1. 1.
    0
    galata kulesi̇

    6 haziran 1973
    pırıl pırıl bir yaz günüydü
    aydınlıktı, güzeldi dünya
    bir adam düştü o gün galata kulesi’nden
    kendini bir anda bıraktı boşluğa
    ömrünün baharında
    bütün umutlarıyla birlikte
    paramparça oldu
    bir adam benim oğlumdu...

    gencecikti vedat
    işıl ışıldı gözleri
    i̇çi
    bütün insanlar için sevgiyle doluydu
    çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
    kendini bir anda bıraktı boşluğa
    söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
    zaman durdu
    bir adam düştü galata kulesi’nden
    bu adam benim oğlumdu

    “açarken ufkunda güller alevden”
    çıktı, her günkü gibi gülerek evden
    kimseye belli etmedi içindeki yangını
    yürüdü, kendinden emin
    sonsuzluğa doğru
    galata kulesi’nde bekliyordu ecel
    bir fincan kahve, bir kadeh konyak
    ölüm yolcusunun son arzusu buydu
    bir adam düştü galata kulesi’nden
    bu adam benim oğlumdu

    küçüktü bir zaman
    kucağıma alır ninniler söylerdim ona
    “uyu oğlum, uyu oğlum, ninni”
    bir daha uyanmamak üzere uyudu vedat

    6 haziran 1973
    galata kulesi’nden bir adam attı kendini
    bu nankör insanlara
    bu kalleş dünyaya inat
    şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
    “uyan oğlum, uyan oğlum, uyan vedat”..
    ···
  1. 2.
    0
    vay bee ne yazmış adam yaaa
    ···
  2. 3.
    0
    seviye %97
    ···
  3. 4.
    0
    seviye %97.6
    ···
  4. 5.
    0
    seviye %97.9
    ···
  5. 6.
    0
    seviye %98.1
    ···
  6. 7.
    0
    seviye %98.3
    ···
  7. 8.
    0
    ne zaman seni düşünsem yalnızlığım aklıma gelir
    bir ürperti gibi derinden derine duyarım çaresizliğimi
    nedir bu gürültüler derim, top patlamaları
    nedir bu şakaklarımda zonklayan ağrı
    i̇çimden dalga dalga boşanan gözyaşları ne
    bu hangi nehir ki uzayıp gider alabildiğine
    nedir bu ümitsizlik dolu bu kahır dolu yaşlar
    bu denizler altında kopup gelen fırtına
    bu bir çağlayan gibi uğultulu yaşlar
    oysa zamandır ilerleyen imkansızlıklar içinde
    başlangıcı olmayan bir sondur yaklaştığım
    bu ipince nehir nereye gidiyor bilen var mı
    ağlatan ne beni
    o doyamadığım dakikalar mı
    düşen aksi mi gözlerime o bal rengi gözlerin
    ki içimde çalkantısıyla hıçkırır denizlerin
    sorarım; bu ağlamak ne kadar, nereye kadar
    o zaman rüzgar durur, fırtına diner ansızın
    kapanır yorgun gözlerim bir gece başlar
    ve karanlık uykularla sürer ağlama saatleri
    uyanınca bir ıslak şafaktır gördüğüm
    bir büyük resimdir gökyüzü seyrederim
    yine özleminle yanıp tutuşur göz bebeklerim
    duyarım vurgularını başımda çaresizliğin
    ben ağlayacak adam değildim bir kadın için
    beni perişan edecek ne vardı bu kadar
    bir de "erkekler ağlamaz" diyorsun
    tanrılığından utanmasa
    tanrı bile ağlar
    ···
  8. 9.
    0
    seviye %98.6
    ···
  9. 10.
    0
    seviye git gide yükseliyor beyler
    ···
  10. 11.
    0
    seviye %99.16
    ···
  11. 12.
    0
    unutamıyorum

    unut demek kolay gel bana sor bir de
    unutamıyorum işte unutamıyorum
    bir şey var şuramda beni kahreden
    şuramda tam yüreğimin üstünde
    çakılı duran bir şey var
    elimde değil söküp atamıyorum
    dalıp dalıp gidiyor gözlerim derinlere
    kimi görsem biraz sana benziyor
    seni hatırlatıyor şu bulut şu gökyüzü
    şu kayaları döven deniz
    şu hüzünlü melodi şu napoliten şarkı
    bir zamanlar beraber dinlediğimiz
    boyuna seni düşünüyorum durmadan usanmadan
    şimdi diyorum o ne yapıyor acaba
    o güzelim gözleri kime bakıyor
    o canım elleri nerde
    oysa günler o günler değil
    akşamlar o akşamlar değil
    ve kalan şimdi sadece özlemin gecelerde
    durup durup seni büyütüyorum içimde
    seninle acılar büyütüyorum
    yeni yeni kederler büyütüyorum dayanılmaz
    kirli sular yürüyor iliklerime
    bir zehir karışıyor kanıma anlıyor musun
    bir daha görsem seni diyorum bir daha görsem
    bir gün olsun bir dakika olsun
    unut demek kolay, gel bana sor bir de
    hatırladıkça gözyaşlarımı tutamıyorum
    dilimin ucunda sen; başımın içinde sen
    kader misin, ecel misin nesin sen
    unutamıyorum işte unutamıyorum
    ···
  12. 13.
    0
    seviye %99.19
    ···
  13. 14.
    0
    seviye %99.21
    ···
  14. 15.
    0
    @1 gibtir git yat liseli, amcık gibi modern gibi romantik gibi ergen liseli style gibi şiirini gibtirtme.
    ···
  15. 16.
    0
    şimdi en açık renginde gözlerin
    şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
    anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
    şiir gibi bir şey seninle yaşamak

    bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
    yıldızların en parlak olduğu zamansın
    denizlerim senin kıyılarında sakin
    bırak ellerini avuçlarımda kalsın

    çirkin olan, fena olan ne varsa unut
    gözlerimin söylediği şarkıyı dinle
    ellerimizde sevgi içimizde umut
    bütün iyilikleri paylaşalım seninle

    aşkın büyülü sesini duyuyor musun
    şimdi onun gülleri açan güz bahçelerinde
    gitme ki günlerimiz gecelerimiz olsun
    çoban kulübelerinde balıkçı kahvelerinde

    varlığın dudaklarımda bir bal tadı
    yokluğun en korkuncu ölümlerin
    senden başka dindiren olmadı
    acısını içimde kanayan yerin

    benimle kal zaman bitinceye kadar
    benim ol yüzyıllar ve çağlar boyunca
    bir ömürdür seninle geçen dakikalar
    ölümden güçlüyüm sen yanımda olunca

    şimdi öyle büyük ki beraberliğimiz
    nabzın benim bileklerimde vurmakta
    artık bütün kaygıların ötesindeyiz
    benimle en güzelsin aynalardan uzakta
    ···
  16. 17.
    0
    olum ümit yaşar oğuzcan ergen şairidir
    ···
  17. 18.
    0
    seviye %97.65
    ···
  18. 19.
    0
    seviye %96.88
    ···
  19. 20.
    0
    ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda

    yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim

    oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim

    ben sende bütün aşklarımı temize çektim

    imrendiğin, öfkelendiğin

    kızdığın ya da kıskandığın diyelim

    yani yaşamışlık sandığın

    geçmişim

    dile dökülmeyenin tenhalığında

    kaçırılan bakışlarda

    gündeliğin başıboş ayrıntılarında

    zaman zaman geri tepip duruyordu. ve elbet üzerinde durulmuyordu.

    sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha

    fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

    başlangıçta doğruydu belki. sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki

    gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda

    yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim

    oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim

    ben sende bütün aşklarımı temize çektim

    imrendiğin, öfkelendiğin

    kızdığın ya da kıskandığın diyelim

    yani yaşamışlık sandığın

    geçmişim

    dile dökülmeyenin tenhalığında

    kaçırılan bakışlarda

    gündeliğin başıboş ayrıntılarında

    zaman zaman geri tepip duruyordu. ve elbet üzerinde durulmuyordu.

    sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha

    fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

    başlangıçta doğruydu belki. sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki

    gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,

    benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.

    ve hala bilmiyordun sevgilim

    ben sende bütün aşklarımı temize çektim

    anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana

    bütün kazananlar gibi

    terk ettin
    ···