Timur’un tarih boyunca sürekli yüzüne vurulan günahlarından biri de Sivas kuşatması oldu. Romanlardan alınan tarih bir yana, gerçek olan tarihi ele alırsak, Timur’un Sivas’ta neden acımasızca bir metot kullandığını anlayabiliriz. Bilindiği üzere Yıldırım Bayezıd ile iplerin iyice gerilmesinin ardından, Timur Osmanlı’ya bağlı olan Sivas’ı kuşattı. Timur’un aklında hala Osmanlı ile savaşmak yok, fakat Yıldırım Bayezıd’a da bir gözdağı vermek istemiyor muydu? Evet istiyordu. Bu yüzden Sivas’a büyük bir ordu ile hareket etmişti. Burada asıl önemli olan, Sivas’ın hiç direnmeden teslim olduğu yalanıdır. Hayır efendim, Sivas öyle “hoş geldin Timur Han” diyerek teslim olmadı. Şiddetli bir kuşatma süreci yaşandı, fakat daha sonra Sivas kalesinin komutanı, “Kan dökmeyeceğine söz verirsen, sana teslim oluruz” yazan bir mektubu Timur’a gönderdi. Timur da bu teklifi kabul etti. Anlaşmadan sonra Timur ve ordusu Sivas’a girip savaş tazminatlarını tahsil ederken, kale surlarında çatışma sürecinde de çok fazla direnen 4000 kadar Ermeni sipahi, Timur’un ordusunu taciz etmeye başladı. Bu tacizler sonucu Timur’un barışa rağmen 100 kadar askeri öldü ve askeri bir deha olan Timur, askerine güven kaybı yaşatmıştı. Buna çok fazla hiddetlendi. Çok ihtiyatlı bir orduya sahip olan Timur, bu düzeni kolay sağlamamıştı. Bu yaşanan hadiseden sonra Timur, aynı zamanda bu Ermeni sipahilerin, kendisine bağlı olan Erzincan’da bir çok kez yağma yaptığını, geniş olan istihbarat ağı sayesinde öğrendi. Öfkesi ikiye katlandı ve askerlerine dev çukurlar, hendekler açmalarını emretti. Daha sonra bu 4000 Ermeni sipahiyi bu dev hendeklere atarak üstünü örttü. Timur, diri diri gömdüğü askerler için “Kan dökmeyeceğim demiştim, bakın hiçbirinin de kanını dökmedim” diyerek, yine kendine özgü metodunu kullandı. “Sivas’ta alimleri ve 70 bin kişiyi öldürdü” diyenlere ise, o dönemde Sivas’ın nüfusunun en abartı tabirle 15 bin olduğunu da hatırlatalım. Ve Sivas’ta bir çeşit tahribat, bir yıkım oluşmasının sebebi de, ilk başta teslim olmayan Sivas kalesindeki şiddetli çatışmadır. Timur, Sivas’ta askerlerden başka hiçbir sivile dokunmamıştır. Bu yazımı da sonlandırırken, hani sözde büyük alimleri öldürmüş olan Emir’in, kendi tüzükatında yer verdiği bir cümle ile bitirelim. “Ben ki dünya sultanlarını önünde diz çöktürmüş Timur, bir tasavvuf erbabının karşısında titrer ve yıkılırım.”