üniversite aşkımı anlatıyorum beyler toplan

evet beyler dinlemek isteyenler için gece saat 00:30'da başlayacağım. bir arkadaşıma facebook sohbetten uzun bir kızmını anlattığım için elimde hikayenin büyük bir kısmı mevcut.

caps isteyenler olacaktır, kıza bakıp elinizi gibinize zütürmemeniz için caps yok.

edit: kararımı değiştirdim caps olacak ama hikayenin sonunda. aslında birlikte olan capslerimizi vermek isterdim ama malasef onları sildim bilgisayarımdan.

bunun dışında her türlü soruya da bu başlık altından cevap vereceğim, herkese iyi sabahlar. ben yatıyorum artık.

evet beyler bugün olimpiyatları izleyecek moral seviyesinde olmadığım için hikayenin kahramanları ile başlıyorum. benim ismime gerek yok, aşık olduğum kızın ismine de betül diyelim. hikaye boyunca tüm tarihler doğru olarak, hatırladığım kadarıyla saatleri ile birlikte verilecektir. 2009 yılında yapılan öss sonucu ile van 100.yıl üniversitesi(üni.yi attım) bilgisayar öğretmenliği(böte)(bölümüm doğru binler) bölümünü kazandığımı belirterek başlıyorum.

Tüm hikayemiz 2010-2011 tarihlerinde Van'da gerçekleşiyor beyler.

dineleyip dinlememeniz gibimde değil, sadece incide bir hayat hikayesi de benim olsun istedim.

2009-2010 senesinde Van'a ilk gittiğimde sıradan bir çevrem vardı, tabi ilk yurtta başlamıştık üniversiteye ama daha sonra 3 arkadaş eve çıktık. Bu arada çevremde genel olarak bizim bölümden. Biraz maldım açıkçası üniversiteye başladığımda. Yıl sonuna doğru bizim gruptaki kızlar saçma konuşmalarıyla beni iyice soğuttu amk. gruptan. Belki benim biraz gözüm açıldı, hayatta tek başıma yaşamayı öğrenmiştim çünkü en azından, belki de gerçekten daha da mallaştılar. Her neyse 1.sınıfın sonunda üniversitede aynı grupta takıldığım ev arkadaşıma ve kankama
-"beyler yanınızda o kızlar olduğu sürece ben bundan sonra yanınıza gelmeyeceğim"
+"nereye gideceksin peki"
-"bilmiyorum, belki arkadaşsız kalacağım, belki yeni diğer bölümlerden arkadaşlar edineceğim, belki de sınıfa yatay geçiş yapacak kişilerle takılacağım"
+"peki sen bilirsin o zaman"
bu arada o mal dediğim kızlardan biri kankamın sevgilisiydi.

Beyler o yaz bir işe girdim. Aranızda mutlaka bilenleriniz vardır. HayatıDoldur Gençlik kulübü var. Bu gençlik Efes Pilsen'e bağlı ve farklı, eğlenceleri etkinlikler yapar. Ben bu kulübün marka elçiliğini aldım. Bizim yaptığımız en büyük etkinlikler kulübe üye olan üniversite öğrencilerini tamamen ücretsiz istanbul'a Efes Pilsen takımının euroleague maçlarına zütürmekti. Okul açıldığında hemen çalışmalara başladım tabi. Stand açtık, üye formu hazırladık. vs.

Bu arada sınıfımıza 2 kişi yatay geçiş yaptı,4-5 kişi de DGS ile geldi. Benim yeni potansiyel arkadaşlarımdı sınıftan o 6-7 kişi. Ben bu 6-7 arkadaşa da kulübü tanıttım ve üye formu verdim. Sadece şakirt elemanın biri üye oldu yeni potansiyel arkadaşlarımdan. Sorun etmedim, iş başka, arkadaşlık başka olur dedim. Bu arada beyler zamanla beni fakültede tanımayan kalmadı biliyor musunuz. Ücretsiz istanbul'a gidiş geliş, Efes Pilsen euroleague maç bileti deyince millet atlıyordu üzerime nerdeyse. Bu iş sayesinde çok hatun kaldırdım ilk zamanlarda okulda.

Bu arada söylemeyi unuttum Betül'de yatay geçiş yapan kişilerden biriydi sınıfa.

Sadece tanıştım ve isimlerini öğrendim bu yeni gelen arkadaşların, kampüste bu gençlik kulübünü tanıtmaktan boş vaktim yoktu o sıralar. Böyle geçti güz dönemi üniversitede. Güz döneminin sonuna doğru Hande diye bir kızla çıkmaya başladım beyler. Kız ortalama güzellikte ve mal bir kızdı,ama sevgili olmadan vermiyordu. Bende öylesine takıldım hatunla. Böyle bitti dönem beyler.

Hikayedeki tüm gelişmeler 2010-2011 eğitim yılı bahar ve yaz, 2011-2012 eğitim öğretim yılında ise güz döneminde yaşanıyor.

Van'da üniversitenin bahar dönemi 14 şubat 2011 tarihinde başlıyordu. Ben 17 Şubat'taki Beşiktaş-D.kiev ve 20 Şubat'taki Beşiktaş-Fenerbahçe maçlarını izlemeye mabedimize gidecektim. Bunun için Hande'ye ben 12 Şubat'ta Van'a geliyorum, sende erken gelirsen biraz takılabiliriz, ben Burak diye bir arkadaşımla bu 2 maç için plan yaptım. 14 şubat günü akşam saat 8:45te gidiyoruz Van'dan. Bir kaç günde takılacağız istanbul'da. Gezeceğiz istersen sende gel istanbul'a dedim. Kız Galatasaraylıydı beyler gelmedi o yüzden maça falan. Neyse bu tamam diye mesaj attı. 14 şubat sözde erken gelecekti.

14 şubat günü ben erken uyandım, Hande gelecek akşama kadar birlikte takılacağız havalarındayım. Kız otogara saat 7'de indi amk. Neyse takılamayız ben en azından daha önceden söyledim gideceğimi dedim. Bunun valizi aldım otogardan kyk yurduna kadar getirdim,

-"5 dakika bekle, hazırlanıp geliyorum" dedi.
+"Hiç gelme bence benim yarım saat sonra otobüsüm var, gideceğim" dedim.
-"Nereye gideceksin?" (ulan haberi yoktu gideceğimden)

Üzerimde Beşiktaş forması vardı ama malum şubat ayı olduğu için mont vardı üzerimde o yüzden görünmüyordu forma. Hiç sesimi çıkarmadım o andan sonra. Sadece montumun önünü açtım, formayı gösterdim sadece.
-"maça mı gidiyorsun yine?" dedi. (ulan gerçekten haberi yok kızın)
+"... "
-"Oraya gidersen bir daha beni bulamazsın."
+"Güle güle"

Bir daha kız yüzüme bile bakmadı beyler.

beyler biraz ara veriyorum gece devam edeceğim. dikkat edin kendinize.

evet beyler geldim, biraz geç kaldım ama film biraz geç bitti. tekrar yazmaya başlıyorum.

evet panpalar 14 şubat günü Hande'den ayrıldıktan sonra can dostum Beşiktaş kardeşliğim Burak ile buluştuk hemen ve tren garına doğru yola çıktık. Yürüyerek gidiyorduk. Yolda yürümeye devam ederken acıkacağımızı düşünüp paket bir şeyler yaptıralım dedik ve hemen yanımızda mcdonalds olduğu için oraya girdik üzerimizde Beşiktaş formalarıyla. Mcdonalds'a girdikten sonra kasada görevli yoktu. Beklemeye başladık kasanın önünde. Çalışanlar yerleri siliyordu ve kimse bizi dikkate almadı, sanki kapanmış gibi bir hava vardı ama gece 12'ye kadar açık olduğunu biliyordum Mcdonalds'ın. Ve biz trenimize geç kalma telaşı yaşarken onlar orada bizi 10 dakika bekletti. Açıkçası bizde mal gibi bekledik. Daha sonra siparişi verdik ve çok çabuk bir şekilde paketlerimiz alıp tren garına koşmaya başladık. Yolda yürürken Burak bana;
+"kanka istersen şikayet edebilirsin, mcdonalds bu tarz olaylara çok dikkat eder" dedi.
-"tamam kanka,bu olayın peşini bırakmayacağım" dedim.

ve tren garına vardık sağ salim bir şekilde ama tren harekete başlamıştı,son saniyede bindik o trene. Az daha kaçırıyorduk anlayacağınız mcdonlads yüzünden.

17 şubat Beşiktaş 1-4 D.Kiev, 20 şubat beşiktaş 2-4 fenerbahçe
maçlarını izledikten sonra döndük Van'a. Döndüğümde evime girdiğimde ilk işim mcdonalds'ın sitesine girip orada bir şikayet yazıp adamlara göndermekti. Hiç bir kimlik bilgimi yazmadım, sadece e-posta kısmı zorunluydu. e-posta yazdım, mesaja da şöyle yazdım.

"Türkiyenin bir çok şehrine gittim. Her gittiğim şehirde ilk tercihim hep mcdonalds'tan yana oluyor çünkü çok hızlısınız ancak artık Van'da ilk tercihim mcdonalds değil çünkü sayenizde trenime geç kalıyordum. son saniyede yetiştim ve tren garına kadar koşmak zorunda kaldım her şey için teşekkür ederim" yazdım

Ertesi gün bir mail geldi.
"Merhabalar ... Bey. Eğer telefon numaranızı verirseniz sinizle daha rahat iletişime geçebiliriz."

"Tabi buyrun. 05XXXXXXXXX"

Telefonum çaldığında dersteydim beyler, hocadan izin alıp çıktım dışarı. Arayan Mcdonalds Doğu Anadolu bölge müdürü.
"... Bey k.bakmayın sanırım biraz sorun olmuş, biraz aydınlatabilir misiniz bizi olayın nasıl geliştiği hakkında"

Az önce anlattıklarımı anlattım beyler, yaklaşık 10 dakika beklediğimizi vs.

"Anladım tekrar özür diliyoruz. Sizden özür diliyoruz ve eğer kabul ederseniz sizi bir gün restoranımızda misafir etmek istiyoruz."

"tabi, neden olmasın. Ancak kız arkadaşımla birlikte gelmemin bir sorunu olur mu acaba?"

"Her zaman bekleriz ... Bey, yalnız ne zaman gelebilirsiniz? duruma göre restorant müdürümüze haber vermem gerekiyor sizi ağırlaması için."

"Bir dakika bekleteceğim... 23 şubat günü saat 15:45 civarında gelebiliriz, uygun mu acaba?"

"tabi ki bekliyoruz, görüşmek üzere"

Evet beyler bu telefon konuşmasından sonra hemen Hande'yi aradım, bir barışma ümidiyle. Aldığım cevap s.git yüzünü şeytan görsün,bir daha beni arama oldu.

Daha sonra adama kız arkadaşımla geleceğim diye fakülteden numarası olan bir çok kızı aradım. Alayının dersi vardı, olmayanlarında işleri vardı amk. Yalnız gitmek istemiyordum çünkü adamlar beni sevgilim Hande ile bekliyordu. 22 şubat gecesi saat 1 gibi çaresiz bir şekilde msn'e girdim. Ne facebook,ne twitter ne telefon hiç birinden fayda yoktu. Msn'de Betül'ü gördüm. Son çarem Betül'dü o an için. O zamana kadar Betül'le sadece merhaba merhaba muhabbetimiz vardı. Ve yazdım Betül'e.

Merhaba vs. nbr şu bu dedikten sonra Betül başımda küçük bir bela gibi bir şey var dedim ve anlattım durumu. En sonunda yarın benimle gelip sevgilim rolü yapar mısın dedim. Beyler sabah 5'e kadar gülerim şöyle böyle yaptı. ikna ettiğimde sabah beşti saat ve ilk defa muhabbetimiz merhaba merhabayı geçmişti.

Saat sekizde dersimiz vardı. Ben ikna ettikten sonra yattım iki saat uyudum beyler. o ise uyumamış. okula gelene kadar gayet güzel süslenmiş. onu hayatım boyunca en güzel gördüğüm gündü 23 şubat 2011 günü.

sabah sekizde derste buluştuk,ilk defa birlikte oturmuştuk o gün. sanki aylardır tanışıyormuşuz gibi. sekiz saat önce sadece merhaba merhaba olan bir muhabbetimiz vardı oysa. Dersimiz saat üçte bitti panpalar.

@26 panpa şu an çok yorgunum. biraz yavaş ilerleyebilirim. ama elimden geldiğince gece gündüz yazacağım.

@28 sağol panpa, yazar olacağım zaten. burada yazdıklarım günlük halinde var elimde, bir gün olacak bu yazdıklarımı basacağım kitap şeklinde.

Evet beyler dersimiz bittikten sonra hemen otobüs durağına gittik. Bu arada bende gün için gayet şık giyinmiştim. Çünkü mcdonalds müdürlerinden biriyle tanışacaktık, sonuçta parası olan bir adam. Belki mezun olduktan sonra açıkta kalırsam bir şekilde mcdonlads'tan iş kapatabilirim gibi bir şeyler düşünmüştüm. Gelen ilk otobüsle hemen mcdonalds'ın olduğu yere gittik. Hiç unutmuyorum beylero gün Van'da yılın son karı yağıyordu.

Mcdonalds'ın önüne geldiğimizde kapının hemen yanında duran gayet şık giyimli bir adam gördüm ve kapının önünde lamborghini gördüm. Betül'e dönüp
-"Betül ya bu arabanın sahibiyle,ya da şu içerideki şık giyimli adamla tanışacağız dedim ve unutma sevgilimsin" dedim.

Bunları söylememle birlikte kız koluma girdi beyler ve içeri girdik biraz da üşümüştük. içeri girdiğimizde kasanın önünde 4 kişi sıra vardı beyler kasanın önünde ve ben hemen sıraya girdim. Betül beni yandan dürtüp

+"madem vip misafiriz neden sıra bekliyorsun ki?"
-"çalışma hızlarına bakmak istedim, bakalım şikayetim işe yaramış mı" (hafif gülümsemeyle)
+"mantıklı" (güllerek)

sıra bize 40 saniyede geldi, şikayetimiz işe yaramış beyler.

Mcdonalds çalışanı sıra geldiğinde
+"buyrun hoşgeldiniz ne istersiniz?"
-"ben tarık bey'i görecektim"
+"... bey?"
-"evet benim."
+"1 dk bekleteceğim"
-"yine mi bekliyoruz ya" (gülerek)

ve o şık giyimli adam yanımıza doğru yürümeye başladı, bizde ona bir kaç adım attık ve elini uzattı adam bana.

+"Merhaba ... bey, tanıştığımıza memnun oldum"
-"bende memnun oldum, nasılsınız?"
+"teşekkür ederim siz?"
-"teşekkürler iyiyim bende,bu arada tanıştırayım kız arkadaşım Betül"

neyse işte tanıştılar.

+"Siz uygun bir yere geçin lütfen, ben hemen geliyorum yanınıza"

geçip bir yere oturduk beyler, o masa hala aklımda mk. hiç çıkmıyor ki. Van'a gitsem yine o masaya gidip yemek yerim.

Betül'le yan yana oturduk, müdür geldi karşımıza oturdu. o gün olaydan bahsettik biraz.

+"ne iş yapıyorsunuz? sanırım işiniz şehirlerası mesajınızda bir çok şehire gittiğinizi yazmışsınız"
-"öğrenciyim ben (betülle ikimizde gülüyoruz) sadece gezmeyi çok seviyoruz"
+"gezmek güzel, keşke bende üniversite okurken gezebilseydim,iş hayatına atılınca gezeerim diyordum ama olmuyormuş" (adam ben öğrenciyim deyince çok rahatladı beyer, muhtemelen iş adamı falan sanmış.)

+"peki, size ne ikram edelim size. aç mısınız?"
-"bugün dersimiz çoktu, öğle yemeği yiyemedik henüz (gülerek)"
+"peki ne istersiniz o zaman?"
-"hayatım ne istersin?"
-"... " (utandı mk)
-"peki o zaman ben double köfte burger istiyorum büyük boy olursa sevinirim, hayatım sen ne istersin"

mc chicken söyledi,iyi hatırlıyorum.

Beyler biz söyledik adam elemanını çağırıp oğlum siparişler bunlar git getir demedi ve siparişlerimizi kağıda yazıp gidip sıra bekledi ve elinde tepsilerle döndü. tepsileri önümüze bırakıp
+"ben az sonra tekrar döneceğim yanınıza"

Betül adam gittikten sonra bana dönüp
+"sen naptın bunlara, resmen tapıyorlar"
-"nazar etme ne olur, şikayet et seninde olur" (gülüyoruz)

beyler yemeğe başladık. Betül'e dönüp hayatımın en saçma cümlelerini kurdum.

-"Betül seni buraya çağırdığım için aklından bu çocuk bana yazıyor tarzında şeyler geçmesini istemiyorum, çünkü ben asla kendi sınıfımdan biriyle çıkmam, bu hatayı daha önce yaptım, sevgili iken sınıfta hiç arkadaşım kalmadı, ayrıldıktan sonra eski sevgilinle aynı sınıftasın. çok kötü bir duygu oluyor" dedim. dilimi eşşek arısı soksaydı da demeseydim bunları.
+"... " hiç bir şey söylemedi beyler.

yemeklerimizi yerken bir süre sonra konuşup tanışmaya başladık. Kızın yatay geçiş yaptığını söylemiştim. ifşa etmemek amacı ile izmir'den geçiş yaptı diyelim kız için. memleket neresi vs. derken konu konuyu açtı beyler. Biz saat 18:40'a kadar muhabbet ettik tanıştık Betül'le. Bu arada ben Betül'e bakarken arka tarafı da görebiliyorum. Müdür sürekli bize bakıyor, muhtemelen bölmek istemiyor konuşmamızı, arada çalışan elemanlar bir isteğiniz var mı diye yanımıza geliyorlar. Saat 18:40'ta müdür yanımıza geldi

+"... bey k.bakmayın ama benim 7'de toplantım var çıkmam gerekiyor, gideceğiniz bir yer varsa bırakabilirim, dediğimi yanlış anlamayın istediğiniz kadar oturabilirsiniz"

arkamı döndüğümde lamborghini'nin dörtlüler yanıyor beyler. Betül'e dönüp

-"hayatım biz fakülteye mi gidecektik?"
+"benimde 7de sporum var, unuttun mu yoksa"
-"aa evet, spor ne tarafta, oraya gidelim"
+"hemen yan taraf ama."

içimden küfretmeye başladım. müdür beye dönüp

-"biz de şimdi kalkıyoruz, buralardayız her şey için teşekkür ederiz"
+"ben teşekkür ederim, yine bekleriz"

sonra bizde kalktık beyler mcdonalds'tan.

beyler devamı yarın öğleden sonra olacak uyku problemim olmazsa. en kötü ihtimalle yarın 00:30'da yine başlıyorum yazmaya.