Rezzzzzz

Rezerved

Rezervasyon

Rez rez

Rez ulan fena sardı

Reserved

--spoiler--
1 saate devam edeceğim
--spoiler--

Ulan manitan var at ağızlı niye gittin

Hadi la 1 saat oldu

tema; https://www.youtube.com/watch?v=J1H2_VTGtk0

her şeyimi kaybetmiş gibi hissediyordum, ecem'den kurtulmuştum ama eylül 'bitti' demişti.
ne yapacağımı bilemez halde mekandan kalktım, güneş tam tepede bulutların arasından umut aşılıyordu, bir kedi çöpü karıştırıyor, patenli ufaklıklar kaldırımlarda salınıyordu,
hayat devam ediyordu...

oğuzhan aradı o arada.açmadım, hiç o'nun enteresan hallerini çekemezdim.
14. arayışında küfür ederek açtım artık.

+ne var dıbına koyim ne var lan (lan kısmını bağırdım millet döndü baktı)
-hacı benim dolapta bir tane bomonti vardı onu sen mi içtin.
+ben içtim dıbına koyim sana kalmasın diye, ne kadar stoğun varsa gibip atacağım (haberim bile yoktu o biradan sinirden içtim dedim)

yüzüme kapattı herif, sülalesine sövsen o kadar içerlemezdi...

eylül'ü aradım iki kez meşgule attı, mesaj attım cevap vermedi, o zamanlar whatsapp yaygın değil böyle, son görülme falan da hak getire.
bir daha aradım engellemiş...

kafayı kırmak üzereydim, basıp geldim kadıköy rıhtıma.

tema https://youtu.be/oV5OGh8D-ok?t=62

serseri mayın gibi dolanıyorum, bir tane sarap aldım elde içe içe gidiyorum.
polis çevirdi...

polis; afiyet olsun.
ben; saolasın.
polis; kamuya açık alanda böyle içilmez.
ben; peki ben kamuya açık değilsem...
polis; artistlik yapma... kayalıklarda içsen neyse, burası halkın ortası.
ben; ya tamam abi, napalım sen söyle.
polis; normalde uyarıp şarabı çöpe attırıp bırakacaktım.
ben; ama kıl oldun merkeze alacaksın.
polis; aynen... yürü.

gibeyim şansımı, aldı beni.

çok kalmadım, 1-2 saat sonra saldılar...
para da suyunu çekiyordu, selim'i aradım (salondan arkadaş)
dedim bu dövüşler nerede oluyor... anlattı...
'olm bak normal kurallı müsabaka değil mi, tak yoluna gitmeyelim' diye üsteledim,
müsabakaysa sorun yok da, kan sporu gibi bir şeyse gerçekten canımı sokakta bulmadığımı hatırlayacaktım... ikna etti, kurallı hakemli müsabaka dedi.
buluşup detayları konuştuk, bana adresi vermedi, biz arabayla gelip alacağız dedi.
o bir kaç gün evde ve salonda takıldım...
sonra telefon geldi, hazırlandım akşam 8 gibi gelip aldılar...

ben; gözümü falan da bağlayacak mısınız adrese giderken (gülerek binliğine)
zafer abi; yok be abicim, normal müsabaka sadece kaçak... normalde illegal değil, olmaması lazım... illa federasyona mı bağlı olmak lazım? abicim federasyon en büyük mafya...

bir şey demedim... mekana gittik, yol 1 saat kadar sürdü, kocaeli sınırlarında bir depo...
bir yandan selim'e bakıyorum, insan tanıdık bir yüz arıyor...
olm rakip kim gelecek lan dedim?
abi saçmalama, sen hala film kafasındasın, öyle bir şey yok, giblet var, kilona göre biri gelecek merak etme... ben verdim kilonu boyunu...

Adami sukulamadan gecmeyin beyler ayip olur (181)

ufak paravandan bir soyunma bölümü yapmışlar, eldivenleri şortları giydik,
döndüm selim'e,

ben; kasklar nerede?
selim; kask yok?
ben; nasıl yok? hani kurallıydı lan
selim; kaskın olmaması kuralsız anldıbına gelmiyor...
ben; selim seninle işim burada bitti, bu ilk ve son maçım...
selim; abartıyorsun dostum... buna sinirden çarparak çıktım...

karşımda benim kilomda boyumda biri vardı, 20 30 kadar da bir izleyen vardı sandalyede.
belli paralı tipler, ring kurmuşlar diyeceğim de kuramamışlar, minderler var etrafına ip çekmişler bel hizasında...

o arada selim'e döndüm son bir baktım, elinde para vardı, senin payın burada dostum yenersen 500 daha dedi... o biraz moral oldu açıkcası, 1000 tl büyük para değil ama parasız adam için ilaç...

bilenler vardır, hala yapılır bu kaçak dövüşler, polis ne taka yarıyor diyeceksiniz,
beyler inanın bana bu ülkede illegal olan her şeye polis izin veriyor, polsiin haberi olmadan kuş uçmaz, neyse hukuki olarak sıkıntıya girecek detaylara geçmeyeyim...

devam edeceğim sigaradan sonra.

Rezerve

Rezzzzzz

https://www.youtube.com/watch?v=KB9K0zGfCr8

karşımda çocuk, yumrukları birbirmizin yumruklarına vurup başarılar anldıbına gelen hareketi yaptık 2'şer metre açıldık işaret geldi ve başladık.

dövüşle ilgilenen bilir önce saldırılmaz, birisi maç başladığı an saldırıyorsa ya yuri boyka kadar iyidir ya da aptaldır, önce birbirnizi tartarsınız aynen öyle oldu.
çocuk önce üstüme doğru bir middle round house kick çıkardı dairesel tekme, dış kolla geri attım... ben de low round house kick çıkardım diz kapağına doğru... vurdum ama tam oturmadı... bir süre daha sağlam olmayan vuruşlarla birbirmizi tarttık...

sonra daha hareketli şekilde yaklaşıp bir backfist
çaktım, dış el yumruk... sarsıldı bayağı, köşeye alıp sağlı soldu çalıştım, kurtuldu o beni köşeye attı, tarttık birbirimizi ikimiz de aynı seviyeyiz dolayısıyla kimse korkmuyor artık,

derken bir an boş bulundum, bana sağlam bir uppercut punch'ı çıkardı yerdeyim...
kamyon çarpmış gibi oldum, bir uğultu da duydum o an, darbenin sağlamlığına ithafendi...
aslında kalksam kalkardım ama 500 tl için değmez dedim... kalkmadım... (kask da yok, burnumun kırılmasını göze alamıyorum)

çocuk kazandı...
selim'den parayı aldım... soyunma odasına gidip telefonu kontrol ettim, ecem mesaj atmıştı...

aradım yine ecem'i...

ecem; bağırıp çağıracaksın di mi?
ben; hayır hiç de değil, nasılsın ( o benim hayatımı gibti ben neden yapmıyorum ki)
ecem; sen de bir haller var...
ben; sen masadan kalkıp gittin, intikdıbını aldın değil mi?
ecem; evet.
ben; işte o yüzden artık eşitiz, ben seni önemsemedim sen de ilişkimi bitirdin?
ecem; öyle oldu tabii, yani alan, yani?
ben; senden uzak duramadığım için geldim oraya biliyorsun.
ecem; biliyorum.
ben; 1 saate kadar geliyorum, taşınmadınız değil mi?
ecem; hayır gel inerim...

Rezerve

selim'in müsabakası yoktu, oradaki arabaların biriyle beni merkezi bir yere salladı oradan da taksiyle oğuzhan'a geçtim, yanımda 950 tl küsür parayla beraber...
üstümü değiştim, motoru aldım çıktım ecemlerin sitesinin önüne gittim.

ben; hazırlanmışsın.
ecem; yüzüne ne oldu? çenen şişmiş biraz.
ben; dişim ağrıyordu, çeneme vurmuş.
ecem; dudağının patlaklığı hakkında ne diyeceksin (gülümsedi) neyse sormuyorum.
ben; peki.
ecem; ergenler gibi parkta oturmayacağız heralde.

ben; hayır nereden çıkardın, hadi güzel bir mekan biliyorum...