Uyumaya çalışırken ayrı eve çıkmanın vakti geldi diye düşünüyordum. Param da vardı. Yurda sadece arkadaş yapmak için girmiştim. Zaten yalovalı kankilerim varken sırtım yere gelmezdi. Ben de ayrı eve çıkmak için bir kız bulmam lazımdı. Ama böyle fuckboddy tarzında olmalıydı. Uyandığımda ayçaya mesaj attım. Uyuyakalmışım kusura bakma kendimi pek iyi hissetmiyodum diye. Benle konuşmak istemiyorsan sorun değil pakacu yazmış. Ben de tabiki senle konuşmak istiyorum. senle konuşurken her şey çok güzel diye bir cevap verdim. Gülücüklerle geri döndü. Bu işi de hallettiğime göre dedim bizimkileri aradım. Barda takılıyolarmış. Gittim yanlarına. Enes yoktu gine. O zaten pınarla çılgın aşıkları oynuyordu. Bense kızlardan bi tak olmaz diyip gönül eğlendiriyordum. O gün çakmak isteyen bir kıza yol vermiştim. Havamda değildim pek. Cansunun numarasını almıştım. Ona mesaj attım. Bir yandan ayçayla bir yandan cansuyla mesajlaşıyorum. Ayça seni çok özledim yazıyordu cansu dünü bir daha yapalım diyordu. ikisine de deli gibi sevgi sözcükleri yağdırdım. Hisleri umrumda değildi. Benim zevkim her şeyden önemliydi. Ertesi gün gittim okula ayça direk bana sarıldı. Kaç gündür görüşemiyoruz dedi. Ben de seni çok özledim dedim. Kokladım saçlarını. ikizlerse benim bir açığımı arıyor gibiydi. Bense pek yüz vermiyodum bunlara. Pınarı gördüğüm yok zaten. Ayçayla sevgili gibi bişeyiz ama teklif etmedim. Samimi olduk diyebiliriz. Ben sınıfıma girdim. Bizim büşrayı boş bırakmamak lazım diye. Büşraya doğru yürürken bana en başta çadırı kurduran hatun ağlıyordu. Gittim yanına ne oldu falan dedim.
-Hayvan herif beni bıraktı.
+Üzülme ya sen daha iyilerine layıksın. Hem ben o adama pek güvenmiyordum zaten.
-pakacu sen çok iyi birisin.
Sarıldık. Bu arada çok iyi hatırlarım o anda kızın adını bile bilmiyordum. Sonradan cansudan öğrendim. Buketmiş adı. Büşra bana kinle bakıyordu. Ama şimdi buketin o vucudu varken büşraya gitmek aletime hakaret olurdu. Bukete ben dedim istersen bu akşam takılalım. Hem kendini yanlız hissetmessin. Ben hep yanındayım falan. Bu harikasın sen diye sarıldı tekrar. Hem cansuyu da alırız dedi. Haydaa nerden çıktı o kevaşe. Neyse grup yaparım belki diye düşünüp aynen alırız dedim. Bizim bi kaç arkadaş daha gelcek sorun olmaz dimi? Tamamdır ben de bizim tayfayı alırım dedim. Anlaştık. Enes tabiki gelmiyicekti. Bora ile batuyu çağırdım.

Bu arada bahsetmemişim bir önceki entryde. Enes Batu Bora bunların üçü de Yalova'dan gelmişler. Çocukluk arkadaşlarıymış. indik arabadan. Herkesin gözü bizdeydi çünkü cidden enes ile batu çok yakışıklı çocuklardı. Ben arada kaynıyodum. Taktım güneş gözlüğünü dayak yediğim belli olmasın diye. Şansa enesle aynı bölümü okuyorduk. Batuyla ayrıldık ve fakülteye doğru gittik. Baya güzeldi kampüs. Hatta boğaziçinden sonraki en iyi kampüs bence. Hangi üni olduğunu anlamışsınızdır zaten. Kız popülasyonu baya vardı ama benim dikkatimi başka bir şey çekiyordu. Gözüme birini kestirmiştim kendimce sarışın bir kızı. Minyon bir tipti. sonra enes beni dürttü hadi geç kalcaz diye. Girdik sınıfa. Enes ders var mı bugün varsa ne zaman başlıyacak diye sordu. Kızın teki daha 1 saat var dersin başlamasına boşuna beklemeyin dedi.
Enes: Hadi ya varmış baya. Kampüste ne tarafta kafe falan var?
Kız: Ya burası biraz uca kaçıyo ama az ilerde bir kafe var. Ama ben tavsiye etmem.
Enes: Neden ki? Pahalı falan mı?
Kız: Yok, orda takılanlar kro falan oluyor. Sizin için pek uygun değil.
Ben: E o zaman bizim için uygun bir yere zütürsene bizi. işin yoksa tabii.
Kız: Aslında yok.
Ben: Durduğun kabahat o zaman.
Kız gülümsedi biz üç kişi kafeye gittik. Yürü yürü bitmedi yol amk. Kampüs bildiğiniz şehir gibi. Bu arada kızdan bahsediyim. Adı pınar ve bu da minyon bir tip ama olgunluğu vardı. Kumral saçlarının ucu sarıydı ve mavi gözlüydü. Deniz gibi gözleri vardı beyler. En sonunda geldik masalarda boş yer yoktu. Kız direk bir masaya yöneldi. Masada 3 kız daha vardı arkadaşlardı galiba. O masada benim kestiğim sarışın kız da vardı. Kız bizi tanıştırdı boş yer yokmuş buraya oturalım isterseniz dedi. Enes bizim için sıkıntı olmaz diye cevap verdi. 3 kızdan bahsedeyim size. 2si ikizdi zaten. Sonradan farkettik. Siyah saçları vardı kopkoyu beyaz tenliydiler. Birinin saçı düz diğerinin dalgalıydı. Selin ile Beril di onların adı. Benim sarışınımın ismi de ayçaydı. Ben direk ayçanın yanına sandalye çektim. Enes te pınarla takılıyordu zaten. Hangi bölümde okuyorsunuz falan derken selin birden sen neden güneş gözlüğü takıyorsun kafede diye sordu. Berilde onu destekledi evet güneş yok ki hava mı atmaya çalışıyorsun dedi. istifimi bozmadan dün yaşanmasını istemediğim bir kaç olay yaşadım da dedim ve yavaşça gözlüğümü çıkardım. Ayça oha çok kötü olmuş yüzün diyerek yaralarıma dokunmaya başladı. Acıyor mu diyerek gözlerimin içine baktı. Ukala bir tavırla sen bir de onları görüceksin dedim. Selin direk atladı olaya. Kaç kişiydiler dedi. Enes bini 3 kişi bunu fena dövmüş tek yumruk bile atamamış dedi. Enesi Severdim ama bindi şerefsiz. Zaten binliğini severdim onun.
Pınar: Neden kavga ettin ki 3 çocukla?
Ben: Tek başına yürüyen bir kıza sataşmışlardı. Ben de seyirci kalamadım.
Ayçanın yanında cool olmaya çalışıyordum çünkü hedefim oydu. Sen çok iyi birisin dedi bana. Ben de inan bana öyle değilim dedim. Pınar saatine baktığında hadi ders başlıyıcak bizim gidelim anca yetişiriz dedi. Tam kalkcakken ayça cep telefon numaranı versene belki konuşuruz dedi. iyi de benim telefonum yok ki amk.