1. 1.
    +2 -1
    binler bu yaza okulum bitiyo makina müh okudum tam 6 yıl bi de hazırlık 7 yıl aq sözlükte bnm kadar universite tecrübesi olan azdır çoğunuz 20-21 yaşında tıfıl mal bebelersiniz size universite hayatında popüler ve başarlı olmanın altın kurallarını vercem aq
    ···
  2. 2.
    +2
    öncelikle arkadaş bulcam diye, ayak uydurucam diye olduğunuzdan farklı davranıp kişiliğinizden ödün vermeyin önce yalnızlık çekersiniz, suratınız asılır bazen, istediğiniz ortamı bulamadığını düşünebilirsiniz, kalabalık gruplar oluşturulmaya başlandığında içine girmek istemediğiniz halde zorunlu hissedebilirsiniz ama direnin yavaş yavaş havalar ısınacak herkes okul ceketini çıkarıp rahatlayacak ve elbet çok söze gerek kalmadan bile anlaşabileceğiniz arkadaşlar edineceksiniz.bir grup dışında varolamayacağını düşünen insanları da aşağılamayın çünkü farkedeceksiniz ki arkadaşlıklar sahte de gerçek de olsa üniversite herkese yalnız olduğunu adamakıllı öğreten yerdir.
    ···
  3. 3.
    +1
    ilk seneden, üniversite zaten kolay çalışmadan da geçiliyormuş demeyin. ilk seneden sıçınca repeat manyağı olabiliyorsunuz. danışmanınıza dakika bir gol bir gol yapın ve yalakalığın gözüne vurun, daha sonrasında ekmeğini çok yersiniz. ilk sene kolay dersler olduğundan ortalamanızı yüksek tutmaya çalışın daha sonraları kaldığınız dersler olsa bile ortalama sıkıntısı yaşamazsınız. dersler dışında ortam için de ilk seneden direk arabayla okula gitmeye çalışın bir bakmışsınız herkes sizi tanıyor. bolca kantinde, cafede vs takılın, aktif olun ki hem kız bakımından sıkıntı yaşamazsınız hem de not bakımından..
    ···
  4. 4.
    +1
    bu 3 rektör görmüş bir öğrencinin size tavsiyesidir. nasıl yaparsınız bilmem ama öğrenci işleri ile aranızı iyi tutun. en az bir tanıdığınız olsun o birimden. yek yeaaa gerenk yok dediğinizi duyar gibiyim. evet haklısınız sayın yeni başlayan kardeşlerim ama zaman geçip de mezuniyete yaklaştığınızda kıçınızdan dumanlar çıkarken o öğrenci işleri denilen birimin hayatınızla ne kadar alakalı olduğunu farkedeceksiniz.
    ···
  5. 5.
    +1
    benim okul odtü yani çok değişik çok marjinal tiplerin insanların olduğu hele ki küçük yerlerden gelenlerin kendini uzaylı hissedeceği bir ortam her taku her oratmı her insanı tanıdım tecrubelerime guvenebilirsiniz
    ···
  6. 6.
    +1
    mühendislik okuyorsanız derslere gidin, olmadı ödevleri filan yapın; sınavdan bir gün önce daha sınavın hangi konulardan çıkacağını bilmezseniz, o son 24 saatlik günde 17 saat boyunca dersin finaline çalışsanız dahi (ki ben dün böyle yaptım)* hiç bi halt edemezsiniz. 1 gününüzü yediğinizle kalırsınız. hani diyorum final zamanı benim gibi bir duruma düşerseniz finalden önceki son gününüzü boşu boşuna ders çalışmaya ayırmayın*
    ···
  7. 7.
    +1
    üniversiteye girdim diye her şeyin süper olacağını düşünme, gerçekçi ol. üniversiteli oldum havalarına, triplerine kendini çok kaptırıp çakma entellik taslama. ne yaparsan yap kendin ol, düzgün ol adam ol. * .
    ···
  8. 8.
    +1
    umduğum şeyleri bulamayacaksın.
    çok fazla hayal kurma üniversiteyle ilgili.
    şimdiden lise havasından çık. üniversiteli olmanın bilincini yakala.
    devamsızlıklarını çok iyi takip et.
    hangi hocaların yoklama aldığını, hangilerinin almadığını hiç unutma.
    üst sınıflarla aranı herzaman sıkı tut.
    ···
  9. 9.
    +1
    1. sınıfta uyduruk dersler alırken ortalamanızı yüksek tutun çünkü 2. ve 3. sınıfta o ortalama düşecek. sonra 4. sınıfta ortalama yükseltmek için 1. sınıf dersleri almak zorunda kalırsınız.
    - ilk sene hem gezip tozup hem de az çalışarak yüksek not alabileceğiniz tek yıldır, tadını çıkartın.
    - olabildiğince çok insanla tanışın, kendinize uygun olanlarla yola devam edersiniz.
    - en geç 3. sınıfa geldiğinizde, gelecek planınızı oluşturmuş olun. yoksa 4. sınıfta ya da daha kötüsü mezun olunca, "ben ne yapacağım şimdi" diye dolaşırsınız ortalarda.
    - topluluklara sadece üye olmayın, olabildiğince aktif görev almaya çalışın. topluluk gezilerine de katılın, hem ucuza eğlenirsiniz hem de yeni insanlarla tanışırsınız.
    - nispeten daha rahat geçecek 1. ve 2. sınıflarda kendinizi geliştirmeye yönelik şeyler yapın. (özellikle iktisat, işletme gibi bir bölümde okuyorsanız ileride çok işinize yarar)
    - hocalarla aranızı mutlaka iyi tutun, ileride onlara da çok ihtiyacınız olacak.
    - "abi hele bi gir, sonrası kolay" yalanını yaşayarak öğreneceksiniz, hele de mühendislik okuyorsanız.
    - en zorlanacağınız zaman 3. sınıf, hazırlıklı olun.
    - özellikle kendi bölümünüzün üst döneminden birkaç iyi arkadaş edinin; ders notuydu, kitaptı, hoca seçimiydi çok yardımcı olurlar.
    - ilk sene gördüğünüz makyajlı, fönlü, güzel giyimli kızlar ilerleyen yıllarda makyajsız, saç-baş incin, eşofmanlı hale gelecek, ne oldu bunlara diye şaşırmayın doğaldır.
    - aynı şekilde ilk sene yüz vermediğiniz kız yıllar içinde taş olabilir, dikkatli olun.
    - tek bir sevgiliye takılıp kalmayın, hele hele eski sevgiliye hiç takılıp kalmayın, yazık olur.
    - erkekseniz mutlaka etrafınızda kızlar olsun.(mühendis olsanız bile diğer fakültelerden bulmaya çalışın) çünkü hiçbir kız daima 5-6 erkek dolaşan gruptaki erkeklere hoş gözle bakmaz. hele de 1-2 tane yakın kız arkadaşınız olursa, tadından yenmez.
    - 1. sınıf olduğunuzu herkesin anladığını bilin, boşuna artistik davranışlarda bulunmaya çalışmayın, sadece komik olursunuz.

    edit: en önemli konuyu unutmuşum; mutlaka iyi not tutan, çalışkan arkadaşlar bulun ve aranızı her zaman iyi tutun. sadece sınav zamanı yanlarına gitmeyin, mümkünse normalde de zaman geçirebileceğiniz insanlar olsun..
    ···
  10. 10.
    +1
    üniversiteye başlayacaksanız bölümünüzü çoktan tercih etmişsinizdir, doğru tercih olup olmadığını düşünün, gerçekten isteyip istemediğinizi düşünün. başladıktan sonra "benim burada ne işim var" derken farkında olmadan 3 yıl geçmiştir, işin kötüsü hâlâ 1. sınıfın 2. dönemini vermemişsinizdir. istediğiniz bölüme başladığınızı farzedersem, efendi gibi gidin girin derslerinize, sınav zamanı not toplamak değildir üniversite okumak. size genelde üniversitede bir şey öğretilmediği söylenir, doğrudur ama bir şeyi ıskalar bunu söyleyenler, sen ne kadar öğrenmek istiyorsun? sana dünyanın en iyi profesörü gelse öğrenmek istediğinden fazlasını veremez. araştırmacı ol, git hocalarınla sohbet et. emin ol bahçede arkadaşlarınla yapacağın karı kız muhabbetinden çok daha faydalı konular konuşacaksın. ondan sonra in aşağıda arkadaşlarınla ne konuşmak istiyorsan onu konuş. hoca yalakası olduğunu söyleyenler olabilir. aldırma. onlar genelde kimlik arayışında olan tiplerdir, sana tak atarlar ama hayatlarının nereye gittiğiniz bilmezler bir de; "ya bence carpe diem kanka anı yaşamak gerek" şeklinde felsefe yapmaya çalışırlar. bol bol eğlen. ne kadar aktiviteye katılabiliyorsan katıl. hatta ilgi duyduğun bir alan varsa git onun kulübüne katıl yoksa da sen kur. bunlarla ilgili organizasyonlar düzenle. bu ülkede zordur ama elinden gelenin en iyisini yap vizyonun genişler. mutlaka bir sevgilin olsun. tek bir kişiye bağlanabilirsin eğer doğru kişi olduğuna inanıyorsan. ama sırf sevgilin olması gerektiği için yanlış insanlarla vakit kaybetme. peki bunu neden söyledim? çünkü ilk söylediklerimin hiçbirini dikkate almama ihtimalin var. işler sarpa sarmaya başlarsa sevgilin senin arkanı toparlayacaktır ve bunu yapmak için de muhtemelen benim yapman gerektiğini söylediğim şeyleri senden isteyecektir. part time bir işte çalış, üniversitede işine yaramaz belki seni zora sokabilir ama iş hayatında deneyim olarak geri dönüşü olur. hem ailene de maddi olarak fazla yük olmamış olursun. istersen bayılana kadar iç ama bunu sınavlardan önce yapma. sınavlara girmemezlik sakın yapma." finalde iyi not alır geçerim" diyenlerin çoğu sınavdan sonra "olsun bütü var" şeklinde değiştirirler cümlelerini. ama en önemlisi üniversiteyi içinden geldiği gibi yaşa. burada okuduğun şeyler de aklının bir kenarında bulsun belki ilerde lazım olur.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    0
    birbiriyle daha ilk haftadan kaynaşmış kalabalık kızlı erkekli gruplara özenmeyin. daha önce de dendiği gibi bir kaç sene sonra bile değil en fazla 3 ay sonra herkes birbirine düşman olduğunda o grupta sığınılacak liman siz olursunuz. hem kızlar, hem erkekler için. olduğunuz gibi davranın. başka biriymiş gibi görünmeye çalışmak zordur. başaramazsınız. ha başarırım diyorsanız zaten dünyanın en güzel şeyi, bill gates'in torunuyum deyin amk. sizden iyisi mi var? son olarak giyiminize falan dikkat edin, bundan kastım markalı havalı giyinin değil tabiki temiz olun janti olun sonuçta parkta şarapçı olmak için okumuyorsunuz ilerde hayatınızı oluşturucak bir tarza sahip olacaksınız. derslere gelirsek, illaki mezun olursunuz kafanıza göre takılın. idealistseniz 4 yılda zaten biter, haa böyle rahat bi insansanız istediğiniz zaman... pek nasihata gerek yok o konuda.
    ···
  12. 12.
    0
    dost görünen, sizi çeşitli tuzaklara çekmeye çalışan çakallardan uzak durun...

    insanlara her zaman mesafeli olun...

    hangi amaçla üniversitede olduğunuzu unutmayın...

    yan gelip yatmayın, kendinizi devamlı geliştirmeye çalışın...

    üniversite hayatı cennet gibi gözükebilir, fakat gelecek için planlarınızı yapmayı ihmal etmeyin... 4 yıl göz açıp kapayana kadar geçer... sonrası gerçek bir hayatın başlangıcı olacak... şaşkın balığa dönmemek, doluya yakalanmamak için planlama ve disiplini elden bırakmayın...
    ···
  13. 13.
    0
    çok da matah bir işe başladığınızı sanmyın; üniversite öyle eğlencenin dibine vurulan, şen kahkaların havada uçuştuğu bir mecra değildir.

    hani "oh be kazandım sonunda üniversiteyi, yan gelip yatacağım, karı kızla günümü gün edeceğim, alkolü fıçı fıçı içip eğleneceğim" diye düşünmeyin; zira sınav döneminde bu düşünceleriniz zütünüze girebilir.

    ufak bir kasabadan büyük şehire geldiyseniz eğer öyle bar bar, disko disko gezmeyin; yanınızda bulunduğunuz şehri bilmeyen biri yoksa bir süre okuldan eve/yurda, evden/yurttan okulunuza gidin kıyıda köşede cesedinizin bulunma ihtimaline mahal vermeyin.

    sınıfınızın en güzel/yakışıklı kişi tarafından kesiliyor olmanız onu elde edebileceğiniz anldıbına gelmez; kendinizi kandırmayın. zira onların gözü yükseklerdedir. size bakıyorlarsa ya ayak işlerine koşturacaklardır, ya da yatağa atıp iki tur atacaklardır; aklınızı devre dışı bırakmalarına izin vermeyin.

    "ders dediğin nedir ki, zaten ilk senem ne kadar zor olabilir allah aşkına?" diyip de dersleri sallamasyon bir döngüye bağlamayın, balık baştan kokar; üniversite hayatınız boyunca alttan kalan derslerle boğuşursunuz.

    kendi notunuzu kendiniz alın, hiç kimseden medet ummayın. hoca çok hızlı anlatıp geçiyor diyerek kalemi kağıdı bir kenara atmayın; önemli noktaları mutlaka not alın. zira orası lise değil yavrum hoca "bu konuyu not aldıysanız diğer konuya geçiyorum" demez. oturun pratik falan yapın, ben aptalım beceremiyorum not almayı diyorsanız gidin ses kayıt cihazı alın. ama salak gibi onu da uluorta çalıştırmayın, çantanıza, zütünüze falan sokun. kimseye de durumdan bahsetmeyin ki gidip hocaya veyahut yüksek mertebelere ispiklemesin sizi.

    ve en önemlisi kimseye güvenmeyin. öyle arkadaşım ya o benim, bana kazık falan atmaz demeyin. siz onun gibinde dahil değilsiniz ve hiç de sır tutmak gibi bir huyları olmaz aman yaraklara yan basmayın.

    kantinde, yemek salonunda falan gördüğünüz üst sınıflara yanaşmayı aklınızdan bile geçirmeyin. unutmayın ki siz "yeni gelen" sınıfındasınız dikkate alınmaz ve asla önemsenmezsiniz, büyüyüp de öyle gelin.

    üniversiteye kapağı atmak rahata ermek demek değildir; sonuna kadar kıçınız çıkacak, gözleriniz kör olana kadar vizelere finallere çalışacaksınız yine de o dersten kalacaksınız. bütünlemelerde hocalarınızın kıçını 1 puan daha fazlası için yalayacaksınız ters anına geldiniz mi toptan yanacaksınız. sınavlardan bir iki hafta önce sosyal hayattan kopacak, sıçtın mavisini görecek ve halen nefes alabildiğiniz için dua edeceksiniz.

    yurtta kalıyorsanız ders çalışamayacak, hemcinslerinizin size kıl olanları tarafından her halükarda rahatsız edilecek ve üç s kuralına uyarak eve çıkacaksınız. kira derdiydi, elektriğiydi suyuydu internetiydi gıda ve temizlik masraflarıydı derken ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelecek ayın ortasını zor getirecek ve part time iş arayacaksınız ve yine üç s kuralına uyacaksınız.

    kısacası siz iyiden iyiye korkun, korkmayın demiyorum çünkü korkmazsanız zütünüze rahat batar. siz şimdiden yandığınızın resmini çerçeveletip duvara asın.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    0
    çok da matah bir işe başladığınızı sanmyın; üniversite öyle eğlencenin dibine vurulan, şen kahkaların havada uçuştuğu bir mecra değildir.

    hani "oh be kazandım sonunda üniversiteyi, yan gelip yatacağım, karı kızla günümü gün edeceğim, alkolü fıçı fıçı içip eğleneceğim" diye düşünmeyin; zira sınav döneminde bu düşünceleriniz zütünüze girebilir.

    ufak bir kasabadan büyük şehire geldiyseniz eğer öyle bar bar, disko disko gezmeyin; yanınızda bulunduğunuz şehri bilmeyen biri yoksa bir süre okuldan eve/yurda, evden/yurttan okulunuza gidin kıyıda köşede cesedinizin bulunma ihtimaline mahal vermeyin.

    sınıfınızın en güzel/yakışıklı kişi tarafından kesiliyor olmanız onu elde edebileceğiniz anldıbına gelmez; kendinizi kandırmayın. zira onların gözü yükseklerdedir. size bakıyorlarsa ya ayak işlerine koşturacaklardır, ya da yatağa atıp iki tur atacaklardır; aklınızı devre dışı bırakmalarına izin vermeyin.

    "ders dediğin nedir ki, zaten ilk senem ne kadar zor olabilir allah aşkına?" diyip de dersleri sallamasyon bir döngüye bağlamayın, balık baştan kokar; üniversite hayatınız boyunca alttan kalan derslerle boğuşursunuz.

    kendi notunuzu kendiniz alın, hiç kimseden medet ummayın. hoca çok hızlı anlatıp geçiyor diyerek kalemi kağıdı bir kenara atmayın; önemli noktaları mutlaka not alın. zira orası lise değil yavrum hoca "bu konuyu not aldıysanız diğer konuya geçiyorum" demez. oturun pratik falan yapın, ben aptalım beceremiyorum not almayı diyorsanız gidin ses kayıt cihazı alın. ama salak gibi onu da uluorta çalıştırmayın, çantanıza, zütünüze falan sokun. kimseye de durumdan bahsetmeyin ki gidip hocaya veyahut yüksek mertebelere ispiklemesin sizi.

    ve en önemlisi kimseye güvenmeyin. öyle arkadaşım ya o benim, bana kazık falan atmaz demeyin. siz onun gibinde dahil değilsiniz ve hiç de sır tutmak gibi bir huyları olmaz aman yaraklara yan basmayın.

    kantinde, yemek salonunda falan gördüğünüz üst sınıflara yanaşmayı aklınızdan bile geçirmeyin. unutmayın ki siz "yeni gelen" sınıfındasınız dikkate alınmaz ve asla önemsenmezsiniz, büyüyüp de öyle gelin.

    üniversiteye kapağı atmak rahata ermek demek değildir; sonuna kadar kıçınız çıkacak, gözleriniz kör olana kadar vizelere finallere çalışacaksınız yine de o dersten kalacaksınız. bütünlemelerde hocalarınızın kıçını 1 puan daha fazlası için yalayacaksınız ters anına geldiniz mi toptan yanacaksınız. sınavlardan bir iki hafta önce sosyal hayattan kopacak, sıçtın mavisini görecek ve halen nefes alabildiğiniz için dua edeceksiniz.

    yurtta kalıyorsanız ders çalışamayacak, hemcinslerinizin size kıl olanları tarafından her halükarda rahatsız edilecek ve üç s kuralına uyarak eve çıkacaksınız. kira derdiydi, elektriğiydi suyuydu internetiydi gıda ve temizlik masraflarıydı derken ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelecek ayın ortasını zor getirecek ve part time iş arayacaksınız ve yine üç s kuralına uyacaksınız.

    kısacası siz iyiden iyiye korkun, korkmayın demiyorum çünkü korkmazsanız zütünüze rahat batar. siz şimdiden yandığınızın resmini çerçeveletip duvara asın.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    +1
    lisedeki gibi sağlam arkadaşlıklar kurulmayacağını bilmelisin öncelikle. sürü pgibolojisi diye birşey de olmaz pek buralarda,her koyun kendi bacağından hesabı yani.. sonra öyle derste hocanın gelip güzel güzel anlaşılabilecek bir şekilde ders anlatacağını da düşünme. gelip anlatıp gidecek.(tabii ki istisnalar olacaktır).eğlence işine gelirsek, kafana göre birkaç kişi bulursan herşey olabilir, o konu çok uzar ucu açık yani.. sonuç olarak ,-ki bunu aslında en baştan söylemeliydim- sana söylenecek 'gelme' laflarına kulak asma. hayatta ne öğreneceksen buralarda öğreneceksin bu yüzden, gel arkadaşım ne olursan ol gel...
    ···
  16. 16.
    0
    lisedeki gibi sağlam arkadaşlıklar kurulmayacağını bilmelisin öncelikle. sürü pgibolojisi diye birşey de olmaz pek buralarda,her koyun kendi bacağından hesabı yani.. sonra öyle derste hocanın gelip güzel güzel anlaşılabilecek bir şekilde ders anlatacağını da düşünme. gelip anlatıp gidecek.(tabii ki istisnalar olacaktır).eğlence işine gelirsek, kafana göre birkaç kişi bulursan herşey olabilir, o konu çok uzar ucu açık yani.. sonuç olarak ,-ki bunu aslında en baştan söylemeliydim- sana söylenecek 'gelme' laflarına kulak asma. hayatta ne öğreneceksen buralarda öğreneceksin bu yüzden, gel arkadaşım ne olursan ol gel...
    ···