part 32

bizimkilerin yanına vardığımızda kendilerince bir oyun oynuyolardı. Ayselle Sadık baya baya iyi anlaşıyolardı. Resule göz kırptım sabada lazım der gibi. Omuz silkti. Zaten çok olmamıştı kızdan ayrılalı.

- Oo eğleniyosunuz baya

Aysel: sizde katılsanıza. Yeni oyun keşfettik.

Resul: bence okey alıp gelelim. Surda kiralıyorlar onu da.

Sibel: Ben aşkımlayım

Bende inanılmaz bir sırıtış. Sibelin bu çocuk tavrı çok mutlu ediyordu beni. Resul okeyi getirdi. Eşlesip oynadık. Sibel ekgib taşları çalmaya çalışırken acayip şirindi. içimdeki Esra köşeye sıkışmış etini pençeliyordu kalbimin.

part 33

Oyunumuz bittikten sonra mangal+ semaver yakıp yiyip içtikten sonra sohbet muhabbet devam etti akşam üstüne kadar. Çok geç olmadan gidip yurttan ayrılma işlemlerini yapmak istiyorduk. kalkıp toparlandık. Sadık ile Aysel daha samimiydiler şimdi. Bu piknik ise yaramıştı bir bakıma. Cöplerimizi filan toparlayıp attıktan sonra ayrıldık buradan. Otobüse binip kızların yurdunun olduğu yerde indik. Kızları bırakacaktık önce.

Aysel: herşey için çok teşekkürler

Sibel saçlarini geriye attı.

Sibel: evet. çok güzeldi. çok teşekkürler.

Sibel sarıldı çok kısa bana. Kulagima çok sessizce bir şey söyledi.

+ seninle sevişmekte güzel.

Giriş kapısından girdi kızlar. Bizde yurda doğru yürümeye koyulduk. Otobüsü beklesek gecikirdik. Yurda döndüğümüzde mesai daha bitmemişti. Memurların olduğu binaya gittik. Ayrılma isteğinde bulunduğumuzdan filan bahsettik gerekli işlemler yapılacaktı ama bugün yetişmeyebilir dedi oradaki memur. Sorun değildi bizim için. Ama ben bugün burada kalmak istemiyordum. Odamiza gittiğimizde valizlerimden birini hazirladım.

Resul: nereye gidiyorsun?

- burada kalmak istemiyorum artık. Eve gitmek istiyorum.

Resul: sıkıntı olmasin sonra? ya da neyse bende geliyorum. Sadigada söyleyeyim.

ikiside hazirlanip geldiler benimle. Çıktık yurttan evimize gidecektik. Otobüse bindik esyamız ağırdı. Binaya yakın bir yerde otobüs durağı vardı, indik. Dairenin olduğu kata çıktık asansörle. Kader abla da kapısını açıyordu. Belli o da yeni gelmişti evine. Yalnız yaşıyordu. bizi gördü.

Kader: vay gençler siz mi geldiniz? hoş geldiniz. benimde yardıma ihtiyacım vardı. Biriniz gelebilir mi?

Resul: tabi ben yardımcı olayım.

Beyler mobilden yazıyorum. Az mola. Sigara&nescafe. Biraz yorum yapın la. Eleştiri filan

geldim beyler. Bu gece 40. parta kadar söz veriyorum. Fazlası uykuma göre düşünülür. işin binliğini yapmıyorum yanlış anlamayın. Yarın mesai var.

part 34

Resul çantasına bana verip Kader ablanın yanına koştu.

Resul: Ne yapmam gerekiyor abla?

Kader: Burada değil, içerde.

Ben ve Sadık birbirimize bakıp gülüştük. Resulde oradan sırıtıyordu. Bunlar içeri girdiler. Bizde kendi evimize girdik. Bir yandan merak ediyorduk yan dairede neler dönüyordu diye.

Sadık: Resul kesin mala vuruyordur.

- Resulde o züt yok.

Biz odaları paylaştık. Resul gibinjn peşinden gittiği için biz kendimize güzel olan odaları seçtik kendimize. Zaten iki oda vardı evde. Diğeri de salondu ama ya oda gibi ya da salon gibi kullanabilirdik. Resul gelince haber verelim dedik. Sibel mesaj attı o esnada.

+ ' sevgilim naber?'

- ' iyi bebeğim. senden?'

+ ' moralim bozuk biraz.'

- ' hayırdır bebeğim, noldu?'

+ ' Esrayla tartıştık.'

- 'bekle.'

başka birşey yazmadım. Esrayı aradım hemen.

Esra: ne oldu?

- ne yaptığını sanıyorsun sen?

Esra: ne o sevgilin şikayet mi etti hemen?

- kızım ne hakla kıza bulaşıyorsun sen? senin yakın arkadaşın değil mi bu kız?

Esra: Seni bize tercih etti ama. Sende onu bana tercih ettin.

- gel demedim mi sana amk. coğrafyanı iklimime taşı demedim mi? Arada Sibel olduğu için böyle birşey olamaz demedin mi?

Esra: Seni istiyorum..

part 35

Esranın üzerine kapadım telefonu. Başka birşey demedim. Kendini kaybetmişti resmen. Aklım sibelde kalmıştı. Mesaj attım;

'bugün kendi evimize geçtik. gelip seni alayım mı?'

Kapı çaldı. Gelen Resuldü.

Sadık: oğlum naptınız bu kadar zaman?

Resul: Kanepe taşıdım amk. ne umutlarla gitmiştim. ama olacak bekleyin, görün. Kadın çok ateşli.

- ben sana demedim mi Sadık. Bu çocuk bir şey yapamaz diye.

Biraz eğlendik Resulle. Hevesi kursağında kalmıştı. Sibelden cevap geldi.

' birşey olmaz aşkım. sen sıkma canını.'

kapı bir daha çaldı. kapinin hemen arkasinda duruyorduk zaten. Akşam olmuştu çoktan. Kapiyi ben açtım. Gelen Kader ablaydı.

Kader: Ya perdeler de var aslında biriniz gelebilir misiniz?

Resul: geleyim abla

- dur Resul ben gideyim.

Ben ciktim dışarı. Kader ablayla içeri girdik. O çılgın geceliğinin altında memeleri çift başlı füze gibi duruyordu. kapı kapandı.

part 36

- ne yapmam gerekiyor abla

Kader: önce perdeleri takman gerekiyor.

- tamam abla. nerde perdeler?

Kader: salonda. şöyle sağdan ikinci kapı.

Salona doğru geçtik. Bir çamaşır sepetinin içinde bir iki perde duruyordu.

Kader: işte şunlar. şu sandalyenin üzerine çık ben tutarım seni.

Kader ablanın bu tavırları kudurtmaya yetmişti beni. sandalyenin üzerine çıktım. Perdenin birini uzattı bana. Bunu ortaya takmam gerekiyormuş. Bir yandan da bacaklarımdan tutuyordu dengem bozulmasın diye.

Kader: senin adın neydi?

- Manco

Kader: kusura bakma yaşlılık iste unuttum isimlerinizi. Demin gelen Resul diğeri de Sadık mıydı?

- Evet abla

Kader: bana abla demene gerek yok.

- tamam kader

Güldü. Benim dalga fena gaza gelmişti. az daha zorlasa pantolonu delecekti. Kader abla bunu farketmiş olacakki az daha sıktı bacaklarımı. Konuşurken yukardan donüp ona bakiyordum arada. Çatalı görünüyordu memelerin. Ağzımın suları akıyordu. Sanki bilerek açmıştı o kadar fahişe. Diğer perdeler de bitti. indim sandalyeden.

part 37

Kader: çok teşekkür ederim Manco.

- ne demek Kader abla. Yapabileceğimiz birşey olursa çagırabilirsin her zaman.

Kader: abla yok (güldü) tabi çagiririm

- ben cıkayım artık

Kader: tamam Manco teşekkürler tekrar

ilk günden çok fazla yavşamak istemedim kadına. Evinden çıktım. Kapisini kapadi. Holün camından baktim yağmur başlamıştı yine. içimde bir sıkılganlık. Eve gitmedim. Asansöre binip aşağı indim. Bir sigara yaktım Saçağın altında sigaramı içmeye başladim. Telefonu cikardim cebimden. Sibeli aradım. Sibel biraz ağlamaklıydı.

- bebeğim neyin var? ne oldu?

Sibel: Manco gel beni zütür.

part 38

- hemen geliyorum.

Kapadım telefonu. Koşmaya başladım. Durağa geldim ama otobüsün gelmesine daha çok vardı. Yağmur çok şiddetli değildi. hızli adımlarla yürümeye devam ettim. Yurt çok uzak sayılmazdı ama yinede içim içimi yiyordu. Acaba Sibele ne oldu? Başına birşey mi geldi? Esra huursu mu birşey yaptı acaba? Esrayı aradım.

Esra: yine ne var?

- Ne yaptın Sibele?

Esra: Hiçbir şey. Ne olsa benden bileceksin amk. Manco kendine gel. Sen bu kızı sevmiyorsun bile. Sırf benimle inatlaşmak için takılıyorsun kıza.

içimde hala büyük yer kaplıyor olsa da gittikçe tükeniyordu sanki Esra. Gittikçe yok oluyordu bende.

- hayır. aksine seviyorum.

Esra: hayır sevmiyorsun. Sen beni sevmiyorsun.

- ona zarar vermeye çalışma bir daha.

Kapattım telefonu. Yurdun önüne geldim koşarak. Sibel kapıdaydı. Hala giriş saatine vardı. Yaklaştıkça korkuyordum. Yaklaştıkça ürküyordum. Üzerine hırka almış picama ve terlikleriyle yağmurun altında beni bekliyordu. Boynuma sarıldı.

Sibel: sevgilim.

- bebeğim.

part 39

Hüngür hüngür ağlamaya başladı. Belimden iyice kavramış ve sanki tırnakları sırtıma geçmek üzereydi. Yüzünü ellerimin içine aldım.

- bebeğim ne oldu?

Sibel: gidelim mi?

- tamam güzelim. alacağın birşeyler varmı?

Sibel: birkaç eşya alayım. Hemen geliyorum.

ağlamaklı ayrıldı yanımdan. Merak ediyordum onu bu hale sokan şey neydi diye. Esra ne yapmıştı ona acaba? Yağmur çiseliyordu hala hafif hafif. Az sonra geldi Sibel. cantasini filan almıştı. Saçları ıslanmıştı biraz. Ben bir sigara daha yaktım.

- durağa geçelim hadi

Sibel: yürüsek aşkım?

- olur.

Ben elimi cebine koydum. Koluma girdi. Çantasını aldım elinden. diğer koluma taktım. Sigaramı yudumluyordum arada. Şuan bir kocaman boşluk vardı içimde. Diğer elinide koluma getirdi. Koluma sarıldı resmen.

- anlatmayacak misin bebeğim? ne oldu?

Sibel: Esrayla konuştuk biraz.

- ee

Sibel: Sen aslında onu seviyormuşsun.

part 40

- nerden uyduruyor bunu şimdi?

Sibel: inanmak istemedim ona.

Sigaram elimden düştü. Kaç yıllık arkadaşına inanmamıştı da benden duymak istemişti. Bunu duyunca bir yudum daha eksildi Esra zehiri içimden. Küfürler yagdirmaya başladım içimden Esraya.

- sana ne söylenir, neler duyarsın başka bilemem. hani sen bana sevdiğini söylerken yağmur yağıyordu. Ve sen aşkına, sevgine yağmuru, bulutları şahit tutmuştun. Bak simdi de yağmur var. Bu yağmur, bu akşam, bu karanlık, bulutlar ve tabiat şahit olsun ki her sabah yeniden doğan güneş gibi içimi aydınlatıyorsun. Ve ben içime doğan bu güneşimi seviyorum.

Daha sıkı sarıldı koluma. Daha derin dokunuyordu şimdi içime. Bir sigara daha yaktım. Yağmur azalmıştı. Sibelin ıslak saçları omzuma serpilmisti hafiften. Elimi cebimden cikarip omzuna sardım. O da bir eliyle belimi sararken diğer eliyle omzundan sarkan elimi tuttu. Bu arada telefon çaldı. Elini bıraktım Sibelin. Telefonu çıkardım cebimden. Arayan Esraydı.

4-5 kişi varsa 3-5 parti daha atabilirim?

part 41

- ne istiyor bu huur?

Sibel: istersen açma sevgilim.

- Allahından bulsun.

Telefona cevap vermedim. iyiki vermemişim. Belki cevap versem sacmalayacaktı yine. Hic gerek yoktu. Sibelle biz yürüye yürüye binaya vardık. Yanımda anahtar yoktu. Resulü aradım aşağı kapıyı açsın diye. Resul kapiyi açti içeri girdik. Asansöre binip yukari ciktik. Resul kapiyi açti.

Resul: abi nereye gittin sen?

- Sibelin canı sıkılmış yurtta, gezdik biraz. Yürüdük. Sonrada buraya gelmeye karar verdik.

Resul: iyi yapmışsınız. Hoş geldin Sibel.

Sibel: Hoş buldum. Teşekkürler.

Sadık odada uyuya kalmıştı. Piknik yorgunluğundan olsa gerek. Biz hemen benim odama geçtik. Sibel picamalari üzerinde gelmişti zaten.

- ben bi lavaboya gideyim.

Sibel: tamam bebeğim.

Lavaboya gidip geldim. Sibelin elinde benim telefonum vardı geldiğimde. Asıktı suratı.

Sibel: Esra mesaj attı.

part 42

bir de bu ekgibti diyorum içimden. Allah kahretsin.

- ne demiş.

Sibel birşey konuşmadı. Telefonu uzattı, aldım. Mesaj;

' seni istiyorum ve sende beni.'

Sadece bu kadar yazmıştı. Yüreğimin Esra yanına dönüp baktım. 3 yıllık platonik aşkıma. 3 yıldır ona biriktirdiklerime. Zamanı gelince onu karşıma alıp ona söyleceğim sözlere, iltifatlara baktım. Yüreğimin Esra yanına istesemde bir kalemle çizik atamazdım.

Sibel: onu mu seviyorsun?

- yolda söylediklerimi unuttun mu?

Sibel: Yağmuru şahit tuttun, şimdi yağmur yok durdu. Bulutları şahit gösterdin, dağıldı bulutlar gök açıldı. Akşamı şahit tuttun, vakit geçti gece oldu. Bir de sen şahitsin. Bari sen gitme sevgilim, bari sen bitme.

Sibel boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Saçlarını okşuyordum.

- Burdayım sevgilim, ben burdayım.

part 43

Ağlaması azaldı biraz daha Sibelin. Durdu hatta şimdi. Saçları ıslanmıştı. Kalkıp çantamdan havlumu çıkardım. Saçlarını kuruladım. Yüzünü, yanaklarını, çenesini sonra. Gülmeye başlamıştı.

- hiç batma güneşim. Hiçbirşey seni batırmaya yetmesin.

Sibel: tamam sevgilim.

- sen burada uyu. Ben salonda Sadıkla beraber uyurum.

Sibel: bebeğim rahatsız olacaksın benim yüzümden.

Güldüm. Öyle birşey olmayacak tabi. Hepimiz piknik yorgunuyduk. Baya gülmüş, eğlenmiş, yuvarlanmış, oyunlar oynamıştık. Sibeli odamda bıraktım. Picamalarimi alıp salona geçtim. Resul da Sadiğin kaptigi odaya geçmişti. Sadığın yattığı kanepenin karşısındaki kanepeye uzandım üzerimi değiştirip. Aklıma Esranın attığı mesaj geldi. Aklımda yine tilkiler dolaşıyordu. Bu kıza çektirmek istiyordum nedense. Mesaj yazdım.

' bende seni istiyorum.'

part 44

içerde sevdiğimi söylediğim kız. Telefonun diğer ucunda sevdiğimi artık söyleyemediğim kız. Hatta sevgimin azalarak nefrete dönüştüğü kız. Yurdun giriş saatinin bitmesine yaklaşık 1 saat vardı. Kalkıp gitsem gibsem şu kızı diye geçirdim içimden. dayanilmaz bir haz vardı içimde. Mesaja devam ettik Esrayla;

Esra: o zaman be bekliyorsun? Sevgilinden mi korkuyorsun?

- ona değer veriyorum.

Esra: hani bana da değer veriyordun?

- O değeri azaltan sensin. Kendi kendini kaybettiriyorsun.

Esra: Buraya gelsene..

Öyle bir laf etmiştiki mahvolmuştum. Gidip gitmemekte kararsizdim. En son kalkıp giyindjm tekrar üzerimi. Coraplarimi bulamadim ilkin. O kadar kararmıştı gözüm. Gidip gibmeden gelmeyecektim. Üzerime ince bir mont aldim. aldim ayakkablarimi elime kapiya doğru yoneldim parmak uclarimla.. Arkadan bir ses geldi. Sibelin sesi;

+ Manco?

part 45

- sevgilim uyumadın mı sen?

Sibel: nereye gidiyorsun Manco?

- Sigaram bitmiş bebeğim. Şu asagıda bi büfe var alıp geleyim. Sende çıkmak istersen sende gel.

Sibel: hayır seni bekliyorum ben.

- birşey istiyor musun bebeğim?

Sibel: Çikolata, ama fıstıklı

- tamam. hemen geliyorum ben.

Sibel: dikkat et canım.

Kapıyı kapatıp çıktım. Fena yakalanmıştım da Allahtan sağlam uydurdum da çakmadı. Haksızlık yaptığımı düşünüyorum Sibele. O bunları hak etmiyordu sanki. Ama deli gibi istiyordum şuan Esrayı. Asansöre binip asagi indim. Büfe acikti hala. Bir sigara aldim. Gerçekten de sigaram kalmamıştı. Resulden otlanmistim akşmadan sonra. Sibele ve kendime çikolata filan aldim. iki ileri bir geri binaya dondüm tekrar. Esradan bir mesaj daha geldi;

Esra: 'gelecek misin manco?'

- 'hayır, bekleme.'

Cevap yazmadi. Allah bilir ne huurluklar düşünüyordu. Asagi zili caldim Sibel acti kapiyi. Eve ciktim. içeri girdim.

Sibel: çikolata aldin mi sevgilim

- aldim bebeğim

Sibel: odaya gelir misin benimle?

- tabi.

Beni biye çagirmiş olsun ki diye düşünerek odaya yürüdük. Kapi açılıp içerideki sürprizi görünce uçtu gitti o anlamsiz düşüncem.

Beyler söz verdiğimin fazlasını yazdım. Mobil olunca daha çok yoruyor insanı. Bir de yarın mesai var. Sormak istedikleriniz yoksa hepinize iyi geceler. Yarında gün içinde ve akşam yaklaşık 50 part girerim. Dikkat edin kendinize.

part 46

Odaya tam girecekken;

Sibel: dur Manco

durdum ve arkama geçip iki eliyle gözlerimi kapadı.

- neler oluyor?

Sibel: 3ten geriye sayıyorum. Gözlerini ben aç demeden açma.

- peki

Sibel: 3-2-1 aç

Gözlerimi açtıgımda karşımda yatak duruyordu. Yatağa iliştirilmiş kocaman bir yazı. Yazı kırmızı kalp şeklinde bir karton üzerine yazılıydı.

- benimle uyur musun sevgilim? -

yazı buydu. Çok hoşuma gitmişti. Ama nasıl olacaktı bu? daha önce bir kızla en azından sadece uyumak için ve aynı zamanda sevdiğim bir kızla hic bulunmamıştım. Sibel ağzı kulaklarinda bir vaziyette bana baktı.

Sibel: ne diyorsun aşkım? olur mu?

- olur tabi. ben üzerimi değişeyim.

Salona geçip orada cikardigim picamalarimi giyindim uzerime. Bu sürpriz beni çok mutlu etmişti. Odaya döndüğümde Sibel yatağa girmişti bile.

- piknik cok yordu beni.

Sibel: beni de bebeğim.

Yatağa uzandim bende. Sibel biraz mesafeli duruyordu. Bende biraz tedirgindim aslında. Belli etmemeye çalısıyordum tabi. Yanaşsam olmazdı herhalde. mantıklı davranmak istiyordum. Biraz yaklaştım. Başını kaldırdı ve kolumun üzerine koydu. Bedeninin sıcaklığını hisseder olmuştum. Bu nasıl bir hazdı ya? Kulağıma eğildi biraz.

Sibel: Sana Esrayı unutturacağım.

Sanki her şeyi biliyordu.

Sibel: Şimdi yalnız nefesimi hisset. Ben ne dersem onu yap.

- olur güzelim.

part 47

Sibelin eli yüzümde dolaşıyordu. Sesimi çıkarmıyordum bana söylediği gibi. Nefeslerim daha sıklaşmıştı ama. Bunu hissedebiliyordu. Yanaklarım ve çeneme ulaştı eli.

Sibel: gözlerini kapa sevgilim.

Gözlerimi kapadım ve kendimi ona bıraktım. Teslim oldum binevi. Gözlerim kapalıydı ve nefesi daha yakın geliyordu. Bonumdan, kulak memesinin biraz altından geçiyordu nefesi. Ve çok daha hızlanmıştı. Sonra bir dokunuş hissettim. Dudakları boynuma dokundu. kendini biraz daha yüklüyordu üzerime şuan. elleri boynumdan gögüslerime doğru geldi. Zaten bir memesi tamamen yapışmıştı bedenime.

- Çok güzel.

Sadece bunu diye bildim o esnada. Nefes nefeseydik ikimizde. Gözlerim kapalıydi. Elleri göğsümden aşağılara doğru kayıyordu.

Edit: uyuyamıyorum aumına