Bilimsel galiba suku

"Aşkım hiç okula gidesim yok ya" sesinde öyle bir ton vardı ki akşama kadar gib beni diyordu. Fakat Gizem tam bir sevgiliydi. Diğer erkeklere karşı bir marslı kadar yabancı, ırak.Sana ise donun kadar yakındı daima. Konuşmayalım dediğin zaman tekrar tekrar arar sorunu güzellikle çözmeden de vazgeçmezdi.

"Aşkım ilk derse girelim hocaya görünüp çıkalım olmaz mı? Hı?"

Konuşurken bir yandan da elini tişörtünden içeri sokmuş 80B sütyenini dolduramayan göğüslerini okşuyordun.

"Peki o zamann" diyip dudaklarına bir öpücük kondurdu. Gizem hemen moda giren bir kızdı. Penisinin üzerinde hareket ederek kendini bastırdı ve öpmeye devam etti. Sait'in klozetin içinde ahenkli bir melodiye dönüşen sidiğinin sesiyle irkilip yanına uzandı.

"Ayyy basılıyorduk" dedi sanki hiç olmamış gibi. Gözlerini kapatıp göğsüne bastırdın " yok yok" dedin içinden saite söverek. Sanki daha önce hiç basılmamışsınız gibi

"Şu garip halimden bilen işveli sazlııı
Göynüm hem seni arıyo... "

"Lan nazlı nazlı düzgün söyle şunu"diye çıkıştın saite her zaman olduğu gibi.

Çok geçmeden kapının önüne geldi. Girişteki ayakkabıyı görecek ki "Bro derse gidecek misiniz ya" dedi.

"Gelecek misiniz" değil de " gidecek misiniz?" demesi her şeyi açıklıyordu zaten.

"Tamam atarım imza da sen napıcan işin mi var?"

"Hee"

"Ne işi lan"

"Uyicam ya"diyerek uzaklaştı kapının önünden "hoppa gangam sıtağyll" diyerek. Gider gitmez Gizem elini şortunun içine soktu ve "ben bişey bulduuum" dedi dilini ısırıp gülerek.Bir yandan saati süzerken bir yandan da gülüşünden öptün ve "aşkım geç kalmayalım" dedin. Kalkıp giyinirken içinden de istatistiğe sövüyordun.

1,5 saatin ardından verilen ilk molada amfiden ilk çıkan sizdiniz. istatistik derslerinde kalan çok olduğundan kalabalık olur amfide işlenir sonraki sene o kişiler tekrar kalırdı. Aynı senin gibi.

El ele gezmeye başladınız bu büyük şehri. Keşfediyordunuz,daha önce girmediğiniz sokaklara giriyordunuz.Her 5 dkde bir baş parmağıyla avuç içini okşuyordu Gizem.

Bu "öp beni" demekti

Rezervatuar

Uçları kıvırcık, kısa saçları daima parlaktı Gizemin. Uçları daima omuzlarını okşar gibiydi. Annesi ve babası ayrıldığında kırtasiye makasıyla kesmişti ve daha sonra hiç uzamasına müsaade etmemişti.
Senin de annen baban ayrıldığından onu çok iyi anlayabiliyordun.

Fakat seninkiler dünyadan ayrılmıştı,bir arabanın içinde. Gizemin minik burun ve dudağı iri, siyaha yakın gözleriyle uyum içinde şirin kız kavrdıbını tanımlıyordu. Bembeyaz teni küçük göğüslerinin ucunda bitiyor, pembeleşiyordu.Meme uçlarını defalarca morartmana rağmen her zaman pembeleşmenim bir yolunu bulurlardı.

incecik beli doğal squatlı arkaya çıkık ve sıkı kalçasının üstünde kıvrılıyordu. Gizem seninle sevişmek için daima hazır ciksi bir kızdı.

Her lokmanızda "harika harika" diyerek yediğiniz yemeğe 37 tl verince 200 metre durmadan sövdünüz mekan çıkışında. Yaptığınız kaçamak tatiller kredi kartlarını yıpratmış ve bankaların sinsi gözlerinin cüzdanınıza çevrilmesine neden olmuştu.50 kuruşa çay içebileceğiniz bir çay evi bulduğunuzda sarmaş dolaş köşede bir yere oturup kendinizi deme bıraktınız. Gözlerinizi kapatmış müziğin ruhunuzla sevişmesine izin veriyordunuz. Hoparlörlerden tatmin edici bir ses seviyesinde Simge-Miş Miş çalıyordu.

Fakat siz onu giblemeyerek Nurettin Rençber-Aşk Sana Benzer'i söylüyordunuz

bu tutmasın beni burdan yuvarlayın hala ölmemişsem yatırıp gibin beni

4 çaydan sonra mekanın tuvaletine girmiş yoğun dem ve sidik kokusunu istemsizce ciğerlerine çekerken duvardaki yazıları da okuyup eğleniyordun. Fakat bir yazı tüm yazılar arasında tek ciddi olandı. Gayet düzgün,mat bir kalemle yazılmıştı duvara. imla kurallarına bakılırsa Türk Dil Kurumu bile yazmış olabilirdi bunu. Yazıyı bir de dışından okudun sessizce.

"Değerli çiftlerimiz;Bir tezimizi doğrulamak için sizlere sorulacak 10 soruluk bir ankete katılarak 4000 er TL kazanmak ister misiniz? Bizi arayın."

Numarayı telefona Bir ara diye kaydedip çıktın tuvaletten. Musluğu 5 saniye kadar açık bırakıp Gizemin yanına gittin.

"Eve gidelim mi?"

"Olur yavrum yorulduk bugün"
Gizeme konuyu açmamış sadece soruların ne olacağını düşünmüştün. Yolda giderken internete 10 soruya 4000 tarzı şeyler yazıp ilanı verenle ilgili birşeyler bulmaya çalıştın ama tek birşey bile bulamadın.Eve girdiğinizde Sait evde yoktu. Tişörtünü çıkartıp odana gidiyordun ki Gizem arkandan sarılıp ellerini penisinin üzerine koydu

"Yorulduk dememiş miydin kız"

"Ya ev boş olunca napim ki,yorgun musun yoksa"

Yavru köpek surayı yaptığına adın gibi emindin. Yavaş fakat duraklamadan arkanı döndün. Aynı ritimle dudaklarına yapıştırdın dudaklarını.Bir yandan elini hızlıca gizemin kot pantolonundan içeri sokup penye kilodunun üstünden iman tazeleyici kalçasını kavradın. Boynuna doladığı kollarını sıkılaştırdı. Kucağına alıp yatağa zütürdün ve pantolonunu aceleyle çıkardın.Şimdi tişört ve sütyenini. Sadece sarı, kenarları dantelli kiloduyla kalmıştı. Baksırından kurtularak üzerine çıktın bu minik kızın.

Göğüs uçlarını emerken gözlerinin içine bakıyor, ufak ısırıklarla onu daha da çekiyordun ciksin merkezine. Kasıklarına kadar öpücüklerden bir yol çizdin ve vakit kaybetmeden dilini ıslanmış dıbının dudakları arasına gömdüm. Soluksuz bir inlemeyle titredi gizem ve saçlarından yakaladı seni. Bütün çizgi boyunca yalıyor, dilinle içinde zikzaklar çizerek terletiyordun.

Hızlı bir hareketle kalkıp onu üstüne aldın.4 ayak pozisyonunda arka deliğine dilini sokup çıkarırken o da damarları kanla dolmuş gibini ıslak minik ağzının içine aldı. Hızlı hızlı emiyor soluklanırken okşuyor ve poposunu yüzüne bastırıyordu.

ikinizde hazır hissettiğinizde işaretinle Gizem ata biner gibi yüzünü sana dönerek oturdu ve gibini yavaşça içine aldı. Belini kıvırarak seni içinde ahenkli bir dansa zorladı ve seri bir şekilde zıplamaya başladı. Yorulduğu zaman seni içinden çıkarmadan yüzüne doğru eğildi ve esnek bel hareketleriyle gibinin heryerini okşayan minik amından çıkardı seni.

Tamdıbını yuttu spermlerinin ve yorgun bir şekilde üzerine yattı. ilişkinizin yüce kaidesi, sarsılmaz kalesi ve sizi bir arada tutan cümleyi söyleyerek gözlerini kapattı.

"Bırakanı gibsinler"
Karşılık verdin fısıldayarak.
"Bırakanı gibsinler"

Uyandığında gecenin 3üydü. Sait sessiz olmaya çalışarak leauge of legends yayını yapıyordu hunharca. Kalkıp şortunu giydin ve Gizemi uyandırmadan Saitin odasına gittin.
"Napıyon lan?"

"Beyler ev arkim geldi bilen bilir adamın hammaddesidir.Bro yayındayım işte ya"

"Ha iyi kolay gelsin."

Bir bardak su içip balkona çıktın. gibini şortunun içinde sola yatırıp soluklandın biraz. Borçlar,dersler, dıbınakoyim.Yuva kurmak çok zor geliyordu sana, korkutuyordu.Çocuğumun istediği şeyi alamazsam kafama sıkarım diye düşünüyordun hep. Telefonu açıp rehbere baktın.11 kişi vardı rehberinde topu topu.

Ara bir yazısını gördün ve "lan korkanın çocuğu olmaz" diyip dokundun yeşil simgeye.

"Ananı gibim saat 3 " diyip aceleyle geri kapattın. Güldün kendine gece gece aradığın için.Son bir nefesi ciğerlerine çekip balkondan çıkmak için arkanı döndün ki telefon çaldı.

Arayan:ARA BiR

-A Alo
+iyi geceler efendim, çağrınızı aldık. Uyku tutmadı galiba?
Telefondaki kadın sesi 376 tane erkek kankası olan kadın sesiydi, samimiyeti çoktan kurmuş bir havası vardı.

-Şey ben ilanı görmüştüm de
+Ha evet şanslısınız efendim son kayıtları alıyorduk.
-Tez ne hakkında acaba?
+Genç çiftleri mutlu ve huzurlu yapan şeyleri araştıran bir tez üzerinde çalışıyoruz. Katılmak istiyorsanız hemen bir isim ve adres rica edeyim. Yarın saat 15:00da servimiz sizi almaya müsait

Kadına istediği şeyleri söyleyip not almasını bekledin.iyi geceler diyerek telefonu kapattınız.

Heyecanlı, meraklı ve tedirgindin. Fakat içinde baş edemediğin bir mutluluk vardı. Yatağına gidip gizemin yanına sokuldun hemen. izlerken uyuyakaldın

Sabah uyandığında gibinde minik bir el vardı. Gülen gözleriyle Gizem çoktan uyanmış seni izliyor bir yandan da sabah ereksiyonuyla zaten sertleşmiş olan gibini okşuyordu.

"Günaydııın" dedi ve şaap diye öptü yanağından. Mutluluk tanrıçası gibi birşeydi fındık kadar kız. Saat öğlene geliyordu siz öpüşmeye başladığınızda. Sait içeriden "kahvaltııııı" diye bağırdı kamyoncu sesiyle. Odadan çıktığınızda elinde kasesiyle odasına gidiyordu
"Kanka lol atıcam afiyet olsun" dedi ve kapandı odasına. Kahvaltıdan kastı sütü dolaptan çıkarmaktı.Siz de ona uyup mısır gevreği yaptınız ve yemeye başladınız.O sırada gizemin telefonu titredi.

"Kimden mesaj?" diye sordun göz ucuyla bakarak.

"Boşver ya" telefonu alıp mesajı açtın.2 ay ödenmemiş kredi kartı borcun asgarisini isteyen tehditkar bir banka mesajıydı. Aklına gece aradığın numara geldi.

"Hallettim ben" dedin.

-Nasıl hallettin?
+ya bir ilan buldum. Gidip iki dakika anket yapıcaz 4000er lira temiz
-Aşkım manyak mısın? inandın mı sen de? Allahım
+Yavrum dolandırıcı değil ya konuştum baya servisle falan alacaklar hatta bugün. Arayacaklar gelince öyle özel bilgilerimizi falan istemiyorlarmış

Gizem düşüncelere dalmayı tercih etti."Duşa gireyim o zaman" diyip mısır gevreğini bitirir bitirmez kalktı masadan. Senin odanda bıraktığı kıyafetlerden ve iç çamaşırlarından alıp duşa gitti. Haftanın birkaç günü buradaydı çünkü. Saite mutfaktan "Odandan çıkma lan gardaş" diyip sen de odana geçtin. Yeni yeni çözmeye başladığın oyunu oynuyordun. Saat 15:00 olana kadar odanda yiyişip koklaştınız. Telefonun çalmasıyla pencereden baktın

Beyaz bir servis tam kapının önünde bekliyordu

Serviste bir çift daha vardı. Selamın aleyküm diyerek içeri girdin. Gizemle arkalarına oturdunuz.Şoför otomatik kapıyı kapattı, orta yaşlı tombul,gri saçları ve bıyıkla... tontiş bir dedeydi işte dıbınakoyim

"Ben Hamit kardeş" dedi çocuk elini uzatıp. Kız da gizeme el uzattı "Ben meryem" dedi. Sizin gibi heyecanlı sıcakkanlı bir çiftti onlar da.Memnun oldum kaçıncı sınıf faslından sonra konu güvenilirliğe geldiğinde sesiniz şoförün duymaması için kısıldı. Gizem senin gözlerinin içine bir iki saniye bakarak "ben çok da güvenmiyorum ama işte" dedi. Meryem de gayet emin "ya biz daha önce üniversitenin yaptığı birşeye karılmıştık buna benzer 200er lira vermişlerdi ama baya birbirime bakarken kalp atışlarımıza ıvır zıvırımıza bakmışlardı" dedi. Seni biraz daha rahatlatmıştı bu,aslında içlerinde en gergin olanları sendin.
"Ayyy o zaman çok güzelmiş merak ettim" dedi Gizem de.Hamit ve Meryem sizden iki yaş küçüklerdi ama liseden beri birlikte olan gibişgen bir çiftti. Geometrik birer cisim olan gibişgen çiftler ilerde swinger yapmaya meyilli olurlardı. Meryemin kahverengi saçlarını eline dolayıp içine girdiğini düşünürken hamit ve gizemi birlikte düşünmemek için hemen sildin bu hayali. Servis yavaşladığında sohbet etmekten çevreye bakmamış olmanın tedirginliği geldi bir anda üstüne.Şoför otomatik kapıyı açtığında duvarların arasında ilkokulu andıran bir binaya gelmiştiniz

Hep birlikte inip şoförün arkasından binaya doğru yürümeye başladınız.Bir yandan da binanın kapısının üstünde ki parlak mavi tabelada yazanları okumaya çalışıyordun. Gizemle göz göze geldiniz. Baş parmağıyla avuç içini okşadı

Gülümseyerek küçük bir öpücük kondurdun dudaklarına

ışık = lord of light = melissandre'nin memeleri
(bkz: carice van houten)

Başınıza torbalar geçirilirken şoförün ritmini bozmadan binaya ilerleyen ayaklarını gördün son olarak.Ucu iyice sıkılmış klostrofobik bir etki yaratmıştı üstünde. Bağırmak ve nefes almak arasında kalmışken daha önce maruz kalmadığın bir güce sahip eller soluğunu kesmiş, başına sertçe indirilen cisim ise tok bir ses çıkararak göz perdelerini bir anda tonlarca kilo ağırlaştırmıştı.

Ne kadar baygın olduğunu bilmediğin ve bilemeyeceğin bir zaman diliminden sonra şakaklarında inanılmaz büyük bir baskıyla tek gözünü açabildin.Bir santim bile kaldıramadın başını çünkü kuvvetli, yüzünü saran kocaman bir el başını yere durmadan bastırıyor,oda bir kızın tiz çığlıkları, inlemeleriyle sarsılıyordu. Kasvetli odada duvarlar bile dehşete düşmüş gibiydi.

Gözünde ki o görüşünü engelleyen buğu yavaş yavaş kaybolup, ağzındaki tuzlu, ılık ve kurumakta olan kanın tadını aldığında kızın da kim olduğunu gördün.

Gizem de oradaydı

Eski demir yatağa gelişigüzel konulmuş sararmış bir yatağın üzerindeydi Gizem. Başındaki damarlar şişmiş, kendini kasmaktan kızarmış kel bir adam hırıltılar çıkararak onu aşağılarcasına gibiyordu. Vücudunun tek bir kasını bile hareket ettiremiyordun. Okşanmıyor,öpülmüyor, sevilmiyor sadece incitilerek, paramparça edilerek, kadınlığından ve hatta insanlığından soğutulurcasına göğsündeki kılları tıraş etmiş devasa bir adam tarafından gibiliyordu.

Yarı baygın bir halde boş çuval gibi boşluğa bakıyordu o adam içinden çıkıp yerini iri yarı göbekli bir adama bıraktığı zaman. Küçücük meme uçları hiç olmadığı mordu. Omzunda ve bel çevresinde de mor parmak izlerini görüyordun şimdi.O kadar büyük bir hakaret temposunda gibiliyordu ki delikleri, kadın olmaktan uzaklaştırılıyordu. Saçından tutup yüzünü pis yastığa bastırıyorlar daha sonra nefessiz bırakacak şekilde geriye çekiyorlardı.O kadar geriye bükülüyordu ki boynu, nefes alamıyordu. Ağzını açtın ve gözlerinden yaşlar akıtmaya başlamışken
"huur çocukl.." başını sertçe yere vuran el geriye çekildiğinde gözlerin tekrar kararmaya başlamıştı

Yarı baygın gözlerini açabildiğinde sadece sürüklendiğini anlayabilecek kadar uyanabilmiştin.Bir odaya savrulduğunda kendine gelebildin ancak. Yere yakın demir bir boruya iki elinde kelepçelendiğinde çevrene bakınmaya başladın yavaş yavaş. Burnundan akan kanı dilinle yokladın.

iki kişi daha vardı odada. Hamiti gördüğünde gözlerin açıldı.
"Hamit" diye inledin sadece kendi duyup anlayabileceğin bir sesle. Hamit ise kulağının yanındaki kegibten akan kanın kokusunu sanki ciğerlerine çekmek istercesine derin nefes alıp vererek gözlerini tavana dikmişti.

"Hamit noldu bize ananı gibim" dedin ama hamit oralı bile olmamıştı. Elleriniz demire kelepçeli tek adım bile atamıyordunuz. Hamitin kulağının yanından akan kana gözyaşları karışıyordu şimdi. Aklına gizemin o hali geldi ve ağlamaya başladın, çocuk gibi hıçkıra hıçkıra gri bir karanlığa sahip odada gözlerini gezdiriyordun.Bir yandan da gibilirken meryemi ve kazağının önünü şişiren iri göğüslerinin sallanışını düşünüyordun. Hamitin de ağlaması hıçkırıklarla süslendiğinde başını kelepçeli kollarının arasına gömmüş diğer genç omzuna kadar inen saçlarını savurarak "bittik anam bittik artık biz" dedi.

Çocuğun morarmış gözaltlarını gördüğünde ağlaman daha da şiddetlendi.
"huur çocukları" diye kükredin adeta tükürükler saçıp ağlayarak

"Bırakın bizi huur çocukları"

Sesin kısılmaya başladığında sessizce küfürler savurmaya başlamıştın fakat boğazının acısına rağmen susmuyordun. Hareket kabiliyetiniz yere 5cm mesafedeki borulara kelepçelenmiş elleriniz yüzünden sıfırdı. Küçük bir televizyon kadar olan pencereden yıldızların ışığı süzülüyordu içeriye.

Sonunda sustun ve yanındaki adamı izlemeye başladın ağlamaya devam ederek. Cırtlak pembe bir kilot giydirilmiş, kaşları alınmış ve saçları profesyonelce omuzlarında kesilmişti. Tırnakları bakımlı fakat orta derecede pisti.Dik dik bakıyordu ağlamasını kesemeyen hamite.

"Senin adın ne? Neredeyiz biz" dedin.

"Cehennemin dibindeyiz" diyip başını geri hamite çevirdi. Tüysüz bir vücudu vardı, zayıftı ve seninle yaşıt sayılırdı.
Sonra hamite baktığı süre zarfında cevap verip vermemeyi düşünmüş gibi tekrar sana dönüp " Füsun " dedi.

"Füsun mu?"
"Füsun tabi amcık ağızlı gavat beğenemedin mi?"

Göğüssüz bir travestinin hamite dik dik bakışını dakikalarca izledin, beyaz,tahta kapı açılana kadar

Kardeşim işin yoksa 3-5 part atar misin uyumamam lazim okuyorum ben hikayeni

Elinde siyah torba olan maskeli bir adam içeriye girip göğüssüz travesti füsunun ellerini çözdü. Füsun işte şimdi ağlıyordu, adamın karşısında tir tir titriyor ayağa kalkmaya, kıpırdamaya cesaret edemiyordu. Onun durumunu görüp kendinizi düşünerek ağlamaya başladınız.

Göğüssüz travesti Füsun ite kaka kapının önüne zütürüldü. Kapı kapanıp kilitlendi. Birkaç dakika sonra topuklu ayakkabı sesleri kapının önünden ürkek adımlarla uzaklaştı ve kayboldu

Yarım saat geçmemişti ki içeriye bir adam girip önce hamite sonra sana okkalı bir tokat attı. Hamite dönüp yanaklarından tutup iyice bastırdı, yüzüne tükürdü "Senin adın" dedi ve düşündü.

"Senin adın Kader. Tamam mı lan?"

Hamit başını iki yana salladı, korkudan gözleri tamamen açılmış garip hırıltılar çıkararak ağlıyordu. Adam küçük bir toplu iğneyi ayakkabısının lastik yan tabanından çekip çıkardı. Hızlı hızlı 5-6 kere hamitin gibinin olduğu bölgeye batırıp "adın ne lan" diye bağırdı tekrar. Hamit çığlık atarak "Kader" dedi. iğneler isabet etmişti, acıdan nefesi kesilmiş bir şekilde "kader, kader" diye sayıklıyordu.

Adam dönüp sana bir tokat daha attı. Başın omzuna düşünce saçlarından tutup yüzünü yüzüne yaklaştırdı.

"Senin adın da Tülay" dedi."Tamam mı lan" diye gümbürdetti odayı.

"Tülay" dedin."Tamam abi tülay, tülay benim adım" dedin nefes nefese.

"Hıh şöyle" dedi ve kapıyı çarparak çıktı. Hamit hala "kader, kader" diye sayıklayarak ağlıyordu

Sabaha doğru tam uyuyacakken yeni bir tangayla geldi göğüssüz travesti Füsun. Hamit uyuyakalmış ya da bayılmıştı. idrar kokusu hem hamitten hem de senden geliyor olmalıydı. Bacakları çarpık çarpık yürüyerek yere yığıldı Füsun. Gözleri boş boş uzaklara bakarken ellerini birleştirip direğe doğru uzattı ve adam kelepçeledi.

"Tülaycığım uyu biraz.Bir saat sonra kahvaltı saati" dedi. Sesi uykulu ve de kibardı.
"Tamam abi" diyip gözlerini kapattın.

Ayak bileğine yediğin şiddetli tekmeyle uyandın. Gizemi giberken gördüğün adamlardan birisiydi tekmeyi atan.Ne olduğunu anlayamadan Hamit de aynı tekmeyle uyandı."Kahvaltı vakti hoop gavatlar ayılın" dedi.

Ellerinizi çözdü ve ayağa kaldırdı.En önde göğüssüz travesti füsun vardı. zütünden dizinin arkasına kadar süzülüp kurumuş ince kan sızısını şimdi farkediyordun. Arkasında hamit vardı ve hemen ardında sen.iç çamaşırlarınızla yalın ayak boş koridorda yürüdünüz dev adamın arkasından.

"Geçin şöyle yiyin hadi 10 dakika 10 dakika" diye bağırdı.

Hayatında gördüğün en zengin kahvaltıydı bu