@43 bıkmayacağım ulan... valla bıkmayacağım anlatmaktan. ondan sonra hayatımızın içine ediyorsunuz muallakler :/
bak panpa, söylediğin o tek cümle birçok insanın hayatının içine eden ciddi bir yanılgı. bir insan elbette ki sonradan cinsel yönelimini değiştiremez. Şu başlıkta yazdıklarımı oku; (bkz:
gay külliyatı) ha eğer gibsen okumam diyorsan da olmadığın kişiler hakkında fazla kafa yormamanı öneririm.
O başlıkta işin pgibolojik boyutuna girmemeye çalıştım ve tıbbi boyutunu hiç gündeme getirmedim ilk entrylerimde. Neden biliyor musun? Çünkü bunlar artık tartışılan konular değil. Burda önemli bir nokta var çünkü bunun tartışılmaması gerektiğini ben kafamdan çıkarmadım, ya da bunun tartışılmaması gerektiği yönündeki inancım değil buna sebep. Bu meselenin tıbbi ve pgibolojik boyutunun tartışılmaması gerektiğini söyleyen kurumlardan bazılarını yazmam gerekirse;
-Dünya sağlık örgütü
-Amerikan Tabipler Birliği
-Amerikan Pgibiyatri Birliği
-Amerikan Pgibologlar Birliği
-Amerikan Pgibanaliz Birliği
-Amerikan Pediatri Akademisi
-Türk Tabipler Birliği
-Türk Pgibologlar Derneği
-Türkiye Pgibiyatri Derneği
-Sosyal Hizmetler
-(ve diğer avrupa ülkelerinin sağlık kurumları)
Tartışılmayan şeyin ne olduğunu biliyor muyuz peki burada? Elbette. Bir insan içinde bulunduğu cinsel yönelimi asla değiştiremez.
Bu bir tercih de değildir. Şayet heteroselsüelsen, bundan sonraki yaşdıbını bir homociksüel olarak geçirmeye karar verip, bunu tercih edebilir misin? Ben etmem, ama bu benim elimde, böyle bir şeyi tercih eden birileri olabilir şeklinde de düşünebilirsin bunu, ama eşcinselliğinden “vazgeçmek” uğruna sahte doktorlara, cinci hocalara kese kese para bırakan eşcinsellerin seninle aynı fikirde olacağını sanmıyorum.
Bunun bir tercih veya hastalık olmadığını ve aynı zamanda değiştirebilir veya değiştirilmesi gereken bir durum olmadığını söyleyenler zaten yukarıda yazdığım kurumlarda çalışan, hayatlarını ve emeklerini bu işe adamış, başlarındaki saçları bu konular hakkında makaleler yazarak beyazlatmış bu dünya gezegeni üzerinde cinsel yönelim konusu hakkında en fazla fikir sahibi olan kişiler.
Ama heterociksüelken birden bire homociksüel olarak yaşamaya başlayan kişiler mi gördün? işte bu senin gibi düşünen insanların o yukarda yazdığın iki satır zihniyetin sonucu oluyor. Eşcinsellerin hemen hemen tamamı kimliklerini tamamen gizli tutan insanlardır. Çünkü bu ülkede eşcinsel olduğunu söylediğin zaman memur bile olamıyorsun. Onu bırak hakem bile olamıyorsun, artık senin eşcinselliğinden kimler etkileniyor o durumda bilemiyorum...
Hepsinin ötesinde, eğer eşcinsellerin neden gizli yaşadıklarını merak ediyorsan yaşadığın yer dışına çıktığın bir zaman, bir kahvede ya da bir başka “mahalleden” bir köşede kendini eşcinsel olarak tanıt. Bak bakalım nasıl bir muamele göreceksin. Hiçbir insan hayatını o şekilde yaşamak zorunda olmayı istemez. Bu durumda da tükenmek bilmez bahanelerinizle “ama benim çevremde görüyorum, kendim de dahil eşcinsellere bir şey dediğimiz yok zaten” diyebilirsin. Her yer senin çevrenden oluşmuyor. Koskoca ilde bir avuç homofobik grubun bulunması birçok eşcinselin hayatını tehlikeye sokuyor. Burada yazarken bile manyak ruhlu insanlardan ölüm tehditleri alırken bu insanların dışarıda gerçekten kanlı canlı yaşadıklarını bile bile hiçkimse kolay kolay “ben eşcinselim” diyemez. Aile boyutuna girmiyorum bile, aileler çocukarını her şekilde kabul etmezler. Olması gereken böyle olsa da genel olarak böyle olmuyor ne yazık ki... Eşcinsel dernekleri aileleri tarafından reddedilenlerle doluyor. Ahmet Yıldız gibiler aileleri tarafından öldürülüyor. Hasta yatağında yakalanıp kafalarına sıkılıyor.
Birçok eşcinsel tanıyorum tamdıbına yakını gizli, aynı benim gibi. Dışarıdan bakılınca heterociksüel gibiler, hatta bazılarının kız arkadaşları bile var saklanmak adına. Bazılarının kız arkadaşları aslında lezbiyen. Bu şekilde evli olan insanlar bile var hatta. Bunun dışında eşcinsel olduğunu söyleyemediği için ailesi tarafından evlendirilen birçokları var, çozukları bile var bu kişilerin. işte bu gibi kişiler gerek homociksüel bir aldatma yoluyla ya da daha fazla dayanamayıp aslında kim olduklarını itiraf ederek ortaya çıkmaktalar. Bu durum ise dışardan bakan bir kişi için birinin “dönme” olması olarak görülüyor.
Gizli biciksüellerin durumları da büyük oranda bu şekilde oluyor. Dışarıdan kızlarla sevişen ve kız arkadaşları olan kimseler direkt olarak “tamam adam gay değil, oh..” şeklinde düşünülse de kızlar tarafından biciksüel olabilecekleri ise gözardı ediliyor. Dolayısıyla kişi biciksüelliğini saklamamaya başladığında ya da bir arkadaşıyla bunu paylaştığında “bozuldu bu çocuk, ah yavrum gencecik daha.” Şeklinde bir acıma duygusu uyandırıyor.
Cinsel yönelimin sonradan değişebileceği yargısını oluşturabilecek bir başka nedense lgbtt kişilerin (ki sondaki tt’ler böyle bir sorun pek yaşamasa da” eşcinselliklerini sonradan “kabullenmeleri” durumudur.
Özellikle biciksüel kişiler bunu çok sık yaşarlar ancak lezbiyenler ve gayler arasında da oldukça yaygın bir durum. Bu kişiler zaman zama kendilerini bir hemcinsinin içine düşecekmiş gibi yakalayabilirler veya ilgilerini çeken bir hemcinslerini gördüklerinde ona ilgi duyup, daha sonra böyle hissettiklerinden dolayı kendilerini suçlama ve bunu reddetme yoluna gidebilirler ve gidiyorlar da zaten. Nihayet gerçekten de hemcinslerine ilgi duyuyor olduklarını kabul ettiklerinde ise bu durum onların tüm yaşantısını altüst edebiliyor, “iyileşmek” umuduyla kapı kapı dolaşıyorlar veya oldukları kişi gibi yaşamayı seçip daha mutlu bir hayat sürebiliyorlar. Burada kendisini daha önce tanıyan insanlara gelen açıklama ise şu şekilde oluyor; bir biciksüel için: “ben sanırım hemcinsime karşı da ilgiliyim” ya da bir gay için: “bilmem kimi sadece arkadaşım olarak göremiyorum sanrım... ” veya “ben kızlardan hoşlanmıyorum sanırım” ya da bir lezbiyen için “aradığım şeyi erkeklerde bulamadım” Burada mesele kişinin hemcinsine olan ilgisinin yeni yeni ortaya çıkması değil, yeni yeni bu durumu kabullenmesidir. Bu kişiler bir sabah uyandıklarında “oha laaan noldu bana erkeklere gibişmek istiyorum, bana erkek bulun laan” şeklinde bir ruh haline girmiyorlar. Zaten içlerinde olduklarını bildikleri ancak reddettikleri duyguları serbest bırakmaktalar. Bu durumsa dışardan bakan kişi için “sonradan böyle oldu”, “böyle değildi önceden, kız arakadaşı bile vardı” şeklinde görülüyor.
Burada eşcinsellerin de suçu yok değil, sizin bu durumu bu şekilde algılamanızda. Ancak dediğim gibi, eşcinsel olduğunu açıkça söylemek demek hayatta birçok şeyden de vazgeçtiğin açıkça söylemek demektir, hiçkimseden hayatını olduğu kişi yüzünden kendisini kabul etmeyen toplumla mücadele içinde harcaması istenemez ve böyle yaşamak zorunda bırakılamaz. Bu durum gerçekten sinir bozucu ve üzücü şeylere yol açıyor. Bu konuda bir mücadele bir siyasi mücadele veya başka bir alandaki mücadele gibi değildir. Mücadele eden kişi çoğunlukla yalnız ve de haksızdır, eşcinsel olduğu açığa çıktığı anda öğretmense öğretmenliğinden, hakemse hakemliğinden, devlette her ne iş yapıyorsa o işinden olur. hayatını başkasına bağımlı olarak sürdürmeye başlar ya da yemeğini almasına anca yetecek bir iş yapmaya başlar. Bunlar olmamış, görülmemiş durumlar değil ve bunlar olduğunda televizyondan haberleri izleyen teyzelerin tepkisi ise şu şekildedir "aa görüyo musun bak nonoş çıkmış öğretmen, inşallah çocukara bi etkisi olmamıştır.." ya da iyi bir şey söylediğini sanıp "cık cık cık yazık adamcağıza, işten atacaklarına tedavi olanağı sağlasalar ya.." şeklinde bir tepki verilir ve daha sonra o kişiye dair her şey kafadan silinir. Böylece bir kişi doğuştan olduğu şey olmasından dolayı her şeyi elinden alınmış halde ortada bırakılmış olur.
Kim yüzünden? bu sayfada da gördüğün tek satır etmeyen entrylerinde yazdıkları aslında kimseye zararı yok gibi görünen fikirlere sahip insanlar yüzünden.