-
26.
0quantumu özledim aq o bin bitirmedi demi hikayeyi hatırlayan binler var mı
-
-
1.
0Amcık oç madara etmişti sözlüğü.
-
2.
0mk feresinin de çoğu hikayesi yarım
-
1.
-
27.
+6 -1Ben artık bu bilinmezlik içerisinde hocanın ayakçılığını yaparak günlerimi geçiriyordum. Açıkcası içine girdiğim durumda pgibolojim o kadar pamuk ipliğine bağliydi ki anlatamam. Kafayı tırlatmama ramak kalmıştı. Bölüm içindeki entrikilar arkadan konuşmalar kuyu kazmalara şahit oldukça insanlığımdan utanıyordum. Birlikte can ciğer insanların koca koca pröfesörlerin birbirlerinin arkalarından yaptıklarını gördükçe midem bulanıyordu. iyice kendimi bölümdeki iç savaşın içerisinde bulmuştum. Asistanların hal ve hareketleri gerçekten mide bulandırıyordu. Ayaklarında yaz kış botlarla gezip lisans öğrencisi kızlara yürümeleri gayet olağandi kendi aralarında. Ben Kadro bulamadığım için bir tık bu Megaloman asistanların kıdemsızı olduğum için gözlerinin uçlarııyla yeriyorlardı beni. Akademide iyi insanlar yokmuydu elbette vardı ama genelde yüzde 90ı lağımdı. Bu hayata hazır mıydım bilmiyordum. Bu düşüncelerle okul kapanmış yaz mevsimi başlamış ama ben hala fakültede timur hocanın işlerini yapıyordum. Birgün gelip Kazı 4 temmuz'da başlıyor diyerek topuklarını zütüne vurmaya başladı. Ama bir sorunumuz vardi biz gelecek insanlara kalacak yer ayarlamak için ortamın koşullarını iyileştirmek için 25 haziranda oraya gidecekmişiz. Normalde benım planım Kazıdan önce istanbula giderim ailemi görürüm çocukluk arkadaşlarımı görürüm ordan temmuz başı Eda'yı alır Mardine gitmekti. Ama hepsini yalan etti timur hoca, o gün sigara içe içe cebeciden kızılaya yürümüştüm. Kısa mesafeydi aslında ama sanki zaman bükülmüş ve aylarca yürümüş gibi hissediyordum. Bu durumu edaya anlattıktan oda kübrayla erken gelmek istedi. Her ne hikmetse herşeyden kübra çıkıyordu. Bende koşulları bilmiyoruz, Mardınde temmuzda bir köyde hemde boşaltılmış bir köyde sizin hiç birşey hazır olmadan gelmeniz sıkıntı doğurur diyerek ikna ettim. iyiki de etmişim gittiğimizde ilçede bir pansiyon tarzı biryerde kalırken duvarda akrep görmem bütün gecelerimi zehir etmişti... Timur hoca firdevs hoca ve ben mardin'e giden öncü ekiptik. 25 haziranda mardin o kadar sıcaktı ki beynim fokurduyordu şehri gezerken. Herkes kalın giyinmiş kafalarında bezler bize uzaylı görmüşcesine bakıyorlardı. Ben yine tedbirli gitmiştim ama Timur ve firdevs hocanın elbiseleri tam fiyaskoydu. Gözlerinde güneş gözlüğü kafalarında şapka kargo pantolonları falan çok komikti uzaktan bakınca. Bu duruma yöre insanlarıda kendi arasında kürtçe konuşup gülüyorlardı.Tümünü Göster
-
-
1.
+2lan kozmonot sakın quantum gibi yapıp yarıda bırakıp ayarlarımızı bozma. devam babuş
-
2.
0Yazsana amk çucu
-
1.
-
28.
+1Rezerve
-
29.
+9 -6Köye gittiğimizde bu düşüncelerden arınmak için kendimi dinlemek için fırsat arıyordum. Kimsenin olmadığı bu köy bana mezar olacak gibi geliyordu. Öğle molasında köy meydanındaki düzgünce yontulmuş kayanın üzerine oturdum. Arabalarla köye malzemelerin gelişini görebiliyordum. Hiç gidip kendimi bu yükün altına atamazdım. O lagam karekterli asistanların emirler yagdırmasını özellikle hiç çekemezdim. Eda da gelmişti büyük ihtimal. Onu da görmek istemiyordum. Galiba burada olmamın nedeni olarak onu görüyordum. Kendimi bu düşüncelerden çıkaramıyordum bir türlü. Nerede olursa olsun birlikte olmak istediğim kadından uzaklaşmıştım. Ailemi bir daha göremiyeceğim düşüncesiyle bizimkilerin yanına doğru gittim. Eda, Kübra ve asistanların hocanın arkasından bir harabeye girdiğini gördüm. Oldukça heyecanlılardı. içeride bir şey buldukları açıktı. Yavaş yavaş ayaklarımı sürüyerek ben de içeri doğru hareketlendim. Ta ki Eda nın çığlığını duyana kadar. Kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Kızlar bağrışıyordu. Koşarak içeri girdim. Eda ı yere yatırmışlar asistanlar amından ve zütünden aynı anda gibiyorlardı. Hoca agzına veriyordu. Kübra kendini parmaklarken. Asistanların zütünü yalıyordu. O tablo karşısında bir süre kalakaldım. Hocanın seslenmesiyle ben de hocanın zütüne benim büllüğü soktum. Tüm gün birbirimizi gibtik. Ama aklımda tek soru Eda nın aynı andan öyle yannanları içine alıp ses bile çıkarmamasıydı. Günün sonunda izmir'deki büyüklerimi hocanın telefonundan aradım ve onlara "laik" olduğumu söyledim.
-
-
1.
+1Ahahhaha huur çocuğu 😂
-
-
1.
+1Bu geleneği yaşatmam gerekliydi ahahah
-
1.
-
2.
0ciddi ciddi okuyodum oc
-
-
1.
0Amaç da o yavrumm
-
1.
-
3.
0ya dıbına koduğum ciddi ciddi okuyodum pauhahahahahahahhaha
diğerleri 1 -
1.
-
30.
+3Bu niye trendde amk
-
31.
0Ahhh sene 2015 incisi tadında duygulandım
-
32.
0devam hocam süper gıdıyorsun
-
33.
+2Rez panpa yaz
-
34.
+1 -1Edayı cinler gibecek rez
-
35.
0Rezzzzzzz
-
36.
+2Bu ne cinli hikaye mi
-
37.
+2Rezerve
-
38.
+5Mardin mükemmel bir yerdi. Sokaklarında gezerken hangi yüzyılda oldugumu bir esnaf lokantasının önündeki radyodan anlıyordum. Bazı oryantalist avrupalıların imgelendirdiği masalımsı doğulu kadın figürlerini dar sokakların başlarında görebiliyordum. Gözleri kalemli simsiyah zeytin iriliğindeki kadınları gördükçe kadim mezopotamya'nın sırlarının sırlarına ereceğimi düşünüyordum. Gezerken havanın sıcaklıgının farkına varıp beynimin buharlaşıp uçtuğunu hissediyordum. Bir dükkana girip poşu ve yöresel gömlek alıp şehre karışmam gerekiyordu. Çok az Türkçe konuşan bir amcada poşu aldım. Yüzündeki çizgileri içtiği sigara dumanı dolduruyordu. Ankara'dan istanbuldan bu bölge hakkında konuşmanın hüküm vermenin çok kolay olduğunu daha yeni idrak etmiştim. Daha sonra Hocamlarla buluşup kazı alanına en yakın 1 saat olan ilçeye gitmek için harekete geçtik. ilçeye gittiğimizde o gün bir pansiyonda kaldık. Ertesi gün bir minibüsle üçgözler köyüne gittik. Kazı alanın köyün yaklaşık 250 metre uzağında bir noktadaydı. Köy öğrendiğimiz kadarıyla 1989'da Terör sebebiyle boşaltılmış hiç kimse yaşamıyordu. Yaklaşık 20-30 hanesi olan bomboş bir köydü. üçgözler köyünün sakinleri zamanında ya en yakın ilçeye ya da batı illerine göçmüşler. Köyün Doğusunda bir tepede yıkık türbemsi bir yapı ve bir ağaç bulunuyordu. Sonraları öğrendim ki bu alan çevre halkı tarafından kutsal sayılan yılın belli dönemleri gelinip kurbanlar kesilip adaklar adanan bir inanç merkeziymiş. Timur hocayla nasıl kalacağimizi neler yapacağimizi araziyi gezerken konuşuyorduk. Alan o kadar çıplaktı ki yıkık türbenin yanındaki ağaçtan başka hiç bir ağaç yoktu.Tümünü Göster
- Hocam, bizim burda kalmamız şuan imkansız. Altyapı su elektirk yok, en mantıklı görünen ilçede bir pansiyon tutup hergün gidip gelmemiz.
+ iyi hoşta burda kalmazsak hergün 1 saat gidiş 1 saat geliş yol bizi çok yorar ayrıca buluntuları hergün zütürmemiz gerekecek depomuzda ilçede olursa işler sürekli karışabilir. Ankarayla görüşüp köyün yanına ya da cıvarına konteynır kent kurmalarını isteyeceğim. Almanya'dan iki hititolog da gelecek ilçede olmamız verimli çalışmamız için dezavantaj. Sen gittiğinde kahvelere uğra 15 tane işçi aradığımızı söyle.
- Bende istemeyerekte olsa kabul ettim. içimden inşallah bu yerde kalmayız inşallah bakanlık konteynır yollamaz diyordum. Her terkedilmiş yerde olduğu gibi burasıda insani ürpertiyordu.
ilçeye döndüğümüzde hemen bir telefon bulup edayı aradım ve durumdan bahsettim. Hala şansın var bak aileni bahane ederek gelmeyebilirsin burda hiç bir düzen yok dedim. Eda önce kabul eder gibi olsa da ertesi gün konuştugumuzda yine eski inadına dönmüştü. Kübrayla birlikte 5 hazıranda ordayız dedi. Bu arada ben ilçedeki kahveleri gezip kazı için işçi aradğımıza dair haberler yayıyordum. ilçede işşiz insan çoktu ama bir kişi bile çalışmak istemiyordu. Hatta orada kazı yapılacagını duyan bir kaç kişi üzerime bile yürümüştü. Bende güvenliğimiz askeriyeden sorumlu bir ankaradan geliyoruz diyerek korkutmaya çalışmıştım. -
39.
+4ilçe çok küçük biryer olduugundan her haber anında her yere yayılıyordu. Üçgözler köyünde kazı yapılacagını duyan insanlar hergün pansiyona gelip hır gür çıkartıyordu. birgün 20-30 kişi geldiğinde Timur hoca artık askeriyeyi arayıp yardım istemişti. Kazılarda yöre halkıyla iyi geçinmeden işler yolunda gitmezdi. Yöre halkını önce inandırman gerekıyordu. insanlar oralara ya kutsal gözüyle bakıyor ya da altın gözüyle bakıyordu. Timur hoca 1991'de Mardin gırnavaz kazılarına meydana gelen ve 2 doktora öğrencisinin öldüğü olayların başımıza gelmesinden korkuyordu. Mardin gırnavaz'da da benzer durumlar yaşanmıştı köylüler ve halk kazı yapılmasını istememişti ancak kazılar devam edince kazı aracına bomba konmuştu. Bu bombalı saldırıda iki arkeolog hayatını yitirmişti.O Gamsız rahat timur hocayı ilk kez bu kadar gergin ve düşünceli görüyordum. kazı başlamasına 5 gün vardı ve daha çok önemli problemler çözülmemişti. Beni yanına çağirip
+ Biz firdevsle konuştuk acaba 1 yıl ertelesek mi ?
o an gereksiz bir atarla olur mu hocam bu kadar büyük bir keşfi kendini bilmez 3-5 insan için mi erteleyeceğiz. Askeriyeyle detaylı konuşalım ilçede bir toplantı yapsın durumu anlatsın dedim. Niye böyle birşey dedim bilmiyorum o an içinde bulunduğum çıkmazda kaçıp gitmeyi kendime yedirememiştim. Askeriyede Ahmet binbaşı vardi. Sağolsun o bize çok yardımcı oldu. Ankarayla yazışmalarda askeriyenın tüm imkanlarını sundu. Toplantı içinde bir kahve ayarlayıp 40-50 kişi toplayıp konuşma yaptı. Biraz tehditvari konuşup insanların sesini kesmişti. Çıkışta hocama bunlarla insan gibi konuşursanız anlamazlar bunlara anlayacaği dilden konuşun. Zaten pkk falan korkusu olmasın biz köyün güvenliğini 7-24 jandarmayla sağlayacağiz dedi. O an hepimize bir umut doğmuştu. Ankaradan konteynır gerekli ihtiyaç bütün ihityaç malzemesi ve köye elektirk çekilecegıne dair haber de gelince artık hiç bir problem kalmamıştı. -
40.
+55 Haziranda bütün ekip ilçeye gelmişti. Tam 16 kişiydik bu bilinmezin içinde. firdevs hoca timur hoca ben eda kübra haricinde 11 kişi ne olacağı hakkında hiçbir fikre sahip değildirler. Lisans öğrencilerinden öznur ve hatice'nin yüzündeki kaygı gözlerinden okunuyordu. Ekipte 7 kız 4 erkek vardi. Öğrencilerle ben ilgilendiğim için bazen eda kıskançlık yapıp sinirlerimi bozmaması dışında ilk günlerde birşey yaşanmadı. Her sabah 4 te kalkıyorduk 5 te minibüsle hareket ediyorduk.. 6 da iş başı öğlen 2 de bırakıyorduk. 2'den 5'e kadar köydeki boş evlerden ikisini kendimize depo yapmıştık orayla ilgileniyorduk. ilk günler arazi şartları çok zor geçtiği için herkeste bir bıkkınlık vardı ama yüzeydeki dolgu toprağı aldıktan sonra bulacaklarımız için katlanıyorduk. Bu arada binbaşı Ahmet 17 tane işçi bulmuştu. Nasıl buldu bilmiyorum üçgözler köyünün ismini duyan işçiler şeytan görmüş irkilip red etmişti beni hep. 10 gün bu kargaşayla sürdü. bu geçen sürede 4 tane kontenynır yatak ekgibler ekipmanlar falan geliyordu sürekli. 25 hazıran gibi artık bütün ekgiblerin giderildiğini görünce ilçeden buraya gidip gelmenın mantıksız olduğunu anladık. Burda kalacaktık. Buranın gecesini hiç görmemiştim. korkar mıyım bilmiyordum ama kızlar çok heyecanlıydı anlam veremıyordum. her konteynıra ortalama 4 kişi sığacak şekilde yerleşip ilçeden köye taşındık. Belediyeyeyle anlaşıp sabah öğle akşam ekmek günlük gazete ve aşevinden yemek getireceklerdi...
-
41.
+1Oo reis baslamis seri yaz panpa
-
42.
+1Devam panpa
-
43.
+6Artık sabah 4 te degıl 5 te kalkıyorduk. o bir saatlik uyku o kadar güzeldi ki anlatamam. Yolda boş yere yorulmuyorduk. Köyle kazı yaptıgımız arazi arası yaklaşık 200 metre kadardı. Köyde kalmanın tek sıkıntısı akrep ve devasa örümcekler olarak görüyordum. Timur hoca herkesi toplayıp hergün uyarılar yapıyordu. Kesinlikle yalnız başınıza hava almak için dahi olsa köyden çıkmayın ve evlere girmeyin. Bir seferinde depo olarak kullandığımız boş evde gördüğüm örümcek abartısız avucumdan büyüktü. Hayatımda ilk defa böyle birşey görümüştüm. Yıllarca Batı Anadolu ve Orta Anadolu'da çeşitli kazılarda bulunmuştum ama ilk kez böylesine zorlu bir ortamdaydım. Hayatında ilk defa kazıya gelen öznur ve Bülent hergün ağlayarak güne başlıyorlardı. Gitmeleri an meselesiydi. Yaptıgımız kazılarda yaklaşık 2 metre derinlikten sonra yerleşim yerine denk geldik. Çıkan kabartmalar yazıtlar mükemmeldi. Bütün ekip mutluluktan bütün çekilen zorluğu unutmuştu. Yazıtların bir çoğu luwi ve arami dilindeydi. burdan yola çıkarak i.Ö 9-8 yy hitit arami kenti olduğu kanıtlanmıştı. Ancak aramilerin bu bölgedeki varlığına ilk kez rastlanılıyordu. O hafta gerçekten Bütün arkeoloji camiası bizi konuşmuştu. Ekipte herhangi bir dilbilimci yoktu. Almanya'dan gelen 2 hititolog hoca çivi yazısı uzmanlarıydı. timur hoca istanbul'dan ölü diller üzerinde uzmanlaşmış yahudi asıllı yakub hocayı mardine kısa süreliğine de olsa getirtmek istiyordu...
-
44.
+4Biz sadece pazar günleri minibüsle ilçeye gidip 2-3 saat zaman geçirip ekgiblerimizi alabiliyorduk.. Bir pazar günü ilçeden geldikten sonra köyde boş boş sigara içip yürürken bir ev dikkatımı çekti. Diğerlerinden farklıydı. Farklı olan kısmı çift katlı olması ve kesme taştan yapılmasaydı. Muhtemelen köyün ağasının evidir tarzında bir düşünceye kapıldım. Köydeki evler boş olmasına rağmen kapıları ve pencereli genel olarak sağlamdı. Öyle yıkık dökük harabe bir köy değildi. Sanki dün boşaltılmış gibi ayaktaydı herşey. O gece uyduktan sonra, 2 gibi uyandım ve konteynırdan dışarı çıktım sigara içmek için. Arazide bekleyen iki güvenlik dışında kimse ayakta değildi. sigaramı yakıp yürürken bir anda gündüz gördüğüm evin ışıklarının yandığını gördüm. Şaşırmıştım korka korka yönelip camdan içeri baktıgımda kadınlar erkekler çocuklar ağliyordu. şok içerisindeydim yüzüm kaskatı kesilmiş kanım donmuştu ve birden içerideki insanların hepsinin aniden bana döndüğünü görünce yataktan sıçradım. Rüya olduğunu fark edip kendime gelene kadar kalbim yerinden çıkmıştı sanki. Saate baktıgımda 5'e çeyrek vardı. kalktım elimi yüzümü yıkadım birşeyler atıştırıp araziye gitmek için hazırlandım. Kimseye bu rüyadan bahsetmemiştim. Zaten akşam yemeklerinden sonra sürekli firdevs hoca cin muhabbeti yapıp gülüyordu. Arkeolojik kazılarda bu muhabbet olmazsa olmazıdır. Tadıdır tuzudur kazı evlerinin. Akşam ki yorgunluğu unutturan tek şey korkudur. Genel olarak kimse inançlı olarak gözükmese de Firdevs hocanın konya türbe kazılarında sivas kale kazılarında yaşadıklarını anlatması çocukların gözlerini büyütüyordu. Hepsi palavraydı biliyordum ama bende korkuyordum.
-
45.
+82-3 gün geçmesine rağmen rüyanın etkisindeydim hala. Sürekli o evin önünden geçerken tedirginlik duyuyordum. Ama merakta ediyordum içini. Cesaretimi toplasam Timur hocaya görünmeden girmek istiyordum. Bu arada Eda'nında yüzünde geldiğine dair pişmanlıklar hissetmeye başlamıştım. Çağırıp soruduğumda kazıyla ilgili değil de kübra'dan dolayı olduğunu anlattı.
-
-
1.
0Devam pampa ...
-
1.