-
76.
+4Bu nas suresi evladım dedim, ama altındaki şekilleri ilk kez görüyorum bunların ne olduğunu ne anlama geldğini bilmiyorum dedi. Ben ikinci kumaşı çıkarttım.
-
77.
+4Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” Felak 20/113
-
78.
+4Bununda altındaki işaretleri bilmiyorum evladım dedi. Bunların tam olarak ne anlama geldiğini sordum. Felak nas sureleri cinler ve şeytanlar için indirilmiş kuranı kerim'in son iki suresidir dedi. Bunları nerden buldun epey eski görünüyor dediğinde üçgözler köyü dedim. Gözleri büyüyüp benide günaha ortak ettik diyerek hiddetlendi. Öyle bir bağırıyordu ki anlatamam. Ne oldugunu anlamadım son bir kumaş var lütfen onu da okuyun diyip çantayı açtım. Ama çanta boştu. Gözlerime inanamıyordum 3. kumaş yoktu bavuldan çantama kumaşları koyarken tek tek açıp koymuştum. 3 Tane kumaş vardi. Ama şimdi 2 si elimde diğeri yoktu iyice kafayı yemiştim.. Göster 3. yü dediğinde öylece yüzüne bakakaldım yok dedim. Bak işte oynadıgın oyunun tehlikesine var dedi. anlama veremedım. Üçgözler köyünde ne işin var dedi. Bende durumu anlattım arkeolojik kazı için burda olduğumuzu ve bunları bulduğumu söyledim. Ben orada araştırmalar olacagını duyunca kimse cesaret edemez dedim ama yanılmışım dedi... O köy 1980'lerin sonunda Allah'ın gazabına uğradı ordaki insanların çoğu ya delirdi ya kayboldu dedi. Ben oracıkta düşüp bayılacaktım kalbim yerinden çıkacaktı ya terör dedim ? Ne terörü dedi o olayı öyle ört bas ettiler dedi. Terör bizim yani mardinin güneydoğu sınırlarında 3-5 köy haricinde tehlikeli olmadı. Zaten oralarda gerçekten boşaltıldı dedi. Bak bakalım bu bölgede o köyden başka boşaltılmış köy var mı ? Siz ateşle oynuyorsunuz defineciler bile bu civarda girmediği yer kalmadı ama üçgözlere kesinlikle giremedi dedi. Bunları duyduktan sonra en ufak bir çıt duysam altıma sıçacaktım.. O derece kaskatı kesilmiştim..
-
79.
+5Bu esnada saat 8.20 olmuştu geç kalacaktım daha sonra tekrar gelip konuşma sözü aldıktan sonra minibüse atlayıp yola çıktım. ilçeden uzaklaşıp köy yoluna girdikten sonra tir tir titremeye başladım korkudan, ay ışığı bile yoktu minübüsün farları sadece daracık yolu aydınlatıyordu. Türlü türlü hayallerle şimdi araba bozuldu şimdi yola bişey çıktı şimdi kenardaki tarlada cin düğünü var diyerek kendimi öyle bir korkutmuştum ki yarın sabah gibtir olup gidicem dedim. En son konteynırların ışığını uzaktan görünce öyle bir rahatladım ki anlatamam. Hemen inip aldıklarımı zütürdüm. Timur hoca noldu cengiz neyin var bembeyazsın dediğinde yolda araba çarpmış tavşan gördüm çok üzüldüm dedim ondandır hocam dedim... Hemen edayı bulup olanları anlatmam ve buradan gitmemiz gerektiğini söylemem gerekiyordu. Ama bir türlü başbaşa kalamadık. Bi kaç sefer alıp köyün çıkışına doğru yürümek istesem de zütüm yemedi korkudan...
-
80.
+7o gece içkiler içilip şarkılar söylenmeye başladıgında biraz bu çıkmazdan kurtulmuştum. ilk başta içmeyecegım kesinlikle desem de sonrasın bir kaç bardak rakı içip rahatlmam gerektiğini düşündüm... Herkes masada yiyip içip sohbet ediyorduk. Timur hocanın yakub hocanın firdevs hocanın anılarını dinleyip hep bir ağizdan şarkı söylüyorduk. Haftalardan sonra ilk kez bir şarkı dinliyordum. Yakub hoca kasetçalar getirmiş hepimizi mest etmişti o gece.. Ertesi günde arazi olmadığı için rahat rahat takılıyorduk. Masada bir tek kübra içmiyordu sinsi gözleriyle etrafta olanı biteni izliyordu sadece. Tüm gece boyunca onu izlemiştim. Yanımda Eda oturuyordu bazen el ele tutuşuyorduk masanın altında, bacaklarını bacaklarıma değdirip içimi cız ettiriyordu.. Saat 1'e doğru teyip caz cuz ederek yandı... ve ortam bir anda sessizliğe büründü tam ne olduğunu anlamaya çalışırken yerin derinliklerinden öyle bir uğultu ve titreşim geldi ki herkes deprem diye bağirmaya başladı. yaklasık 10 saniye sürdükten sonra durmuştu.. Herkes korku içindeydi Timur hoca bağirarak insanları sakinleştirmeye çalışıyordu..
-
-
1.
0Up up up. 👍👍👍👍
-
1.
-
81.
+6Sükünet sağlandıktan sonra, herkes odasına sakin olun ufak bir depremdi dedi timur hoca. Ben odaya geçtiğimde öğrenciler çok korkmuştu. Onları biraz sakinleştirdikten sonra uykuya daldım. Rüyamda abimi görmüştüm. Ölümünden sonra ilk kez görüyordum onu. O kadar mutlu olmuştum ki anlatamam . 10 yıl geçmişti aradan tam.. Sarılmak istedim izin vermedi. ilk defa duyduğum bir dilde bana hararetli hararetli birşeyler anlatıp elleriyle sürekli biryerleri gösteriyordu. Anlatırken gırtlakları patllıyor gözleri morarıyordu. Çok güzel bir yüzü vardı abimin rüyamda o halinden eser yoktu... Uayndıgımda kan ter içindeydim. Kalkıp bir sigara yakıp çay koymak için mutfak olarak kullandıgımız konteynıra gittim.. Sigaramı hızlı hızlı içiyor rüyamı yorumlamaya çalışıyordum. Akşam ki rakının baş ağrisi dayanılmazdı. Oadama dönüp ağri kesici alacaktım çantayı açtım ağri kesiciyi aldım ama kumaşlar yoktu. O an çıldırdım artık ekipte hırsız vardı. Kesinlikle birisi birşeyleri yürüyordu başka bir açıklaması yoktu... Sinirle düşünmeye başladım kim olabilir diye... Sabah 6 olduğunda herkes toplanmış depoyu düzenlemeye ve yakub hocanın seçtiği yazıtları çıkartmaya başlamıştık. Bizim gücümüz yetmiyordu 60 cm'le 110 cm arasındaki yazıtlar en az 80 kiloydu. işçiler 6.30'da geldiğnde onlara söyleyerek dışarı taşıttım.. Yakub hoca kahvaltıdan sonra tek tek incelemeye başladı. Birini seçip masaya çıkarttık. o Ara ortam çok kalabalıklaşmıştı Timur hoca göz işareti yaparak dağıtmamı istedi. Bende işçileri öğrencileri toplayarak seramiklerin yıkandığı yere zütürdüm. Akşama kadar kasaları birbirine karıştırmadan güzelce yıkamalarını tembih ettim.. Kübra bana yalvarıyordu resmen lütfen bende sizinle olayım çok merak ediyorum diye.. Bende kıza yaptıgım baskılardan utanarak merhamete gelip kabul ettim. Çardağın altında ben eda kübra Firdevs hoca Timur hoca Yakub hoca ve iki işçi kalmıştık.. Hepimiz pür dikkat Yakub hocayı izliyorduk... Bir yandan incelerken bir yandan aramice olduğundan bahsediyordu... Arami dili batı sami kökenli dil ailesine mensup ölü bir dil olduğundan Hz. isa'nın cinni varlıklarla bu dilde iletişime geçtiğini anlatıyordu.. O kadar gizemli anlatıyordu ki ne dese inaniyorduk ya da inanmak istiyorduk o an...
-
-
1.
+1O kaltak kübbrayı niye alıyosun kesin o kancık yüzünden bi taklar olucak 🤬🤬🤭
-
- 1.
-
2.
0Nerden. Biliyon bana önceden yazılmışın bbaşlığını attabilirmisin panpa
-
3.
0Saol panpaaaaa👍👍
-
4.
0Banada atsana panpa
diğerleri 2
-
1.
-
82.
+8Bu bir büyü dedi... Hemen odasından gidip siyah kaplı bir kitap getirdi.. ibranice olan bu kitap israilde kullanılan bir büyü kitabı dedi... Bakın işaretlerin benzerliğine çoğu işaret birbirlerine ne kadar benziyor dedi. O an hocam üç gözlü bir canlı figürü var mi dedim.. Bana döndü yok hayır nerden çıktı dedi ? Hiç hocam aklıma geldi diyince ? Biz yahudiler üç gözlü varlıkları şerrilerin en acımasızı olarak görürüz, En büyük kara büyülerde bile bu yola başvurulmaz dedi.. şaşırmıştım hemen hocam büyüler hakkında bu kadar bilginiz nerden dedim.. ? tekrar elindeki işi bırakarak dedem kudüste hocaydı onun yanında geçti gençliğim dedi az çok bilgim var aramiceyi de ondan öğrendim.. O kadar iyi bilirdi ki aramiceyi onun sayesinde buğün dünya'daki sayılı arami dilbilimcilerinden biriyim dedi hatta (gülerek) bir iddia da bulanyım en iyisi benim bütün lehçelerine hakimim dedi... Bu adam ya çok sallıyordu ya da kafayı yemişti gerçekten.. Yakub hoca Timur hocaya dönerek Buraya geç hitit yerleşimi demiştiniz luwice yazıtlarıda görebilir miyim deyince, Timur hoca evet geç hitit diye tahmin ediyordum hatta bazı çift dilli yazıtlardaki ikinci dilin luwice olduğunu iddia ettim ama luwice değil. Hemen işçilere dönerek cengizin gösterdiği yazıtı getirin dedi.. Hemen ayağa kalkarak depoya yöneldim...
-
83.
+9Yazıtı iki işçi uçlarından tutarak getirmeye çalışıyordu, Sakın düşürmeyin diye uyarılarda bulundum.. işçiler gülerek Cengiz Hocam, bize mezar taşı taşıtıyorsun habire çarpılıp gideceğiz bize tarla işi demişlerdi.. Bende seramik yıkamak isterseniz buyrun sizi göndereyim yeni iki kişi alayım ordan dedim. Aman hocam aman dediler biz iyiyiz böyle. işçiler seramik yıkamaktan nefret ediyorlardı erkekliklerine güya yakıştıramıyorlardı, Ödleri patlasa da seramik yerine burda o korkuyu yaşamayı seçiyorlardı... Yazıtı masaya getirip yatırdığımızda yakub hoca iyice bakıp ilk kez böyle bir şey görüyorum dedi... Timur hoca gögsünü kabartarak tabi hocam dedi... inceledi aramice olan kısmı yine büyüyle ilgili ama diğeri hakkında bilgim yok. Karbon kağıdına kopyasını çıkartıp istanbulda araştırabilirim dedi. Timur hoca mırın kırın edip vermek istemedi.. Yakub hoca çok ilginç incelediğim bütün yazıtlar büyüyle ilgili burasının bir köy ya da yerleim yeri oldugundan emin misiniz hocam dedi Timur'a dönerek, Burası bence bir köyden ziyade Dönemin kahin ve büyücülerinin yaşadığı bir alan olabilir dedi. Timur hoca haklısınız henüz hiç birşey net değil işler iyice karışıyor zaten dedi.
1 ayı geçmemize rağmen hala normal bir ev kompleksine rastlmamıştık zaten. Bu veriler Yakub hocayı haklı çıkartır nitelikteydi.. Yunan dünyasında apollon kahinlerinin yaşadığı merkezler vardı öyle bir yer mi acaba diye timur mırıldanıyordu ? timur güldü, dediki eğer öyle bir yerse mezopotamya'da ilk kez böyle bir yer bulunuyor mükemmel olur dedi... Kübra ve Eda'nın yüzünde korku heyecan karışımı bir ifade vardı ilk andan beri. Kübra bir an olsun gözlerini ayırmıyordu yakub hocadan ne söylese aklına yazıyormuş gibi bir hali vardi. Kendi Kendime 30 sene sonra bu türkiye'nın en büyük hocası olur şu ilgiye bakar mısın dedim... -
-
1.
0Yaz reyiz yaz
-
1.
-
84.
0Devam ettsene reis bak bu satte senin için geldim amk şimdi olmasa daha sonra uçar gider bu hikaye ama önce yazman gerek demi amk
-
85.
-1Bitirceksen bitir iki gündür bekletiyorsun alt tarafı koplaya yapıştır yapıyorsun
-
86.
+5Ben bir yandan böylesine önemli bir keşfin içinde oldugumdan çok mutlu olsam da sürekli olanları başıma gelenlerin tesadüf mü yoksa başka birşey mi olduğunu düşünüyordumç. hepsini Timur hoca'ya anlatsam acaba ne olurdu ? Bu düşüncelerle tam 1 hafta boyunca boğuştum. Yakub hoca'ya ilk gün yardım ettikten sonra ertesi gün araziye tekrar çıktık, Çünkü ona kalırsa 10 gün kazıların durması gerekiyordu...
-
87.
+4Kazılar başladıktan iki gün sonra aniden öğrencilerden yahya bana gitmek istediğini söyledi. Nedeni sorduğumda sadece daha dayancak gücü kalamdıgını eğer izniniz olursa timur hocaya iletin ve yakub hoca'yı bırakacagınız gün onunla birlikte gideyim dedi.. Hoş karşıladım. Bu tarz durumlarda öğrencilerden illa gitmek isteyenler olurdu, Ama genelde 1 hafta içinde gerçekleşirdi bu. Biz 1 ayı geçmiştik artık herkes alışmıştı kimseden bir şikayette yoktu neden gitmek istediğini anlamıyordum. Yakın bir arkadaşı vardı mustafa ona sorduğumda hocam benden duymuş olmayın ama sürekli rüyalar gördüğünü falan bana anlattı dedi. Ne gibi rüyalar diyince tanımlamadı hocam sadece garip rüyalar dedi. Benim gördüğüm rüyalar aklıma geldi acaba yahya'damı aynılarını görüyordu.. Akşam sorarım ne de olsa diyerek kazı evine döndüm su içip elimi yüzümü yıkamak için... Çardağın altında Yakub hoca tek başına çalışıyordu. kendi kendine konuşup gülüyordu. Yanına gittiğimde abimin bana rüyamda anlattığı dilde konuştugunu duydum. Heyecandanelim ayağım birbirine girmişti.. Selam verip ne dil oldugunu sorduğumda aramice dedi. Abim bana aramice birşeyler söylemişti. Düşünüyordum neler söylediğini aklıma getirmeye çalışıyordum ama gelmiyordu imkansızdı zaten gelmesi ilk defa duydugum bir dildi. Ben kesinlikle bu durumu Timur hocaya açmalıydım. Yakub hoca bu çözümlemeri yapsın ortalık durulsun hepsini en başından atlatacaktım...
-
88.
+6Aradan 1 hafta geçmişti. Yakub hoca işlerini tamamlayıp yaklaşık 13 tane yazıt ve 50 kadar tableti çevirmişti. Gitmeden bir gün önce gece Timur hocaya nasihatlerde bulundu. Buranın şerri ve cinni varlıklarla yüzyıllardır hizmet merkezi oldugundan bahsediyordu. Yakub hoca Arkeolojideki insanların aksine inançli birisiydi benim gözlemlediğim kadarıyla. Musevi geleneklerine önem veriyordu. Zaten kabalalık geçmişi olan bir aileden gelmesi anlattıklarına beni inandiriyordu.. Timur hoca fazla kulak asmadan dinleyip tamam tamam tabi dikkat ederiz tarzında sürekli aynı cevapları veriyordu. Yakub hoca çok geçmeden takılmadıgını anlayınca gülümseyip sustu. Ertesi gün yakub hoca ve yahya'yı alarak merkeze doğru yola çıktım. işlerin yoğunluğundan Yahya'yla rüya konusunu konuşamamıştım. Minibüste bir ara konuyu açıp sorduğumda çocuğun gözleri dışarı çıkacak gibiydi... Yarı ağlamaklı hocam geldiğim ilk 2-3 haftada hiç birşey yoktu ama son 1-2 haftadır sürekli her gece rüyalar görüyorum.. Uyanıyorum tekrar rüyadayım uyanıyorum tekrar rüyadayım rüya içinde rüyalar sürekli.Ne görüyosun yahya dediğimde, hocam köydeki evin birinde ağlayan insanların seslerini duyuyorum oraya yöneldiğimde başka evden haykırışlar bağiriyorum size siz normal işlerinizi yapıyorsunuz beni görmüyorsunuz sonra uyanıyorum tekrar aynı sonra tekrar uyanıyorum tekrar aynı rüya. Artık dayancak gücüm kalmadı dalga geçerler diye de mustafa haricinde kimseye anlatmadım.. sadece bunları mı görüyorsun dedim. yok dedi son 2-3 gündür arazide gezdiğimi kazı yaparken bir tabut bulduğumuzu görüyorum dedi... Ben iyice irkilmiş ve gerilmiştim... Yakub hoca konuyu kapatmak için her kazıda böyle şeyler olur akşama kadar güneş altındasınız kolay değil sinirleri bozuluyor insanın normaldır bu tarz şeyler dese de kendisi de anlattıklarına inanmıyordu... Mardin otogara bıraktıktan sonra ben yemek yiyip biraz kafa dağittim merkezde. 3-4 saat vakit geçirdikten sonra köye doğru harekete geçtim. yolda aklıma ilçedeki hikmet hocanın yanına uğrayıp biraz sohbet etmek geldi. ilçeye geldiğimde öğlen vaktini geçmişti saat. ilkindiye kadar beklemem gerekiyor diye düşünürken şansıma yine hikmet hoca bir anda çıkıp gelmişti. Sanki benim geleceğimi biliyordu hiç şaşırmadı hoşgeldin diyerek gel evimde sana ayran ikram edeyim dedi... yakın hemen 2 dakika arabayla dedi..Tümünü Göster
-
89.
+4ev tek katlı çok iyi durumda değildi. içeri girdiğimizde içeride basık bir hava beklememe rağmen ferahlatıcı bir havası vardı. Kapıyı bize kızı açmıştı 40 lı yaşlarda kapalı sıradan birisiydi. Biz küçük bir odaya geçtik yere oturduk. Kızı rabia bize ayran getirmişti. Hikmet amca başlattı anlatmaya, eşini ikinci çocuğun doğumunu yaparken kaybettiğini hayattaki tek varlığının rabia olduğunu, Oda evlenip beni bırakıp gidecek diye korktugundan falan bahsetti. bende ayranın verdiği rahatlamayla mayışmıştım. Birden yükselerek hala o köyde misin dedi.
+ evet ( korkmuştum )
- Evladım dedi sana anlattıklarıma inanmıyorsun ama dediklerim doğru, O köy yüzyıllardır mühürlü sana herşeyi anlatamam ama oranın iyi bir yer olmadığını bilmeni isterim
+ Ne yönden kötü
- Orada araplar ve süryaniler yaşardı. bunların bir kısmı günahkar bir kısmı iyi insanlardi. bunları bana babam anlattı ben hiç gidip görmedim orayı, orada türbede var, O türbenin aslında büyücü bir kadına ait oldugunu babam söyledi ve asla o yoldan geçme bile dedi
+Ne olmuş köyde hikmet amca vaktim az gitmem lazım dedim
- Üçgözler köyü yüzyıllardır bu bölgenin kötülüğüdür evladım dedim. Orada her zaman şeytanın çocukları hüküm sürdü. Anlatılana göre çok uzun süredir orası kara büyülerin merkezi siz çıldırdınız mı oradasınız dedi
+Bende biz şuana kadar birşey yaşamadık sen de yaşamamışşın hep anlatılanları anlatıyorsun dedim
- ( iç çekerek ) Gördüğün rüyalar ne demek düşündün mü abinin intiharı ne demek senin buraya gelmen ne demek bir düşün dedi..
Gözlerim yerinden çıkacakti ne oluyor dıbına koyim giberim şakanızı makaranızı diyip artık yeter diye haykıracaktım.. Gerçekten uyanmak istiyordum bunların hepsi rüya ve ben illa kı uyanacaktım. Abimi nerden biliyor, rüyaları nerden biliyor, acaba eda mı gelip anlattı. Edayı öldüreceğim... Sonra aklıma eda nerden bulacak bu adamı neden anlatacak diye sorular sorup saçmaladıgımı idrak etmeye çalışıyordum... -
90.
+5Sonra hikmet amca düzgünce anlat dediğimde O kumaşları getirdiğin ev varya dedi, Orası vakti zamanında çok büyük günahların işlendiği evdi.. Nerden geldiği bilinmeyen zengin bir aile 100-200 yıl önce üçgözler köyüne yerleşmiş. Bu köydeki şerden habersiz bütün köye yardımlar yapmışlar ihtiyaç sahiplerine sahip çıkmışlar. O döneme kadar büyücülerden medet uman insanlar bu ailenin babasına bir sevgi beslemeye başlamışlar. Şeytan ve çocukları bu durumdan çok rahatsız olduğu için bu eve kara büyüler yapmışlar. Bir anormallık olduğunu sezen adam eve allah kelamları asmış, her türlü şerden allaha sığınmış. Büyüler o kadar kuvvetli yapılmış ki o kumaşların altındaki figürler koyucu duaların gücünü kırmaya başlamış, Evin çocugunun içine giren habisler o evin korunmasını kırmak için kumaşların altına bu figürleri çizdirlermiş.Şerriler eve girdikten sonra evin babasını delirtmiş ve bütün aileyi babalarına kıydırtmışlardı dedi. Bunlar çok tehlikeli evladım bunlar yaradıcıyla kendini eşit gören, insanları balçıktan gören kendilerine medet umar hale getirmek için her türlü laneti yapan şerrilerdir. Bunlardan uzak dur. Bunları dinledikten sonra içinde bulundugum kötülüğün farkına vardım. Peki abim dedim abimin ne alakası var dedim. Yüzüme acımayla karışık bir ifadeyle onuda eğriağaç köyünden idris hocaya sor dedi. idris hocada kim demeden hadi geç kaldın diyerek bana kapıyı gösterdi. Tam çıkacakken rabia kızım emanetlerini ver evladımın dedi..
-
91.
+6Kapıda ayakkabılarımı giyerken bir poşet içerisinde rabia bana getirdi. içini açıp baktıgımda kumaşlar ve abimin defteri vardi. Ayakkabıların zaten birini giymiştim hemen çıkartıp hikmet amcanın yanına gittim. Evladım kumaşlar bana getirildi onları 1 haftadır bütün şerlerden temizledim artık pürü pak oldular gidip alıgın evin duvarlarına as o evin mensupları artık huzur içinde olacaklar. Sen aracıydın bana getirdin onları bende görevimi yaptım dedi. Peki ya defter bu defteri nerden buldun bu istanbulda bizim evdeydi abimin defteri dediğimde, annen baban artık güvende onlara azaplı bir ölüm olmayacak bu işte aracı olduğun için bu cinni kitabın daha fazla size zarar vermesini Allahu-tüeala istemedi. inanılır gibi değildi kafayı yiyecektim. Neler oluyordu minibüsle kaçıp gitmek istedım. çıldırıcaktım.. Son olarak dediğim köye dediğim hocaya git o sana ne yapacagını söyleyecek dedi.
-
92.
0devam bitirmezsen katilin olurum
-
93.
+4Ben hemen evden çıkıp yola koyuldum epey zaman geçmişti. Timur hoca ağzima sıçacaktı muhtemelen. Minibüse atlayıp bütün bu olanların hayal olması için dua ediyordum.. Minibüsü öyle bir sürüyordum ki tarlaya uçmam an meseleydi.. Tam o esnada önüme bir hayvan çıktı frene basmaya fırsat bulamadan çarptım. allah kahretsin dedim 100 metre kadar ileride anca durabildim hemen inip geriye doğru yürümeye başladım ne olduğunu tam olarak görmemiştim aniden yola çıkmıştı yarım saat aramama rağmen hiç bir şey bulamamıştım. Arabaya döndüm ön tampon kan içindeydi tekrar döndüm hiç bir yerde ne kan vardı ne bir iz kafayı yemek üzereydim.. Atladım arabaya köyün girişinde geldim. Heryerde insan vardi ne oluyor dedim kendi kendime. Ambulans askerler allahım birine bişey olmuştu. Yüreğim çıkacakti yerimden ne olur o olmasın ne olur eda olmasın minibüsten inip gözlerimle her yeri o an taradım edayı sağlam görme ümidiyle ..
-
94.
+4kalabalığa girince eda'nın deponun önünde ağladığını gördüm. Öyle bir rahatlamıştım ki anlatamam. Eda iyiydi peki ya ne oldu ? Timur hoca perişan bir halde çardakta oturuyor. öğrenciler sağa sola dağılmış haldeydi. Hemen koşup Eda'ya noldu dedim ? ne bu kalabalık, nerdesin sen cengiz nerdesin dedi öznur öldü dedi. şok geçirmiştim noldu dedim nasıl dedim.. Açmanın kenarından düşmüş boynu kırılmış ambulans gelemeden son nefesini vermiş öznur olduğum yere çöktüm.. Allahım neler oluyor ne yaşıyoruz biz dedim. Sen nasılsın iyi misin nasıl oldu kendi kendine mi düştü dedim derinlik en fazla 3 metreydi nasıl oluyorda boynu kırılıyor.. Eda saat 3'te işçileri yolladıktan sonra kübra ve öznurla A3 açmasının temizliğini yapıyorlarmış, Timur hoca eda'yı rapor için çağirdıktan sonra olanlar olmuş. Kübra şok içerisinde kenarda öylece oturuyordu yüzü o kadar soğukti ki hiç bir ifade barındırmıyordu. kübra'nın yanına gidip ondan dinlemek istedim. Savcı daha gelmemişti öznur hala düştüğü yerde bekliyordu. Kübra, öznur ölçüm yapmak için açmanın kenarlarında metreyi tutyordu o an dengesini kaybedip düştü, ilk an şaka yaptıgını düşündüm ama yanına inince öldüğünü fark ettim hemen hocaya haber verdim dedi. Benim o gün hikmet hocayla yaşadıklarım öylesine etkilemişti ki öylece manasız manasız etrafa bakınıyordum. Bu tavrın ne benim yaptıgımı mı düşünüyorsun gibisinden çıkıştı bana kübra. Saçmalama ne alaka dedim şok içerisindeyim dedim. Gerçektende şok içerisindeydim kaza olduğuna inanamıyordum her kazıda kazalar olurdu ama böylesi ilk defa gerçekleşiyordu en fazla ayak kol kırılırdı. içinde bulundugum pgibolojik durumda artık tepki veremiyordum. Aklımda Eğriağaçlı idris hoca vardi.
-
-
1.
0Amk cin kübrası
-
1.
-
95.
+8Akşam 7 gibi mardinden savcı geldi, öznuru kaldırıp ceset torbasına koydular herkes ağliyordu. Daha sabah beraber kahvaltı yaptıgımız insan şimdi hareketsiz torbada yatıyordu. Timur hoca firdevs hocaya kazıyı emanet ederek ambulansla gitti. 4 gün boyunca hiç birşey yapmadık sadece günlük rutin işleri yaptık zaten oda arkadaşları perişandı Eda biraz kendini toparlamıştı. Ya sen haklıysan ya anlattıkların doğruysa diyordu bana ikide bir oda kafayı yemek üzereydi. Öznur'un naaşını ailesine teslim etmek için timur hoca gitmişti zonguldağa. Geldiğinde herşeyi anlatacaktim kafaya koymuştum artik. Ya bana inanacakti ya da ben eda'yı alıp kazıdan basıp gidicektim. Kübra ruh gibi ortalıkta dolaşıyor ekibin onu suçladığını düşünüyordu ama kimse öyle bir imada dahi bulunmamıştı. Kendi kendine acziyet yaratıyordu ve bütün ilgiyi kendine topluyordu. Bana göre tamda istediği buydu bilerek yapıyordu bunu. Ben boş bir vaktimde herkes kendi halindeyken kumaşa yazılı duaları aldığım eve zütürmenın planlarını yapıyordum kimse görmeden...