şakirtlikten pezevenkliğe giden yol

http://inci.sozlukspot.co...iden-yol/@agaczikenporsuk

çok değil sadece 6 ay sürdü.
güzel olmayan ama yine de "yoklukta gider" bir yaşantım vardı. birden kendim fethullah gülen cemaatinn içinde buldum. ailemden kaçıyordum. çünkü aramız pek iyi değildi. 16 yaşımda ayrıldım evden. cemaatte kalıyordum. okula gidip evime değil, cemaat evine dönüyordum. yazın biriktirdiğim paraları harcıyordum okul zamanlarında. oklda bir kız bana aşık oldu. sonra talihsiz bir şekilde öldü. aradan yıllar geçti. sonra bir kıza aşık odum ve olaylar gelişti. derken bakire kız bile pazarladım para kazanmak için. çünkü ben artık sokaklarda yatan bir insan olmuştum. insan? duyguları körelmiş bir insan. hiç bir şeye, hiç kimseye üzülemeyen bir insan. geçmişim bitti artık. ne ailem var. ne arkadaşlarım. ne de üniversitem.
sıfırdan başlıyorum iki haftadır. bebek gibi.

eskişehirde doğdum. eskişehirin en köklü lisesinde okudum. şimdi o okul yerinde yok. son mezunlarıydık biz.

lise birde ben sizle yaşamak istemiyorum dedim evdekilere. yaz tatilinde inşaatlarda çalıştım. 2 bin lira param vardı ve sigara içme gibi bi alışkanlığım yoktu.
sıra arkadaşım tam bi şakirtti. onu aradım ve bana e ayarlamasını söyledim. okul başladığında bende bir cemaatçi olmuştum artık. akşamları fethullah gülenin kitabını okuyorduk, kuran okuyorduk ve bunlar mecburiydi.

bir kız vardı. ismi züleyha değil ama ifşa olmasın dye ona züleyha demek istiyorum. z ile başlayan başka bir ismi var. gamzeleri olan, uzun boylu kumral bi kız. enfes bi güzelliğe sahip. ergenliğin getirileriyle beraber geceleri onu düşünüp banyoda 31 çekiyordum. bunu bir tek ben değil, sınıftaki tüm abazan erkekler yapıyordu.

büşra isimini verdiğim en yakın arkadaşım var. en çekingen biriydim lisede. bi tek onunla dertleşirdim. çünkü onunda yaşantısı benimkine yakındı. büşra bi gün bana geldi ve züleyhanın bana aşık olduğunu söyledi. bu nasıl olur amk? ben yakışıklı bir erkek değilim ve züleyhadan hoşlanan zibilyon tane yakışıklı çocuk var okulda.

ama ben aşka inan birisiydim. züleyhaya açıldım evet. teklifimi kabul etti ve artık o benim sevgilimdi. ona aşık değildim ama bu fırsatı geri tepmek için idiot olmak gerekirdi. her akşam ev abilerinden izin alıp züleyha ile buluşuyordum. ama ona hiç yatma teklifi etmedim. buna cesaret etmedim. hatta elime fırsat geçmişti züleyhaya çakmak için. ama cemaat beynimi boyamıştı bi kere. zina günahtı.
züleyha ile 3 yıl birlikte olduk.

bilenler bilir eskişehirdeki dershaneler sokağını. zülehayı oraya çağırmıştım. sinema bileti almıştım. onu sinemaya zütürcektim.

aradım züleyhayı.

+ alo aşkım nerdesin? dedi.
- sınav dershanesinin önündeyim. dedim.
+ tamam ben de belediye durağına geldim iniyorum şimdi. dedi.

o duraktan inip yanıma gelmesi sadece 3 dakika sürer.

5 dakika oldu fakat züleyha gelmedi. kalktım ve durağa doğru yürümeye başladım.

durağın orda bir kalabalık var ki mahşer kalabalığını andırıyordu. yada ben cemaat yüzünden kafayı yemiştim. ikinci ihtimal biraz daha düşüktü ama.

kalabalığı yardım ve meydana baktım. evet yerde iki kişi yatıyordu. biri züleyha idi. diğeri ise genç yağız bi delikanlı. anlaşılan genç şoförümüz züleyha'ya çarpmış. yüzü kanlar içindeydi. ağzı açık kalmıştı. elinde telefonu vardı. o sarsılma ile nasıl telefon elinden düşmemeişti hala anlamış değilim. ben de yere yığıldım.

züleyhayı olaydan sonra bi kez daha gördüm. morgdaydı. yüzü mosmordu. kafasının ön tarafında hiç saç yoktu. ben hep okşardım o saçları ama orada saç yoktu. kafasının kel olan ön bölgesi içeri doğru çökmüş vaziyetteydi.

hayatım boyunca bir kız için ilk defa o an ağladım. o görüntü hala hiç aklımdan çıkmıyor.

cenaze namazına katıldım lakin mezara beni zütürmediler. çünkü ailesi beni görmek istemiyordu. züleyhayı o günü zorla çarşıya çağırdığım için öldüğüne inanıyorlardı. yani züleyha benim yüzümden ölmüştü onlara göre. ancak ben hiç vicdan azabı duymadım.

okulun son günleri yaşandı bu olaylar. artık okuldaki herkes bana öcü gibi bakıyordu. acıyorlardı bana. görüyodum bunu onun yüzlerinde.
okul bitti. üniversite sınavları geçti gitti.

ağustos ayında selçuk üniversitesi matematik bölümünü kazandığımı öğrendim. aynı ayın 20sinde, yani bayramın birinci günü izmire tatile gittim.

asıl kıyametim şimdi başlayacakmış. ama bundan benim zerre kadar haberim yoktu.

çok bilinen bir interaktif sözlükte daha yazarım. o sözlükte izmirli bi kızla tanıştım. ismi melike. ona; izmire gediğimde beni gezdirir misin dedim. izmiri pek bilmediğimi söyledim.

izmire çok kez gitmiştim ama hep anneannemlerin evine(menemene) gidiyordum.
teklifimi kabul etti ve 24 ağustos günü çankaya metro durağının oradaki teb bankasının önünde buluştuk.
iyi bi kızdı. güzeldi. zekiydi. siyasi kitap okumasını severdi. tıpkı benim gibi.

23 eylül benim doğduum gün dedi.
ondan hoşlanmıştım fakat ona aşık değildim.
o da 5 yıllık sevgilisinden yeni ayrılmıştı zaten. kafası karışıktı
sonra döndüm eskişehire. 17 eylül sabahı konyaya gittim valizimi alıp. annemle vedalaştım. babamla da sadece tokalaştım giderken. babam artık banapara gönderebileceğini söylemişti. babamdan en son 15 yaşında, kurban bayramında para almıştım.
2 gece kaldım konyada. ve 19 eylül akşamı trene binip tekrar izmire gittim konyadan.

20 eylül sabahı izmirdeydim. elimde sadece bir poşet vardı. ona ayakkabı almıştım hediye olarak.
trenden indim ve direk çankayaya gittim. kpssye hazırlanıyordu. ve dershaneye gidiyodu.
hemen onun dershanesinin önüne gittim. onu gördüm. dayanamadım mesaj attım.

"siyah tayt mı giydin" yazdım. o hemen anladı izmirde olduğumu. sonra camdan beni görmüş. koşarak aşağı indi ve bana öyle bi sarıldı ki dedim tamam benim kadınım bu olmalı.
o günü akşam beraber hastanede kaldık. kendisi sağlık meslek çıkışlı ve özel bi hastanede çalışıyor. aynı zamanda 2 yıllık üniversite okuyor kendi bölümüyle alakalı. ve kpss sınavına girip devlet hastanesine atanmak istiyor.

o akşam nöbetçiydi. beraber hastaneye gittik. gece saat 1den sonra hastalar gelmemeye başladı. tek çekyat vardı. sırt sırta verip uyuduk en masumundan.

3 gün kaldım izmirde. sonra basmane tran garında vedalaştık melike ile. ayrılırken ona açıldım. ona aşık olduğumu söyledim.

bende seni seviyorum dedi.. öptü beni. fakat beni ailesinden gizlemesi gerekiyordu bi süre. çünkü bi porsuk benim sevgilim deseydi annesine, annesi direk söz veya nişan isteyecekti bizden. hem melike eski sevgilisinden ayrılalı daha bi ay olmuştu.
eylül ayının son hafta sonunda tekrar gittim izmire. sonra ekimde yine gittim. kurban bayramı tatili vardı ya 10 günlük. bu on günün 5ini izmirde 5ini eskişehirde geçirdim.

bu arada konyada da cemaat evinde kalıyordum. zaten özel ev bosna mahallesi dışında pek yok burda. 42 tane cemaat varmış konyada amk

kasımda gittim aralıkta gittim.

10 aralık günü izmirdeydim. bu sefer otobüsle gittim. çünkü melike mide kanseri olmuştu. beni hemen yanında görmek istemişti. ben de son vize sınavından çıakr çıkmaz kampüsün önünden otobüse binip izmire gittim. bir pazar günüydü.

akşam saat 10da hastanenin önündeydim. içeri girdim. sarıldık birbirimize uzun uzun.

o ağladı.
ben de ağladım. çünkü o mide kanserine yakalanmıştı hem de 2. defa. biyopsi falan yapıldı. netice kanser olarak çıkmıştı.

o gece yine beraber uyuduk. ama sadece 2 saat uyuduk *

saat gece 3 gibi bi uyandım ve melikenin dudağına bi öpücük kondurdum uyanması için.

ve sevişme zamanımız gelmişti. dinliyo musunuz lan bu kısmı?

melike bakireydi. 5 yıl boyunca eski sevgilisi ile birlikteydi fakat hiç yiyişmemişler bile. sadece öpüşmüşler yani ergen gibi. bunu bana onun en yakın arkadaşı söyledi gizli gizli.

zaten 10 aralık gecesi belli oluyordu daha önce hiç sevişmediği. kavun gibi yatıyordu yatakta.

öüpüşürken birden elimi onun memesine attım. dur naapıyosun dedi. onu öpmeye devam ettim. memesinin tekni dışarı çıkardım ve sıvazlamaya başladım. iki parmağımla hızlı hızlı ileri geri getirip zütürüyordum memesini. bi p0rnoda görmüştüm. böyle yaparak kızları orgazm yapabiliyormuşuz. öyle oldu zaten. melikeden ah uhhh sesleri çıkmaya başladı. direk memesini yalamaya başladım. memeucunu yalamaktan o kadar büyük zevk alıyordum ki hiç bırakmak istemedim.

memesini yalarken sol elimi bunun zütüne doğru zütürdüm o onun zütü okşamaya başladım. sonra elimi hiç çıkarmadan bunun dıbına doğru zütürdüm. dıbını parmakladım. aman alalhım o ne lan. hayatımda ilk defa elim ama değiyordu. parmağımın tekini dıbının çine soktum ve ıslaktı. sanki bizim damağımız gibi. kaygandı yani ıslak ve kaygan. (sonradan öğrendim meğer orgazm olduğu için ıslanmış bunun amı)

sonra o da bana 31 çekmeye başladı. zaten yiyişirken 1 kere boşalmıştım ama bu benim gibimi tekrar kaldırdı.

yapma melike dedim beceremiyosun zaten dedim. böye dedikçe o daha da hırslandı ve iki elle çekmeye başladı benim gibi.

sonra dur yapma dedim. bu yapmaya devam etti ve oracıkta boşaldım kızın eline.

mal gibi eline baktı. spermleri inceledi.

sabah 6ya kadar sevişmeye devam ettik. ama hiç sokmadım kıza.

sonra 4 gün daha kaldım izmirde. kızın hastnae işlerini hallettik. kanser olduğunu hiç kimseye söylemedi. bi ben bir de o en yakın arkadaşı biliyordu sadece.

artık daha sık izmire gitmek zorundaydım. çünkü onun morale, dolayısıyla bana ihtiyacı vardı. vizelerden sonra okula hiç gitmedim. battı balık yan gider hesabı.. nasıl olsa devamsızlıtkan kalcam en iyisi hiç okula gitmemektir dedim. aralığın sonunda , ocağın başında yine gittim izmire.

o ara ayrıldık melikeden. sözlüğe "züleyhanın ölüsü bir an bile aklımdan çıkmıyor" yazmıştım. bu da görmüş o entryi. zannettiki ben züleyhayı hiç unutamıyorum. ve benden ayrılmak istedi o hasta haliyle.

şubat ayına kadar gitmedim izmire. şubatın 11inde gittim tekrar. eskişehirden tatil dnüşünde hiç konyaya gitmeden direk izmire gittim.

melikenin durumu içler acısıydı. zayıflamış. çok zayıflamıştı. saçları yavaş yavaş dökülüyordu. eskiden iki avucuma gelirdi saçları ama artık o akdar bol saçı yoktu lan.

ve beyler en kötüsü de neydi biliyor musunuz? kız ölüm pgibolojisi denen bişey yakalanmış amk. her taktan korkuyordu. hastane odasındasındaki tv bozulmuştu. birden çekmemeye başladı tv. gitti televizyoun yan tarafına vurdum iki defa. kız bırden çığlık attı. noldu dedim. ses çıkartma korkuyorum dedi. içim parçalandı amk.

bi saat sonra da kız uykuya daldığı sırada elimi şaplattım, kız yine bağırarak uyandı amk. her taktan korkuyodu kız

o gece beni yanında uyutmadı. dışarı attı beni saat gece 2de.

ağlayarak çıktım bende. hastanenin önünde bekledim mecbur çünkü o yakınlarda otel falan yoktu. hastane izmirin yüksek yerlerinde öyle söyliyim.
sabaha kadar zütüm dondu. üstümde sadece bi polar vardı. mont alacak param bile yoktu. çünkü tüm parayı izmirde harcıyordum.
kızın durumu da kötüydü. hem de benle de barışmıyordu. kanserin kötü huylu olduğunu düşünüyordu doktor ve ona göre kemooterapi görüyordu. o yüzden hayli bitkindi melike. morfin vurduruyormuş kendine.
kesin sonuçları martta belli olacaktı. o soğukta ben bekleme salonunda hiç uyumadan bekledim sabaha kadar. 4 saatte 1 paket sigara bitti şaka maka. sabah oldu güneş doğdu. artık ortam ısınmaya başlamıştı ama ben hala üşüyordum. o günü soğuğa karşı direnç kazandım resmen.
sonra tekrar döndüm konyaya. barışmadı melike benle yine.

bi süre konyada kalmam gerekiyordu. çünkü zırt pırt şehirdışına çıkınca ev ahalisi benden şüphelenmeye başladı. cemaat evi amk adamlar ottan taktan haberdar olmak istiyorlardı.

melike ile aramız yavaş yavaş düzelir gibi oldu. mesajlaşıyorduk yine. ama bana hiç sevgili gibi hitap etmiyordu.

6 martta snuçlarının çıkacağını söyledi.

sakın ama sakın izmire gelme dedi. ben tek başıma öğrenmek istiyorum sonuçları dedi.

ama ben dayanamaddım gittim izmire.

sonuç iyi huylu tümör çıktı amk şaka ibi. temmuzda bi ameliyat olacakmış ve artık i şeyi yoktu. tedavisine de gerek kalmamıştı artık.

6 mart günü melikeye hiç görünmedim. egede okuyordu. onu uzaktan takip ettim hep ve ona çiçekler gönderttim akşama kadar.

benim şansıma 6 mart akşamı da nöbetçiydi ve asıl bomba: o günü mr cihazı bozuktu amk (: yani hiç hasta gelmeyecekti.

akşam olduğunda gittim hastaneye. beni gördüğüne çok sevindi. çiçekleri benim gönderttiğimi söylediğimde daha da çok sevindi.

sonra o gece beraber uyuduk. ama saat dörde kadar beraber uyuduk.

saat dörtte yine uyandırdım melikeyi. ve bu sefer çakacaktım kıza. ilk sevişmemiz kanser olduğunu öğrendiği gün olmuştu. ikincisi de kanserden kurtulduğu gün oldu.

çevirdim melikeyi kendime doğru. resmen gözüm dönmüştü. ama onun tenini çok özlemiştim. bu sefer direk memelerine saldırdım. önce biraz yaladım memelerini. sonra bunun üstünü çıkarttım. yine yapma falan dedi ama hasta yoktu o gece. cihaz bozuk olduğu için kimse bizi rahatsız etmeyecekti. çırılçıplak soydum kızı ve hunharca yalamaya başladım.

sonra elimle kızın dıbını tekrar parmakladım kız benden daha çok orgazm olmuştu resmen.

melike dedim sen hiç bişey yapmıyosun resmen. biraz gazladım kızı ve onu oral cikse ikna ettim.

başladı benim yannanı yalamaya. o kadar hızlı giy gel yapıyodu ki zevkten dört köşe olmuştum amk. 2 dakika içinde boşaldım tabi. ama ağzına değil çarşafa boşaldım bu sefer. çarşafı değşirip devam ettik.

benim yarak kalkınca tekrar devam ettik. bu sefer soktum kıza önden. yavaş yavaş git gel yaptım çünkü biraz tedirgindim. ilk kez bunu yapıyorduk. hem o hem ben.

sonra ben hızlandım hızlandım hızlandım. elimde kızın memelerini sıkıyordum aynı zamanda. çığlık atmaya başladı melike. elimle ağzını kapattım çünkü hemen yan tarafta başka bir tekniker vardı. sesleri duyabilirdi.

ben daha boşalamadan kızın amından kan gelmeye başladı.
kızlık zarı delindi galiba. gülerek ona baktım. o kızarmıştı. ama sonra o da güldü.

bir kezban edasıyla "artık senin kadınınım" dedi.

o çarşafı da topladık. odada çarşaf kalmamıştı amk. altımıza battaniye serdik bu sefer. ama ben durur muyum devam ettim sevişmeye. gibimin tekrar kalkması için önce bi yiyiştim kızla.
tam o sırada ezan okundu amk. ne yapacağımı bilemedim. duraksadık ikimizde. tamam kız izmirli ama o da bazen sabah namazlarını kılardı v bende cemaat evinde yaşayan birisiydim. ister istemez insan vicdan azabı duyuyor. ezan okurken biz duraksadık. kıldığım bütün namazlar aklımın ucundan geçti. sanki hepsini boşuna kılmışım hissi uyandırdı bende.

zina haramdı.
ama ben çatır çutur zina yapıyordum o an.