evet beyler başlıktan anlaşılabileceği gibi böyle bir şey olabilir mi yarram diyeceksiniz haklısınız olamaz ama ben siz panpalarımı bir nebze mutlu etmek için böyle bir şey hayal ettim ve bunu yazmaya karar verdim içinde bazı gerçeklikler tabi olacak illüminatiyle ilgili çoğumuzun bildiği bilgiler dahilinde hikayemi yazacağım. panpalarım sizin sıkılmamanız için ayrıca ara sıra illüminatinin ünlü kadın üyeleriyle yaptığım sex hikayelerimide atacağım hikayenin ne zaman biteceği konusunda herhangi bir şey söyleyemem elimden geldiğince yazacağım
edit: panpalarım altı yedi şuku gelince ilk partı atarım saygılar.

yaz lan ama beğenmezsem ananı illumunati il müftülüğü binasına zütürürüm.

nereye gideceğimi bilmiyordum aklıma arkadaşım arda geldi pekekentle iyi anlaşıyorduk ayrıca zengindi benden iki yaş büyüktü ama genel olarak iyi biriydi amerika da yaşamıştı bir çok dil biliyordu dıbına koduğumun kızlarla arası da iyiydi anlayacağınız zengin bir ailenin evladıydı işte bunu aradım
-knk nasılsın bir buluşalım mı ben iyi değilim
-nerede kardeşim?
-caminin yanındaki parkta
-tmm knk geliyorum .
neyse bende parka doğru ilerliyordum arda dan bu gecelik kalacak bir yer isteyecektim kaç yıllık arkadaşımdı bulurdu herhalde bana bir yer. ayrıca kafamızı dağıtacak bir şeylerde lazımdı. edit: panpalar okunuyor mu okunmuyorsa bitireyim

Şu an okunmasada devam edeceğim sonra okunabilir neyse ardayla uçağımıza binmiştik bu bin gözüme iyice garip gelmeye başlamıştı tuhaflaşıyordu git gide. yolculuk rahat geçmişti uçaktan indiğimde havayı ilk soluduğumda çok mutluydum new york taydık ardanın şoförü bizi hava alanında karşılamıştı direkt ardaların evine gitmiştik. Ev mükemmeldi neyse ardanın annesi ve babasıyla selamlaştık oturduk sohbet ettik beni tanırlardı ne de olsa ardanın çocukluk arkadaşıydım ardanın babasının adı alperdi annesinin ki ise nurgül dü çok iyi insanlardı new york a tatil amaçlı gelmişlerdi ayrıca ardanın babasının büyük şirketleri vardı adam patrondu şu dünyada kendisinden rahat varmıydı sanki aq arda bu serveti büyük ailenin tek evladıydı. Benim burada sıkıntı çekmeyeceğim aşikardı . Mutluydum ardayla bugün dinlenecek yarın ise beni yapacağım önemli iş yerine (!) zütürecekti.

Helikopterden yavaş ve korkulu bir şekilde indim arda amerikalı askerle konuştu ve bölgenin güneyine doğru ilerlemeye başladık kocaman bir giriş gördük ama giriş aşağıya doğruydu girişin kapakları açıldı merdivenler başlıyordu aşağıya doğru inmeye başlamıştık baya bir indik aq sonunda düz bir alana ulaştık gözlerime inanamıyordum düzlük alan üzerinde illüminati piramiti vardı şaşırmıştım aynı doların üzerindeki piramit gibiydi ama şimdi gözümün önündeydi. Piramite doğru ilerledik piramitin girişinde iki tane görevli asker vardı bunların kıyafetleri farklıydı yanımızdaki yetkili kişiyle konuştular girmemize müsade ettiler. Devasa kapı yavaşça açıldı içeriye girmiştik . Duvarlarda illüminati resimleri vardı ve bazı tanıdık simaların da resimleri vardı . Rihanna , micheal jacson, eminem , tupac , shakira , lady gaga ... Daha bir sürü vardı görebildiklerim bunlardan oluşuyordu. Burayı geçtikten sonra piramitin tam orta kısmına gelmiştik ve burada muhteşem dizayn edilmiş bir oda vardı kapı da Mr. David Rockefeller yazıyordu. Şu çok zengin olan adamın ismi değil de neydi bu şimdi iyice tırsmıştım.

Arda pasaportları halletmişti bugün uçuş günüydü eve gittim annemin babamın elini öptüm izinlerini aldım daha sonra bavulumu hazırladım artık buralarda yaşamayacaktım garip bir hüzün çökmüştü içime bir an ama basit bir işten çok ücret alacağımı düşündükçe motive oluyordum. Yıllardır yaşadığım evi saniyeler içinde terkettim ardanın spor arabasıyla havalimanına doğru yol alıyorduk nedense ben ardaya çok güveniyordum nereden bilebilirdim illüminati binasında çaycılık yapacağımı.

yazma lan yazmaaaaaaaaaa

sözlüğün en giblenmeyen üyesiyim desem yalan söylememiş olurum herhalde aq panpalar okuyor musunuz yazayım mı? birşey yazın da ona göre hareket edeyim aq.

biraları aldıktan sonra ardaların evine gitmiştik bu binte bir şeyler vardı ne bileyim iyice tuhaflaşmıştı fazla üstünde durmadım bunların evde saray yavrusu gibiydi amk herşey vardı mükemmel bir evdi cidden ardayla havuzun başına oturduk başladık biralarımızı içmeye içtikçe de konuşuyorduk laf lafı açarmış benim işsizlikten bahsettim biraz arda ,
-knk istersen sana iş bulurum ama bir şartım var
-knk iş olsun da ne olursa olsun
-knk iş amerikada
-...
şaşırmıştım şimdi buradan taa amerikaya gidecem nerede kalacam diye sorular aklıma gelmeye başlamıştı bile ama arda hiçbir sorun olmayacak panpa işin çok basit çaycılık yapacaksın dedi bir şok da burada geçirdim ulan dıbına koduğum amerikada ne çaycılığı diyecektim istediğin kadar ücret verecekler hem orada da bizim evde kalırsın ben de amerikada olacağım dedi şaşkınlığım git gide artıyordu aq bir çaycılığa istediğin kadar ücret nasıl verilirdi anlamıyordum fikir cazip gelmişti kabul ettim pederden izni bir türlü alırdım sonuçta çalışmamı istiyordu pasaportu da arda halledecekti iki gün sonra gidecektik amerikaya ardaya nerede çalışacağımı sormuştum gözlerime garip garip bakarak sürpriz diyebilmişti neden bilmiyorum ama bu bakıştan içim ürpermişti.

on on beş dakika sonra arda spor arabasıyla parka gelmişti arabadan indi yanıma geldi selam verdi konuşmaya başladık bunla evde olanları anlattım sabırla dinledi beni ve bana bugünlük kalacak bir yer vermesini istiyordum sağ olsun beni kendi evinde ağırlamak istedi zaten bizim aile amerikada sıkıntı yok dedi içim rahatlamıştı kalacak yer de bulmuştum hem de bedavaya yanımda para vardı ama bana yatecek imydi bilmiyorum neyse ardayla parktan çıktık bunun spor arabasına bindik ilerlerken ardaya bir tekel bayisinde durmasını istedim madem o beni misafir edecekti bende arkadaşıma bira almazsam olmazdı tekel bayisinden on tane bira aldım verdim biraların parasını arda ödemek istedi yok oğlum felan dedim ben ödedim niye sen ödüyorsun salak. adam spor arabayla geziyor on tane bira parasını mı ödeyemiyecek diye geçiriyordum içimden ama bir kere inadım tutmuştu ben alacaktım o biraları.

iki adam vardı aq bunlarda gözlerinde siyah gözlükleri ve takım elbiseleri olan tiplerdi ne oluyordu aq anlamıyordum alt tarafı çaycılık yapacaktım bu kadar olaya gerek yoktu sanırım ama ardanın sözlerine uyarak hiçbirşey söylemiyordum. Helikoptere binmiştim arda adamlarla konuşuyordu (beyler bütün konuşmaları türkçe yazacağım)
Arda
- bu benim bahsettiğim arkadaşım tohturconi kendisi üniversite mezunudur tam aradığınız bir insan sırları asla kimseyle paylaşmaz ayrıca ben arkadaşıma güveniyorum.
Diğerine göre kısa olan adam
-biz sadece bu adamı istenilen yere zütürmek için görevliyiz ve görevimizi yerine getiriyoruz bayım gerekli bilgileri bay David Rockefeller e sunun. Dedi uzun bir yolculuk boyunca bu konuşmadan başka bir şey konuşulmadı ayrıca arda bana 51. Bölgeye gittiğimizi söylemişti şu meşhur 51. Bölgeye..

neyse ben mr. rockefellerin odasının kapısını yavaşça çaldım bu gir dedi korkulu ve mahcup bir şekilde odaya girdim
-gel tohturconi neredesin sen telsizlere cevap vermiyorsun . en sonunda kameradan nerede olduğun bulduk. daha dün bir bugün iki mrs. lily i tertemizce kameraların önünde gibtin.
acaba beni övüyor muydu yoksa kötülüyo rmudu diye düşündüm bir daha olmasın tamam illüminatiyiz de amk bu kadar da değil. şaşırmıştım sanki konuşan bizim kahveci hüsamettin abimizdi ama karşımdaki adam mr. rockefeller di
-özür dilerim bayım gençliğime verin hem kendisi istedi.
-tamam bir daha olmasın bu arada istesem bu gibiş olmazdı ama kızı çok güzel gibiyordun kameradan canım canlı ferre izlemek istedi ve izin verdim neyse şimdi bana bir kahve yap ve git bir duş al cenabet cenabet gezinip durma dedi
aq ne diyordu bu adam sakince
-tamam efendim dedim ve odadan çıkmıştım

O bölgeye nasıl gideceğimizi düşünüyordum aq orasının amerikalıların uzayla ilgili çalışmalar yaptığı bölge diye biliyordum ben iyice korkmuştum ardayla göz teması kurmaya çalışıyordum ama o bana göre daha rahattı içimden ardaya küfürler ediyordum başıma neler açmıştı dıbına koduğum neyse helikopterimiz yavaş yavaş amerikan askerlerinin koruduğu alana inmişti asıl olay şimdi başlıyordu.

beyler iki üç kişi okusa da yazmaya devam edeceğim yok mu okuyan neyse bir iki saat beklerim kimse okumazsa silerim başlığı

Sabah olunca muhteşem bir kahvaltıyla karşılaştık aq sofrada bir kuş sütü ekgib desem yalan olmazdı herhalde. Neyse kahvaltımızı yaptık Ardayla daha sonra kalkıp işe gidecektik arda kapıdaki mercedesi aldı ben de oturdum yanına heyecanlıydım aq nerede çalışacaktım acaba diye düşünüyordum new york un güzel caddelerinden geçtik ama hala ilerliyorduk arda telefonunu çıkarıp birini aradı artık ilerledikçe caddelerde tenhalaşmaya başlıyordu. Sonunda açık bir alana gelmiştik aq alanda beyaz bir helikopter vardı iyice heyecanlanmıştım arda arabadan inmemi söylerken sakın konuşma ve gözlerine dik dik bakma diye emretmişti adeta mecbur uymak zorundaydım.

beyler ben üniversiteden sonra herhangi bir işi olmayan biri olmuştum okumak bana göre değildi neyse benim bu işsizlik tabi ki evdekilerin dikkatlerini üzerimde topluyordu bir gün akşam yemeğinden sonra peder beni çağırdı ve iş bulmam konusunda benimle konuştu işte klagib fakir adam konuşmaları ben tamam halledeceğim dedim ama peder iki aydan beri halledeceksin ama bir hallolmadı dedi aq bu bardağı taşıran son damla olmuştu kaptım ceketi odama gittim ve birikmiş olan bir parça paramıda yanıma aldım sokağa çıktım ılık bir yaz akşamıydı..

Yetkili kişi bizim burada durmamızı istedi. Kendisi giderek saygıyla kapıyı çaldı 'gir' sesi gelmekte gecikmedi yetkili kişi mr. Rockefeller in yanına girdi ve bizim geldiğimizi haber verdi. Gelmemizi istedi yetkili kişi bizi çağırmıştı aq heyecandan elim ayağım titriyordu
-merhaba beyler hoş geldiniz.
-Hoş bulduk efendim demişti arda sanırım ardanın tanışıklığı vardı neyse
-bahsettiğin kişi bu muydu mr.arda ?
-evet öyle mr.rockefeller
-Hmm . Dedi ve bana yöneldi
ardanın dışarı çıkmasını istedi aha yarra yedim dedim içimden neyse arda dışarı çıktı bana oturmam için teklifte bulundu zaten yorgundum gemen koltuğa oturdum bu başladı konuşmaya
- beni tanırsın sanırım anlatmaya gerek yok burası anlayacağın gibi illüminati binası seni bize çok sevdiğim bir iş. addıbının oğlu arda önerdi yoksa bırak buraya girmeyi 51. Bölgenin yakınından bile geçemezdin sana bir iş teklifi sunacağım bu binada kafede çalışacaksın bütün iş sende zaten 180 adet üyemiz var çok değil sana yapman gerekenler çalışacağın yerde liste halinde verilecek senden yapmanı istemediğimiz tek şey hakkımızda konuşman bilirsin hatayı kabul etmeyiz olursada canınla ödersin bu hatayı. Duymuşsundur micheal jackson ve tupac in ölüm haberlerini böyle kişileri öldürebilirsek kendi halini düşün hata yapma çalışma saatlerin belli ayrıca sana bir çip takılacak ve 24 saat dinleyeceğiz nereye gittiğini bileceğiz dediğim gibi senden istediğmiz görevini yapman ve hata yapmaman başlangıç için beş bin avro iyi mi?
-iyi efendim
-iyi o zaman işine başlayabilirsin bu arada burada herkesin lakabı var senin lakabın ne olsun ?
-tohturconi olsun efendim
-tmm anlaştık kapıdaki bob sana yapacağın ve yapmayacağın her şeyi gösterir son olarak burada yatıp kalkacaksın bu iş bitene kadar haftada iki gün tatilin var merak etme. başarılar şimdi kapıyı dışarıdan ört!
-emredersiniz efendim.

ertesi gün uyandığımda biraz yorgundum ama güzel bir kahvaltıdan sonra kendime geldim. telsizim cızırdayana kadar kafeyi temizliyordum . en sonunda telsiz benim on tane tavşan kanı çay yapmamamı ve toplantı odasına zütürmemi emrediyordu. bugün sanırım büyük bir toplantı vardı .yaptım bunlara tavşan kanı çay, zütürdüm toplantı odasına kapıyı çaldım hafifçe içeride on kişi vardı hepsinde birer maske vardı. çayları dağıttım rockefellerin dünkü verdiği samimiyetle
- maske balosu var bizi çağırmıyonuz aq diyebilmiştim
herkes bana dik dik bakmıştı .millet maskesini yavaşca çıkardı ve çayını yudumalamaya başladı rockefeller
-hadi amk şurada bir şey konuşuyoz dedi
-tamam amk çıkıyoz işte dedim
dıbına koyum çıkmadan önce masadakilere bakmıştım bir sürü ünlü sima vardı eminem, rihanna ,shakira, gaga... tanıyabildiklerim bunlardı. emineme bakarak naptın başkan seni seviyorum dedim. hiç giblemedi
-giberim o sarı kafanı lan niye iplemiyon oç dedim
bu kalktı ayağa beni gibmek gibi bir derdin yoksa neden dış görünüşümle ilgileniyorsun dedi
ben de milletin ortasında karizmayı çizdirmemek için seni gibmek gibi bir derdimin olmadığını kim söyledi dedim herkes beni ayakta alkışladı eminem o sinirli ergen bakışına devam etti. o anki züt kalkmasıyla kafeye kadar rahatça yürüdüm.

gittim buna kahvesini yaptım kameranın görüş alanı olmadığı bir yerde kahvenin içine güzelce bir tükürdüm huur evladı bana şekil şükül yapmak neymiş görsün. diye geçirdim inşallah anlamazdı yoksa zütümden tüp tüp kan alırdı zütürdüm bunun kahvesini verdim bu bin hala yüzüme bakarak tebessüm ediyordu anlamadım ki dıbına koyum gay mıydı ne bu bin . neyse odadan çıktım gittim bir gusül abdesti aldım tertemizce miss şimdi geri kalan işlerimi halletmiştim yani rutin içecek zütürüp getirme işlerini o gün bu güzel olaydan başka önemli bir şey olmamıştı . yatağıma giderken bugünkü gibişin verdiği zevk hala aklımı kemiriyordu lily i hayal ederek uykuma dalmıştım.

ilk gün yorucuydu benim için şimdi ilk günde yaşadığım olayları anlatacağım. evet beyler bob da kendi görevinin başına gitmişti . artık yalnızdım kafeterya da gidip kalacağım odayı kontrol ettim .ben bunu yaparken telsizim cızırdamaya başlamıştı bile. kulak verdim
-ben sontajcı max lütfen 92. nolu odaya bir kahve getirir misin tohturconi?
şaşırdım bunlar adımı ne çabuk öğrendi aq dedim içimden ama illüminati binasında olduğumu hatırladım ve telsize cevap verdim
-tabi ki beş dkya geliyorum efendim.
hemen geçtim ocağın başına bir çaydanlığa su koydum. nescafe vardı onu içerlerdi bu dıbına koduklarım 3 dk sonra su kaynamaya başlamıştı .hemen açtım bir nescafe yi döktüm sıcak suya miiss tertemiz iş olmuştu. aldım elime haritayı 92 nolu odanın nerede olduğuna baktım bu arada belirtmek isterim bu binada sigara içilebiliyordu bunu bana bob söylemişti. açtım yarım camel paketimi çıkarttım bir dal ateşledim off değmeyin keyfime sonunda buldum 92.nolu odayı kapıyı hafifçe tıklattım.
-gir.
yavaşça odaya girdim
-efendim kahveniz geldi.
tamam masama bırak tohturconi.
amk oda da bu sontajcı max ten başka biri daha vardı adını bilmiyorum ama bir amlıydı . benim akıl gitmişti sontajcı max orada olmasa bu bayana yürürdüm ama vardı işte sontajcı max denen zenci hemde ilk günün verdiği acemilikle böyle bir riske girmek de istemiyordum odadan çıktım ama o kadın hala aklımdaydı . sarışın 1.80 boylarında güzel yüzlü sexi bir kadındı teni bembeyazdı. bunu düşünerek benim çay ocağına gittim ilk günde bu olaydan başka yine aynısı gibi çeşitli odalara servis yapmıştım ama o sontajcı max in yanındaki kadın aklımdaydı aklım nedense sürekli onu elde etme uğraşındaydı bunu düşünerek yaktım bir sigara daha ve ilk günün bitmesinin verdiği keyifle güzel odama gittim temiz bir uyku beni bekliyordu.
edit: kadının adının lily olduğunu öğrenmiştim ve buradan atılmak pahasında olsa o kadını becerecektim.