1. 1.
    +27 -5
    Su dökerek uğurlama:
    Gidenin arkasından su dökmek eski Türklerdeki su kültünün doğurduğu bir adettir.

    Mum yakma, çaput bağlama:
    Cami avlularında mum yakılması, ağaçlara bez ve çaput bağlanması da Şamanizm döneminden günümüze aktarılan geleneklerdir.

    Tahtaya Vurmak:
    Yine, istenmeyen bir olay duyulduğunda tahtaya el ile tokmak gibi üç kere vurulması da, kötülükten korunmak, kötü ruhların duymasını önlemek amacına yönelik eski bir Şaman inanışıdır. Bazısı Amerikalılara da geçmiş adetlerdir.

    kurşun Dökme:
    Kurşun Dökme de Şaman geleneklerinden kalan bir adettir. bu ritüele “Kut Dökme” adını vermişlerdir. insana musallat olan kötü ruhların etkisini ortadan kaldırmak için kullanılan bir sihir idi.

    Kırmızı kurdele:
    Lohusa kadınların başına bağlanan kırmızı kurdele de aynı şekilde... Bu kurdelenin anneyi ve yeni doğan çocuğu Albız denen şeytana karşı koruduğuna inanılır. Alevilikte mezarın başına bağlanan kırmızı kurdelenin da ölüye kötü ruhların musallat olmasını engellediğine inanılır. (lohusa böyle yazılıyordu, değil mi?)

    Ay:
    yeni ayın görünmesi sırasında yere diz çökerek gökyüzüne, aya ve toprağa bakarak dilekte bulunulmaktadır. Yeni ayın yeni umutlara ve yeni başlangıçlara vesile olacağı düşünülür. Bu inanış da Türklerin eski Gök tanrı inancından gelir.

    40 Sayısı:
    Beyler bilen bilir 40 sayısı bir çok yerde geçer..Eski Türk inanışına göre ruh fizikî bedeni 40 gün sonra terk etmektedir. Türk destanlarında kırk sayısı çok yer alır ve kırk yiğitler, kırk kızlar epeyce geçer. Manas destanında olduğu gibi, Dede Korkut hikâyelerinde kırk yiğitler görülmektedir. Kırgız türeyiş efsanesinde de, kağanın bir kızı ve otuz dokuz hizmetçisi ile kırk kız bir gölün kenarına giderek sudan gebe kalmışlardı. Oğuz’un verdiği şölende, diktirdiği sırıkların boyu kırk kulaç uzunluğunda idi. Hikâyelerde ve masallarda kırk gün ve kırk gece düğünler, kırk haremiler, kırk satır ve kırk katır çok geçer. Bazı ejderhalar vardır ki onlar yenilmez ve ölmezler, ancak bunların tılsımları bozulursa ölürler. Bu gibi ejderhaların kırk günlük bir uyku zamanı vardır. işte bu zamanda ejderhanın yanına gidilir, üzerinden kırk tane kıl koparılır, ateşe atılarak yakılırsa ejderha da ölür.

    mezar taşı :

    Eski Türklerde mezarları gizleme geleneği yoktur, aksine özellikle büyüklerin özel mezarları yapılıp, üzerlerine bir yapı yapılırmış, Ayrıca mezarın veya mezar yapısının üstüne Balballar dikilirmiş, sıradan kişilerin mezarlarına da, belirli olması için tümsek biçimi verilmiştir.Arap dünyasında mezar taşı yoktur. Ölünün toprakla bütünleşmesi ve zaman içinde kaybolması istenir. Kutsanması günahtır. Mezarlara taş dikilmesi ve bu taşın sanat eseri hâline getirilecek kadar süslenmesi islam coğrafyasında sadece Anadolu’da görülmektedir.

    Köpek uluması:
    tengricilikte de köpek ruhun yaklaştığını uzaktan acı ulumayla haber verir. Sıradan bir kişi bu ruhu görürse bu onun pek yakında öleceğine işaret sayılır. Anadolu’da günümüzde köpek uluması uğursuz sayılmaktadır. Köpeklerin bazı olayları önceden algıladıklarına ve bunu uluyarak anlattıklarına inanılır. mesela depremi de köpekler haber veriyor diyoruz ahaha o ayrı bi olay ama panpalar

    Kubbe:
    Ayrıca, cami mimarisine kattığımız "kubbe" gök tanrı dini'nden taşıdığımız bir durumdur. otağların çadırların kubbemsi şekli de yine göktanrı dininden ötürü o şekildedir.

    Nazar:
    Anadolu’da halk arasında nazar olgusu çok yaygın bir inançtır. Bunun önüne geçmek için nazar boncuğu takılır. Nazar olgusu da eski Türk inançlarındandır.

    Müzik:
    Şamanlar ayinlerinde davul ve kopuz kullanmışlardır. Müziksiz bir ayin düşünülemez. Oysa islam dininde Kur'an dışındaki dinî eserlerin müzikle okunması günahtır. oysa panpalar bir çok şeye müzik katılır türkiye'de bilirsiniz..

    Halı Kilim Desenleri:
    Şamanın üzerine giydiği giysiye yabanî hayvan şekilleri çizilerek onların kaçırılacağına inanılırdı. Bugün Anadolu’da Türkmen köylerinde dokunan halı, kilim gibi örgüler de bu izleri taşır panpalar..

    diğer başlıklarım için :

    http://inci.sozlukspot.com/e/82034660/
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +3 -2
    Mum yakma, çaput bağlama:
    Cami avlularında mum yakılması, ağaçlara bez ve çaput bağlanması da Şamanizm döneminden günümüze aktarılan geleneklerdir.
    ···
  3. 3.
    0
    Tahtaya Vurmak:
    Yine, istenmeyen bir olay duyulduğunda tahtaya el ile tokmak gibi üç kere vurulması da, kötülükten korunmak, kötü ruhların duymasını önlemek amacına yönelik eski bir Şaman inanışıdır. Bazısı Amerikalılara da geçmiş adetlerdir.
    ···
  4. 4.
    0
    benim başka bildiğim yok beyler sizin varsa dinlerim..
    ···
  5. 5.
    0
    yukarı
    ···
  6. 6.
    0
    yukarı
    ···
  7. 7.
    0
    @25 onu söyleyenler de var panpa.. ama ytu kütüphanesinde bulduğum bir kitap vardı türklerin islam mimarisine etkisi diye.. en çok üzerinde durulan konu kubbe idi. türkler göçebe dönemlerindeki kubbeli çadır yapısını mimariye ve özellikle islma mimarisine taşımıştır diye..
    ···
  8. 8.
    0
    yukarı
    ···
  9. 9.
    0
    @28 ejderhalarla alakalı bilmiyorum panpa bildiğin bir şey varsa anlat * öğrenirim *
    ···
  10. 10.
    0
    @30 panpacım ben de araştırayım sonra yazarım.. yazınca sana haber veririm. bildiğim fazla bir şey yok ama türk mitine çin kültüründen geçtiğini biliyorum bir de hunların başkentinin adının ejderha şehri anldıbına geldiğini biliyorum.. bahattin öğel okumak lazım..
    ···
  11. 11.
    0
    ne bu kadar mı amk
    ···