/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 976.
    0
    Hadi be kardes yaz artık
    ···
  2. 977.
    0
    Rezerve
    ···
  3. 978.
    0
    Rezerved
    ···
  4. 979.
    0
    Rez amk
    ···
  5. 980.
    0
    Rezzers
    ···
  6. 981.
    0
    Rezarvasyon
    ···
  7. 982.
    0
    Rezolli
    ···
  8. 983.
    0
    Ya hadi amk ya
    ···
  9. 984.
    0
    Okuyan çok yaz
    ···
  10. 985.
    0
    Hadi muhterem 4 saat oldu
    ···
  11. 986.
    0
    Rezervasyon
    ···
  12. 987.
    +1
    Reis sen böle kitap yaz okumayanı dilenci bipsin.
    ···
  13. 988.
    +53
    Beyler sakin olun geldim. Gece çerez niyetine bir iki part atıcam. Gelen yorumlar ışığında uzun soluklu bir hikaye yazmaya karar verdim. Tek günde bitirmeyeceğim.

    Düşündüğümüz gibi binanın içi karışıktı. Yine ayrılıp aramamız gerekiyordu. Binaya girmeden önce duyduğumuz ses kesilmişti. Sesin geldiği odanın kapısı kapalıydı. Tekrar gruplara ayrıldık. Bu sefer 6 şarlı 8 grup olduk. Artık arama yapmaya iyice alışmıştık. Üzerimizde sadece sessizliğin verdiği stres vardı. Bina içi sanki alışveriş merkezi gibiydi. Odalar yerine boşluklar daha fazlaydı. Keskin nişancılar, binanın sadece belirli yerlerini görebiliyordu. ilk önce sesin geldiği tarafa bakmaya karar verdik. Kapısı kapalı bir bölme vardı. Kapı kilitliydi. Tabancamın susturucusunu takıp kilite ateşledim. Kilit artık bir engel değildi. Yavaşça kapıyı araladım. içeride 3 ceset vardı. Bir cesedin kafası , darbeden dolayı neredeyse delinmişti. Hemen dibinde yattığı duvar, kırmızıya boyanmıştı. Yalnız sanki ceset hareket ediyordu. Evet! bu bir azerbaycan askeriydi. Hemen yanına koştuk.
    Kardeş! Kardeş uyan! dedim.
    Tepki vermeden homurdanıyordu. Gözlerini araladı. Hemen ondan uzaklaştım. Gözünde o lekeden vardı. Ama nasıl olurdu? Kim , neden onu çiplemişti. Boynuna baktığımda onda da çip yoktu. Şu ana kadarki bütün çalışmalarımız sanki boşunaydı. Yoksa çipsiz kontrol yolunu bulmuşlar mıydı?
    Geldiğimizde bölme kilitliydi. Peki onu kim dönüştürmüştü. Kafamdan bunlar geçerken, o ayağa kalktı ve kafasını sertçe duvara vurdu. Artık bitmişti. Bu hareketi, duvardaki kan lekelerini açıklıyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      4 saat oldu sonunda..
      ···
  14. 989.
    0
    Ayraç 41
    ···
    1. 1.
      0
      Oksjsjsjs
      ···
  15. 990.
    0
    Rez bu bitince basska konulu hikayelerde yaz bugun 2 saat okudum😂
    ···
  16. 991.
    0
    Rezerveyşın41 814
    ···
  17. 992.
    +31
    Bu manzarayı gören yusuf :
    Ben , ben iyi hissetmiyorum. Biraz dışarda oturacağım dedi. Hepimiz şaşırdık. Bir askeri kan tutmazdı. Daha önce kim bilir ne manzaralar karşısında kalmıştı.Şimdi böyle yapmasını biraz garipsesekte, rengi solmuştu.
    Tamam sen git. Zaten biz hallederiz dedi bir asker. Yusuf yavaş yavaş dışarı çıktı ve binaya dayanarak oturdu. Biz aramaya devam etmeliydik.
    Daha üst katlar vardı. Her girdiğimiz odada gözleri lekeli ve bilinçsiz insanlara rastlıyorduk. Merakımız iyice artmıştı. Ara sıra yabancı askerlere rastlıyorduk. Ama neden Azeri askerlerin de bilincinin olmadığını anlayamıyorduk. Hiç normal insana rastlamadık. Bulduğumuz bilinci kapalı olanları da öldürüyorduk. Yalnız aralarından birini alıp, inceletmek aklımıza geldi. Herkes aynı vaziyette olduğu için kısa sürede her yeri aradık. Anlaşılan yaşanan çatışmanın kazananı olmamıştı. iki tarafın da bütün askerleri artık ölüydü. Kafamızda yaşananları canlandırmaya çalışıyorduk. Uçaklar geldi, füzeler, askerler karaya indi, çatışma oldu ya sonrası? Sonrası yoktu. iki tarafın da çiplenmiş gibi davranması açıklanamıyordu. Her yeri kontrol ettik ve canlı kimseyi bulamadık. Geri dönüyorduk. Dışarı çıktığımızda Yusuf oturduğu yerde değildi.
    ···
  18. 993.
    0
    ayraç 41
    ···
  19. 994.
    +34
    Dönmemiz lazımdı. Zaman geçiyordu. Az sonra bizim gibi burayı kontrole gelen rus uçaklarını görmek istemezdik. Ama arkada adam bırakmak istemiyorduk. Yanımıza incelemek üzere aldığımız Azeri askeri uçağa zütürmelerini söyledim. Yanıma bizim keskin nişancı ahmeti çağırdım. Kısa zamanda sıkı birer dost olmuştuk üçümüz. Ben Ahmet ve yusuf. Ahmet yanıma geldi.
    Ahmet Yusufu gördün mü? dedim.
    Hayır valla abi. Ben dürbünle içeriye baktım hep. Bizim Salih dışarıyı gözlüyordu. ona soralım
    Saatime Salih . Yusufu görmüş müydün? dedim. 2-3 sn sonra
    Hayır. Hayır yusufu değil de , dışarda koşan birini görmüştüm. Ses olmasın diye müdahale etmedim ama eminim Yusuf değildi dedi.
    Peki ne tarafa gitti? dedim
    Pist tarafına koştu dedi.
    Pist tarafına doğru yöneldik. Vahşi bir hayvanın yemek yeme sesine benzer sesler geliyordu ilerlerden. Pistin yanında ufak bir yokuş vardı. Bir adam, arkası dönük şekilde bir şeylerle uğraşıyordu. Silahlarımızı elimize aldık.
    HEY dedi ahmet.
    Adam durdu. Arkasını döndü. ikimizde dehşete kapılmıştık. Bu yusuftu. Ama artık ona yusuf demeye bin şahit istenirdi. Kendi elini kemirmiş, yüzünden parçalar koparmış, kendine zarar vermişti.
    Yusuf. Kardeşim. Ne yapıyorsun dur dedim. Aramızda 20 adım kadar vardı. Birden üzerimize koşmaya başladı. Ahmetle birbirimize baktık. Anlamıştık. O anlık ve zor olan kararı vererek ikimizde üstüne ateş ettik. Kafasından ve karnından vuruldu. Yere düştü ve son anını yaşarken, hala öfkesi dinmemiş biçimde bize bakıyordu.
    ···
  20. 995.
    0
    rezerved
    ···