1. 1.
    0
    vikipedi, özgür angiblopedi
    cenap şahabettin

    doğum tarihi 1870
    doğum yeri manastır
    ölüm tarihi 12 şubat 1934
    ölüm yeri i̇stanbul
    mesleği şair ve yazar
    cenap şahabettin, 1870 - 1934 yılları arasında yaşamış servet-i fünun dönemi şair ve yazarıdır.
    1870'te manastır’da doğdu. babasının plevne'de şehit düşmesinden sonra ailesiyle i̇stanbul'a geldi. i̇lköğrenimini tophane'deki fevziye mektebi'nde yaptı. gülhane askeri rüşdiyesi 'ni bitirdi. tıbbiye i̇dadisi 'nden sonra askeri tıbbiye 'den mezun oldu. hekim yüzbaşı oldu.
    paris’te 4 yıl cilt hastalıkları ihtisası yaptı. yurda döndükten sonra mersin, rodos, cidde’de karantina hekimliği, sıhhiye müfettişliği yaptı. 1914’te emekliye ayrıldı.
    darülfünûn ’da türk edebiyatı tarihi dersleri okuttu. kurtuluş savaşı sırasında kuva-yı milliye’ye karşı olumsuz tutumu nedeniyle öğrencileri tarafından istifaya zorlandı. daha sonra cumhuriyeti destekledi ama yalnızlıktan kurtulamadı.
    i̇lk şiiri 1885’te daha öğrencilik yıllarında saadet gazetesinde yayınlandı. önceleri muallim naci’nin etkisiyle divan türü şiirle uğraştı. daha sonra recaizade mahmut ekrem ve abdülhak hamit tarhan’dan etkilenerek batı tarzı şiire yöneldi. servet-i fünun dergisinde şiirleri yayımlandı. tevfik fikret ve halit ziya uşaklıgil’le birlikte servet-i fünun edebiyatının üç önemli isminden biri oldu. gelenekçi şairlerin en çok saldırdığı yenilikçi şairdi. diğer servet-i fünun’cuların tersine bireysel şiiri tercih etti. edebiyat-ı cedide’nin en aşırı örneklerini verdi. şiire "nesir-mugibisi" dedi. şiirlerinde kullandığı "sâât-i semenfâm", "çeng-i müzehhep", "nay-i zümürrüt" gibi deyimler, imgeler döneminin sanat dünyasında önemli tartışmalar yarattı. heceleri müzik düzeyinde uyumlu kullanmayı savundu. bu tarzda yazdığı en iyi iki örnek: "yakazat-ı leyliye" ve "elhan-ı şita" şiirleridir. 12 şubat 1934’te beyin kanaması nedeniyle i̇stanbul’da yaşdıbını yitirmiştir. kabri bakırköy'dedir. (ahmet özdemir- cenap şehabeddin, toker yayınları 1975)
    konu başlıkları [gizle]
    1 edebi kişiliği
    2 eserleri
    2.1 şiir
    2.2 tiyatro
    2.3 gezi yazıları
    2.4 makale=
    3 dış bağlan
    ···
  2. 2.
    0
    ben de okursam anamı gibsinler
    ···
  3. 3.
    0
    hepsini okudum kanka çok heyecanlı devamı ne zaman
    ···
  4. 4.
    0
    bir enzimin yapısının içinde yer alan protein kalıntılarının oluşturduğu ağlar, hareketleri ile katalize katkıda bulunabilirler.[35][36][37][38] protein hareketleri pekçok enzim için çok önemlidir, ama küçük ve hızlı titreşimlerin mi, büyük ve yavaş hareketlerin mi daha önemli olduğu tepkimenin tipine bağlıdır. ancak, bu haketler substrat ve ürülerin bağlanma ve salınmaları için önemli olsalar da, protein hareketlerinin enzimatik tepkimelerdeki kimyasal adımları hızlandırdığı belli değildir.[39] bu bulgular alosterik etkilerin anlaşılmasında ve yeni ilaçların keşfinde önemli uzantıları vardır.
    alosterik modülasyon [değiştir]
    alosterik enzimler, effektörlerine bağlanmaya cevaben yapılarını değiştirirler. eğer effektör molekül doğrudan enzimdeki bağlanma yerlerinden birine bağlanırak katalitik aktiviteye etki ederse modülasyon doğrudan olur, allosterik enzimle etkileşen başka protein veya protein alt birimlerine bağlanıyorsa modülasyon dolayı olur.
    kofaktörler ve koenzimler [değiştir]

    ana maddeler: kofaktör ve koenzim
    kofaktörler [değiştir]
    bazı enzimler etkinliklerini göstermek için ek bir bileşiğe gerek duymazlar bunlara basit enzim denir. ancak bileşik enzim denen bazıları aktiviteleri için, kofaktör denen, protein olmayan moleküllere gerek duyarlar.[40] kofaktörler inorganik (örneğin metal iyonları ve demir-kükürt kümeleri veya organik bileşikler (örneğin, flavin ve hem). organik kofaktörler ya prostetik gruptur, bunlar enzime sıkıca bağlıdır, ya da koenzimdir, bunlar tepkime sırasında enzimin aktif merkezinden salınırlar. koenzimler arasında nadh, nadph, ve atp sayılabilir. bu moleküller enzimler arasında kimyasal gruplar taşımaya yararlar.[41]
    ···
  5. 5.
    0
    Ananı gibtirmeye yer arıyosun bence
    ···
  6. 6.
    0
    bunları biliyoruz zaten biraz daha ayrıntıya gir
    ···
  7. 7.
    0
    bir enzimin yapısının içinde yer alan protein kalıntılarının oluşturduğu ağlar, hareketleri ile katalize katkıda bulunabilirler.[35][36][37][38] protein hareketleri pekçok enzim için çok önemlidir, ama küçük ve hızlı titreşimlerin mi, büyük ve yavaş hareketlerin mi daha önemli olduğu tepkimenin tipine bağlıdır. ancak, bu haketler substrat ve ürülerin bağlanma ve salınmaları için önemli olsalar da, protein hareketlerinin enzimatik tepkimelerdeki kimyasal adımları hızlandırdığı belli değildir.[39] bu bulgular alosterik etkilerin anlaşılmasında ve yeni ilaçların keşfinde önemli uzantıları vardır.
    alosterik modülasyon [değiştir]
    alosterik enzimler, effektörlerine bağlanmaya cevaben yapılarını değiştirirler. eğer effektör molekül doğrudan enzimdeki bağlanma yerlerinden birine bağlanırak katalitik aktiviteye etki ederse modülasyon doğrudan olur, allosterik enzimle etkileşen başka protein veya protein alt birimlerine bağlanıyorsa modülasyon dolayı olur.
    kofaktörler ve koenzimler [değiştir]

    ana maddeler: kofaktör ve koenzim
    kofaktörler [değiştir]
    bazı enzimler etkinliklerini göstermek için ek bir bileşiğe gerek duymazlar bunlara basit enzim denir. ancak bileşik enzim denen bazıları aktiviteleri için, kofaktör denen, protein olmayan moleküllere gerek duyarlar.[40] kofaktörler inorganik (örneğin metal iyonları ve demir-kükürt kümeleri veya organik bileşikler (örneğin, flavin ve hem). organik kofaktörler ya prostetik gruptur, bunlar enzime sıkıca bağlıdır, ya da koenzimdir, bunlar tepkime sırasında enzimin aktif merkezinden salınırlar. koenzimler arasında nadh, nadph, ve atp sayılabilir. bu moleküller enzimler arasında kimyasal gruplar taşımaya yararlar.[41]
    ···
  8. 8.
    0
    bir enzimin yapısının içinde yer alan protein kalıntılarının oluşturduğu ağlar, hareketleri ile katalize katkıda bulunabilirler.[35][36][37][38] protein hareketleri pekçok enzim için çok önemlidir, ama küçük ve hızlı titreşimlerin mi, büyük ve yavaş hareketlerin mi daha önemli olduğu tepkimenin tipine bağlıdır. ancak, bu haketler substrat ve ürülerin bağlanma ve salınmaları için önemli olsalar da, protein hareketlerinin enzimatik tepkimelerdeki kimyasal adımları hızlandırdığı belli değildir.[39] bu bulgular alosterik etkilerin anlaşılmasında ve yeni ilaçların keşfinde önemli uzantıları vardır.
    alosterik modülasyon [değiştir]
    alosterik enzimler, effektörlerine bağlanmaya cevaben yapılarını değiştirirler. eğer effektör molekül doğrudan enzimdeki bağlanma yerlerinden birine bağlanırak katalitik aktiviteye etki ederse modülasyon doğrudan olur, allosterik enzimle etkileşen başka protein veya protein alt birimlerine bağlanıyorsa modülasyon dolayı olur.
    kofaktörler ve koenzimler [değiştir]

    ana maddeler: kofaktör ve koenzim
    kofaktörler [değiştir]
    bazı enzimler etkinliklerini göstermek için ek bir bileşiğe gerek duymazlar bunlara basit enzim denir. ancak bileşik enzim denen bazıları aktiviteleri için, kofaktör denen, protein olmayan moleküllere gerek duyarlar.[40] kofaktörler inorganik (örneğin metal iyonları ve demir-kükürt kümeleri veya organik bileşikler (örneğin, flavin ve hem). organik kofaktörler ya prostetik gruptur, bunlar enzime sıkıca bağlıdır, ya da koenzimdir, bunlar tepkime sırasında enzimin aktif merkezinden salınırlar. koenzimler arasında nadh, nadph, ve atp sayılabilir. bu moleküller enzimler arasında kimyasal gruplar taşımaya yararlar.[41]
    ···
  9. 9.
    0
    bir enzimin yapısının içinde yer alan protein kalıntılarının oluşturduğu ağlar, hareketleri ile katalize katkıda bulunabilirler.[35][36][37][38] protein hareketleri pekçok enzim için çok önemlidir, ama küçük ve hızlı titreşimlerin mi, büyük ve yavaş hareketlerin mi daha önemli olduğu tepkimenin tipine bağlıdır. ancak, bu haketler substrat ve ürülerin bağlanma ve salınmaları için önemli olsalar da, protein hareketlerinin enzimatik tepkimelerdeki kimyasal adımları hızlandırdığı belli değildir.[39] bu bulgular alosterik etkilerin anlaşılmasında ve yeni ilaçların keşfinde önemli uzantıları vardır.
    alosterik modülasyon [değiştir]
    alosterik enzimler, effektörlerine bağlanmaya cevaben yapılarını değiştirirler. eğer effektör molekül doğrudan enzimdeki bağlanma yerlerinden birine bağlanırak katalitik aktiviteye etki ederse modülasyon doğrudan olur, allosterik enzimle etkileşen başka protein veya protein alt birimlerine bağlanıyorsa modülasyon dolayı olur.
    kofaktörler ve koenzimler [değiştir]

    ana maddeler: kofaktör ve koenzim
    kofaktörler [değiştir]
    bazı enzimler etkinliklerini göstermek için ek bir bileşiğe gerek duymazlar bunlara basit enzim denir. ancak bileşik enzim denen bazıları aktiviteleri için, kofaktör denen, protein olmayan moleküllere gerek duyarlar.[40] kofaktörler inorganik (örneğin metal iyonları ve demir-kükürt kümeleri veya organik bileşikler (örneğin, flavin ve hem). organik kofaktörler ya prostetik gruptur, bunlar enzime sıkıca bağlıdır, ya da koenzimdir, bunlar tepkime sırasında enzimin aktif merkezinden salınırlar. koenzimler arasında nadh, nadph, ve atp sayılabilir. bu moleküller enzimler arasında kimyasal gruplar taşımaya yararlar.[41]
    ···
  10. 10.
    0
    ece ayhan’ın da kurucuları arasında yer aldığı i̇kinci yeni, cumhuriyet döneminde ortaya çıkmış bir şiir hareketidir. i̇lk çekirdekleri 1954’te değişik dergilerde görünmüştür. 1956’da haftalık pazar postası gazetesinde toparlanarak ilkeleri belirginleşmeye ve bir akıma dönüşmeye başlamıştır. garip ve toplumcu gerçekçi şiir anlayışlarına bir tepki olarak doğan bu hareketin gerek dönemi içinde gerekse sonrasında şiirimiz üzerinde derin etkileri olmuştur.

    i̇kinci yeni hareketinin, cumhuriyet dönemi şiirimizde kendisine yer açabilmiş önemli temsilcileri bulunmaktadır. böyle bir şiir anlayışının oluşmasında ve bir akıma dönüşmesinde en büyük paya sahip olanlardan biri de ece ayhan’dır. o, yayımladığı şiirleriyle ve günlük, deneme, söyleşi yazılarıyla, yeni bir şiir anlayışının doğmasında ve bir harekete dönüşmesinde öncü bir rol üstlenmiştir.

    ece ayhan, ilkeleri daha sonra sistemleşerek bir akıma dönüşecek olan i̇kinci yeni şiirinin kurucularındandır. 1954’te yayımladığı ilk şiirinden itibaren, daha sonra ilkeleri sistemleşerek akıma dönüşecek bir şiir anlayışının en tipik örneklerini vermiştir. hareketin diğer öncüleri olan i̇lhan berk, turgut uyar ve edip cansever başka bir şiir anlayışından uzaklaşarak bu şiire dahil olmuşlarken; o, başından bugüne ilkelerini koruyarak gelmiştir.

    ece ayhan, başından beri yaslandığı ilkelerden taviz vermeyen tutumuyla, i̇kinci yeni’nin en özgün şairidir. bu hareket hızını kesip ortadan kalktıktan sonra da, şiirinin çizgi dışı olan özgün yapısıyla, belli bir okuyucu kitlesi ve bazı genç şairler üzerindeki etkisini sürdürmüştür.

    yapı kredi kültür sanat ve yayıncılık’ın çıkardığı kitap-lık dergisinin cumhuriyet’in 75. yıl kutlamaları nedeniyle düzenlediği “75 yılda cumhuriyet’e mührünü vuran 75 kitap” başlıklı kitap seçme esasına dayanan bir ankette, ece ayhan’ın devlet ve tabiat (1973) ile yort savul (1977) adlı iki şiir kitabının birden seçilmesi, cumhuriyet dönemi türk şiirindeki yerini göstermesi bakımından önemlidir. ankete 1923’ten sonra yayımlanmış felsefe, edebiyat, tarih, hukuk, tıp vb. türdeki tüm kitapların katıldığı ve seçilen 75 kitaptan yalnızca 25’inin şiir kitabı olduğu düşünülecek olursa, sanat dünyasının onun şiirine yönelik ilgisi daha iyi kavranılac
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    0
    özet geç dicem ama bunların özeti de geçilmez ki bin
    ···
  12. 12.
    0
    çok yararlı bilgiler ama daha ayrıntılı anlatabilirdin teşekkürler.
    ···
  13. 13.
    0
    allha razı olsun kardeşim... çok ala bi paylaşım...
    ···
  14. 14.
    0
    aga aynı seyler kopyalama gozunu seveyim okuyoruz
    ···
  15. 15.
    0
    @1 gecmessen de gibsinler.
    ···
  16. 16.
    0
    @31 harbi okuyor lan adam
    ···
  17. 17.
    0
    enzim kinetiği, enzimlerin substratlarına bağlanmasını ve onları ürüne dönüştürmesini araştıran bilim dalıdır. kinetik analizlerde kullanılan hız verileri enzim ölçümlerinden elde edilir.
    1902'de victor henri[45] enzim kinetiğine dair nitel bir teori önerdi ama hidrojen iyonu konsantrasyonunu önemi daha bilinmediğinden deneysel verileri yararlı değildi. 1909'da peter lauritz sørensen logaritmik ph ölçeğini tanımlayıp tamponlama kavrdıbını keşfedince[46] alman kimyacı leonor michaelis ve onun kanadalı postdoku maud leonora menten henri'nin deneylerini tekrarladılar ve onun denklemlerini teyid ettiler. henri-michaelis-menten kinetiği olarak değinilen bu denklemler michaelis-menten kinetiği olarak da bilinir.[47] bu çalışma g. e. briggs ve j. b. s. haldane tarafından daha da geliştirilmiş, bunların geliştirdiği kinetik denklemler günümüzde hâlâ yaygın olarak kullanılmaktadır.[48]
    henri'nin ana katkısı enzim tepkimelerini iki aşamalı olarak düşünmek olmuştur. birinci aşamada substrat enzimi tersinir olarak bağlanıp enzim-substrat kompleksini oluşturur. bu bazen michaelis kompleksi olarak adlandırılır. enzim sonra tepkimenin kimyasal adımını katalizler ve ürünü salar.

    bir enzim tepkimesinde substrat (s) konsatrasyonu ile hız (v) arasındaki ilişkiyi gösteren doyma eğrisi.
    enzimlerin saniyede katalizlediği tepkime sayısı birkaç milyonu bulabilir. örneğin, orotidin 5'-fosfat dekarbosilaz tarafından katalizlenen tepkime, enzim olmadığında substratının yarısını 78 milyon yılda tüketir. ama dekartaksilaz eklendiğinde aynı süreç 25 milisaniye tutar.[
    ···
  18. 18.
    0
    termodinamik [değiştir]

    bir kimyasal tepkime aşamalarının enerjileri. substratlar bir geçiş haline ulaşmak için büyük miktarda enerjiye gerek duyarlar. enzim geçiş halini stabilize ederek ürünlerin oluşması için gereken enerjiyi azaltır.
    ana maddeler: aktivasyon enerjisi, termodinamik denge, ve kimyasal denge
    bütün katalizörler gibi enzimler de tepkimenin kimyasal dengesini değiştirmezler. genelde, bir enzimin mecudiyeti durumunda tepkimenin yönü, enzimin yokluğundaki yönün aynıdır, ama tepkime daha hızlı gider. ancak, enzimin yokluğunda, başka olası katalizlenmeyen, "spontan" tepkimeler farklı ürünler meydane getirebilir, çünkü o şartlar altında diğer ürünler daha hızlı oluşabilir.
    buna ilaveten, enzimler iki veya daha fazla tepkimeyi birleştirebilir, öyle ki termodinamik açıdan olumlu bir tepkime, olumsuz bir tepkimeyi "zütürebilir". örneğin, atp'nin hidrolizi sıkça başka kimyasal tepkimeleri yürütmeye yarar.
    enzimler ileri ve geri tepkimeyi eşit derecede katalizler. dengeyi değil, ona ulaşma hızını değiştirirler. örneğin, karbonik anhidraz, substratların konsantrasyonuna bağlı olarak tepkimesini her iki yönde de katalizleyebilir.
    (dokularda; yüksek co2 konsantrasyonu)
    (akciğerlerde; düşük co2 konsantrasyonu)
    buna rağmen, eğer denge taraflardan birine çok yakınsa, yani tepkime eksergonik ise, tepkime pratik anlamda tersinmezdir. bu durumlarda enzim tepkimeyi sadece termodinamik olarak izin verilen yönde katalizler.
    ···
  19. 19.
    0
    daha ayrıntılı bilgi alabilir miyiz panpa? okudum sonuna kadar eline sağlık
    ···
  20. 20.
    0
    ece ayhan’ın da kurucuları arasında yer aldığı i̇kinci yeni, cumhuriyet döneminde ortaya çıkmış bir şiir hareketidir. i̇lk çekirdekleri 1954’te değişik dergilerde görünmüştür. 1956’da haftalık pazar postası gazetesinde toparlanarak ilkeleri belirginleşmeye ve bir akıma dönüşmeye başlamıştır. garip ve toplumcu gerçekçi şiir anlayışlarına bir tepki olarak doğan bu hareketin gerek dönemi içinde gerekse sonrasında şiirimiz üzerinde derin etkileri olmuştur.

    i̇kinci yeni hareketinin, cumhuriyet dönemi şiirimizde kendisine yer açabilmiş önemli temsilcileri bulunmaktadır. böyle bir şiir anlayışının oluşmasında ve bir akıma dönüşmesinde en büyük paya sahip olanlardan biri de ece ayhan’dır. o, yayımladığı şiirleriyle ve günlük, deneme, söyleşi yazılarıyla, yeni bir şiir anlayışının doğmasında ve bir harekete dönüşmesinde öncü bir rol üstlenmiştir.

    ece ayhan, ilkeleri daha sonra sistemleşerek bir akıma dönüşecek olan i̇kinci yeni şiirinin kurucularındandır. 1954’te yayımladığı ilk şiirinden itibaren, daha sonra ilkeleri sistemleşerek akıma dönüşecek bir şiir anlayışının en tipik örneklerini vermiştir. hareketin diğer öncüleri olan i̇lhan berk, turgut uyar ve edip cansever başka bir şiir anlayışından uzaklaşarak bu şiire dahil olmuşlarken; o, başından bugüne ilkelerini koruyarak gelmiştir.

    ece ayhan, başından beri yaslandığı ilkelerden taviz vermeyen tutumuyla, i̇kinci yeni’nin en özgün şairidir. bu hareket hızını kesip ortadan kalktıktan sonra da, şiirinin çizgi dışı olan özgün yapısıyla, belli bir okuyucu kitlesi ve bazı genç şairler üzerindeki etkisini sürdürmüştür.

    yapı kredi kültür sanat ve yayıncılık’ın çıkardığı kitap-lık dergisinin cumhuriyet’in 75. yıl kutlamaları nedeniyle düzenlediği “75 yılda cumhuriyet’e mührünü vuran 75 kitap” başlıklı kitap seçme esasına dayanan bir ankette, ece ayhan’ın devlet ve tabiat (1973) ile yort savul (1977) adlı iki şiir kitabının birden seçilmesi, cumhuriyet dönemi türk şiirindeki yerini göstermesi bakımından önemlidir. ankete 1923’ten sonra yayımlanmış felsefe, edebiyat, tarih, hukuk, tıp vb. türdeki tüm kitapların katıldığı ve seçilen 75 kitaptan yalnızca 25’inin şiir kitabı olduğu düşünülecek olursa, sanat dünyasının onun şiirine yönelik ilgisi daha iyi kavranılac
    Tümünü Göster
    ···