-
1.
+3 -3Şapka Kanunu’na muhalefet ettiği gerekçesiyle idama mahkum olanlar arasında bir kadından da söz edilir. Bu, bohçacılık yaparak hayatını kazanan ve “Şalcı Bacı” diye tanınan bir kadındır. Gazeteci Nimet Arzık, bu olayı duyduğunda bir hikaye yazdığını ve adını “Şalcı Bacı Asılmaya Gidiyordu” koyduğunu anlatır. Nimet Arzık, Şalcı Bacı’nın “Şapka Kanunu’na Muhalefet suçundan asılacağı” kararına şaşırdığını, “candarmalar” onu iterek zütürürlerken “Kadın şapka giye ki asıla?” diye sorarak geçtiği yollardaki “donuklaşmış” insanların içlerini kabarttığını da ifade eder.Tümünü Göster
Şalcı Bacı’nın “Kadın şapka giye ki asıla?” şeklindeki safça şaşkınlığı yansıtan sorusunu Nimet Arzık şöyle cevaplandırır:
Giyer, giymez, ama “icaplar” vardı. Görev icapları, ödev icapları, ibret icapları, gösteri icapları. Şalcı Bacı’yı iki metre boyuyla, “isli” yüzüyle, yılan yılan incelmiş örgüleriyle, siyah puşusuyla ve bütün sabır felsefesiyle darağacına vardırıyordu bu icaplar. Bildik evler arkasında kalıyordu, hükumet meydanına dek. Erkek adımlarla, bilmedik bir dünyaya doğru yürüyordu. Donuklaşmış halkın arasından, koşuşanlar vardı ağlayarak, onu o bilmedik dünyanın eşiğine kadar uğurlayan.
“Şapka Kanunu’na Muhalefet” suçundan Şalcı Bacı’yı idama gönderenlerden biri, gazeteci-yazar Çetin Altan’ın dedesi Kumandan Tatar Hasan Paşa’ydı. Altan bir kitabında bu olayın kendisini nasıl etkilediğini şöyle anlatmıştı:
Dedem Hasan Paşa çok sert bir askerdi. ismet Paşa topçu okulunda öğrenci iken, Hasan Paşa okul müdürüydü. Sonrası ünlü komutanlar olan o dönemin öğrencileri, anlatıp dururlar Hasan Paşa’nın sertliğini. Bir şapka isyanını bastırmakla görevlendirildiği bir kentte, hızını alamayıp bir de kadın asmıştı. Sanırsam siyasal suçtan ilk asılan kadın odur tarihimizde. Kadın sehpaya çıkmadan önce “Ben bir hatun kişiyim. Şapka ile ne derdim ola ki” demiş galiba. Ben o tarihte henüz doğmamıştım. Çok ama çok sonradan öğrendim bunları. Ve inanın ince sızı gibi tatsız bir burukluk kaldı içimde.
Erzurum’da halk içinde Şapka Kanunu’na gösterilen muhalefet üzerine Vali Paşa’yla Kumandan Tatar Hasan Paşa kafa kafaya vererek bu muhalefeti kırmak için “daha kestirmeden” bir çözüm arayışına düşmüşlerdi. işte Şalcı Bacı’yı idama zütüren gelişmeler böyle başlamıştı. Nimet Arzık’ın anlattığına göre Vali ve Kumandan Paşa şöyle demişlerdi:
Ne yapalım, muhayyelelere dehşet salmak için kimse hükumetin emrinden dışarı çıkmayın diye. N’apalım? Bir kadın asalım, inkılaplara karşı geldi diye.
Sonrası da şöyle: inkılaba karşı, gösterişli boyundan ötürü Şalcı Bacı’yı bulmuşlardı. Bohçacıydı yazık. Evden eve gezer, çarşaflar, yatak örtüleri, puşu’lar satardı, dolaştıkça yassılaşan bohçasına sarılı.
Ve evlerinde rahat oturan kadınların şikayetlerini dinlerdi, “izli” yüzünün huzuru bozulmadan bazen bir “kitaplık” laf ederdi, yerini bulan. Şalcı Bacı’nın ne şapka’dan, ne de inkılaptan haberi vardı. Ama “ihbar” diye bir müessese vardır, hala acı acı işler Türkiye’de. işte o müessese işlemişti.
Böylece Şalcı Bacı’nın yüzü inanamazlık ve şaşkınlıkla karışmıştı. ikide bir de duralarken “Kadın şapka giye ki asıla?” diye sorarak direnmişti. Arzık hikayesinde diyor ki:
Ve asıldı. Sarkmış vücudu ne kadar, ne kadar uzandı, Türkiye'nin her tarafına gölgeler salacak kadar uzun.
işte Tatar Hasan Paşaların ve Vali Paşaların işine öyle geliyor diye, kendi halinde zavallı bir bohçacı kadın, şapka giymesi mümkün olmayan savunmasız Şalcı Bacı bir çırpıda Şapka Kanunu’na muhalefetten idam edilenler kervanına katılmıştı. -
2.
-1Gibtir lan kimse yapmaz öyle sey
Edit:ciddiye aldım adam galiba trolluyor -
-
1.
-1internete şalcı bacı yalanı yazın her şey çıkıyor
-
1.
-
3.
0tamammm
-
4.
0şalcı bacımın uzerine işedilerrr...
başlık yok! burası bom boş!