1. 51.
    0
    anlat amk biz dinliyoruz
    ···
  2. 52.
    0
    @1 lan yoksa olayin icinde adi gecen cocuk sen misin ? bu kadar utana gibila anlattigin icin suphelendim
    ···
  3. 53.
    0
    takip ediyordum ben lan, gıybetsever bir kişilğim
    ···
  4. 54.
    0
    anlat lan giberim tribini
    ···
  5. 55.
    0
    anlatıyım mı daha lan hehe
    ···
  6. 56.
    0
    Annesi balina avcıları tarafından öldürülen yavru balina Atlas Okyanusu’nda yüzerken etrafını yirmi kadar köpekbalığı sardı. Başkan köpekbalığı yavru balinanın yanına gelerek: “ Seni tanıyorum ve durumunu çok iyi anlıyorum yavru balina. Ama üzülmekle eline bir şey geçmez. Anneni insanlar öldürdü. Sen bunu onların yanına bırakmamalısın. Annenin intikdıbını almalısın. Biz senin dostunuz. Sana öldürmeyi öğretip, insanların üstüne salacağız. Çok yakında insanlar yavru balinayı tanıyıp, ondan korkacaklar “ dedi.
    “ Annemi yerler mi insanlar? “ diye sordu yavru balina.
    “ Yerler yavrum. insanlar acımasızdır. Onlar dünyadaki tüm canlıları acımasızca öldürürler. Hoş, insanlar birbirlerine karşı da acımasızdır. Ben buralarda çok gördüm gemiler içinde savaşan insanları. Dedem insanların toprak üstünde de savaştıklarını söylerdi. Savaşı kazanan kahraman olurmuş. “
    “ insanlar kötü yaratık desene? “
    “ Hem de çok kötü yaratık. “
    “ O zaman beni annesiz bırakan, bana günlerce gözyaşı döktüren insanları cezalandıracağım, ama bunu nasıl yapacağımı bilemiyorum. “
    “ Öğrenirsen bilirsin. Haydi, yavrucuk peşimden gel. Siz de peşimden gelin köpek kardeşlerim. Derinlikler bizi bekliyor. “

    Aradan bir ay geçti. Bu sürede köpekbalıkları bildikleri öldürme yöntemlerini yavru balinaya öğrettiler. Hedef, insanların toplu halde yüzdükleri plajlar olacaktı. Plajlar, insan kanına boyanacaktı. Yavru balina, öldürürüm, parçalarım, diyordu ama onu plaja salmadan önce bir deneme yapmalıydı. Bakalım öldürebilecek miydi? Beş köpekbalığı yalnız yüzen insan aramaya başladı. Deniz fenerinin yakınında bir çocuk yüzüyordu. ilk kurban o olacaktı. Köpekbalıkları sahilden uzak kaldılar. Çocuğu ürkütmek istemiyorlardı. Yavru balina hızla çocuğa doğru yüzmeye başladı. Fenerin oralar derin demişti köpekbalıkları, çocuk demek ki, usta yüzücüydü. Yoksa onun ne işi vardı böyle derin yerde. Yavru balina kafasını suyun üstüne çıkardı, daha sonra gövdesi ve kuyruğu göründü. Çocuk, yavru balinayı hemen fark etti. Derin bir nefes alıp suya daldı. Balina yavruydu ama dört metre boyundaydı. Sahile doğru yüzmeye kalksa bunu başaramazdı, çünkü yavru balina ondan çok daha hızlıydı. Yetişmesi an meselesiydi. Bundan dolayı çocuk sahile paralel yüzüyordu. Yavru balina çocuğa yetişti, bir süre onunla yan yana yüzdü ve aniden dönerek ağzını açıp kapadı. Yavru balina köpekbalıklarının yanına döndüğünde:

    “ Görevimi başardım. Çocuğun işi tamam “ dedi.
    “ Çocuğu parçaladın mı? “ diye sordu, başkan köpekbalığı.
    “ Hayır, parçalamadım “ dedi yavru balina.
    “ Parçalamadın mı? O zaman ne yaptın? “
    “ Çocuğu yuttum. “
    “ Yuttun mu? “
    “ Evet, yuttum…Çocuk şimdi midemde. “
    “ Öyle veya böyle, çocuğu öldürmüşsün işte. Seni kutlarım yavru balina. Biz yarın uzaklara gidip bir toplantıya katılacağız. Birkaç gün yokuz. Sen şu ilerdeki plaja git, yakaladığını ister parçala, ister yut. Sıradan bütün plajları dolaş. insanlara acıma yok. “

    Köpekbalıkları döndüğünde yavru balinayı buldular. Yavru balina yirmi insanı acımadan öldürdüğünü, insanların plajlara çıkamadığını, etrafa korku saldığını söyledi. Köpekbalıkları bu habere çok sevindiler. Ertesi gün bir köpekbalığı deniz fenerinin yakınındaki sahilde yavru balinanın yuttum dediği çocuğu gördü. Başkanı bularak durumu anlattı. Başkan, bunun üzerine çok sinirlendi. Nefretle yavru balinanın üstüne gitti:
    “ Hani yutmuştun o çocuğu, bak fenerin oradaymış. Sen bizimle dalga mı geçiyorsun? “ Köpekbalıklarının etrafını sardığını gören yavru balina:
    “ Şey, yutmuştum ama hazmedemedim, kusuverdim. Çocuk midemi tekmelemişti. “
    “ Sus, yalancı seni, çocuğu yutmadın, plajlara saldırmadın, bütün plajlar dolu. Hani plajlara kimse çıkamıyordu, hani etrafa korku salmıştın. Yalan, hepsi yalan. Madem öldüremiyorsun, ölürsün. Şimdi seni…”
    Başkan köpekbalığı sözlerini tamamlayamadı, çünkü yavru balina:
    “ Beni ne yaparsın? Sıktın artık, çekil önümden “ dedikten sonra, ona sert bir kafa vurarak denizin derinliklerine yolladı.
    Yavru balinanın önü açılmıştı. Gücünün yettiği kadar hızlı yüzmeye başladı. Karşısı sahildi. Artık geriye dönüş yoktu. Peşinde sürüyle köpekbalığı vardı. Yakalarlarsa parçalarlardı. Yavru balina kendini sahile zor attı. Debelendi kumun üstünde biraz daha, biraz daha ilerledi. Gücü tükenince başını sıcacık kumun üstüne bıraktı. Çocuk yavru balinayı tanımıştı. Onun yanına geldi:
    “ Ne oluyor, yavru balina? Neden sahile çıktın? “
    “ Oh, sen miydin? Nasılsın çocuk? Adın neydi senin? “
    “ Benim adım Mark. iyiyim de burada ne işin var? “
    “ Benim adım de Sili. Geçenlerde tanışmıştık, hatırladın mı? “
    “ Hatırladım. Bir süre yan yana yüzmüştük, sonra sen gitmiştin. Üstüme gelirken beni yiyeceksin sanıp korkmuştum.”
    “ Kim? Ben mi seni yiyecektim? O bir şakaydı. Seni korkuttuğum için özür dilerim. Beni affet.”
    “ Affettim gitti. Anlat bakalım Sili, neler oluyor? Neden denizde değil de buradasın? “
    Yavru balina olanları anlattıktan sonra:
    “ Ya, işte böyle Mark, köpekbalıkları peşimde, sayıları yirmiden fazla. Onlarla yalnız başıma çarpışamam. Acı gerçek ama benim için böylesi daha iyi olacak. “
    “ Köpekbalıkları toplantıya gittiğinde kaçıp gitseydin uzaklara veya balinalardan yardım isteseydin? “
    “ Kaçsam kısa zamanda yakalanırdım. Kurtuluşu yoktu. Okyanustaki bütün köpekbalıkları peşime düşerdi. Balinalardan yardım isteyemezdim, çünkü bu korkunç bir savaşın başlangıcı olurdu. Yüzlerce balina ve köpekbalığı birbirine girerdi. Arada belki ben de ölürdüm. Oysa şimdi sadece ben ölüyorum, hiçbir balinayı tehlikeye atmıyorum. Bir benim için başkalarının keyfini kaçıramam. Sili ölürse kıyamet kopmaz. Hayat devam eder. Dünya uzayda nokta kadar, fakat Sili dünyada nokta kadar bile değil. “
    “ Annen yaşasaydı köpekbalıkları sana sokulamazdı. Bu duruma düşmezdin. “
    “ Onun orası öyle de annemi insanlar öldürdü. Asıl suçlu annemi öldüren insanlar. Mark, sence insanlar annemi neden öldürdü? “
    “ Kazanç uğruna. Bazıları kendileri kazansın diye can alıyorlar. Öldürürken düşünmezler ki, balinanın yavrusu ne olacak? Yavru annesiz ne yapacak? Örneğin; annesiz, babasız bir çocuk ne olur, ne yapar, nasıl yaşar? Çocukken bunu düşünen biri büyüdüğünde diğer canlıların hayatına saygı duyar, onlara zarar vermez. Tanrı şahidimdir ki, ben insan olsun, diğer canlı varlıklar olsun hiçbirine zarar vermeyeceğim. Yemin ediyorum. “
    “ Seni seviyorum, Mark.”
    “ Ben de seni seviyorum, Sili. “
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    0
    http://www.incicaps.com/?v=gibmeye22.jpg
    ···
  8. 58.
    0
    beyler neyse bu ortaokullu binler için sizleri kırmak istemoyorum hikayemin sonunu sizlerle paylaşmaya karar verdim. rusya handikapı kapadı biraz da ondan neşem yerine geldi binler
    ···
  9. 59.
    0
    hadi lan mesai bitiyor seri ol dedik düdük
    ···
  10. 60.
    0
    dinlemek istemioz aq

    timsah kıkı, nil nehri’nin kıyısında dinlenirken, duyduğu çığlıklarla yerinden fırladı. hemen bir kayanın üstüne çıkıp etrafına bakındı. bir çocuk akıntıya kapılmış sürüklenirken, karşı kıyıda insanlar koşarak çocuğu izliyordu. şimşek hızıyla suya dalan kıkı’nın gözüne son anda insanların birkaç kayıkla açılmakta oldukları takıldı. “ onlar asla çocuğa yetişemezler “ diye düşündü. “ çocuğu iyice yüzme öğrenmeden tek başına bırakmak yanlıştır. eğer bırakırsan su onu yutar. “ kıkı az sonra çocuğa yetişti ve kocaman ağzını açıp hızla kapadı. ancak çocuğa zarar vermemiş, sadece gömleğinin yakasından yakalamıştı. geriye döndü, üç tane kayık geliyordu. sevindi kıkı çocuğu kurtarmıştı. korku dolu gözlerle bakan çocuğa göz kırptı. “ benim adım kıkı, dedi, ya seninki? “ çocuk gülümsedi: “ benim adımda hacer, dedi. sağol kıkı, hayatımı kurtardın. sana bir can borçluyum. “

    “ hayır, hacer, dedi kıkı, bana can borcun yok. ben senin hayatını kurtardım, bu doğru ancak karşılık beklemeden yaptım bunu. borçlu falan da değilsin bana. ben dünya tatlısı kıkı’yım, yüreğim sevgiyle çarpar benim, kimse için kötülük düşünmem ben..” kıkı’nın konuşması yarıda kaldı, çünkü kalın bir sopa olanca hızıyla başına indi. kayıklar sonunda yetişmiş ve kayıktakiler kötülük saçıyordu. sopalar birbiri ardınca başına indikçe gözü döndü. bana reva mı bu, diye düşündü. yıllar önce annesinin anlattığı bir hikaye aklına geldi. bu hikayede, bir ahtapot iki insanı mutlak bir ölümden kurtarıyor, fakat insanlar, ahtapotun başına ödül koyuyorlardı. ahtapot, onları yanlışlarıyla baş başa bıraktıktan sonra hedefine ulaşıyor ve denize geri dönüyordu. şimdi kıkı’nın yapacağı en doğru iş, onları yanlışlarıyla baş başa bırakmak ve hacer’i sağ-salim kıyıya ulaştırmaktı. kıkı, aynen öyle yaptı. sert bir kuyruk darbesiyle kayıkların arasından sıyrılıp himayesindeki insan evladının kumsala ayak basmasını sağladıktan sonra, gözlerindeki iki damla yaşı fark ettirmemeye çalışarak geri döndü. amacı olabildiğince uzaklara gidip, bu olayı unutmaktı. beyinlerinden zeka fışkıran ve en akıllı yaratıklar olduğu iddia edilen insanlar bunlar mıydı? insanlar, kim bilir ne yanlışlıklar, ne hatalar yapıyorlar da bunları birbirlerine doğrusu budur diye yutturuyorlar mıydı?

    nil nehri’nin sularına dalarken adının ünlendiğini duyar gibi oldu, kıkı. sanki biri “ kıkı…” diye bağırıyormuş gibi geldi. kıkı, bu çağrıyı duymamazlıktan gelmedi. derinlerden döndü, yüzeye çıktı. bağıran hacer’di. hacer el ediyor, kıkı, gel buraya, diye bağırıyordu. öfkesini dindirmek için biraz su yuttu. o, hep böyle yapardı; öfkelendiği zaman biraz su yutar, öfkesini dindirirdi. su genzine mi kaçmıştı ne, öksürdü kıkı, hem üç-dört kez öksürdü. boğazını temizledi ve usulca yüzerek hacer’in yanına geldi. hacer, dizlerinin üstüne çöküp, kıkı’nın boynuna sarıldıktan sonra şunları söyledi: “ canım kıkı, sen iyi kalpli, temiz yürekli bir timsahsın. iyilik yapayım derken, kötülük buldun, ama her iyilik yapan kötülük bulmaz. belki şu an için insanların hepsinin kötü olduğunu düşünüyorsun, gerçekte kötü insanlar var ama iyi insanlar pek çok be kıkı, iyi insanlar pek çok. işte bu iyi insanlardan biri de benim. ben göğsümü gere gere iyi bir insan olduğumu söylüyorsam, bu durum benim iyi bir insan olduğumun işaretidir ve sen benim iyi bir insan olduğuma inanmak zorundasın. “

    hacer sözlerini aniden kesmişti, bunun bir sebebi olmalıydı. kıkı hızla geriye döndü. kayıklar geliyordu. hacer koşarak kayıkların önüne çıktı. “ durun, gelmeyin, geri dönün “ diye bağırmaya başladı. boşuna, herşey boşunaydı. tüfekli, sopalı, bıçaklı adamlar kayıklardan indiler. “ durun, kıkı benim hayatımı kurtardı. kimseye zararı yok onun, ona zarar vermeyin. iyi yürekli bir timsah o, kendi halinde, kimse için kötülük düşünmüyor. bırakın gitsin, size ne yaptı ki? neden onu öldürmek istiyorsunuz? “ diyerek feryat eden hacer’in yüzüne gelen sert bir tokat onu yere düşürdü. elinin tersiyle yüzünü silen hacer; adamın vurduğu yerin kanadığını görünce son bir gayretle kanlı elini kıkı’ya doğru uzatarak bağırdı ve bayıldı: “ parçala onları kıkı, parçala..”

    “ olmasaydı iyi olurdu ama hacer’in olacakları görmemesi daha iyi oldu. ne kadar istesek de bazı kötü olayların önüne geçemiyoruz. ben iyi bir timsahım ama kötülerle bir olma durumuyla karşı karşıya bırakılıyorum. şu andan itibaren hala iyi düşünceler içinde olmaya devam edersem bu adamlar beni keserler. “ timsah kıkı, rakipleriyle istediği yerde, istediği zamanda dövüşmekte kararlıydı. gerisin geriye dönüp kaçmaya başladı. amacı adamları toprağa çekmekti. toprak üstünde durunca ayakları daha rahat hareket ediyordu. seri dönüşler yapıyordu. o zaman uzun kuyruğu çok önemli bir silah haline geliyordu. kıkı, canını kurtarmak için kuyruğunu kullanacaktı.

    kıkı, kayalıklar arasında dar bir yer bulup geri döndüğünde bir tüfeğin üstüne çevrildiğini fark etti. gök gürültüsünü andıran sesin ardından sol gözü karardı, sol gözü görmez oldu. sağ ön ayağıyla sağ gözünü kapatıp, ileri atıldı. silahlar birbiri peşi sıra patlıyor, kurşunlar kıkı’nın sert derisi üstünden sekiyordu. bu arada kıkı’nın kuyruğu akıl almaz bir hızla çevresine dehşet saçıyor, vurduğunu deviriyordu. kıkı yediği onca sopadan, onca bıçak darbesinden sonra geriye gövdesinden ne kalırsa, nil nehri’ne ulaştırmak istiyordu. sonunda kıkı, nil nehri’ne ulaştı ve derinlere daldı. aradan aylar geçti. kıkı’nın sol gözü görmeye başladı. kurşun göze girmemiş, yan taraftaki deriyi parçalamıştı. yara iyileşince göz görmeye başlamıştı.

    bir kötü olayla karşılaştı diye kıkı yaşam çizgisini değiştirmedi. tutturduğu doğru yoldan sapmadı. iyilik, onun temel prensibiydi. tüm canlı varlıkları seviyordu, çünkü kıkı’nın kendine saygısı vardı. kendine saygısı olmayanın başkalarına da saygısı olmazdı. onlar sorumsuz bir yaşam sürerlerdi yani bedavaya yaşarlardı. borç alır ödemezler, küfürlü konuşurlar, kalp kırarlar, düşünmeden hareket ederler, günahsız birine durup dururken vururlar, başkalarını kötülerler ve dedikodu yaparlardı. söyler misiniz bana, bunları hangi kitap doğrular?
    Tümünü Göster
    ···
  11. 61.
    0
    neyse sonra bu çocuk odadan çıkarken annesi arkasından bağırmış ulan kötü bişey mi dedik ben seni o kadar doğurdum büyüttüm sen de beni bi kere gibsen ne olur dedim diye. davetteki herkes birbirine bakarken çocuk hızla evi terkedyior.
    ···
  12. 62.
    0
    bu olay son damla oluyor ve çocuk yurtdışına yerleşiyor ve yıllardır annesiyle ilişkisi çok kötü. hala sosyete bu geceyi konuşuyor, dedikodusu kulaktan kulağa yayılıyor beyler
    ···
  13. 63.
    0
    vay amq aile dramı
    ···
  14. 64.
    0
    ipucu ver bin sanatçıyla ilgili..
    ···
  15. 65.
    0
    Pinar altug-yagmur atacan
    ···
  16. 66.
    0
    olmaz olsun böyle ana
    ···
  17. 67.
    0
    ne zaman olmuş bu?
    ···
  18. 68.
    -1
    beyler ipucu veremem. anlattıklarım hayal ürünü diil yüzde yüz doğrudur beyler. birinci ağızdan dinlenmiştir.
    ···
  19. 69.
    0
    güzel de kardeşim dedikodu dediğin zaman isim vermek şarttır seninkisi anektod olmuş amk
    ···
  20. 70.
    0
    kim o? adını tersten yaz 3. şahısa girmesin.
    ···