midem de fena eziliyor amk. hafifçe papazın kulağına eğilim hocam bi parça peynir var mıdır dedim? eyvallah sağ olsun kırmadı cebindeki üçgen peyniri çıkarıp çaktırmadan elimi sıkıştırdı. eppeğe sürüp afiyetle yedikten sonra şarabımı da fondipledim.

edit: devamı altta

edit2: arada entry girin ulan.

uplattırmayın amujuklar

her neyse ayin falan bitti. papazın yanına yaklaştım yavaştan hocam hangi fırınla anlaşmanız var bu ekmekler için dedim? reklam için isim veremiyorum dedi nazik bir ses tonuyla. hayır yani şikayetim var amk bayat işte dedim içimden. sonra çok mütevazi bir şekilde bir teklifte bulundum. önümüzdeki hafta kendi eppeğimi kendim getirsem de şarabı siz karşılasanız diye? biraz kızardı bozardı ama hayır diyemedi. yassık lan, onların da işi zor.

belki haftaya yüz bulabilirsem mum yakmak için güzel bir şamdan zütürürüm papazın gözüne girmek için. zaten her hafta şaraba fondipledikten sonra sol taraftaki tahta sıraların en önüne oturuyorum ki göz temasını kaçırmayalım diye. he bu arada haftaya bizi quiz yapacakmış amk çok heyecanlı. çok şanslıyım lan sol yanımdaki duvarda ölmüş bir papazın portresi var kopyalarımı oraya saklayabilirim.

bi gün sabah işe giderken bir uğrayayım da halini hatrını sorayım dedim. koca kapının önüne geldim yavaşça kulpu aşağıya indirdim vücudumdan önce kafa mı içeriye soktum şöyle bir kolaçan etmek için zaten şahin gözlerim hemen kesti amkodumun sarhoşunu. geceden kalmış belli, ayinden sonra artan şarabı muhtemelen tek başına gömdü ziyan olmasın diye. herhalde onların mesaisi başlamamış olacak ki sığır gibi uyuyordu, kafası sağ yanına devrilmiş, ağız açık arada bir salya akıyordu yakasına doğru. sonra töbe bismillah diyip ayrıldım oradan. hayır yani anlamıyorum bu kadar içmenin ne gereği var amk.

geçen gün ahlaksız bir teklifte bulundu amkodumun takkelisi, günaha sokuyor beni. neymiş efenim evi onun üzerine geçirecekmişiz de bize cennetten yer kiralayacakmış 2+1 yol manzaralı, geniş balkonlu. dedim hocam biz de ev alacak para mı var hadi evi geçtim, iyi kötü dünyada alsak bile ulan diğer tarafta kiralık yer de oturacağız diye düşünceler beynimin içimden aktı gitti, tşk diyip gözünü içine baka baka şarabından bir yudum aldıktan sonra uzaklaştım oradan. tamam yani moruk cennette kiralık yer falan güzel şeylerde evi nereden bulacağım ben o kadar parayı, neyse bi iddia bayiine gidelim bakalım hayırlısı.

hayır yani iplemek için şarap istiyorsanız rafta bir tane köpek öldüren olacaktı, gelin beraber içelim. kendimi gettolaşmış konut gibi hissediyorum

bunlar am, züt, meme paylaşımı yapmadık diye mi oluyor amkodumun ayyaşları

anlamak gerçekten çok güç dıbına koyim, kiliseler bile kapitalizmin eseri olmuş gidiyor. bu ayyaş papaz da yolunu bulmuş, halkı hala nereden gibsem diye uğraşıyor. bir de makine almış bu şu kahve şeyden makineler var ya bozuk paraynan çalışıyor onun gibi bir şey. salıyorsun 2 euroyu içeriye, bir tane mum alıp üflüyorsun falan filan işte. tabi bi gün bunun kafa ayinden sonra yine kıyak ağzında bakla ıslanmıyor lavuğun, ya hocut dedim sizin bu makinenin getirisi nedir ya diye soru attım ortaya. tabi bunun kafa pilot olmuş uçuyor amk. yav sorma şu makine olmasa havyarı yemek için çatalım olmayacak diye yakında içli içli. toptancı bulmuş bir tane mumların tanesini 0.25 centten alıyormuş çay tabağının dibi çapında mumları, halka 2 euro dan iteliyormuş gavat. diyor % bilmem kaç getirisi var diyip sakalını sıvazlarken, içimden papaz mısın tüccar mısın dıbına qoyim belli değil diye geçirdim.

edit: bir gün evime çağıracağım bu papazı aq çok kafa insan.

bu aralar gidip danışacağım bizim sakallıya insanlar neden kaka üzerindne tarif eden başlıklara doluşuyorken biz buralarda sinek avlıyor diye. ama önce ince bir dilim kepekli eppeğimi şarapla ıslatmam lazım.

akşama devam ederiz papaz efendi, diple de bir bardak daha çakalım...

geçen ayine gitmeden önce, tam evden çıkacakken aklımda dehşetül vahşet bir fikir geldi. dur dedim şunlara bir yeni rakı zütüreyim de multi-cultural bir ayin yapalım. ben onların şarabı onlarda bizim rakıyı içsinler kaynaşalım hesabı. bazen böyle insanlara iyi yanımı gösterdiğim oluyor. her neyse attım 70 liği çantaya, tuttum bizim kilisenin yolunu tabi baktım papaz efendi işlemeli kapının önünde cigura tüttürüyor, herhalde sarma tütün olsa gerek. bu beni görmüş olmalı ki uzaktan, yüzüne vuran güneş yüzünden elini kara görmüş kaptan gibi alnına zütürdü. yanına geldikten sonra, papaz efendi bu hafta güzel bir event ile karşınızdayım dedim, meraklanmış olsa gerek ki gözleri fal taşı gibi açıldı, hasgibtir yarra yedik der gibiydi. her neyse içeriye geçtik, bu geçerken sakalı bi sıvazlayıp haydi hayırlısı diye mırıldandı içinden ama ben duymamazlığa yattım. insanların ayıplarını yüzüne karşı söyleyip onları kırmak istemiyorum.

yerimizi aldıktan sonra, ayağa kalkarak bir dakika arkadaşlar dedim, güzel hoş içiyoruz, dualarımızı edip, şükranlarımızı sunuyoruz ama bir şey ekgib gibi dedim ve der demez yeni rakıyı koydum masanın üzerine. bunlar bir irkildi, anlam veremedi. onlara benim multi-cultural event imden bahsettim ve neden olmasın der gibi bakışlarından onayı da aldım. herkesin bardağını hazır edip, o gün kepekli eppeklerimizi yeni rakıya bastık. hahah dıbına koyim bunların sıfatları görmeniz lazım, bunlara koydukça bir daha istiyor koydukça bir daha istiyorlar derken dibine geldik. şimdi gelin dedim sizi test edeceğim. ortaya geçirdim bunları kaldırın kafanızı, tavana bakın dedim. tavanda da isa, bulutlar, değişik şükelalı kadınlar, heriflerin olduğu bir işleme var. şimdi tavana bakarak yürümeye çalışın komutunu verdim, verdim ama bu amujuklar ayakta duramıyor, at taku gibi serpildiler yere. sonra kafasını beğenmiş olacaklar ki, bunların bir defteri var kilisede bunların birkaçı oraya anonim olarak bundan sonra 2 ya da 3 haftada bir ayinlerimizi yeni rakılı istiyoruz diye. papaz efendi bunu anlattı bir de mübarek bu rakıların gelişi kaça yav bir bilgin var mı diye de ekledi. içimden senin sakalının akını gibeyim diye geçirerek, günaha girdim. ulan zil zurna olmuşsun hala paranın peşinde pekekente bak. takkesini gibtim az puşt değil para göz. dedim ben sana ayarlamaya çalışcam bir şeyler kafanı yorma diyip sol ayakla kiliseden uzaklaştım...

bu ayyaşın bazen ne yapacağı belli olmuyor. geçen bir günah çıkartalım dedim her neyse geçtik bununla arada delikli paravan olan mekana. şaraplarımızı da aldık bir o itiraf ediyor bir ben itiraf ediyorum, falan bu bir ara baya efkarlandı herhalde iç cebinden sarma tütün cigurayı yaktı, dumanını havaya üfledi. öhöööö öhööö hocut naptın didim ya, günah çıkarma yerinde günaha girmek gibi olmasın ama ciğerlerimizin anasını gibtin yani ayıptır söylemesi dedim. alışırsın alışırsın diyor, dedim sen bir dahakine görürsün duvara yapıştırayım da kapalı alanda sigara içmenin cezası 35 euro diye, bak bakalım içebiliyor musun.

ardından bir bana delikli paravanın ardından o dumanlı pilot kafayla dürülmüş bir kağıt parçası uzattı. meraklandım, içimdeki korkuyla beraber tabi. aç dedi aç. yavaşça kağıdı açtım bir de ne göreyim.

http://imgim.com/5936incip2825669.jpg

dedim papaz efendi bu nedir. kafamdaki yeni kilise diyor, şu mum makinesinden biraz para kasayım bunun inşaatını başlatacağım hemen dedi, kafaya koymuş bir kere. içimden dedim hay sana yeni rakı getiren ellerimi gibeyim, sonra günah çıkarma yerinde olduğumuz için seri işlediğim günahı hemen yüzüne itiraf ettim. çok değişik bir duygu lan. tabi o kafayla anlamadı tam olarak beni, sonra nasıl olmuş dedi?

dedim ayıptır söylemesi ama konkav yannan gibi dedim. bir tebessüm attı, sigarasından bir yudum alıp, koltukta sızdı. bende şarabımı tazeleyip kendi günahlarımı kendime itiraf ettim...

gececi tayfaya güveniyorum papaz efendi, onlar da bir duble alır gelir yanımıza

bir gün bize, bu ayyaş kilisenin yeraltındaki mekanlarında mezarları gösteriyor, işte isimlerini tanıtıp, icraatlerini söylüyor derken bir anda boşluğuma geldi lokma döktürdünüz mü diye sordum. bi an afalladı, varoluşsal boşluğa düştü. bunu anlayınca hemen konuyu değiştirdim, çünkü insanları zor durumda bırakıp, kıskacıma almış gibi hissettiğim zaman sevmiyorum., özellikle yeraltı gibi basık mekanlarda.

ama kararlıydım bunlara lokmaydı, helvaydı göstereceğim hep, cahil kalmasınlar yani, bunlar önemli şeyler. ardından üst kata çıktık tekrar, derin bir nefes çektikten sonra ben her zamanki yerim olan sol en ön tarafa oturdum, şarabımı da yanıma alarak. çantamdan çıkardığım bir dilim kepekli eppeği şarabıma batırırken papazla göz göze geldik ve o anda sanki bana "kırıntıları yere dökme oç" bakışı attı. bende "sen mi temizliyorsun yarram" der gibi baktıktan sonra önüme döndüm ve duama devam ettim. hayır yani dökülse nolur yani hizmetlilere boşuna mı para veriyorsunuz...

hayır yani bazı günler gerçekten zıvanadan çıkıyor ama genel olarak iyi bir insan sonuçta papaz amq. ona bir gün iddia oynamasını öğreteceğim belki bir şeylerle bağlantısı vardır şikeli maç verir. ama daha zamanı var.

elimden geldiğince her sabah uğrayıp mum üflemeye dikkat ederim. bir sabah işe giderken bakkal nurinin önünden geçiyordum, o an dur lan atsiz şuradan bir tane mum al da yakar yakar üflersin dedim kendi kendime. daldım içeriye bir hışımla, nuri amca nuri amca bana bir tane mum uzatsana şuradan dedim, orta kalite ossun. hayırdır evladım dedi napacaksın mumu? hayır, sanane dıbına koyim. kilisede üfür üfür üfleyeceğim desem küreknen kovalayacak beni biliyorum ve hemen sabahın ilk günahını yalan söyleyerek işledim: "akşam kız arkadaşıma yemek hazırlayacağım da, ormantik bir ortam olsun diye mum lazım dedim" şöyle sağ gözümü hafiften hani anlarsın ya fan fini fin fon olayı diyerek kırptım. sonra hayırlı işler, bol gibişiler diyip çıktım ama içimden dedim, ikinci kısmı.

kiliseye vardığımda bizimki geçmiş bir meryem ana figürünün altına şarabını tazeliyordu, ayyaş herif. dedim papaz efendi fazla vaktim yok, şu mumu şuraya bırakıyorum, üzerine de kağıt yapıştırdım, adımı belirten. bu muma ben yokken sahip çık, ben öyle her üflemek istediğimde 2 euro 2euro atamam amq. canım istediği zaman üfleyip üfleyip söndürürüm burada kalsın dedim. bu biraz bozardı, düşünsene bi herkes böyle yaparsa bu adam nereden eppek yicek. ama yaptığım kıyaklar doğrultusunda bir şey diyemedi tabi. sıkıyorsa desin bak, günah çıkarma odasında olanları bir bir anlatırım millete, itibarını zedelemem yerle bir ederim direk.

yani şu günah çıkarma odasında kim papaz kim günah çıkaran belli değil dıbına koyim. giriyoruz ben günah çıkaracağım diye ben anlattıkça bu anlatıyor olayları kendi merkezine topluyor, kafa kıyakken. bir de cigura içmesi ayrı bir olay ama bir gün buna nargile önereceğim. hiç yoktan alsın koysun kendi tarafına rahat rahat hortumlasın...