva görülen ağır hakaretlere cevabın ancak kurulunuzda verilebileceğinin bilincinde bulunmaktayım. bütün bu saldırı ve hakaretlere cevap vermekten aciz değildik. ancak şahsımı ve yönetim kurulumuzu rencide edecek boyutlara ulaşan beyanlar karşısında koyacağımız tepkinin, beşiktaş için hayırlı olmayacağı görüsü ile içimize sindirememekle beraber sessiz kalmayı tercih ettik. ancak, her hesabın görüleceği bu genel kurulda, o günlerde duyduğum üzüntüyü sizlerle paylaşma isteğimi de normal karşılayacağınızı tahmin ediyorum. beşiktaş kulübünün hiç kimsenin tasarrufunda olmadığını, kulübün tek sahibinin sız değerli genel kurul üyeleri olduğu, malumunuzdur. kulüp idaresinin ise prensipler manzumesi çerçevesinde, kulübümüzün tüm manevi değerlerini göz önüne alarak yapılması gerektiğine inanmaktayız. aslında kulübümüzün kamuoyundaki saygınlığı buradan kaynaklanmaktadır. her zaman temel kural olan usül, esastan önce gelir prensibine bağlı kalarak üyelerin üretici, yapıcı ve kulüplerine faydalı olabilmeleri için söylemek istediklerini yönetimin içinde usul ve esaslara uygun, beşiktaşlılık nezaketi ve asaleti içinde söylemeleri beklenen temel konudur.

    Görev alan başkan ve yönetim kurulları 2 yıl çalışıp yeniden genel kurulun önüne gelirler ve hesap verirler. yüce kurulunuz bana 8 kere başkanlık görevini vermiştir.

    Hatalarımıza anlayış gösterdiniz, sevaplarımıza destek verdiniz, hoşgörülü davrandınız, sabır gösterdiniz, sizlere teşekkür borçluyum. bana 16 sene tahammül eden sizlere su andaki samimi hislerimi anlatmak isterim.

    1943 yılında beşiktaş kulübüne geldim. 1945'de a takımında oynamaya başladım.

    Mütevazı futbol yaşantımdan sonra, 1954'de futbolu bıraktım ve çeşitli dönemlerde değerli başkanlarla çalışma onurunu elde ettim. hayatta olmayanlara tanrıda rahmet diliyorum.

    1984 yılında sayın mehmet üstünkaya ile girdiğimiz centilmence bir yarışta tensiplerinizle kulüp başkanlığına getirildim. 16 yıl geçti. 8 kongre geçirdik. itimat attınız, göreve devam attım. kısaca anlatmaya çalıştığım şu üç cümle, 97 yıllık kulübümüzün 57 yılında var olduğumu ifade etmektedir. hepiniz biliyorsunuz, tüzüğümüzde de belirtildiği gibi, bizim düşüncelerimiz ve hedefimiz sporu desteklemek ve geliştirmek, ülkeye başarılı sporcular yetiştirmek, başarılı olmanın anahtarlarını gençlere sunmak, geleceklerini hazırlamak, sosyal ortamlarını ve iletişimlerini, kültür, sanat ve sporla geliştirmek ve kulübümüzü, ulu önder Atatürk’ün ifade ettiği gibi ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını severim. düsturunu ilke edinerek bjk’nın vizyonundan ödün vermeden yolumuza devam etmek idi. hiç hata yapmadık mı? hata insanlar içindir. zaman zaman hatalar yaptık.

    Bugünkü kulübümüz, kısır döngüden çıkmış, sağlıklı yapıya kavuşarak her geçen gün daha da güçlenmektedir. bugünün beşiktaş’ı artık ne dedikodulardan medet umacak kadar güçsüz, ne de gerçek dışı bazı şeyleri beşiktaşlılık diye etrafa empoze etmeye çalışanların himayesine muhtaç olacak kadar sahipsizdir. daha önce de ifade ettiğim gibi, kulübümüzün hakiki sahipleri sizlersiniz. bu noktalara beraberce vardık. geriye dönmekte artık fayda yoktur. yönetimde bulunanlar veya yönetime talip olanlar: talip olmak için kurulan guruplar, siz kongre üyelerine inandırmanın yollarını aramalı ve icraatları ile ispatlamalıdırlar.

    Geleceğimiz için yeni ufuklar açmalıdırlar. her zaman söyledik, kişilerin tek tek birçok problemi halletmesine imkân yoktur. hepimiz, dönmesi gittikçe hızlanan bu çarkın birer unsurlarıyız. bu unsurlar eğer beşiktaşlılık felsefesinin temel tarifinde birleşmiş, anlaşmış ise, çarkın teklemesi artık mümkün değildir. bu düşüncelerden hareketle, 16 sene içinde gerçekleştirdiğimiz tapuları kulübümüze ait, bugünkü ekspertiz değeri 125 milyon dolar olan fulya tesisleri, bjk plazamız ve modern kulüp binamız var. bu arada bjk’nın geleceği için çok önemli olacağına inandığımız ve tüm beşiktaşlıların duyarlı olması gereken fulya projesi önemli gelişmeler göstermektedir. bu proje benim en büyük hayallerimden birisidir.

    Gerçekleştiğini görmek tüm beşiktaş camiasını mutlu edecektir. ayrıca 49 yıllığına devletten kiraladığımız ümraniye’de 145 dönüm bjk’nın geleceğini hazırlayacak olan ve öncelikle çim saha yapımına başlanılan tesislerimiz var. zamanında asla alınamaz diye dedikodular çıkartılan, açılışında, ilk golü atmak bana nasıp olan, isimleri, zaman zaman mithat paşa, dolmabahçe, inönü stadı olarak anılan stadın, seneler sonra yine bizim dönemimizde, büyük mücadelelerle camiamıza bjk inönü stadı olarak mal edilmesi, benim ve hepimiz için en büyük gurur ve prestij kaynaklarından biridir. rahmetli hakkı yeten stadımızın hemen üstünde açtığımız kapalı spor salonumuz, tüm salon sporlarına hizmet vermektedir ve gelecekte başarılı sporcularımızın yetiştiği yuva olacaktır. yıllarca kulübümüze kazandırılması için uğraşılan akatlar tesislerindeki hukuki davalar, kulübümüz lehine sonuçlanmıştır. bu konuda büyük emekler veren, sayın erdoğan tuncer’e teşekkür ediyorum. yine çeşitli vesilelerle zaman zaman aralarında bulunmaktan mutluluk duyduğum, temelinde eğitim, kültür ve spor yatan, ülkemizin gurur kaynağı eğitim kurumlarından birisi olmaya aday hayata geçirdiğimiz bjk koleji var. bjk akaryakıt istasyonu, mart ayında faaliyete geçecektir. beşiktaş belediyesinden kiraladığımız, üyelerimizin ayrıca sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çilekli tesislerimiz sosyal yaşantımızın bir parçasıdır. bu ara gerçekleştirdiğimiz projelerden birisi olup, büyük üzüntülere sebebiyet veren yeşilköy projesi hazine ve varisler arasında bizim de müdahil olduğumuz dava uzun yıllar devam etmiş, mahkemenin varisler lehine karar vermesi dolayısıyla tarafımızdan kullanılamaz hale gelmiştir ancak 2007 yılına kadar kullanma hakkı bize ait olduğu için yeni mal sahipleri ile görüşmelerimiz devam etmektedir. beden terbiyesi genel md. 'den 49 yıllığına kiraladığımız pendik kürek tesislerimizin önündeki denizin doldurularak sahil yolu geçmesi dolayısıyla kürek sporu fevkalade zorluklarla yapılmaktadır. üyelerimizden gelen önerileri dikkate alarak çözümü için kartal belediyesi ile temaslar sürdürülmektedir. futbol alt yapımız özünde söylenenlerin aksine en fazla dikkat ettiğimiz bir husustur. neticeleri ortadadır. dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir. bütün bu gelişmelere rağmen tesisleşmeyi bir yana bırakıp, başarıyı sadece profesyonel futbolla ölçenlere sesleniyorum:

    16 senelik dönemimizde kulübümüz profesyonel futbol takımına yapılan haksız eleştirilere rağmen, aralıksız her sezon şampiyon kulüpler, şampiyonlar ligi, kupa galipleri ya da uefa kupasına katılma başarısı göstermiştir.
    Tümünü Göster
    ···