1. 1.
    -3
    Kaymak Gibi 31 ciks Hikayeleri!
    Üvey Kızkardeşimi Tanga Külotla Görünce!

    Üvey Kızkardeşimi Tanga Külotla Görünce Dayanamadım! (Gökay 26 Y., istanbul / Türkiye)

    işsiz güçsüz bir delikanlıydım. Daha doğrusu, kendime göre bir iş bulamadığım için, çalışmıyordum. Her zaman para sorunu yaşardım. Para sorunumu halletmek için devreye üvey annemi sokardım. O da bir şekilde babamı ikna edip, aldığı parayı bana veriyordu. Kısacası baba parası yiyordum. Üvey annemin bir de kızı vardı, Serpil adında. Serpil birkaç aylık nışanlıydı ve yakında evlenip gidecekti. Bir markette kasiyerlik yapıyordu. Nişanlı olduğu için, aldığı paradan bana zırnık bile koklatmıyordu. Beyaz eşya aldığından onların taksitlerini ödüyordu. Kısacası, çeyiz düzmekle uğraşıyordu.

    Serpil'in nişanlısı Ferit adında, kendini beğenmiş, gıcık biriydi. Bize geldiği zamanlar Serpil'den başkasını gözü görmezdi. Saatlarce bizde kalır, Serpil'in odasından çıkmazdı. Bu duruma karşı çıktığım halde beni ciddiye bile almazlardı. Serpil haftalık iznini onunla beraber geçirirken, eve akşam geç saatlerde dönerdi. Aralarında sekiz yaş vardı. Ferit'in babası inşaatçı olduğundan kendisi de onunla takılırdı. Kendisi çalışmadığı halde babası sayesinde idare ediyordu. Son model arabası vardı, bununla ne tak yediği belli değildi. Zamparalık dahil herşey beklenirdi ondan. Zihnimdeki acabalar gittikçe artarken, bütün bu düşünceler içimi kemiriyordu.

    Daha önceki yıllarda ailece her yaz köye gider, birkaç ay tatil yapardık. Fakat o yaz, Serpil çalıştığı için zorunlu olarak ben de yanında kalmıştım. Babamla üvey annem köye gideli bir aydan fazla olmuştu. Serpil ile evde beraber kaldığımız süre içinde herhangi bir olumsuzluk olmamıştı. Serpil sabah saat 9:00 gibi işe gidiyor, akşam 19:00 gibi dönüyordu. Son zamanlarda geç kalsa da, kafama takmıyordum. Daha önce ben Serpil'in eşofman giymesine karşı çıkarken, artık herhangi birşey demiyordum. Doğrusu hoşuma bile gidiyordu. Eşofmana sığmayan, dolgun yuvarlak kalçalarının yanında, giydiği külotun izi bile anlaşılıyordu. ilk zamanlar normal külotlardan giyerken, son zamanlar tangaya merak salmıştı. Eşofmanın altındaki tanga, kalçalarını ikiye bölüyordu. Durumu dikkat çektiği halde, yanımda oldukça rahattı. Serpil'e karşı hislerim değişmeye başlamıştı.

    Yazın çok sıcak olan evimiz geceleri uyku uyutmuyordu. Serpil'in de serzenişleri de bunu doğruluyordu. Sıcak nedeniyle uyuyamadığını, uykusuz yorgun halde işe gittiğini söylüyordu. Sabahları kalkmakta zorluk çekiyordu. Kaldırmam için yardım istemişti. Bir sabah uyandırmak için, odasına girdiğimde inanılmaz bir manzarayla karşılaşmıştım. Serpil, yüzü koyun uzanmış, külot sütyen yatıyordu. Külot dedimse bu normal bir külot değildi, tanga idi. Giydiği tanga kalçaların arasında kaybolmuştu. Sadece üst kısmı görünüyordu. Yastığa sarılmış, kalçalarını da geriye doğru çıkarmıştı. Bembembeyaz teni inanılmaz güzeldi. Beyaz kalçalar kabak gibi parlıyordu. Bu görüntü beni mahvetmişti. Manzara karşısında dayanamayıp külotuma boşaldım.

    O günden sonra Serpil'e bakışlarım dahada değişmişti. izin günleri geç saatlere kadar nişanlısıyla beraberdi. Kendisine, nişanlısından hoşlanmadığımı, o mendeburdan herşey beklenebileceğini söylerken, dikkatli olması için tembihliyordum. Serpil söylediklerimin ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu. Bana, "Merak etme Gökay, bu konuda bana sonuna kadar güvenebilirsin!" diyordu ve ben de ona güveniyordum. Kendisine güvendiğim için de üzerine gitmiyordum. Daha sonraki günler bu konularda daha samimi olmuştuk.

    Bir akşam eve gelirken 6 şişe bira getirmiştim. Babamlar evde olmadığından içmemde bir sakınca yoktu. Serpil bu konuda ağzını bile açmamıştı. Ona, "Sen de içsene kız!" dedim. Serpil, "Töbee töbee, delimisin sen yaa!" diyor, içmek istemiyordu. Ben de, "iç şunu kız, birşey olmaz!" diyerek ısrarımı sürdürüyordum. Sonunda, "içerim, ama sarhoş olursam sorumlusu sensin!" dedi. Hem müzik dinliyor hemde içiyorduk.

    Serpil ikinci bira şişesini bitirdiğinde, kelimeler ağzında yuvarlanıyordu, gözleri kaymış, ne dediğini bilmez haldeydi. Serpil, "Başım dönüyooor, ben şimdi sarhoş mu olduummmm?" derken kahkalara boğuluyordu. Alışkın olduğum için, bir iki bira, beni etkilemiyordu. Ben kendimi konrol ederken, Serpil kendini kaybetmeye başlamıştı. Nışanlısıyla ilişkisinin ne düzeyde olduğunu öğrenmek istiyordum. Ben sordukça, yarım yamalak anlatmaya çalışıyordu. Anlattığına göre, öpüşme ve ellemelerin dışında henüz ilişki yaşamamışlardı. Nışanlısı daha fazlasını isterken, kendisinin buna izin vermediğini söylüyordu.

    Vakit ilerledikçe Serpil kendinden geçiyor, sarhoş oluyordu. Daha fazla dayanamadı ve koltuğa uzandı. Kısa bir süre sonra da sızdı ve uykuya daldı. Öyle tatlı, öyle güzeldi ki, bakmaya doyamıyordum. Sırtüstü yattığı için, badinin içine sıkışan göğüsleri pramit gibi duruyordu. Birkaç kez, "Serpiill! Serpiill!" diye seslendiğim halde, ölü gibi yatıyordu. Cesaretimi toplayıp yanına yaklaştım. Dizlerimin üzerine çömelerek birkaç kez dürttüm. Kıpırdadığında, bir bacağı koltuktan kayarak yere değdi. O anki görüntüsü dayanılır gibi değildi. Açılan bacakları dıbını da ortaya çıkarmıştı. Eşofmanın içindeki am, ortadan ikiye bölünmüş gibiydi. Şişkin yuvarlak amı, beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Zaten kalkmış olan yannanım, bu görüntü karşısında zonklamaya başlamıştı.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    Başımı bacaklarının arasını sokup, eşofmanın üzerinden dıbını koklamaya başladım. dıbını koklarken, neredeyse boşalacaktım. inanılmazdı ve harika kokuyordu. Dokunmak istiyordum, ama cesaret edip dıbına dokunamıyordum. Bendeki istek ve arzu büyüdükçe, kendimi frenliyemiyordum. Ne olacaksa olsun düşüncesiyle, eşofmanın üzerinden dıbına dokundum. O an zevkten titremiştim. dıbının girinti ve çıkıntılarını parmaklarımla yoklarken, şeklini şemalini öğrenmeye çalışıyordum. Eşofmanı inceydi ve ellemesi daha kolay oluyordu. dıbını görmek için eşofmanı araladım. Minik külotu, dıbının kıllarını bile kapatmıyordu. Giydiği külot tanga olunca bu görüntü kaçınılmazdı. dıbının üst kısmına bakarken daha fazlasını görmek istiyordum. Bunun için eşofmanını çıkarmam gerekiyordu. Salonda çıkaracak olsam, uyandığında söyleyecek kelime bulamazdım. Dürtükleyerek, "Kalk kız burda uyuma, yatağına git yat!" diye seslendiğimde, sadece anlamadığım birşeyler mırıldandı, hepsi o kadar.

    Koltuk altlarından tutarak ayağa kaldırdım. Kucaklayıp odasına taşıdıktan sonra, yatağın üzerine sırtüstü bıraktım. Işığı açıp ayak dibine oturdum. Derin bir nefes alarak, eşofmanın lastikli yerinden tuttum, bacaklarından yavaş yavaş sıyırarak ayak uçlarından çıkardım. Şimdi üzerinde sadece siyah tangası kalmıştı. dıbını bile kapatmayan bu küçük bez parçasını indirirken kalbim duracak gibiydi. Sonunda onu da çıkardım. Daha iyi görmek için bacaklarını dizinden kırarak yanlara doğru açtım. Şimdi amı tamamen ortaya çıkmıştı. Karşımda mükemmel bir manzara vardı. Uzun kılların arasındaki yarık boydan boya uzanıyordu. dıbının dudakları, sağlı sollu ağız kısmını kapatıyordu. Klitorisi ise küçük, ama diriydi.

    incelemeye devam ederken, yannanım kalkmış zonkluyordu. Çıplak kalçaları, kocaman görünüyordu. Daha sonra, ayak bileklerinden tutup bacaklarını yukarı ve yanlara doğru açtım. Kalçaları kabak gibi ortaya çıkmıştı şimdi. Siyah kıllarla çevrili zütdeliğinin varlığı anlaşılmıyordu bile. dıbının sıcaklığı yüzüme vururken, sanki sidik kokuyordu. Burnuma vuran bu koku, en kaliteli parfümden bile daha etkiliydi. Tüm cesareti toplayıp dilimi dıbına değdirdim, sonra da yavaş yavaş yalamaya başladım. Tuzlu bir tadı vardı. Tuzlu olmasına rağmen hoşuma gitmişti.

    Uyanma ihtimali vardı. Daha dikkatlı olmam gerektiğini düşündüm. Kafamdaki düşünce nedeniyle bacaklarını yavaş yavaş bıraktım. Bu görüntüyü ölümsüzleştirmem lazımdı. Bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirdim. Gittim salondan telefonumu aldım geldim. dıbını ve zütünü en ince ayrıntısına kadar çekip telefonuma kaydettim. ilerki günlerde 31 çekmemem için harika bir yatırımdı. O ana kadar, boşalmamak için kendimi zor tutmuştum, artık boşalmak istiyordum. Serpil'in dıbına bakarken, çeşitli fantaziler hayal etmeye başladım. Onu gibmek, dıbına sokmak istiyordum, ama bu mümkün değildi. Hayal bile olsa girip çıkmaya başladım. Bir iki dakika içinde titremeye başladım. Büyük bir zevk kasıklarımı sararken daha fazla dayanamamıştım. Saniyeler boyunca boşaldıkça boşaldım. yannanımdan fışkıran döller çarşafı berbat etmişti. Ama bu umrumda bile değildi. Bu benim için unutulmaz bir andı ve bunu doyasıya yaşamak istiyordum.

    Birkaç dakika sonra iyice rahatlamıştım ve kendime gelmiştim. Önce tangasını, ardından eşofmanını giydirip üstünü başını düzelttim. Çarşafına dökülen döllerimi temizledikten sonra her hangi bir olumsuzluk varmı diye etrafa baktım. Sadece döllerin ıslaklığı kalmıştı çarşafta, o da önemli değildi, hava sıcak olduğu için sabaha kadar kuruyacağından emindim. Işığı kapatıp odadan çıktım.

    Ertesi gün uyandığımda saat 12:00'ye geliyordu. Serpil işe gitmişti. Odasını kontrol ettiğimde çarşafın değiştirilmiş olduğunu farkettim. Kirlilerin konduğu sepete baktığımda, tanga, eşofman bir de çarşaf, aynı yerdeydi. Acaba birşeyler anlamışmıydı diye doğrusu çok merak ediyordum.

    Akşam saat 22:00 gibi eve geldiğimde, Serpil yemek yapmış beni bekliyordu. Geç geldiğim için, "Nerde kaldın yaa? Saatlerdir seni bekliyorum. Seni beklediğim için ben de yemedim!" diye sitem etmesi, bir an canımı sıktıysa da, yüzündeki gülümseme beni yumuşatmıştı. "Özür dilerim kız, açlıktan ölmeni istemem! Sonra bizimkiler ne der!" dedim. Serpil, "Sen özür dilermiydin Gökay?" diye takıldı. Ben de, "Biricik kardeşimden özür dilemeyeceğim de, kimden dileyceğim kız!" dedim. Bu lafıma teşekkür etmişti.

    Sonra konuyu önceki akşama getirdi, “Akşam ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Çok mu sarhoş oldum?” diye sordu. Ben de, "iki bira içtin kendinden geçtin. Ayakta bile duramıyordun, odana taşırken anam ağladı. Ne kadar ağırsın kız!" diye takılınca, Serpil, "Saçmalama!, sadece 55 kiloyum, sence 55 kilo çok mu?" dedi. Kızlar kendisine kilolu denmesinden hoşlanmadıkları için özlllikle böyle söylemiştim. Şaka yaptığımı anlayınca da gülmeye başladı. O akşam birşey olmamış gibi yemeğimizi yedik, TV seyrettik.

    Sonraki günler normal şekilde geçiyordu. O işine gidip gelirken, ben de öylesine takılıyordum. Serpil nişanlısıyla buluşmaya devam ederken, bu buluşmalar bazen geç saatlere kadar sürüyordu. Bir akşam eve döndüğünde yüzünün asık olduğunu farkettim. "Ne o kız? Yüzünden düşen bin parça!" diye takıldım. "Yok birşey!" dedi, ama bira içtiğimi görünce, gitti bir bardak getirdi ve “Bana da doldursana, içmek istiyorum!” dedi. Bir şişe de ona açtım ve bardağını doldurdum. Bardağı aldığı gibi yudumlamaya başladı, bir dikişte hepsini içti. Bu durumu görünce, "Hop hoop! Biraz yavaş iç!" dedim. Aslında içmesi benim işime geliyordu, geçenki gibi sarhoş olamsını istiyordum. ikinci kez bardağını doldurdum. Bir iki tane kuru yemiş ağzına attıktan sonra, tekrar yudumlamaya başladı. Nışanlısıyla tartışmış gibi bir hali vardı. Kızgınlığı yüzünden okunuyordu.

    Biraları ard arda zütürürken, bu durum hoşuma gitmişti. Onu izlerken, o akşam yaşadıklarım aklıma geldi. Nasıl bir amcığa sahip olduğunu çok iyi biliyordum. Bu gün üzerinde diz boyu bir etek vardı. Etek bol olduğundan, eteğin kenarlarını, bacaklarının altına toplamıştı. Dizine kadar görünen bacaklar, pürüzsüz tertemizdi. Ağda veya epilasyon yapmış olmalıydı.

    Dördüncü bardağı yudumlarken, kelimeler ağzında yuvarlanmaya başladı. Ne dediğini kendisi bile bilmiyordu. Saçma sapan konuşurken, kendi kendine gülüyordu. Bu kez geçenkinden daha fazla içmişti. Kontrolden çıkmaya başlamıştı. Sağa sola eğilirken, yapışık bacakları zaman zaman açılıyordu, bembeyaz bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Anlar diye endişelenirken, bakmadan da yapamıyordum. Bu görüntü yannanımı hareketlendiriyordu. Öne doğru eğilip gizlemeye çalışırken, kalp atışlarım da hızlanmıştı.

    Sonra Serpil, "Lavobaya gitmem lazım!" diyerek yerinden kalktı. Yanımdan geçerken kendini sıktığını farkettim, sıkıştığı her halinden belli oluyordu, nerdeyse altına işeyecekti. Tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken, 'Zoorrt!' diye osurdu. Küfürler ederek tuvalete girdi. içtiği biralar onu işemeye zorlamıştı. Öyle tazyikli işiyordu ki, işeme sesi salona kadar geliyordu. Hem işiyordu, hemde zaman zaman osuruyordu.

    Tuvaletten çıktıktan sonra odasına gitti. Aradan bir müddet geçtiği halde, Serpil'den ses seda çıkmamıştı. Ne olduğuna bakmak için odasına yöneldim. Odasındaki ışık yanıyordu. Ne yaptığını öğrenmek için sessizce yaklaştım. Açık olan kapıdan içeri baktığımda, yüzü koyun uzanmış yattığını gördüm. Kalçalarına kadar açılmış olan etek, süt beyaz bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Biçimli olan çıkık zütü çok güzel görünüyordu. Cesaretimi toplayıp içeri girdim içeri. "Serpiil! Serpiil!" diye seslendim. Herhangi bir şekilde de olsa tepki vermiyordu. Kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    -1
    ir yandan Serpil'i incelerken, diğer yandan yannanımı okşuyordum. Daha önce kıllı olan arka deliği, eminim şimdi tertemizdi. Arka deliği merak ederek kalçalarına yöneldim. iki yandan tutarak kalçalarını gerdiğimde, gördüğüm manzara beni ürkütmüştü. Kendi kendime, (Bu ne böyle?) diye söylenirken, inanamıyordum. Daha önce küçücük olan delik, sanki büyümüştü. zütünün deliği, şişenin ağzı gibi açılmış, içi görünüyordu. O an aklıma nişanlısı Ferit geldi. Belli ki Serpil'i zütten gibmişti. Birkaç saat önce gibtiği için, deliği halen gevşek duruyordu. Gördüklerimden inanılmaz şekilde heyecanlanmıştım. Bu duruma daha fazla dayanamadım ve birden kasılmaya başladım. Müthiş bir zevkle boşalırken, külotumu berbat etmiştim.

    Banyoya giderek pislenmiş olan giysilerimi çıkardım. Serpil'in akşamki durumu aklıma geldi, eve geldiğinde kızgın olmasının nedenini şimdi daha iyi anlıyordum. iyice temizlenip banyodan çıktım. Odasına döndüğümde, Serpil halen aynı pozisyonda yatıyordu. Kendimi toparlayıp ikinci kez kalçalarını gerdim. Ağzımda birikmiş olan tükürüğü, zütünün deliğine tükürdüm. Parmağımla tükrüğü yedirdikten sonra parmağımı deliğe bastırdım. Kaygan olan parmak, rahat bir şekilde içine girmişti. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. içinin sıcaklığı parmağımı yakıyordu. Sonra iki parmağımla denedim. Yine kolay girmişti. Parmak sayısını artırdıkça, zütünün deliği halen kabul ediyordu, ağız kımı açıldıkça açılıyordu. Bir müddet, dört parmakla devam ettim. Elimi çektiğimde, ağız kısmı anında kapanmıştı. zütünün deliğini, 10-15 dakika boyunca parmaklarımla giberken, Serpil'den gık bile çıkmamıştı.

    Bu sırada yannanım kalkmış, demir gibi sertleşmişti. Artık karar vermeliydim. Bu fırsatı kaçırırsam, böyle bir şans bir daha yakalamayabilirdim. Ya şimdi, ya hiçbir zaman. Bunu mutlaka denemeliydim. Bacaklarını iki yana doğru açtım. Belinden tutup geri doğru çektim. Azda olsa domalma pozisyonuna getirdim. Vücudumu bacakların arasına yerleştirdim. zütünün deliğine bolca tükürdüm. yannanımıda kayganlaştırdıktan sonra, artık engel kalmamıştı. Sertleşmiş olan yannanımı, ağız kısmına dayadım. Ağırlık vermemek için kollardan destek alırken, yüklenmeye başladım. Kafası girdiğinde heyecandan titriyordum. Biraz daha, biraz daha derken, yarısına kadar soktum. yannanımı saran delik, inanılmaz zevkliydi. ileri geri hareket ederken, yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Tanrım ne müthiş zevk bu böyle! ilkkez birini zütten gibiyordum, o da üvey kızkardeşimin zütüydü.

    Zaman ilerledikçe, derinlere sokmaya çalışırken, zevkten uçuyordum. Kayganlık azaldığında, geri çekilerek tükrüğümle kayganlaştırıyordum. Sonra tekrar sokuyordum. Birkaç dakikadır, daha önce yaşamadığım zevkleri yaşıyordum. Serpil'in zütünü giberken, kim olduğunu unutmuş gibiydim. yannanımı sonuna kadar bastırırken kalçaları kasıklarıma değiyordu. Kalçaların yumuşaklığı gerçekten harikaydı. Dakikalardır giberken, şimdi daha rahat hareket ediyordum. Delik gevşemiş iyice açılmıştı. Ama yinede müthiş zevk alıyordum.

    ikinci kez olduğu için boşalmam uzun sürecekti. Daha fazla dayanacağımı düşünmüyordum. Ama zevk dalgası tüm bedenimi sararken, boşalmak üzere olduğumu anladım. Boşalma öncesi, hızlı hızlı giberken karar vermem gerekiyordu. Karar vermeye fırsatım bile olmamıştı. zütünün derinliklerine büyük bir zevkle boşalmaya başladım. Birkaç saniye boyunca, tüm döllerimi zütünün içine boşaltmıştım. Bir müddet içinde kaldıktan sonra üzerinden çekildim. Az da olsa pişmanlık hissine kapılmıştım. Sabah olduğunda anlamasından endişe duyuyordum, mutfaktan bir koşu peçete getirdim. Peçeteyle kalçalarını silerken, gözüm dıbına takıldı. Parmağımla yokladığımda, bunun am suyu olduğunu farkettim. Boşaldığım için amı ilgimi çekmiyordu. Önce külotunu ayaklarından sokarak giydirdim, ardından eteğini aşağıya doğru çekerek bacaklarını kapattım. Işığı söndürüp çıktım.

    Banyoya girip güzel bir duş aldım. Sonra da odama gittim, yatağıma uzandım. Az önceki yaşadıklarımı düşünürken derin bir uykuya dalmışım.

    [Gökay]
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    0
    up upupup up
    ···
  5. 5.
    0
    up up pu upu up
    ···
  6. 6.
    0
    up güncelesertabakihag
    ···