Kapı kapanıp da kader dışarı çıkarıldığında çığlığı uzaklaşmasına rağmen dakikalarca kesilmedi.En korkunç işkenceleri üstünde uyguluyorlardı. Belki köpeklere atılmıştır canlı canlı diye düşündün. ibrahim ise "derisini kazıyıp tecavüz edecekler sonra canlıyken köpeklere atacaklar" dedi.O bu çığlıkları daha önce de duymuştu.

Yerinden kalktın. Kırılmış kapıdan dışarıya baktın. Güvenlik koridorun başındaydı daha. ibrahime baktın
"Göreceklerin için üzgünüm" dedin.

gibini sıvazlayarak meryeme yaklaştın. Kanlı yerlerine çok dokunmamaya çalışarak üstüne yattın ve içine girdin. Hala sıcacık fakat tombala torbası gibi de genişti içi. Ellerini göğüslerine attın, kana bulanmışlardı. Gizemin fındıklarını saymazsak ilk kez gerçek bir göğüs elliyordun. Yumuşacıktı,eline sığmıyordu göğüsleri. Sırtüstü çeviririp tekrar içine girdin ve göğüslerini emmeye başladın. Kanlı kanlı emiyordun ama inanılmaz zevk alarak içine boşalmaya başladın.

Hayallerindeki sevişmeye çok benzemiyordu ama belki de daha fazla zevk almıştın. Arkanı döndüğünde ibrahimin yabancılaşmış bakışlarına aldırmadan

"Erkek olmaya ihtiyacım vardı" dedin.

Tekrar kelepçelenmiştin. Hamitin dışkısının kokusu duvarları boyarken koridorda ayak sesleri duyuldu.Dev adam içeri bir boğa kadar sinirli girdi.Bir yanağı o kadar kızarmıştı ki tokat yediğini hemen anladın.

Elinde ucu koridorun ortalarına kadar giden hortumla tüm hırsını kaderden çıkarmaya başladı.
"dıbınakoduğumun pislik torbası" diye söverek bir kırbaç gibi kullanıyordu hortumu. Koridor tarafına dönüp aç suyu dedi ve su git gide artarak açıldı. Kaderin üstüne tayzikle tutuyor arada bir seni de ıslatıyordu."kapat" diye bağırdı."Ben biliyorum sana yapacağımı" dedi ve hortumun ucunu kaderin deliğinden içeriye itti "aç" demesiyle kader ayaklarını çırpmaya başladı ama nafileydi.Dev adam belli aralıklarla hortumu sokup sokup çıkarıyor kaderin deliğinden akan pislikler suyla birlikte odanın zeminine yayılıyordu.

Kader dehşet içinde bağırıyor bacaklarını kasıyor ama durduramıyordu dev adamı. Kaderin zütünden sadece su gelmeye başlayınca bir tekme atıp bıraktı ve sana baktı "sen de aynısın dıbınakoduğumun çocuğu sen de " diye gürledi ve bacaklarının iç kısmını tekmeleye tekmeleye ayırıp hortumun büzdüğü ucunu deliğinden içeri itmeye başladı. Plastik hortumun deliğini keserek ilerleyişini hissettikçe dişlerini ve gözlerini sıkıyordun ama acı git gide artıyor buz gibi su içine doluyordu. Yapman gereken tek birşey vardı. Hemen bitmesi için tuttuğun şeyi bıraktın ve bacakların doğum yapan bir kadın gibi açıkken sıçmaya başladın

Kahvaltıdan sonra tuvaletlere zütürülmüştünüz. Vücudun belli saatlerde yapmaya alışmıştı. Sıçtığın zaman korkudan parmağını sokarak temizliyordun artık. Kendini eli gibinde bekleyen,bu türde ciks için fazladan para ödeyen adamlara hazırlıyormuş gibi hissedip kötü oluyordun. Saitin babası da zengin oto galeri sahibi bir adamdı. Onun da var mıydı böyle değişik fantezileri.

Belki de karısını gibtiren bir gavattı ya da bir sübyancı. Para istediğin türde ciksi kapına getiriyordu. Yeni yeni dönmeye başlamış taze erkekleri para verip kolayca gibmek de yüzbinlerce fanteziden yalnızca biriydi.

Yarım saatlik bina içinde yapılan yürüyüşten sonra kelepçelenmeden başka bir odaya zütürüldünüz kaderle. Ağdalı tüysüz vücutlarınızı görebileceğiniz boy aynaları ve iki de yatak vardı.

Yatakta meryem ve kendini hayal ettin. Küçük arka deliğine koca gibini sokuyordun ve ensesinden kavrayıp iyice sıkıyordun.Ve o da yandaki yatakta gizemin daracık dıbını genişleten hamite bakarak "oohh ohhh kökle erkeğim kocam" diye inliyordu.Ve gizem de karşılık veriyordu."Ooohhh hamit harikasın bütün deliklerimi gib ah evet ah ah ah ah " ve ikiniz de hırslanıp hızlanıyor canlarını acıtarak tokatlayarak gibiyordunuz ki bu hayal ensende hissettiğin geniş bir el ile zihninin ücra köşelerinde kaybolup gitti. Kalkmış gibine çevrilmiş gözler şaşkın şaşkın bakıyordu.iki tane iri sayılabilecek adam sizi tutup yatağa zütürdü.

"Ee ne duruyorsun yalasana huurm,sen Tülaydın değil mi?"

Kanlar içindeki sırtınız yanarken yüzüstü yattınız birbirinize bakmadan, konuşmadan.Sadece boşluğa baktığınız.

"Tülay" dedi hırıltılı bir ses çıkararak.

"Meryem miydi o? Söyle meryem miydi"

O an meryemin adı geçince memeleri aklına geldi. Gizemin memeleri küçücüktü o yüzden güzel meme hasreti çekiyordun.Her kucak pozisyonunda küçük memeler görmek sana ekgib geliyordu."Ulan meme ucu olmayanlar var bir de" diye geçirdin içinden.Ama yine de bu teselli büyük meme hasretini bastıramadı. Gizemin annesinin memeleri büyükse onu ayartıcam dedin kendi kendine. Kadın sen bunları düşünürken sevgilisinin arka deliğini yalamaktaydı,bu da onların fantezisiydi. Boşluğa daldığında hep böyle şeyler düşünüyordun. Kader ağlamaya başladı "Tülaaay"
Cevap vermedin.

"Ne olur boğ beni Tülay ne olur" sanki odada kamera yokmuş gibi kalkıp da boğamazdın kaderi,ama isterdin.

Kapı açıldığında iki adam sizi sürükleyerek duşa zütürdü. Ayağa kalkamadınız, duşta yüzüstü yatarak yıkandınız. Kanlar vücudunuzu terkederken etrafınızda kızıl bir havuz oluşmuştu. Hücreye gittiğinde ise ölüme terkedilmiş olan ibrahimi gördün. Odayı çürük et kokusu sarmıştı.iyi haber artık tak kokmuyordu, kötü haber çürük et kokusu çok daha berbattı

Birkaç dakika sonra yatakta füsun adamın kucağında zıplıyor sen ise kıllı adamın önünde şok içinde domalmış deliğine girmesini bekliyorsun. Aynı pozisyonda kader de bekliyordu ki altın dişli adamın dil darbeleri yüzünden neredeyse ağlayacaktı. Altın dişli adam başını çekti ve dizlerinin üstüne kalktı. Küçücük gibini hamitin deliğine sokmaya çalışırken kıllı adam da senin deliğini diliyle zorlamaya başladı.

Tam gözünü kapatmıştın ki altın dişli adamın bağırmasıyla odanın kapısı aynı anda açıldı.
"Bu ne lan, dıbınakoduğumun zütvereni bu ne lan diyip" gibine bakıyordu. Kaderin dışkısıyla bulanmış gibini gösterdi dev adama ve hamit yapmaya devam ediyordu ağlayarak.

Dev adam bir kaç saniye durup kadere baktı. Turuncu,kıvırcık saçlı adam çocuklar gibi ağlıyordu,sen ise kusmanın eşiğindeydin.Dev adam hamite bir tekme attı ve diğer adama "zütür bunu" dedi. Kader sürüklenerek çıkarken size de "çıkın". Diye bağırdı. Kader sürüklenirken siz de peşinden gidiyordunuz yer yer bulaşan dışkı izlerine basmamaya çalışarak. Adım başı olan silahlı adamlar pis pis sırıtarak sizi izlerken sen ağlayarak koşar adım hücrene gidiyordun.

içeride geniş bir yatak ve üstünde oturup sohbete dalmış 3 göbekli, orta yaşlarda adam vardı. Füsun kıvırtarak içeri girmiş ve yüzünde şuh bir gülüşle adamlara yaklaşmıştı.

Odaya girmenizle salya akıtıp gözlerini çıplak vücutlarınıza diken 3 adamın ufak, tombul gibleri göbeklerinin altından anında yükselmişti. iltifatlar ve tacizlerle sizi kendi yanlarına davet ediyorlardı.

"Offf yeni bunlar yeniii" diyerek hamiti yani kaderi dizine oturtmuştu adam. Kıpkırmızı vücuduyla ürkek ürkek titreyen kader adamın yönlendirmesiyle kalkıp adama arkasını döndü.Bir dişi altın olan adam kaderin tüysüz poposuna bir şaplak atıp öptü.
"Taş gibi ohhhh gencecik bir de acemi bunlar" dedi diğer arkadaşlarına. Omzundan bastırıp diz çöktürmüştü kaderi.Ben ise çoktan diz çökmüştüm vücudunun her yani gri kıllarla kaplı adamın önünde. Füsun ise adamın ufak gibinin tamdıbını alıyor bir eliyle de taşaklarını okşuyordu. Altın dişli adam kaderin saçlarından tutup gibine bastırdı ve hepsini kökledi kaderin ağzına. Benim ise dudaklarıma sürtmekteydi kıllı adam.

Sabaha doğru tam uyuyacakken yeni bir tangayla geldi göğüssüz travesti Füsun. Hamit uyuyakalmış ya da bayılmıştı. idrar kokusu hem hamitten hem de senden geliyor olmalıydı. Bacakları çarpık çarpık yürüyerek yere yığıldı Füsun. Gözleri boş boş uzaklara bakarken ellerini birleştirip direğe doğru uzattı ve adam kelepçeledi.

"Tülaycığım uyu biraz.Bir saat sonra kahvaltı saati" dedi. Sesi uykulu ve de kibardı.
"Tamam abi" diyip gözlerini kapattın.

Ayak bileğine yediğin şiddetli tekmeyle uyandın. Gizemi giberken gördüğün adamlardan birisiydi tekmeyi atan.Ne olduğunu anlayamadan Hamit de aynı tekmeyle uyandı."Kahvaltı vakti hoop gavatlar ayılın" dedi.

Ellerinizi çözdü ve ayağa kaldırdı.En önde göğüssüz travesti füsun vardı. zütünden dizinin arkasına kadar süzülüp kurumuş ince kan sızısını şimdi farkediyordun. Arkasında hamit vardı ve hemen ardında sen.iç çamaşırlarınızla yalın ayak boş koridorda yürüdünüz dev adamın arkasından.

"Geçin şöyle yiyin hadi 10 dakika 10 dakika" diye bağırdı.

Hayatında gördüğün en zengin kahvaltıydı bu

Eski demir yatağa gelişigüzel konulmuş sararmış bir yatağın üzerindeydi Gizem. Başındaki damarlar şişmiş, kendini kasmaktan kızarmış kel bir adam hırıltılar çıkararak onu aşağılarcasına gibiyordu. Vücudunun tek bir kasını bile hareket ettiremiyordun. Okşanmıyor,öpülmüyor, sevilmiyor sadece incitilerek, paramparça edilerek, kadınlığından ve hatta insanlığından soğutulurcasına göğsündeki kılları tıraş etmiş devasa bir adam tarafından gibiliyordu.

Yarı baygın bir halde boş çuval gibi boşluğa bakıyordu o adam içinden çıkıp yerini iri yarı göbekli bir adama bıraktığı zaman. Küçücük meme uçları hiç olmadığı mordu. Omzunda ve bel çevresinde de mor parmak izlerini görüyordun şimdi.O kadar büyük bir hakaret temposunda gibiliyordu ki delikleri, kadın olmaktan uzaklaştırılıyordu. Saçından tutup yüzünü pis yastığa bastırıyorlar daha sonra nefessiz bırakacak şekilde geriye çekiyorlardı.O kadar geriye bükülüyordu ki boynu, nefes alamıyordu. Ağzını açtın ve gözlerinden yaşlar akıtmaya başlamışken
"huur çocukl.." başını sertçe yere vuran el geriye çekildiğinde gözlerin tekrar kararmaya başlamıştı

Sesin kısılmaya başladığında sessizce küfürler savurmaya başlamıştın fakat boğazının acısına rağmen susmuyordun. Hareket kabiliyetiniz yere 5cm mesafedeki borulara kelepçelenmiş elleriniz yüzünden sıfırdı. Küçük bir televizyon kadar olan pencereden yıldızların ışığı süzülüyordu içeriye.

Sonunda sustun ve yanındaki adamı izlemeye başladın ağlamaya devam ederek. Cırtlak pembe bir kilot giydirilmiş, kaşları alınmış ve saçları profesyonelce omuzlarında kesilmişti. Tırnakları bakımlı fakat orta derecede pisti.Dik dik bakıyordu ağlamasını kesemeyen hamite.

"Senin adın ne? Neredeyiz biz" dedin.

"Cehennemin dibindeyiz" diyip başını geri hamite çevirdi. Tüysüz bir vücudu vardı, zayıftı ve seninle yaşıt sayılırdı.
Sonra hamite baktığı süre zarfında cevap verip vermemeyi düşünmüş gibi tekrar sana dönüp " Füsun " dedi.

"Füsun mu?"
"Füsun tabi amcık ağızlı gavat beğenemedin mi?"

Göğüssüz bir travestinin hamite dik dik bakışını dakikalarca izledin, beyaz,tahta kapı açılana kadar

Aradan saatler geçtiğinde akşam yemeği için mutfağa zütürüldünüz. Fakat Füsun ortalıkta değildi. Yemek,tuvalet ve yürüyüşten sonra odanıza geldiğinde gözlerin kilitlenip kaldı. Füsun vücudu mosmor bir şekilde kelepçelenmiş yatıyordu. Gözleri şiddeti belirsiz bir yumruklu morartılıp şişirilmiş, kimi yerine atılan çok sayıda kegible bir kan gölü içinde bırakılmıştı. Gözleri yarı açık duvarı izliyordu. Kelepçelenirken gözlerin gibine kaymıştı ki yediklerinin ağzına geldi. Kader ise sizi oraya getiren adamın gözlerinin içine baka baka aletini ağzına almış iştahla emerek ritim tutuyordu.

gibi sanki bir yere koyulup merdaneyle dövülmüş gibi ezik,mor hatta siyahlaşmış şekilde duruyordu. Kimi yerini kan toplamış, testislerinden biri patlatılmış fakat kesilmediği için içeride kalıp iltihaplı gibi şişmişti.

Dev adam gelip "ee füsun adın ne son kez soruyorum" dedi.

Füsun hiç ona bakmadı. Sana dikti gözlerini, çok küçük bir kısmı görünüyordu gözlerinin şişen göz kapaklarından. Başını dikleştirdi, gözlerinin içine baktı, baktı.

"ibrahim" dedi.

tak gibi amk sonlari

Ulan bu nasıl hikaye amk kjdfgdfg devam

"ibrahim... ibrahim.. psst" ölmüştü faydasızdı.

Kader kendini zorlayıp ayak uçlarıyla ibrahime dokundu. Uyanmadı.Bilekleri kan toplamıştı, acıyordu ama son bir kez daha zorlayıp sertçe dokundu.

"Hı" diye irkildi ibrahim. Sanki ölmüşte bir büyüyle geri getirilmiş gibi baygın bakıyordu.Kan toplamış, çökmüş vücudu, bacaklarının arasındaki vahim görüntüyle bir zombiyi andırıyordu.

Yutkunamadın bir an,gözlerinden yaşlar süzülüyordu.Ne soracağını anlamış olacak ki kaderin de gözleri dolmuştu.

"seni de mi sevgilin... ?" demene kalmadan ibrahimin şişmiş mor gözlerinden iki tane yaş süzüldü. Başını salladı sadece yara bere içindeki dudağını ısırıp.

"dıbınakoyim bundan da mı zevk alan var" dedi.

Sizin gibi onlar da satılıyor, fanteziye düşkün olan sapkınları doyuruyorlardı.

"Sözlümdü lan o benim sözlüm" dedi ibrahim.

"Anası babası nişana para vermem dedi. Nişan yapacaktık buradan aldığımız parayla. Tarihi bilmiyorum ulan tarihi belki de bugün nişanlanacaktık" dedi.

Artık hepiniz bırakmıştınız kendinizi. Hünhür hüngür ağlıyordunuz ki kapının önünde ayak sesleri duyuldu. Kader ve sen gözyaşlarınızı hemen sildiniz.Dev adam kapıyı açarken abartılı bir kahkaha patlatıverdin

"Ayy şekerim şu gibsize bak ya ahahha"

Kader oscarlık bir performansla doldurdu rolünü

"Evet canım yaa bari amı olsa ahahhahaa"

Bilader sen harikasın lan

Yatağın yumuşaklığında soğuk birşeyin rahatsızlığıyla uyandın irkilerek. Kolların ve ayakların sıkıca yatağın köşelerine bağlanmış şekilde buldun kendini. Soğuk plastik arka deliğini zorlayıp yararak girmişti içeriye. Aniden gelen gözyaşıyla ıslanmıştı yanakların. Başını ve vücudunu çaresizce sallamaktan başka birşey gelmiyordu elinden.O kadar hızlı git gel yapıyordu ki inlemeleri duymasan köpek sanacaktın.

Bu inlemeler erkek sesine ait değildi. Straponlu bir kadın olduğunu anlaman uzun sürmedi. Kafana sert tokatlar atıyor sırtını ve omuzlarını tırnaklıyordu. Sırtından akan kanları hissediyordun artık, zütündeki kuruyan kanın şimdi tazeleniyor olduğunu hissediyordun. Yaşlarla buğulanmış gözlerin netleştiğinde kendini tamamen bıraktın.

Kaderin saçlarından tutup arkaya çekerek sert darbelerle git gel yapan kişi meryemdi. Göğüsleri hayal ettiğinden daha güzel olan Meryem bilinçsizce, kontrolden çıkmış gibi sadece acı vererek giriyordu kaderin içine. Senin gücünü emip alan şey bu değildi. Senin üzerinde inleyen bu ses şimdi anlam kazanmıştı. Tenine değen bu tenin neden tanıdık olduğu şimdi anlaşılmıştı. Ağda ve bakım yapmak yasaklanmış, amlarını gizleyecek kadar uzatılmıştı kılları. Artık kanının aktığını bile hissedemiyordun. Binbir güçlükle başını çevirdin gözlerine bakacak kadar. Kaslarını zorladın.

Gözlerindeki insan gitmiş yerine vahşi birşey gelmişti.Bu beden gizeme aitti fakat içindeki o olmaktan çıkmıştı

Tarlabaşında linç edilmiş bir travesti gibi görünüyordun. Hamit olarak doğup Kader olarak ölen arkadaşın için gözyaşı döküyordun koşarken

Her şeyini paylaştığın dengesiz arkadaşının fantezileri için de döktün bir damla

Başlarda gizlense de annenin ve babanın öldüğü kazada onlara çarpan kamyon şoförüne o an bir travestinin sakso çektiğini biliyordun, bunun için döktün gözyaşlarını. Peruğun saçından kayıp düşmüş, makyajlı yüzün bir palyaçonunkine benzemişti. Ormanın seyrekleştiği yerde tekrar durdun.Tek adım atmaya gücün kalmamıştı. ibrahimi yere yavaşça koymuştun. Saitle oturup birbirinize bakmadan nefeslerinizi düzeltmeye çalıştınız. Silah sesiyle onlarca kuş huzurlu yuvalarından uyanıp semaya yükseldiler.Bir el daha duyuldu.Bir tane daha ve bir tane daha Sait elini silahına attı ama yerinde yoktu, çok geçti göz kapakları kapandı ve olduğu yere yığıldı.Sen de tam o an karnındaki kanın ellerine yayılışınını izliyordun.

ibrahimin titrek elleri bir kere daha tetiğe bastı ama mermi bitmişti

Gözlerini açıp kusmuk lekesine bakmamak için füsuna diktin gözlerini, kader uyuyordu. Keşke dedin kendi kendine, keşke saite bir not bıraksaydım dedin. Belki bulurdu, belki kurtarırdı. Yeniden başlarlardı. Gizemi düşünerek daldın füsunun yaralarını izlemeye.

"Ne bakıyon gardaş" dedi. Aslında çoktan uyanmıştı ama şişik gözleri saklıyordu bakışlarını.
-Füsun iyi misin ?
+ibrahim lan benim adım ibrahim
-Tamam ibrahim sessiz ol.Neler dönüyor anlat kurban olayım kim yaptı sana bunu?
+Bizim gibi sonradan dönenlere hasta olan büyük adamlar var. Satacaklar sizi satacaklar. Arkadaşın kabullendi bile baksana şuna. Yiyeceği yannanın hayaliyle uyuyor
-Biz dönmedik ibrahim, söz çıkı..

"Kahvaltı vakti hanımlar hadi hadi açın gözleri" kapı açılıp kelepçeleriniz çözülmeye başladı. ibrahime bakmadılar bile fakat o son bir şey mırıldanmıştı giderken

"Yarin altına yatmak da varmış" dedi uzaklara dalarak

"Yeter dıbınakoyim. Makası getir makası" dev adam eğildi.

"Al huur al söyle füsun musun ibrahim mi" diyerek gibini kökten makasın arasına sıkıştırıverdi. Yavaş yavaş kanamaya başlamıştı. Füsun inliyordu."Söyle lan füsun mu ibrahim mi?"
"ibrahim ulan ibrahim" diye gürledi.
"Bitik bu" dedi dev adam. Bastırdı makası.Tek seferde kopmayan gibi bir kaç seri hamlede ayırdı vücudundan. Kader ağlıyor başını çeviriyordu bacakları kaskatı kesilmişti.Sen ise dişlerini birbirine kenetlemiş, gözlerin dolmuş bağırmamak için zor tutuyordun kendini.

"Al bakalım gibsiz ibrahim" dedi.

ibrahim kan kaybederken gözleri de git gide kapanıyordu.Dev adam gibi parmak uçlarıyla tuttu, dilini ucunda gezdirdi ve sonra füsunun ağzına koyup ağzını kapattı. Füsun ağzını açıp da çıkarmadı,dev adam gittiğinde çiğnedi çiğnedi ve yuttu. Daha fazla dayanamadın ve ağlaya ağlaya kustun

Yorgunluk ve fazla acının uyuşturucu etkisinden uyuyakaldın

Kader azar yemekten korkarcasına emmeye başladığı şeyi şimdi iştahlı bir şekilde doyuma ulaştırıyordu.Sen ise kabullenememiştin henüz. Ağzında ileri geri hareket eden şeyin sertliğine, ıslaklığına benzemiyordu. Vajina güzeldi, yumuşak dudaklarını emip klitorisinde dilini hafif dokunuşlarla gezdirdiğinde gizemi bir çılgına çevirebiliyordu.

Bu şey ise her an ağzına boşalacakmış gibi kasılıp duruyor, yarısına kadar girebiliyordu. Adam başını okşadıkça kulaklarından bir cinin çıkıp adama üç yannan hakkı soracağını ve ardından ağzını burnunu gibeceğini hayal ediyordun.

10 dakika kadar devam etti bu zulüm ve artık daha kötüsünüm vakti gelmişti. Dört ayak üstünde yan yana olan yataklarda kaderle göz göze geldi. Kader belini ustalıkla kıvırmış gözlerini kapamıştı."Bu benim içime girerse, bilin ki ben öldüm" dedin kendi kendine.

Arka deliğinde soğuk bir kayganlık hissettin. Esmer,yapılı adam deliğini kremliyor ve parmağıyla masaj yapıyordu. gibin tuhaf bir şekilde semsert olmuş bekliyordun öylece. Diğer adam ise kaderin deliğini yalıyordu arada bir sert şaplaklar atarak.

1-2 dakikalık masajın ardından semsert birşey dayandı deliğine ve içeriyi zorladı.Bir eli belinde ve diğeri omzunda olan adam sen ileri kaçmaya çalıştıkça seni kendine çekiyordu. Yavaş yavaş girmeye başladığında kulağında sanki uçağın düşüşünü andıran tiz bir ses beynine ilerliyordu.Her git gelinde daha da derine giden şey gözlerinin kararmasına nedem oldu.

Karın boşluğundaki dayanılmaz ağrı ve kulağındaki ses adamın hırıltılarıyla daha kötü bir hal alıyordu.Sen boğuk sesler çıkarırken kaderin sesleri cazibeli inlemelere dönüşüyordu. Adam git gide sertleşen ellerinin kontrolünü kaybetmeye başlamıştı

"Sait inle"
"Ne?"
"inle sait çıldırtma adamı" derken biryandan üstündekileri çıkartıyordun.Çırılçıplak kaldığında Sait küçük bir şoka çoktan girmişti.
"Ahhh ahhh evet harikasın gib beni ahh" diye inledin ve "sen de inle dıbınakoduğum" dedin.
"Ooohhh ohhh züte bak bee ohhh süpersin huurm benim" ohhh diye inlediği sırada sen de olanları anlatıyordun " kaçırıldık sait çıkmamız lazım buradan "
"Lan sen marmariste değil miydin?"
"Ne marmarisi huur çocuğu ahhhh evet evett kökle aşkıımm ahhh"
"Kanka silahım var ooohhhhhhh ananın dıbını da böyle gibicem kaltak ohhh"
"ileri gitme giberim seni şurada züt lalesi"
"Lan tamam çıkarıcam seni tamam.Ama telefon kullanamam sinyal bozucu kullanıyorlar, yalnızız"

"Plan yap sait hemen ahhhhh ben de senin ananı giberim ahhh kocam benim ahh"

"Tamam kapıdaki adamı vurup koşuyoruz tamam mı? Sonra servise binip tüyüyoruz buradan"

"Aahhhhh tamaamm ahhhhh"