Çok uzun

APTAL YÜREĞiM

Günlerden yine sonbahar...
Düşen yaprakları andırır yüzündeki her çizgi
Aptalları kandırır sözündeki o tatlı gizem
Benim bir buhrana dayanacak yüreğim var
Nasılsa hep aynı yerden başlıyor inanmaya aptal yüreğim

Teninde soluyorum güneşin servetini
Işık misali vuruyor hasretin penceremden
Yokluğunla söndürdüğüm bir lamba daha
Hayallerimi düşürüyor suya zihnimden

Seninle bölüyorum karanlığın zehrini
Sokak sokak dolaşıyorum yokluğun şehrini
Ürperen yüreğimden dökülen bir yaş daha
Yaşlandırıyor aşkın hengamesiyle beni

Günler bir bir akar...
Küsmüş çiçekleri açtırır gülen gözlerinin mavisi
Aşıkları usandırır istanbul misali şiirsel bakışın
Aşk zaten her yerde, benim hala umudum var
Nasılsa hep aynı yerden başlıyor inanmaya aptal yüreğim

Teninde soluyorum güneşin servetini
Işık misali vuruyor hasretin penceremden
Yokluğunla söndürdüğüm bir lamba daha
Hayallerimi düşürüyor suya zihnimden

Seninle bölüyorum karanlığın zehrini
Sokak sokak dolaşıyorum yokluğun şehrini
Ürperen yüreğimden dökülen bir yaş daha
Yaşlandırıyor aşkın hengamesiyle beni

Aşk zor iş üstat...
Hem onunlayken yaşarsın en derinleri
Hem onsuz koklarsın bahçedeki gülleri
Gül terk eder dumanlı yollardaki sevdayı
Ben o sevda için nelerimi vermezdim de
O benim için benden vazgeçer, yüreğimi deler geçer
Nasılsa hep aynı yerden başlıyor inanmaya aptal yüreğim

Nacizane bişiyler karaladık işte.

Yunan harabelerinin dibinde saz çalıyorum.
Ciğerlerimde Ege havası,
Tezenemde Ege havası var.
iki bin yıllık mazinin üstünde uzanıyorum.

Yunan harabelerinin dibinde şiir yazıyorum
Kalemim de Ege tavrı,
Biçemimde Ege tavrı var.
Düşmanı bozduğumuz yerde uzanıyorum.

Zeybek çalıyorum Yunan harabelerinin dibinde.
Parmaklarım geziniyor Ege'nin üstünde.
Mustafa Kemal'in altın başı
Doğuyor güneşten önce.

Yunan harabelerinin Dibindeyim.
Türk askerine tarihin selam durduğu yerde.
Ege sahilindeyim,
Megali idea nın battığı yerde.

FELSEFE
Bizim benliğimize mi hizmetkar Dünya?
Kölesi mi olmuş üç günlük ömrümüzun?
Bilen biri varsa söylesin Allah aşkına
Neden doyum noktası yok gönlümüzün?

Fani dünya için yüce Rabbini üzdün
O senin gibilerinden çok daha üstün
Üstüne üstlük üstündekine küstün
Sen sadece Rabbinden bir parçasın

Boş sözü duyup kendine düstur edindin
Makam mevki için yeminlerden döndün
Ama bundan 70 yıl sonrasını da düşün
Mezara mal mülk değil günah sevap girer

Beyhude kürek çekersin akıntıya
Gününü gün edersin günahlarla
Günden güne yaklaşır sürgün ahlarla
Gün güne kavuşmadan bunu anla

Vefa, adamlık artık laf-ı güzaf oldu
Artık doğa ananın felsefesi bu mu?
Her yer kibir, kasvet, kir pasla dolu
Para pul hiç insana ilaç olur mu?

Şu karşıki köşe er kişi köşesi olsun
Şu karşıki köşe de ağa paşa köşesi
Ne olacak sendeki ağa paşa neşesi?
Günahsız doğdun, günahsız vefat et

Sabra biat etmek lazım meyvesi var
Gül dikensiz ekgibtir, taşlıdır yollar
Sen çalış, gönlünce olur her şey
Sabrın sonu selamettir, merak etme

hiç şiir yazmadım bir gün karalarsam buraya yazarım

yüreğine sağlık yannankebabi

ROMANLARDA YAZILI

Uzanıyorum sensizliğe
Gecenin zalim yüzüne
Içimde kaygılar, gözümde hayalin
Üzerimde bir örtü, aklımda sesin
Dertler son bulmuyor ki
Hayat zalim bir hüzün*
Ama parada pulda yok gözüm
Yeter bana seven iki gönül
Sen yetiyorsun bana canözüm

Inkar ediyorsun, etme
Seven gönlümü incitme
Onca güzellik yaratmış Rabbim
Biri de sensin işte, gel sev
Bu ne güzellik Rabbim, gel de sevme
Inkar ediyorsun, etme
Güneşli günler bize yakışır
Gelirsen, tutarsan ellerimden
Gecemiz gündüzümüze karışır
Inkar ediyorsun, etme
Adlarımız kalplerimize kazılı
Bundan iyisi yok tarihte
Bizim aşkımız romanlarda yazılı

Sen üzerinde ince ipek entariyi süzdürürken
Ben oradaydım.
Saçlarını toplarken özensizce
Narin parmaklarını seyrediyordum.
Göz göze gelince ılık ılık
Akıyordu gözlerin gözlerime.
Seni seyretmek yatıştırıyordu beni
Olgun, taze,sulu ve ferah bir meyveyi ısırır gibi
Gülüşlerinde ben oradaydım.
Sabahları mahmurluğunda
Akşamları bitkinliğinde.
Her şiirde seni arayan ben, oradaydım.
Karanlık yollarda korkuyla yürürken
Ben oradaydım.
Ne zamandır tutkunum sana
O gece geç saatte
Ben oradaydım.

Nacizhane üç beş satır da bizden olsun.

Portlerin altında ki tüm yaftalar bize dair.
Saçlarından bir bukle anlatıyorum.
Gözlerinden bir bakış, üçü dördü.
Her defası bir bir vuruş kalbime.
Dudaklarından yükselen sözler, sözcükler.
Saçılır üstüme.
Nefes alışın, bana verişin
Dudaklarımda raks eder, hissederim.
Sakallarım da üç avuç sevgi kokusu bırakır.
Parmak uçlarından tutunuşlar.
Tavanıma değinişin.
Pejmürde dahi cezbeder gözlerimi.
Dizilirler cümlelere.
Ciğerlerime tütsünen kırık bir koku, senin.
Dökük bir adama yakışır.
Ruhun seni sen yapar.
Kağıda dökülen kalemleri şahlandıran.
Aklındır hapseder aklımı.
Avucunda bir çiçek belirir o da mutlu.
Gözlerin ışık, avuç içindeki terin can verir.
Omuz çukurlarında yer edinen kelebek.
Söyleyince bir şarkı, dolar içime kelebekler.
Kanat sesleri duyulur.
Uçan bir sürü kuş, seni çizerler, seyrekalırım.
Kanatları senin için çırpılır.
Uçarlar gökyüzünde, dans ederler.
Yıldızın birine konarlar senin için, kaymadan.
Ay'a gelince tutulurlar.
Elmacık kemiklerinden bir kaydırak kurulunca.
Tüm çocuklar seni severler.
Gözkirpiklerinden asılınca bir salıncak.
Tüm çocuklar senin olur.
Sen göğe bakınca, mavi senin olur.

AĞLAYALIM
Tekdüze yaşıyor gönlüm yokluğuna esir
Senden başkasına vermem kalbi bilesin
Haydi şimdi ağlayalım ben burada sen orada
Zamana yenik düşen, yitip giden aşkımıza

O deniz gözlerini hatırladıkça her gün
Yağmur taneleri düşer gözlerimden
Ben aslında sen gittiğin anda öldüm
Ayrı koydun beni sen kokan düşlerimden

Ağlayalım tek başına geçen gecelerimize
Ağlayalım ki anlayalım ayrılık haram bize
Ağlamak yakışmasa da o güzel gözlerine
Ağlayalım ki gülecek günlerimiz olsun senle

TEFERRUAT
Yıllar yılı dert ortağım oldu duvarlar
Konuşacak bir kimse bulamadım hiç
Dilimde duan, duvarda hayalinin resmi
Mümkünatı yok seni geri getirmenin
Biliyorum ama umut fakirin ekmeğidir
Dersimi aldım önceki ayrılıklarımızdan
Biliyorum umudun yok senin benden
Lâkin dilimden gelemeyenleri bir duyabilsen

Ben küçük bir fidanım, sensin toprağım
Sevgiyle yeşereceğim aydınlık yerlerde
Senden gayrısı teferruat, sensin vatanım
Olmadığın her gün ben yerlerdeyim yerlerde

IÇ GÖRÜNÜŞÜM
Karlı dağların ayazı var ruhumun ötesinde
Uzar gider yazsam acılarımı, hüzün var sesimde
Bir gün gel sen dinle, anlarsın halimi belki de
Yorgunuyuz hayatın, bilmeyiz derman kimde

Görünenin ardında bir dağ var
Üzülür her gün halime ağlar
Kalın bir çizgiyle çizdim her şeyi
iç görünüşüm anlatır bilinmezi

Sanma ki bıkar, usanır, susar, uslanır bu gönül bir gün
Senden kaçar, gider, geri gelmez ölürsün bensiz her gün

Yine iki satır bir şeyler paylaşmak istiyorum, edebiyatı seviyorum

HESAPLAŞMAK GEREK
Hesaplaşmak gerek ağlamaktan gülmeyi unutmuş yüzlerle
Gözyaşlarından oluşan, mazi kokan denizlerle
Hesaplaşmak gerek aradan çok zaman geçmeden
Aydınlıklar geçip gidip son fener de sönmeden

Kaçıncı asır bu masuma zulmedilen?
Zulümden mütevellit kaç ruh gitti bedenden?
Sende, bende bu soruların cevabı aslında
Ama korkarız söylemeye sonsuza dek

Hesaplaşmak gerek halinden şikayetçilerle
Kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyenlerle
Yıllar geçmiş o güzel günlerin üstünden
O günler bir daha gelmeyecek bizim yüzümüzden

Yaprak yaprak yazıyorum ihanetlerin adını
Tarihten silinmez hiçbir kötülük, ey cani
Bugünün yarınları zindandır bilesin bunu
Sırat köprüsünden bir namert geçecek o gün

Kara kışlar gördü nice naif gönüller
Sarıldı yeni güneşlere karanlık bitsin diye
Bitmez dediler, yorulmak bıkmak bilmediler
Ama bitti işte saltanatları zavallıca

Birçok insan kadir kıymeti bilinmeden gitti
Geride koskoca kan yığını kaldı geceye
Gelmez dediler, hesap kitap bilmediler
Ama geldi mahşer günü, can gitti onlarca

bende istiyom lan böle bi başlık
vardı biak karalamam da
allah bilir nerde

O GELiYOR
Durun dostlar durun, o geliyor
Gönlümü fethetmeye, beni mecnun etmeye geliyor
Sultanım olmaya, beni uçurumdan almaya geliyor

Durun dostlar durun, o geliyor
Bana doğru geliyor, kalbim küt küt atıyor
En iyisi akışına bırakmalı...

Sen benim mısra-ı bercestem
Yastığımda kokun, zihnimde gölgen
Sen sonbaharda esen ılık bir meltem
Kalbim küt küt atıyor, geleceksen gel

Sensiz soba bile ısıtmıyor içimi inan ki
Gel vefasız, gel vicdansız umudum sende anla
Sensiz hep ekgib bir yanım, hep yarım
Gel vefasız, gel vicdansız çağırmazdım acil olmasa

SENSiZCE UZAKLAŞTIM
Seslendim, duymadın
Göremedin beni, buradaydım ben
Ruhumu anlayamadın
Sadece kendini görüyorsun sen
Dev aynasında...

Vakit kaybetmeksizin çıktım kalbinden
Üzülme diye daha fazla
Hep sustum, bozmadım kendimi
Sendin hep beni bekleten
Amansızca...

Nasıl inanabilirdim ki aşkına?
Söyle bana, ne yapmam gerek daha?
Vurdun yüreğimi, beni ağlattın
Vakit kaybetmeksizin sensizce uzaklaştım
Elveda...

Beyler ben carravella ile aynı kişiyim. Şiirler benden, okuması sizden