/i/Öneriler

Öneriler alıp verin, yaşantınıza can verin.
  1. 1.
    +8 -1
    Beni sakın yanlış anlamayın ben ne alfa erkek zırvalarına nede kişisel gelişim kasan o egoistlere inanmıyorum ve o insanlardan değilim.ben gerçekten size yardım etmek istiyorum beyler bu yazdıklarım size ne mi kazandıracak ? eğer dikkatli okur ve dediklerimi mantıklıca düşünürseniz çok şey.
    peki ne mi kaybettirir ? sadece bir kaç dakikanızı... ama üzülmeyin siz nasıl olsa zamanınızı fazlasıyla boşa harcayacak şeyler yapıyorsunuzdur hayatınızda.

    öncelikle şunu söylemek istiyorum beyler yazarlığımın kaçıncı nesil olduğunu bende biliyorum o yüzden saçma sapan yorumlar yazmayalım buraya ayrıca yaşım 21 her neyse

    uzun uzun yazıcam buraya ama ilk önce hepinizin bilmesini istiyorum ki bu bir kişisel gelişim veyahut hayat dersleri alacağınız bir sayfa değildir

    çoğunuzun derdi var beyler biliyorum bazılarınız bunu yansıtmıyor bazılarınız ise bunu her fırsatta dile getiriyor .benim yardımlarımdan biride bu noktada dokunucak size beyler çünkü iddia etmiyorum ama acı nedir aranızda en iyi bilenlerdenim belkide. çaresizlikten , hayattan bir anlam çıkaramamak gibi bir çok kötü duyguya kapıldım ve halada kapıldığım zamanlar oluyor illaki sonuçta ben bir insanım ama asıl olay şu ki ben bu duygularla nasıl baş edeceğimi biliyorum .

    eğer dinleyen olursa devam ederim.
    ···
  1. 2.
    -1
    anan xde
    ···
  2. 3.
    +1 -1
    uzun yazacağını söylüyor sessizce uzaklaşın...
    ···
  3. 4.
    +1 -1
    kardeş hoca birazdan ezan okuyacak yapma kım okuyacak bunu
    ···
  4. 5.
    +1
    Gece gece rizorv
    ···
  5. 6.
    +4
    bir çok sorun olduğu gibi bir çok yaş gurubuna göre de bu sorunların bünyede bıraktığı etki farklı oluyor beyler o yüzden burada akranıma özel değil tüm herkese hitap eden olayları yazmak istiyorum.

    çevrenizde size nasihat veren bir çok insan var biliyorum ama neyin ne olduğunu kendimiz bulmak istiyoruz her zaman bunu da biliyorum . bu yüzdendir ki bizim nasihattan çok yol göstericiye ve daha içten önerilere ihtiyacımız var .
    örnek vermek gerekirse burada bazı hanzolar ergenliğinden beri ritüeliniz olmuş mastürbasyonu bırakmanızı söylüyor üstelik bunu öyle bir iştahla vurguluyor ki sanki mastürbasyon gittiğinde size hayatın anldıbını altın tepsi ile sunacaklarmış gibi bir kanıya kapılıyorsunuz . üstelik bunu yaparken öyle katı kurallar koyuyorlar ki adamın bırakası varsa bile inadına yapası geliyor.
    yapmayın allah aşkına beyler hiç biriniz hayatınızda kurallarınızı önceden belirleyerek belli bir plan içerisinde yaşayan insanlar değilsiniz. hepiniz gece yatmadan önce kendinize sözler verip sabah uyandığınızda da çoktan unutmuş yada uygulamayan insanlar oluyorsunuz . üstelik uygulamadığınız her plan için kendinize kızıyor , öz güveninizi iyice yitiriyor ve kendinize şu soruyu soruyorsunuz :

    BEN BU KADAR ACiZ MiYiM ?

    ne kadar üzücü demi beyler bir insanın bu konuma düşmesi. üstelik bu yaşlarda...
    ama kendinize kızmadan önce lütfen şunu sorun ben ne zaman bu hallere düştüm. benim milat noktam neresiydi. bunu kendinize sorun sonra devam ederiz.
    ···
  6. 7.
    +4
    siz değilsiniz beyler aciz olan asıl aciz olanlar gerçek hayatta kimsenin değer vermediği halde burnundan kıl aldırmayan o ego bağımlıları. bunlara sorsak hepsi süper insanlar , sanırsınız ki pekekentler sürekli yurt dışında karı kızla , tüm gününü iş görüşmelerinden ve sosyal aktivitelerden , konferanslardan kafasını kaldıramayan boş zamanında da burada size dersler veren gönüllü iyi kalpli insanlar.ama siz onların ne tak olduğunu biliyorsunuz beyler , bilmeyenlerde bilsinler artık lütfen.

    ağır gittiğimin bende farkındayım ama böylesi daha iyi , ilk işimiz bu boş tenekelerin sizin üzerinizde bıraktığı etkiyi bitirmek . çünkü bir ara o kadar çok popüler oldu ki bu konular herkes kendine ulan bir anormal ben mi varım bu dünyada demeye başladı. haliyle bu iş sizde travma boyutuna geldi (her ne kadar kabul etmeyecek olsanız da). o yüzden öncelik tüm bu batıl inanışlarınızdan kendinizi arındırmaktan geçiyor.
    ···
  7. 8.
    +1
    okunur bu kaybedecek bişeyimiz yok sonuçta amk
    ···
  8. 9.
    0
    yaz merak ettim
    ···
  9. 10.
    0
    Devam et oc
    ···
  10. 11.
    0
    rizorvd
    ···
  11. 12.
    +3
    çoğunuz hayatınıza kendiniz yön veremediğiniz için şikayet ediyorsunuz, haksızsınız aslında .ne diyor bu dıbına koyiyim dediğinizi duyar gibiyim az daha sabredin bir kaç değinmek istediğim nokta daha var.

    Sevgi dolu, keyif yüklü, az eleştirip çok öven; beden-ruh-akıl sistemi tıkır tıkır işleyen biri olmak... büyük ihtimal bu bahsettiklerim hepinizin çok uzun zamandır yaşayamadığı olaylardır haksız mıyım beyler ?

    Hayatınızı etkileyen en önemli şeyin sizsiniz beyler. Seçimleri yapan da, bu seçimleri bir öncelik sırasına koyup uygulayan veya uygulamayan da sizsiniz. Yedikleriniz içtikleriniz, iyi ya da kötü alışkanlıklarınız, beklentileriniz... Stres yükünüz, uykunuz, olup bitenlere olumlu veya olumsuz bakışınız, sevinçleriniz, kaygılarınız, korkularınızla ,kendinize gösterdiğiniz özen, yaşdıbınıza verdiğiniz önem ve aldığınız sağlık önlemleri ile kalitenizi, sağlık ve sağlamlık düzeyinizi belirleyen sizsiniz. Hayatınıza siz yön veriyor, kararları siz alıyor siz uyguluyorsunuz aslında. ama sonuç uygulamaya geldiğinde hep çevrenize suç atıyor başkaları için yaşadım diyorsunuz , çünkü kendinizi eleştirmekten kaçıyorsunuz beyler bunu bir kabul edelim ,burada önemli olan bu beyler . bunu kabullenirsek gelişimi kendi içimizde bulur başkalarından medet ummayız .
    ···
  12. 13.
    +3
    bu durumda önceliğimiz beyler kendimize olan sevgimizi değerimizi nasıl geri kazanırız bakın çoğumuz karşımıza çıkan belli durumlarda, sorunlarla yüzleştiğimizde kendimize olan güven duygumuzda sarsıntılar hissetmişizdir ya da en azından yapmak istediğimiz bir şeyi gerçekleştirme konusunda yeterliliğimizden kuşku duyduğumuz olmuştur. Böylesi anlarda olaya olan yaklaşımımız sonucunda yeniden kendimize ilişkin olumlu duygular yaşamaya başlayabiliriz. Bazılarımız için ise hissedilen kendine güvensizlik, kalıcı bir duygu haline dönüşüp, gün geçtikçe daha yıpratıcı bir duruma gelebilir. Şunu bilmeliyiz ki beyler FARKINA VARMADAN NASIL KENDiMiZE GÜVENMEMEYi ÖĞRENDiYSEK, KENDiMiZE OLAN GÜVENi ARTTIRMAYI DA ÖĞRENEBiLiRiZ. Bunu yapabilmek için öncelikle kendine güvenememenin nedenleri üzerinde duralım beyler.

    Çoğunlukla, kendimize olan güvensizliğimizden bulunduğumuz ortamı, çevremizi sorumlu tutma eğilimimiz vardır. Ancak, şu bir gerçek ki kendimize güvenimizi arttırırsak, çevremize ilişkin algımız da değişir. Bu değişim nasıl olmakta ? Biz hiçbir zaman çevreyi doğrudan değiştiremeyebiliriz, ya da olup bitenleri etkileyemeyebiliriz. Değişiklik çevrede değil bizim çevreyi nasıl yorumladığımızda, algıladığımızdadır. Özetle, kendimize olan güvensizliğimizi sürdürmemiz kişisel algılarımız nedeniyledir. örnek verirsek girdiğiniz bir arkadaş ortamda canınız bir hayli sıkılıyorsa bunun sebebi ortamın sıkıcılığından değil sizin bu ortama geneli itibari ile sıkıcı bakmanızdır.

    şimdi beyler kendinize saygınızı olumsuz etkileyen özel durumları veriyorum

    Kendinize koyduğunuz katı kurallar kesinlikle olmalı dediğiniz şeyler ( bu alfa zımbırtılarının size dayattırdığı şeyler ) .
    Mükemmeliyetçilik (Kendinize koyduğunuz yüksek, erişilmez standartlar).
    Eleştiriye aşırı duyarlılık.
    Atılgan olamama: Kendini, duygularını ve düşüncelerini açıkça ifade edememe.
    Tüm bu durumlarla iç içe giden bir zehirlenme söz konusudur. Zehirin temel kaynağı ise "hastalıklı eleştiri" dir. Bu sizin kendi kendinize yaptığınız, kendi kendinize sessizce sürdürdüğünüz bir konuşmadır.Bu hastalıklı eleştiri türü sizi sürekli başkalarıyla kıyaslar onların başarılarını ve yeteneklerini gözünüze sokar.
    Ulaşılmaz yüksek standartlar koyar ve en ufak hatanızda sizi kırbaçlar.
    Hatalarınızın dosyasını tutar, ama hiçbir zaman güçlü yanlarınızı ve yeterli olduğunuz durumları hatırlatmaz. Onları kaynatır, eritir.
    Nasıl yaşamanız gerektiğine dair size hazır öyküler sunar. Bu yaşama kurallarının dışına çıktığınızda, hatalı ve beceriksiz olduğunuzu haykırır.
    En iyi olmanızı söyler, olamadığınızda sizi aptallık, çirkinlik, zayıflık ile yargılar.
    Arkadaşlarınızın, dostlarınızın beynini okur ve onların sizden sıkıldığına, onlara itici geldiğinize sizi ikna eder.
    Zayıflıklarınızı abartır. Bir yerde yanlış davrandıysanız "hep aptal olduğunuzu" söyler.
    Hastalıklı eleştirinin sesi yaşdıbınızdaki normal akışı bozar, belli durumları yaşarken kafanızdan geçenleri, duygularınızı ezer geçer.

    Örneğin: Biriyle çıktığınızda onun yanında hissettiklerinizi, yaşadıklarınızı yakalayıp inceleyemezsiniz. Bunun yerine "Benim oradaki hareketimi gördü, aptal olduğumu düşündü. Sevimsiz olduğuma karar verdi. Beni bir daha görmek istemez" dersiniz.

    "Hastalıklı eleştiri" yaşayacağınız herhangi bir acıdan çok daha tehlikeli ve zehirleyicidir. Çünkü acıların hepsi bir zaman sonra geçer, ancak bu eleştiri hep sizinledir. Bu tarz bir kendi kendinizi yerme, zihninizin kontrolünü sizden alır ve hükmeder.

    Birlikte büyüdüğünüz değerler ve kurallar "olmalı"lara dönüşebilir: "Hata yapmamalısın"; "Ona şöyle davranmamalısın"; "Sınavdan şu notu almalısın"... gibi. Bu da hastalıklı eleştirinin en önemli silahlarından biridir. Kendinize verdiğiniz bu emirlerin altında ezilirsiniz.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 14.
    +3
    peki bu dıbın oğlu hastalıklı zihinler nasıl oluşuyor beyler şöyle özetleyeyim :

    1.küçükken sizin için değerli olan bir insanın ( ailenizden biri , öğretmeniniz vs ) sizin kendi kişisel tercihleriniz ( örn. keko tarzı saç modeliniz veyahut alışılmışın dışında giyiminiz , ödevlerinizi ve size sorumluluk olarak gösterilen şeyleri yapmayışınız ) sonrasında size serseri , ukala ve kendinizi değersiz hissedebileceğiniz hitaplarda bulunması.

    2.yine sizin için değerli olan insanların yön göstermek yerine sizi aşağılamaları.

    3. size örnek olan insanların yaptıkları tutarsızlaştığında , ( örneğin size sigara içme diyen babanızın o an ağzında sigara olması )

    4.ebeveynlerin size öfke kusması yada sizden kendini uzaklaştırması ve terketme tehditleri savurması. bu sizde zamanla ' kötü olduğum için terkediliyorum ' algısını doğurur.
    bu sizde yaptığım şey yanlış değil ben yanlışım algısına sürüklüyor beyler.

    peki neden hala kendimi böyle hissediyorum yada içten içe farkında olmadan bu duyguları besliyorum diyorsanız bunada "pekiştireç sistemi" diyorlar beyler.
    pekiştireç sistemi bizim için önemli bir olgu beyler ileride yazacaklarımda da önem arz ediyor .
    peki nedir bu pekiş şeysi , kısaca özetlemek gerekirse : çevrenizde sürekli tekrarlanan ve size yöneltilen eleştirilere ve övgülere karşı bilinçaltına işlenen ve sizin tıpkı o eleştirilerde veya övgülerde ki gibi bir insan olmanızı sağlayan olay
    ···
  14. 15.
    +2
    BU NEDEN TREND DEGIL AQ!
    ···
  15. 16.
    0
    Devam papa takipteyiz
    ···
  16. 17.
    +1
    takipdeyiz hocam
    ···
  17. 18.
    0
    Bakacağım
    ···