-
26.
+2Evet, okul tekrardan başladığında ise haziran ayındaydık. Bu ayın sonuna kadar pek bir şey olmayacaktı zaten. Haziran 17.. Juliette'in doğumgünü tarihi. Amk o gün geldikçe elim ayağıma dolaşıyordu. Zaten annemlerein aylık gönderdiği parada dibe vurmuştu. Ne yapabileceğimi bilemiyordum artık. Kendi kendime filmelerdeki gibi kendi elimle bişey yapıyım dedim onu da yapamadım zaten. Beceriksizimdir o tür işlerde. Bende annemleri sıkıştırmak istemediğimden ilk defa michael den yardım istedim. Çocuk kral adamdı da bir dediğimi iki etmeden verdi. Ne yapacaksın diye sorduğunda ise ben Juliette e hediye alacağımı söyledimi. Çocuk orda şaşırdı. Aramızda geçen dialoğu aktarıyorum:Tümünü Göster
-Ne hediyesi panpa
+Cenaze hediyesi. Ne hediyesi olacak kızı mutlu etmek için bir hediye işte!
(hafif gülümseyerek)- Haa al bencedde mutlu olsun.
Bu konuşmadan sonra burada bi iş olduğunu anladım. Belkide bişey almayıp kendim yapmam gerekiyordu. Zaten michael 20 dolar vermişti. o parayla çok güzel birşey yapmalıydım. Benim de aklıma eskiden izlediğim süngerbob bölümlerinden bi parça geldi. Bir kutu alıp içine gizli bölme yapacaktım. Kutunun görülebilir yerinde gizli böylmeyi fark etmesi için ufak bir bilmece koyacaktım. Kutunun gizli bölmesine ise yine ufak bi kutu içine bir kırmızı kalp koyduktan sonra arkasına That's yours yazacaktım. Ben bunları düşünürken yapmanın ne kadar zor olacağının farkına bile varmamıştım. 2 tane kutu bulup, fark edilmeyen gizli bir bölme yapmak, zor işti. 1 saatlik çabanın sonunda amacıma ulaşmıştım. ama bunun az olacağını düşünüp o kutunun içine 10-15 tane kırmızı kağıtla romantik sözler yazıp serpiştirdim kutunun etrafına. sonrasında kutuyu yatağımın altına sakladım. zaten 3 gün kadar bi zaman kalmıştı. Okuldanda biraz bahsedeyim. Okuld artık catelyn bana inanılmaz bir nefretle bakıyordu. Beyler kanadada burda olduğu gibi kaşarlar istedikleri kadar uzayamıyorlar. bir yerden sonra kopuyorlar. Insanlar artık onun yüzünü biliyordu. Çok güzel bir nükleer bomba olmasına rağmen çok az sayıda arkadaşı vardı. Ben artık okulda gayet sevilen bir insandım. Sonuçta 1 sene olacaktı. Ben de artık üniversite hayallerine geçmiştim. zaten lise 3. ten sonra 1 sene kalıyordu(beyler yani 4+4+4 sisteme göre yazıyorum yoksa bizim sisteme göre lise 2ydim ve daha 1 sene vardı çünkü 5+4+3 bizim sistem). McGill de staja gitme olasılığımız vardı bende okuldan çok zaten sene sonu olduğu ve sınıf 1. si olduğum için her güm mcgill de derslere giriyordum. Bu zaten çok sürmeyecekti çünkü mcgill de 4 ay yaz tatili var beyler. Herneyse gelelim Juliette in doğum gününün arifesine. Zaten cumartesi günü kutlanacaktı. Bende o heyecanla cuma akşamı eve geldim ve Juliette e bakayım dedim. Ne gördüm dersiniz? Juliette o gün okul müdüründen izin almış, doğumgünü hazırlıkları yapmak için. Zaten okulun da sonlarına geldiğimiz için müdür de izin vermişti. Ama asıl mesele bu değildi. Asıl mesele Juliette'in parti süslerini ararken benim hediyemi bulmasıydı. Odasına girdiğimde zaten hemen tabiri yerindeyse beni yemeye başladı. Ustüme atladı öptü falan işte hayatımda aldığım en güzel hediyedi falan dedi. Bende hem sevmesine sevinirken hemde kendime sövüyordum hediyesini bulduğu için. O gün zaten güzel bi gün olmuştu. Annemlerle ilk defa Skype üzerinden görüşme yapıyorduk. Onlar da benim hesabıma para yatırdıklarını söylüyorlardı. Bende vay amk dedim tabi. Üzgünüm uzun uzun yazamıyorum bu bölümleri çok iyi hatırlayamıyorum. Ama şunu çok iyi hatırlıyorum ki sonraki gün benim için çok büyük bir sürpriz olacaktı. -
27.
+2Juliette'i kaldırıp hazırlandıktan sonra dışarı çıktık. servis tam çıktığımız anda geldi. Binerken sedat abinin hala şoför olduğunu gördüm zaten hap öne otururdum. Bu sefer serdar abinin tam arkasında olan ikili kolduğa oturdum Juliette'le birlikte oturabilmek için. Yolda giderken serdar abi yine bu kız kim sorusunu sordu(artık çok önemli olmadan söylemiycem bunu) bende anlattım yine. Okulla bizim ev 45 dakka sürüyodu. Okula geldiğimde bi süre bakakaldım okula ne değişiklikler yapılmış diye. Pek bir şey yoktu. Juliette ile el ele ttuşarak okula girdim. Zaten okulun sonu olduğu için üst sınıftan çoğu kişi yoktu. Bizim sınıf ve alt sınıflar doluydu ama. Beni bi kızla gören erkekler iki kez bakıyodu. Sonra Juliette'i fark edince Gözlerini ayıramıyorlardı zaten. Bu bizim sınıfın önüne gelene kadar böyle devam etti. Şimdiden bir değişiklik oluğunu fark ediyordum bana atılan bakışlardan. Juliette heralde bunu anladı ki beni öptü. Herkes tabi kafasını çevirdi ne olduğunu anlayınca. Juliette artık damgasını koyduğunu göre derslere girbilirdik. Bu sefer bizim tayfa da derslerde olduğu için daha rahattı juliette. Beyler daha çok ilerlemeden önce size. Ümit, bal rengi kıvırcık saçları olan uzun boylu küpeli bi çocuktu. Kas aşırı derecede olmasa da basketbol geçmişinden dolayı vardı. pekekent hep bizi satardı buluşmalarda falan ama onun dışında kaliteli çocuktu. Berke yine ümit gibi bal rebgi ama bu sefer düz saçları olan bi çocuktu. Gayet anlayışlı ve bir o kadar da iyi bi çocuktu berke. Düşün tombul 1.60 boyunca siyah uzu n saçlı bi çocuktu. Onun kafası benim gibi işlerdi. En fazla onunla zaman geçirirdim oyunlarda. Hiç satmaz, ne söylediyse yerine getirirdi. Kızlardan Lara upuzun bal saç rengi olan bi kızdı. Panteizme inanan bu panpanız, bay açılgın bi kızdı ve delhi diye bi sevgilisi vardı. Dilara siyah saçl, uzun boylu, yapılı bi panpaydı. Hep ders çalışır, iyi not almaya çalışırdı. Genelde sınavlardan önce 20 sayfalık bir hazırlık yazısı yazarak gelirdi. Leia ve Gardelaine de buna benzer şekilde çalışırlardı. Ama bu ikisi genelde gizli gizli bişeyler konuştuklarını sanıp, gülerlerdi. Gardelaine baya zayıf ve uzun boylu bi kızdı. Acaip hızlı konuşur ve çok hızlı heyecanlanırdı. Bizim okula benim gideceğim sene galmiş olsada kendisine çok bağlanmıştım. Kral kızdı yani. Leia ise kumral ve balık etli bi kızdı. Hep en iyi olmay açalışır. 10 üzerinden 7 aldığında üzülürdü. Ama hakkını vereyim benim kadar olmasada zeki kızdı. Okulda herkese trip atması ve cevap vermemesi en garip özellikleriydi.Tümünü Göster
-
28.
+2pampa kanadadayım 11 saat fark var burda daha sabah
-
29.
+1iyi akşamlar size kimler ayakta
-
30.
+1Evet. bilgisayar arkada acikken Juliette ustumde bunlari soyledi ve benim de istememle icraata gectik. Oncelikle 30 dakika boyunca dunku gibi opustuk beyler. Ben sonradan yavas yavas kiyafetlerimi cikartmaya basladim o da zaten dunden kalma ic camasirlarini cikartmisti. Beyler bembeyaz teni vardi. Bunu umit ve bizim sinifin geri kalaninin gordugunu bilmek beni kiskandiriyordu. Ben de tamamen ustumu cikarttiktan sonra Juliette senin olmak istiyorum dedi.(ki bu bizim ulkemizde cok duydugumuz laf degildir. Genelde kizlarimiz anarsist olduklari icin onden degil arkadan vurdururlar.) Ben o anda bi flashback yasadim. 2 sene onceye kadar elimi gibip hayal kurarken simdi ise o hayallerde bile goremedigim bi kizla beraber olmak uzereydim. Ustelik arkadaslarimin onunde. Bunun uzerine Juliette i kendime cektim. Bir sure bunun verdigi sevincle sarildim ardindan icine girdigimde ufak bir viyaklama cikartti ve artik kizliginin gittigini anlamistim. Yavas yavas gitgel yapmaya basladiktan sonra ise Juliette in acidan cok zevk aldigini gorerek rahladim. Basta elimi gibmeye benzese de sonradan gercekten icinde oldugumu hissettim ve hizlanmaya basladim. Ama tekrardan soyledigim gibi hic ferrelarda izlediginiz gibi degil beyler. Nasil aciklayayim bilmiyorum ama zut meme elleme gibi seyler yapmadim. Sadece askimi gosterdim ona. Hayatimin ilk birlikteligi oldugu icin asiri derecede zevk aliyodum ve 25 dakika sonra bosaldim sanirim. Yillarin tecrubesiyle gibimin kaslarini kontrol edebildigim icin gelmeden once disariya cikartmaya basarabilmistim. Ardindan yataga uzandik ikimizde birbirimize bakarak. Orafa hoc konusmadan 10 dakika kadar birbirimize bakdik. Sonradan ben gel dus alalim dedigimde Juliette kabul etti ve gelirken benim bilgisayarima dogru bir bakis atti. Ekraninin acik oldugunu fark etmis olacakki oraya dogru yurumeye basladi. Ben icimden umite soverken kiz bilgisayarin touchpad'imde dokunup ekrani acti. Orada tekrardan bir sok yasadim. Umit skype'i kapatmisti. Kiz acik unutmussun gibi seyler gevelerken bendr umite ettigim kotu laflardan dolayi kendimden utaniyodum. Aksine artik ona dua ediyodum. Hem hayatimi hemde ihtibarimi kurtarmisti.
-
31.
+1rez hızlı yaz panpa
-
32.
+1Rezervasyon
-
33.
+1Ben başta neden böyle şeyler söylediğini kestiremedim. O öyle şeyler yapmaz falan dedim ama sonunda anlamaya başlamıştım. Kanada'ya bu kadar gelmek istemeler, başta Juliette ile ilgilenmeler, arkadaşım olduğunu sanarak ardından kaydını buraya aldırması. Aklımda bir şeyler vardı ama bunun olmasını istemiyordum. O benim arkadaşımdı. Zaten Juliette'ten, ilk deneyimimden, bu kadar kolay vaz geçemezdim. Bunları düşünürken dalmış olacaktım ki bana rammman!! dedi ve ben kendime geldim. Hiçbirşey söylemeden evden dışarı çıktım. Dışarısı gece 10-11 olmasına rağmen sabah gibiydi. Dışarıda dolaşmaya ihtiyacım vardı. Bende adından çok bahsedilen ve ilk defa yürüyerek gideceğim Mont-Royal parkına doğru yürüyüşe geçtim. Yavaş yavaş yürürken arkamdan bana doğru koşar adım gelen biri olduğunu duyup arkamı döndüm. Bu, tahmin edeceğiniz gibi Ümit'ti.Tümünü Göster
+Nerdeydin lan? Eve gittim yoktun Leia bana çıktığını gelmediğini söyledi.
-Evet ya evde değildim. Okula baktım bi de biraz gezdim etrafı. Tam geri döner-
+Bu saatte mi lan? Naptın tüm gün herşeyi anlat.
Beyler bu bara falan girmeye çalışmış almamışlar malı. Bu da dövmeye kalkışmış barmeni dışarı atılmış. Tabi özet geçiyorum. Bu orda anlatırken gülmekten yarılıyorum. Sonra da bilmediği bi markete gitmiş bira almak için ordan da izin vermemişler. Iyice sinirlenip başıboş yürümeye başlamış. UdeM'e yaklaşmış bakmış dolu oralar. Girmiş bi kız grubunun yanına ordan da kovulmuş napıyosun falan diye. Ardından uzaktan buna gülen erkekler görüp bunların yanına gitmiş problem mi var diye. Bunlar da napıyodun oğlum orda diye muhabette başlamışlar. Ümit bunlara olanları anlatmış bunlarda başlamışlar gülmeye (bu arada o kadar kısa sürmedi anlatması. buralarda zaten Mont-Royal'e varmıştık.). Sonra gel biz sana bi kutu alalım diyip 5 dakka sonra bi tanesi 8 tane birayla çıkagelmiş (açtı çantasının cebini 2 tane kalmıştı zaten gerisini orda zütürmüşlerdi heralde). Ordan sonrada numaralarını alıp eve döndüğünde Leia'yı görmüş üzgünmüş zaten ordan da beni srmuş falan derken burdayız dedi. Ben de çıkar lan biraları deyip aldım bi tane.
-Noldu olum sen içmezsin
+Sorma be olum. Şu Leia'dan şüpheleniyorum.
-Neden ki?
+Sanırım beni seviyo.
-Sevsin be abim nolcak ki. Sende açıklarsın biter.
+(büyük bi yudum alıp)O kadar kolay değil ki be olum. Kaç yıllık arkadaşız. Onun benim için Juliette'ten daha önemli olduğunu anladım.
-Haklısın be kardeşim. Sen ne istersen, nasıl uygun görüyosan onu yaparsın.
O andan sonra 2 dakika kadar kimse bişey söylemedi ve Montreal'i izledik.
+Kanka.
-Söyle.
+Hep arkamda durcansın, benim sağ kolum olcaksın demi?
-O nasıl söz öyle. Her zama-..
Arkamızdan gelen bi sesle irkildik. Bir fener ve ardından durun diye bir ses duyunca ikimizde korktuk ve koşmaya başladık. Ardından durun ben polisim diye bir bağırış gelince daha da heyecanlanıp gülerek, düdük sesleri arasında kaçmaya başladık. -
34.
+1Sabah uyandığımda Juliette hala kollarımdaydı. Ama odamın kapısı da açıktı. Hemen kalktım ve Leia'nın mutfakta olduğunu gördüm. Günaydın dedikten sonra bana tualetin hala kirli olduğunu ve bana kimse kalkmadan bi temizleyici alıp alamayacağımı sormuştu. Ben etrafıma bakındım ve ümiti göremeyince Leia'nın odaya girmiş olduğunu anladım. Hemen sormak istedim neden yaptın diye ama kız utanmasın diye hemen walmart'a gidip bi deterjan bide hortum alıp eve geldim. Hala kimse uyanmamıştı cepte de $50 kalmıştı zaten. Leia ya verdim malzemeleri ve temizlerken şunları konuştuk:Tümünü Göster
+Bugün uyandığımda odamın kapısı açıktı.
-Açık bırakmışsındır.
+Kapattığıma eminim hatta Ümit kendisi gördü.
-Hmm
+Sen mi girdin odaya demek istiyorum
-Evet senden malzemeleri almanı istiycektim ama seni 1 hafta evvel kötülediğin kızla yatakta görünce söyleyemedim tabii.
+Neden böyle yapıyosun ki? Sonuçta o benim sevgilim belki bi yanlış yapmış olabilir ama alışacaktır zamanla. Sende ona alışacaksındır.
-Sanmıyorum rammman. Neyse benim işim bitti hadi mutfağa geçelim.
Muttfağa geçtiğimizde Ümit kendine kahve yapıyodu. Nerden buldun lan kahveleri diye sorduğumda Afrikadan dedi. Ben hayatımda bu kadar kötü espri yapan çocuk görmedim. Herneyse o gün öyle geçti ama daha okulun açılmasına 2 hafta vardı. Sonraki gün Pierre ve Heather'ı ziyarete gittik Juliette ile. Artık ikisi de bana kendi oğullarıymış gibi davranıyorlardı. Tüm günümüzü onlarla geçirdik ve o akşam Juliette bana 2 gün kendi evinde kalmak istediğini söyledi. Bende tamam deyip onu öptükten sonra bizim eve geçtim. Evde çok hareketlilik yoktu. Leia MacBook air'inden anne babasıyla görüşme yapıyordu Ümitin ise nerede olduğu belirsizdi. (Bu arada söyleyip söylemediğimi hatırlamıyorum Leia okul kayıdını benim gibi buraya aldırmışyı Ümit ise değişim progrdıbına katılmıştı.) Ben de ses yapmamak için içerde valizimi düzenlerken Leia yanıma gelip yardıma ihtiyacım olup olmadığını sordu. Bende tabii gel deedim ve muhabbet başladı:
+Ümit nerede?
-Dışarı çıktı biraz okulu falan gezecekmiş.
+Sen neden gitmedin?
-Evde birisinin kalması lazımdı ve anne babamla görüşecektim. Ayrıca Juliette nerede?
+Anne babasının yanında kalacakmış.
(aniden mutlu olmuştu)- Gerçekten mi?
+Evet. Neden mutlu oldun ki?
-Bi saniye bikaç günlüğüne gitti mi demek istemiştin? o zman iyi.
+Bi gel otur şöyle. (elimi arkadaki yatağa vurdum.) Senin Juliette'e karşı garezin nedir? Sana bir kötülükte bulunmadı.
-Evet bulundu.
+Ne yaptı?
-Seni bizden, benden aldı. Bunu görmiyor musun? -
35.
+1beyler sıçıp geliyorum lise son senesinin tüm detaylarını hatırlıyorum zaten ardından da asıl hikaye olan üniye geçiş yapacağım.
-
36.
+1Gunaydin beyler devam ediyorum
-
37.
-1taka sardı
-
-
1.
0Sen bilirsin panpa ben olanlari yaziyorum son 2 part siciki deskriptif partlardi o yuzden olabilir(eksiyi ben verdmedim)
-
1.
-
38.
+1Herkesle sabah konuşmaya karar verdim. Açıkçası zaten ne tepki vereceklerini biliyordum, leia, gardelaine ve berke buna karşı cikacaklardi ve oburlerdide birşey demiyeceklerdi. Sonuç olarak tahmin ettiğim gibi oldu. Evde kavga çıktı. Leia ve gardeleine evi birbirine kattı berk onlari izliyor ve soylediklerine katiliyordu. Umit lara ise bırak gitsinler diyorlardı. Juliette ne yapacağını bilmiyor sağına soluna bakıp bana soru dolu bakışlar atıyordu. Sanki bulara sebep olduğu için uzuluyordu. Akşama kadar tartışmalar sürdü sonrada herkes juliette ve bana küs yattı. Sabah kalktigimda aklıma süper bir fikir gelmişti. Leia ve umit benimle gelmeliydiler.
-
39.
+1Beyler, şimdi diyorsunuzdur niye leia ve ümit. Sonuçta leia nin ıngilizcesi ve notları çok iyiydi ve okula kesinlikle kabul edilirdi ayrıca juliettle iyi anlasiyor gibilerdi. Ümit komik aynı zamanda gerizekaliydi bu yuzdende onunla çok eglenecegimizi düşünüyordum. Fikrimi herkese söylediğimde önce herkes şaka mi yapıyorsun dedi sonra gerçekten ciddi olduğumu anladılar. Ümit ben gelirim abi dedi. Leia önce bir şok oldu bana ve juliette sert bakışlar atiyordu. O bakışlarının anldıbını iyi bilirim onlara sen benimle dalga mi geçiyorsun demek. Sonuç olarak ne olduğunu anlamadan toplandık ve yola çıktık. Herkes kendi çapında tepki veriyordu bu olaylara. Gitmemiz kimsenin hoşuma gitmemişti ama leia ve umit in gelmesi aramizda kiskancliklara yok açmıştı. Ama bu benim secimindi ve kısa bir kirginliktan sonra Ankaraya geldiğimizde herkes yeniden gülümsüyordu. Herhalde alismislardi gitmemize. Lara ve düşünün suratları hala agibti ama çok takmadim onlari biliyorum ki bir kaç saat sonra yeniden guleriz ve herşeyi unuturlar. Aynı zamanda moralimi bozmak istemiyorum sonuçta hayatimda yeni bir adım atıyorum ve bunu benim için değerli olan uc insan ile birlikte yapıyorum. Biz karar vermiştik ama ailelerimizle daha konusmamistik. Juliette ve benim isim tamamdı ama ümit ve leia ile ilgili hiç bir şey kesin değildi. Ümit ailesi ile konuşmak için benide yanında istedi ama leia kendi konuşmayı tercih etti. Julietti annemlere bırakıp ümit ile berhaber ailesinin evine gittik. Simdi konuşmamız böyle olduTümünü Göster
U- Anne sana söyleyeceğim bir şey var hani rammman değişim progrdıbına katılıp Kanada ya girmişti ya ben de onun gibi yapmak istiyorum.
A-Nasıl ya oğlum nerden çıktı bu şimdi ?
R- Bakın ben sizi ve umiti küçüklüğümden beri tanirim ve bu programın eğitimi için çok faydalı olduğunu söyleyebilirim ayrıca sonsuza dek değil ki tatillerde burda olur ve sizinle vakit geçirebilir. Programa katılmak zaten çok kolay olur ben zaten orda okuduğum için sorun olmaz ve çok çabuk bir şekilde halledebikiriz.
U-Anne lütfen ya bu benim geleceğim için.
A- Tamam olur ama sadece bir süreliğine ama siz bütün prosedürleri halledin rammman madem biliyormuş.
Umit tamamdı zaten kolay olmuştu ama ben leia için endiseliydim. Umitlerden ciktiktan sonra leiayi aradım ama açmadı daha fazla zorlamak istemedim ve onun aramasını bekledim. Eve gittiğimde ellimde telefon vardı ve onu hiç elimden bırakmadım. Juliette bırak su telefonu diyordu neyi bekliyorsun diye sorguluyordu beni. Bende leiadan haber beklediğimi söyledim.
J- Anlamıyorum ya niye bu kızın gelmesini istiyorsun ki.
R-Nasıl yani gelmesini istemiyor musun ben sizin iyi anlaştığımız düşünüyordum.
J- Hayır nerden cikariyorsun bunu ? ben o kıza hiç sıcak bakmadım onda hoşlanmadığım bir şey var.
R- Anlamıyorum ne demek istediğini ya o benim çok değer verdim bir arkadaşım ve ben onu benim gibi sevdiğini düşünüyordum ve bu yüzden ona bizimle gelme teklifini sundum.
J- Neyse önemli değil ya artık olan oldu
Juliette bunu dedikten sonra odasına gitti. Onun yanına bile gitmedim gerçekten üzülmüştüm hatta yikilmistim söyledikleri yüzünden. Planlarım alt üst olmuştu ben Kanada da 4 umuz takilitz diye düşünüyordum ama bu pek mümkün olamayacakti. O gece, Juliette ile berhaber olduğumdan beri ona iyi geceler demedigim ilk geceydi. -
40.
+1beyler haftatnın son günleri diye çok sınav vardı. Şimdilik bu kadar. öğlene doğru seri yazıya geçicem.
-
41.
+1devam la sardı
-
42.
+1Sonraki gün zaten leia'nın evlerine gitmiştik ümitle. Ona Juliette'in Leia'yı sevmediğini falan söylediğimde o da şaşırdı zaten.Tümünü Göster
-Kanka o zaman Leia'yı almıyalım
+Neden ki
-Abi Juliette senin sevgilin lan 1 yıl boyunca aynı evde nasıl yaşıycaklar ki. Bu büyük bi sroumluluk bizim için. Kendi aramızda iyi geçinemezsen çok kötü olur saten en önemli sene.
+Juliette sever bence zamanla
-Neyse panpa boşver sen nasıl istersen öyle olsun. Girelim hadi.
Evlerinin ziline bastığımda Leia açlıştı kapıyı. şarşırdı bizi görünce.
• Noldu neden geldiniz
+Bakkala gidiyoduk da aylık paranız bitti tekrar almaya geldik
• Öff tamam gelin içeri
-içeri girmiycez 1 haftaya yola çıkıyoruz senin ailen izin verdi mi?
• Verdiler. Ama ben gelmiyorum.
+Neden??
• Bilmiyomuş gibi davranma. Dün bana mesaj atmadın mı gelmeni istemiyorum diye?
Belli olmuştu nedeni.
+Hayır ben atmadım o mesajı.
-Hasgibtirlan kim attı o zaman 3 harfliler mi
+Hayır. 8 harfliler.
Içeri girip dün akşam olanları anlattım leia'ya ve o da kimin attığını anladı. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu? Önce catlyn sonra da leia. Bu kızın hemcinslerine karşı bir garezi mi vardıki? Hatta Leia ona en çok yardım eden kızdı türkiye'ye adım attığından beri. Bunu sonradan anlıyacaktım zaten.
Eve gidince Juliette ile hiç konuşmadım zaten. Taki bana gelip ne olduğunu sorana kadar. Bende ona Leia'nın geleceği haberini verdim. Orada çıldırdığını hissedyordum zaten. Neyse buraları geçelim. Uçağa bineceğim güne kadar aramızda soğuk savaş vardı.(Ailelerle vedalaşma faslını geçiyorum sizi ilgilendirmiyo taka sarıyo sonra) Uçağa bindiğimizde yan yana oturduk ve o soğuk savaş benim çavuşun hareketlenmesi ile sıcak savaşa dönüşmüştü. Amk elini tutmamak için kendimi zor tutuyordum ama çavuş bana emri verince tuttum elini tabii. Ümit ve Leia tam önümüzde oturuyorlardı uçakta. Ben elini tuttuğumda ise sanki Ümit duymuş gibi kafasını çevirdi cam tarafından bana bakmaya başladı. Bi cavuşluktan orgeneralliğe atlamış olan askere bi de elimie bakıyodu. Sonra önüne dönüp sesli şekilde anırdı. Amk pekekenti deyip kendimi kolutğa yaslayıp şöyle fısıldadım:
+Ne var lan ne bakıyon dalyannan
-Ne biliyim üçüncü bacağın büyümeye başlamış uçakta da zütürürsen kızı skype'ı kapamayıp dalabilirim bende deyip yine kahkaha attı bin.
+(Kafasına vurduktan sonra) Ulan sus yoksa zütüne demi-...
diyecekkten leia ve Juliette'in bizi izlediğini gördüm. Muhtemelen bütün sıra izliyodu bizi.
+Canım kardeşim biraz daha sessiz olurmusun lüften diye saçlarıını okşayıp yerime oturdum. Juliette otururken fark etmiş olacakki bana bakıp gülümsedi. Bende tekrardan gülümseyip o andaki hormonlarla öptüm onu. öyle 4-5 saniye öpüştüken sonra yanda oturan 13-14 yaşındaki pekekentin Juliette'i kestiğini gördüm. Yanında bide annesi vardı. Sinirlenip Juliette'le yer değişltirme teşebbüsünde bulunacaktım ama kendimi onun yerine koyup vaz geçtim. Bu sahneden bile 4 haftalık 31 malzemesi çıkacaktı çocuğa. Bende onun yerine uçağın küçük bagaj bölümünden birşey alırmış gibi yapıp orgenerali Juliette'in gözüne gözüne soktum. Kız resmen dudaklarını ısırmaya başlamıştı. Yerime oturduğumda kulağıma uçakta olmaz yani dedi. Bende kafa sallayıp orgenerali içeri attırdım. Herneyse beyler yine Münih'te inip uçak değiştirdikten sonra Montreal uçağına binip 10 saat içinde indik. Uçakta Ümit genç bi hostese yazıp bi tokat yemişti. Ben tabii gülmeye başladım uçakta. Yanağı kıpkırmızı olmuştu zaten. Kanada'ya indiğimizde gece olmaya başlamıştı. Özlemiştim burayı. Leia ve Ümit'e dönüp Ingilizce hoşgeldiniz dedikten sonra yüzlerde gülümseme ile evin adresini telefonuma yazıp ardından taksiye atladık. 30-45 dakika süren yolculuğun ardından evimize varmıştık. Apartman dairesiydi. 5. kat 12 numara. Yukarıy aasansör ile çıktıktan sonra evin ne kadar güzel bi yerde olduğunu fark ettim. Hemen evin içini gezdikten sonra gayet güzel ve büyük bir ev olduğuna kanaat getirdim ve aynı bodrum'da olduğu gibi herkesi odalara yerleştirdim sonra da Juliette'e o gün olan olaydan sonra ilk defa iyi geceler deyip yatağıma yattım. Lakin sabah saat 3 gibi yine evden sesler geliyodu. ulan ilk günden hırsız mı girdi acep deyip ardından yazın bodrumda okuduğum yazıyı okudum. Montreal'de suç oranı Disneyland'takinden daha düşüktü. Noluyo diye bakmaya gittiğimde leia'yı banyoda kusarken yakaladım. Noldu falan derken benim ilk kanada'ya geldiğim gibi Jetlag olabileceği aklıma geldi. Ardından soru sordum şu varmı şu varmı diye o da hepsi var deyince zaten yanımda olan haplardan bitane verdim ve yatmay agitti. Bende sabah 4 olduğunu fark ettiğim için televizyonu açıp bişeyler izleyim dedim. 15 dakika sonra arkamı döndüğümde Juliette'i gördüm
-Uçakta başlayamadığımız işi bitirelim mi?
Ben hiç düşünmeden yorgunluğu falan unutup televizyonu kapattıktan sonra kızı kapıp odaya geçtim. Kapıyı kapatacakken Ümit'i gödüm. yine bana bin bakışını atıyodu. Bende çattık amk deyip kapattım kapıyı ve başladık öpüşmeye. Bu sefer zaten yatak Juliette'inkinden daha küçüktü. Yani yapıtığım işi rahatça yapamıyordum ama bir şekilde yaptım. Ama bu sefer o kadar zevk alamadığımı fark edip daha sert girmeye başladım. Sonunda artık zevk alıyodum ama ev inliyordu. Bende işimi hızlı bitirip Juliette kolarımda uykuya daldım. -
43.
+12 gün sonra zaten Juliette söz verdiği gibi ziyaretimize geldi. Biz de geçen gün Ümiti Michael'le tanıştırmıştım birbirlerini sevmişlerdi. Cumartesi günüydü Julette'in geldiği gün. 2 gün kalmıştı okulun açılmasına heralde. Biz de Ümit ben Leia dışarı okul eşyalarımızı almaya gittik. Ama şunu fark etmiştik ki, paraya ihtiyacımız olacaktı bir evi geçindirmek için. Zaten kirayı anne-babalarımız veriyordu, elektrik, su dahil olarak. Biz de onlara daha fazla yük olamamak için iş arayışına çıktık en azından haftada 2 gün. UdeM'in yanındaki bir kafede iş buldukta zaten. Garson'a ihtiyaçları olduklarını söyleyen bir afiş sayesinde oraya gittik va 17 yaşında olduğumuzu söyleyince adam haftada 15-20 saat kadar çalışabileceğimizi söyledi. Biz de tüm işleri halletmenin mutluluğu ile Juliette'i da alıp geçen gün kaçtığımız Mont Royal'e çıktık. Orada bu sefer yürüdük. ve eve geldik. Beyler o hafta sonu bunları yapmıştık, pek bir olay olmadı zaten. Artık üniversiteli gibi yaşamaya başlamıştık, evi kendimiz geçindiriyoduk, part-time işimiz vardı gibi. Herneyse direk okulun açılışına geçiyorum. Ümit ES(ekonomi) seçmişti bölüm olarak Leia ise benim gibi S okuyodu. yani spor gibi dersler dışında Ümit ile dersim olmayacaktı ama Leia hep benimle olacaktı. Okulda da yan yana oturmuştuk ve Catlyn yine bana pis pis bakıyodu. Leia da bundan rahatsız olmuş olacak ki bana dönüp bu kız kim dedi ve benim açıklamamdan sonra o da düşünceli bi şekilde önüne döndü. Ben o hafta boyunca Juliette'in bana Türkiye'de olduğundan daha iyi davranmaya başladığını ve Leia'nın da Catlyn'le daha yakın olmaya başladığını fark ettim. Bu işte bi bit yeniği vardı ki bunu ilerki bölümlerde göreceğiz.
-
44.
+1Devam panpa
-
45.
+1Leia başını eğmişti ve bize bakamıyordu bile. Ümit zaten o hareketimi gördükten sonra direk koşmuştu kapıya.Tümünü Göster
-Merhaba, arkadaşınızı alkol almaya kalkışırken yakaladık. Daha yaşı 16 olduğundan ve ebeveynleri burada olmadıklarından evinizi tarif etti. Bir daha olmamak koşulu ile bir uyarı ile size bırakıyoruz.
+Teşekkürler bayım, onun adına da sizden özür diliyoruz.
Deyip kapıyı kapattım ve bağırmaya başladım:
+Sen ne yaptığını sanıyorsun? Zaten küçüksün ve bu yaşında alkol içmeye mi başladın? Seni bize emanet ettiler. Buradan ayrılmak istiyorsan söyle, annenlerle konuşup kaydını türkiyedeki okula adırırlar. Bunu mu istiyorsun ha??
Devam edecekken ağladığını gördüm ve hemen Ümit'e su getirmesini söyledim ve içeri oturttum onu.
+Neden ayrıldın yanımdan? Neden böyle hareketler yapıyorsun? Biz sana ne yaptık bu tepkini haketmek için? Görevimiz sana abilik yap-..
-Ne abiliği ya? Ben sana o kadar söyledim senden hoşlandığımı sen hala burda mısın? Sen ne kadar düşüncesiz, aşağılık bir bir insansın ha?
Deyip odasına kapandı.
Hemen arkasından gittim Ümit de takip etmek istedi ama ben gelmemesini söyledim ve girdim odasına. Ağlıyordu. Beyler o anda neden her şeyin Montreal'de olması gerektiğini düşündüm. Leia ile 3 senedir çok iyi arkadaştık. Aramızda asla öyle bir şey olmamıştı ama şimdi? Ağlıyordu. Bu şoku anıyor musunuz? Herneyse, hikayeye devam ediyorum. Yanına oturup konuştum:
+Leia, böyle şeyler ne söyle ne de yap. Biz seninle çok iyi arkadaşız (ağzını açtı ama elimi ağzına zütürüp susmasını sağladım) ve öyle de kalmalıyız. Ayrıca sen benden 2 yaş daha küçüksün, lisede bu iyi bir şekilde gözükmez. Bana istediğin kadar kız ama aramızda bir şey olamaz. sınıfta michael gibi çok iyi çocuklar da var. Eğer istersen onunla seni tanıştırabilirim.
-Rammman, birisine aşık olmak ne demek sen de iyi biliyorsun. Ben sana aşığım. Hep de böyle kalacak. etrafımdakiler umurumda değil. Sadece seni sevidğimi bil ve bir daha bana böyle şeyler söyleme. Ben seni ne bir abi ne de bir arkadaş gibi görüyorum. Şimdi, odamdan çıkar mısın?
O gece yatağımda dönüp durdum. Leia'nın alışacağını düşünüyordum. Bu nedenle çok üstünde durmama kanaatine vardım ve uykuya daldım. Sabah 5.30 da alarmın çalışı ile uyandım ve saat 6 daa okula gitmeye hazırdım. Her gün böyle geçiyordu. 5.30 kalkış 6 kahvaltı 7 çıkış. Okulda Leia'nın yanında oturuyordum zaten ama bunun değişip değişmeyeceğini bilmiyordum o sabah. Leia ise sabahtan beri çok iyi davranıyordu bana. Akşam o kadar kötü davranan bir işimdi nasıl bu kadar neşeli ve iyi davranabilirdi ki? Hatta, o sabah derslerde benim yanıma oturmuştu ve konuşabileceği zaman konuşmuştu. Çok garip geliyordu bu davranışları. Öğle arasında Ümit ile yemek yadikten sonra okula tekrar girdiğimizde, Leia derste yanıma oturmadı ve kalan tüm gün boyunca bak pis pis baktı. Her ders çıkışında ne olduğunu sormama rağmen, her seferinde ise bana bir şey olmadığını söyleyip uzaklaşıyordu. Ben de bunları gördükçe daha da bir şaşırıp sonraki derse koşturuyordum. Son dersin sonunda Catyln yanıma oturduğunda Leia'nın bakışlarını üzerimde hisettim.
-Ramman okul çıkışı buluşalım mı?
+Neden ki?
-Hani şu evde konuşamadığımız konu var ya..
+Ha.. Tabiiki çok sevinirim.
-Rammman(gözümün dibinde el sallayıp çenemi yukarıya kaldırdıktan sonra), burdayım ben.
+(bin gülüşü ile) Ha evet özür dilerim sadece çok güzel giyindiğini söyleyecektim.
-Öyle mi? Bu iltifatlarını okuldan sonrası için kullanırsın canım.
başlık yok! burası bom boş!