ilk günden tanıdık birilerini bulmak hoşuma gitti. zira liseyi okuduğum yer üniversitenin şehrine uzak sayılırdı. bu eleman da, bizim bir üst sınıftandı.

hazırlık ta okuduğu için aynı sınıfa düşmüşüz.

sınıfta ayrıca bir de yurttan arkadaş vardı. ismi burak. bir önceki gün yurtta tanıştık. iyi çocuktur.

okulun ilk günü böyle tanışma faslıyla geçerken, yurtta kendimi yatağıma attığımda kendimi sorgulamaya başladım. lise yıllarım geçti gözümün önünden. ne çabuk geçiyor zaman.

sonra lisedeki ilk günümü hatırlıyorum. kazanamazsın dedikleri liseyi kazanmıştım. şimdi ise iyi bir üniversitenin iyi bir bölümündeydim.

ben böyle kendi halimde düşünürken, telefonumun titremesiyle telefona doğru uzandım, baktım.

rehberimde kayıtlı olmayan bir numara.

"selam, ben elif. sınıfın whatsapp grubundan aldım numaranı. uyudun mu?"

bu neydi ki şimdi? cevap yazdım.

"selam, uyumadım (:"

"tanışmak istedim senle. iyi çocukmuşsun."

"peki. yarın görüşürüz o zaman?"

"görüşürüz."

heyecanlanmadım desem yalan olur. ilk günden, birisi bana mesaj atıyor. üstelik iyi çocuk diyor. kader garip vesselam.

ertesi sabah, kampüsün kapısında gördüm elifi. ders başlayana kadar mühendislik kantininde oturduk. sevgiliden daha çok arkadaş olabiliriz gibi geliyor bana.

ders saati, sınıf kapısından girerken burak durdurdu beni,

"aga o kız ne iş, akşam hemen açıklama bekliyorum senden.. x)"

"yok be kanka düşündüğün tarzda bir ilişki yaşayamayız gibi geliyor. en fazla kanka x)"

"ne demişler: kanka ayağı züt ayağı x)"

"ehehe. muallak ya"

biz böyle güle oynaya sınıfa girdik. üstüne bir şok daha yaşadım. cam kenarı sıraların birine geçtiğim anda elif yanımda dikildi.

"boş mu?"

"boş boş.. gel"

oturduk.

selam arkadaşlar. ilk birkaç parttan sonra bu açıklama yazısı olsun. hikayenin gerçekliği konusunda sözü size bırakıyorum, bu arada sözlükte
başka hesaplarla başka hikayem de vardı. eskaza o hikayeye denk gelen panpalarımız zaten beni tanıyacaklardır. bu yüzden nesilcilik yapmamanızı
şiddetle tavsiye ederim. iyi okumalar

ama cidden ben bu kızla ciddi düşünmek istemiyorum be beyler. bu yüzden en iyisi, bir akşam bir buluşma ayarlamak ve fikirlerimi açık açık anlatmakı.

o sırada, "işte bu" diyebileceğim kişiyi gördüm. ders sonunda, kendine has asaletiyle, dimdik ve cesaretlice yürüyordu. benim ağzım açık kızı izlediğimi görünce elif dalgasını geçti hemen,

"ne o len, aşık mı oldu beyimiz?"

sınıftan çıkana kadar bakmaya devam ettim. içim kıpır kıpır oldu.

"oldum denebilir (:"

"o bizim yurttan kız ya, istersen konuşurum onla"

"olur, valla süper olur x)"

sevinçten sarıldık. yani cidden, kız yaşıtlarına göre olgun. tavırları olsun jest mimikleri olsun çok değişikti. sanki o davranışlar 18 yaşında bir gencin değil de, 25 yaşındaki bir kadınındı.

o gece, eliften mesaj geldi,

"konuştuk senin kızla. bir akşam buluşalım anlatırım"

"olur, yarın akşam uyar mı?"

"olur"

"peki, yarın akşam 8'de, sizin yurdun önünde. sizin yurt xxxx'teydi di mi?"

"evet, anlaştık"

"anlaştık"

inanır mısınız, o gece sevinçten uyuyamadım. lisede 2 tane bu tarz olaylarım olmuştu, keza ikisi de hüsranla sonuçlandı.

• **

panpalar, yorumlarınızı esirgemeyiniz lütfen. birilerinin hikayemi okuduğunu, yorumladığını bilmek güzel. hikayede ara ara küçük imalar veriyorum, vermeye devam edeceğim. sözlükteki şerloklar dikkatli olurlarsa, ifşa bile olabilirim (:

ayrıca, şu " x) " gülümsemesini sayın tsigalko okoronkwo panpamızdan çalmak durumundaydım, kendisine hürmetlerimi, saygılarımı ve özürlerimi iletiyorum.

ertesi gün okulda kayda değer bir olay olmadı, direk akşdıbını yazmak istiyorum.

akşam eve bildiğin uçarak geldim. aşk, insana her şeyi yaptırır be... yapmam dediklerinizi de yaptırır. aşk, sevgi, dünyanın en saf, en temiz, en güçlü duygusudur.

bu yüzden sevmekten korkmayın beyler. sevin, aşık olun. ona söyleyin bunu. kesmezler ellerinizi ayaklarınızı, korkmayın. haykırın ona sevdiğinizi. yarınımızın

ne olacağını bilmediğimiz şu fani dünyada, sevdiğinizi haykırın.

saate baktım, daha 2 saat var.

burağın odasına geçtim. sohbet ettik biraz.. saat 8'e gelirken evden çıktım..

yurdun önüne vardım. saat 19:56.. biraz sonra kapıda görüldü.

yanındaki???,

holy shit!!!,

birlikte gelmişler...

o an, asaletiyle,

hidayetiyle,

dimdik duruşuyla,

özgüveniyle yürüyen o kızın yanında bildiğin ezildim beyler...

elif,
"selam, naber gothepower1?"

"süper, senden?"

"bende, bak bu da kübra. tanışın bakalım x)"

"selaam x)"

"selam (:"

kordonda yürüdük. yurda geldiğim ilk gün burağın bana öğrettiği kafe & bar tarzı mekana girdik. normalde ben bu saatte içki içmezdim de,

hem kübra, hem de elif bir 50'lik alınca ben de almak durumunda kaldım.

aradan 2 saat geçti geçmedi, baktım benim kız uyukluyor.. hobaa.. daha tanışacaktık olum biz..

elifle gülmeye başladık.

taksiye bindik. yurdun önünde indiler..

ben de, düşüncelerimin arasında, kendimi sorgularken eve yürüyordum...

acaba ertesi gün neler olacaktï?

ertesi gün,

okula gittim, sınıfa göz gezdirince kübranın cam kenarında bana el salladığını gördüm, yanına gittim.

"naber?"

"iyi, sen?"

"iyidir, dün gece biraz fazla kaçırmışım, kusura bakma"

"sorun değil, bir daha bara gitmek yok anlaşılan x)"

"aynen, yanlız bir dahakilerin de sözünü vermiş oldun bunu derken x)"

"gideriz canım, niye gitmeyelim?"

"x) gel otur yanıma?"

"olur.."

derste sürekli küçük espriler, imalar yaptık birbirimize.

ders çıkışı, baktım bizim kantinde burak, melih, elif oturuyorlar. kübrayla gittik yanlarına..

sohbet ederken aşk-meşk konuları açıldı. fırsat bu fırsat derken sohbetin arasında kübraya sordum,

"kız, senin tuzun kuru mu?"

.."yok canım, maalesef daha bulamadım birini (:"

"buluruz ya takma (:"

o gün, başka kayda değer bir olay olmadı. okulun ilk haftası da böylece bitmişti.

akşam yurtta burakla konuştuk. melihe haber vermiş, birlikte benim elif ve kübrayla gittiğim bara gidicez.

3 saat kadar konuştuk.. kübrayı anlattım.. "çok güzel" dedim, "seviyorum" dedim, "bambaşka" dedim..

onlar anlattılar. meğer burak ta birisinden hoşlanıyormuş..

ısrar ettik melihle,

"kim aga?"

hazır olun! one minute...

"elif."

burak böyle damdan düşer gibi söyleyince bizi bir gülme tuttu. ardından tebrik ettik. melihe sorduk,

"la ibine, sana varmı biri?"

"yok be aga daha bulamadım"

"sağlık olsun"

eve gittik. sarhoşluğun etkisiyle, ertesi günün de cumartesi olması sebebiyle danalar gibi uyudum. uyandığımda saat öğlen 1 olmuş. baktım, burağın zütünde hala pireler uçuşuyor.

"kalk lan ayı"

"aga.. noluy.. ağğğ (esneme)"

"saat 1 lan amcık"

"oldu mu lan o kadar?"

"oldu tabi"

yüzümüze su çarptık. ne yapsak diye düşündük. telefonuma bakmayı akıl ettim, kübradan 3 mesaj var.

"güzel gündü, teşekkür ederim", 23:20

"müsaitsen bu gün buluşalım?" 08:34

"uyanmadın mı? uyanınca ara" 10:55

bu kız cidden beni merak ediyor beyler. aradım..

"alo? günaydın"

"günaydın, mesajımı almışsın x)"

"aldım aldım, baya uyumuşum ya x)"

"aynen, meraklandım"

"ee buluşalım mı bugün?"

"olur, akşam bizim yurda gelirsin"

"tamam, saat 9 uyar mı?"

"olur, anlaştık"

"anlaştık."

o günkü mutlulukla saat 6'da hazırlanmaya başladım. burak,

"ne bu heyecan, muallak olmaya mı karar verdin bana mı süsleniyon x)"

"sie, kübrayla buluşucaz olum"

"ooo, adam çakıcı ya x)"

biz böyle güle oynaya eğlenirken saati de 9 ettik. kübraların yurda gittim, buluştuk

"naber canım?"

"süper, sen?"

"süper"

"nereye gidelim?"

"süpriz (:"

"yaa söyle meraklanırım"

"gidince görürsün ehehe"

bugüne özel bir masa reserve ettirdiğim kafeye doğru yola koyulduk. bir önceki buluşmada içkiyi fazla kaçırınca olanlar malum, bu nedenle
bu sefer kafeye getirdim.

"geç otur canım"

"burada reserve diyor?"

"x)"

"sen mi reserve ettin? x)"

"tabiki (:"

ilk günlük bu kadar olsun arkadaşlar. Hikayemizi her gece bu saatlerde ilerletmeye çalışacağız. Ola ki yarın gece gelemezsem affınıza sığınıyorum, iyi akşamlar.

Rezerve

Uzun zamandır hikaye yazılmıyo okumadım çalıntı falan değilse rez

Rez okurum

rez okuycam rahat devam ettir

Travesti melih

Rez alalım

rez 1 sene oldu neredeyse..

Reservados