1. 1.
    +3 -4
    Pgiboloji ya da ruhiyat ya da ruh bilimi (Yunanca ψυχολογία, psihologia: Ruhiyat), insan davranışlarını ve zihinsel süreçleri inceleyen bilim dalıdır. Pgiboloji diğer bilimlere kıyasla kısa bir geçmişe sahiptir. Bu kısa süre içinde pgiboloji değişik biçimlerde tanımlanmıştır. ilk tanım insan zihninin yapısının incelenmesi biçimindeydi. insan zihnini gözleyebilmenin olanaksızlığı karşısında pgibologlar, pgibolojiyi "gözlenebilen davranışların bilimsel incelemesi" biçiminde tanımlamışlardır. insan zihninin davranış üzerindeki etkisini kabul etmeyen bu yaklaşıma, pgiboloji içinde tepki oluşmaya başlamış, bellek süreçleri ve düşünme gibi zihinsel işlevleri inceleyen bilişsel pgiboloji ortaya çıkmıştır.[1]

    Bu gelişmeler günümüz pgibolojisinin tanımını etkilemiştir. Modern pgiboloji günümüzde, davranışı ve davranışın altında yatan süreçleri bilimsel olarak inceleyen çalışma alanı olarak tanımlanır. Bilişsel süreçleri doğrudan gözleme olanağı yoktur; organizmanın davranışları gözlenerek ya da nörolojik bulgular kullanılarak onların varlığı saptanır.[1]

    Konu başlıkları [gizle]
    1 Bilim olarak pgiboloji
    2 Pgibolojinin amaçları
    3 Ekoller ve yaklaşımlar
    3.1 Ana çalışma alanları
    4 Diğer bilimlerle ilişki


    Bilim olarak pgiboloji [değiştir]
    insanın, bir canlı olarak çevresine uyum sağlamak ve kendi içinde de dengeli bir gelişme eğilimi vardır. Pgiboloji de elde ettiği yasaları yine insana uygulayarak onun davranışlarını açıklamaya çalısır, önceden kestirmeye çalışır. Böylece, insana bu gelişim ve uyum sürecinde yardımcı olabilir.

    Günümüzde psieyacan, bellek, düşünme, öğrenme konularında elde edilen pgibolojik bilgilerin eğitim alanında kullanılmasıyla bu alanda başarı yükselmiş, daha sağlıklı, daha yeni bir eğitim anlayışı gelişmiştir. Ayrıca Türkiye Eğitim Bilimleri Pgibolojik Danışma ve Rehberlik ya da dengi bir bölümden diploma alanlar, eğitim fakültesi mezunu olarak resmi kurumlarda veya özel eğitim öğretim kurumlarında rehber öğretmen- pgibolojik danışman olarak çalışmaktadırlar.

    Pgibolojinin amaçları [değiştir]
    insan davranışlarını tanımlamaya çalışır. ( Örneğin: Stres, vücudun çeşitli içsel ve dışsal uyaranlara verdiği otomatik tepki., Öğrenme, bireyin yaşantılar sonucu davranışlarda meydana gelen oldukça uzun süreli değişmelerdir. gibi.
    insan davranışlarını anlamaya ve açıklamaya çalışır. Davranışın nedenini saptamaya çalışır. Yani diğer bilimlerin yaptığı gibi neden-sonuç ilişkisini ortaya koymaya çalışır.
    insan davranışlarını önceden kestirebilmek ( öngörü, tahmin ) ister.
    insan davranışlarını etkilemek ve kontrol etmek ister. ( ! )
    Ekoller ve yaklaşımlar [değiştir]
    Amaçlılık ruhbilimi (ing. Purposive psychology)
    Askerlik ruhbilimi (ing. Military psychology)
    Uygulamalı ruhbilim (ing. Applied psychology)
    Atomculuk (ing. Atomism)
    Bilimsel ruhbilim (ing. Scientific psychology)
    Biçim ruhbilimi (ing. Gestalt psychology)
    Bireysel ruhbilim (ing. Individual psychology)
    Budunsal ruhbilim (ing. Ethnopsychology)
    Çevre ruhbilimi (ing. Ecological psychology)
    Çevresel ruhbilimi (ing. Environmental psychology)
    Çözümsel ruhbilim (ing. Analytical psychology)
    Davranışçılık (ing. Behaviorism)
    Davranışlararası ruhbilimi (ing. Interbehavioral psychology)
    Deneysel ruhbilim (ing. Experimental psychology)
    Derinlik ruhbilimi (ing. Depth psychology)
    Endüstri ruhbilimi (ing. Industrial psychology)
    Ergenlik ruhbilimi (ing. Adolescent psychology)
    Fizyolojik ruhbilim (ing. Physiological psychology)
    Yapısal ruhbilim (ing. Structural psychology)
    Genel ruhbilim (ing. General psychology)
    Gensel ruhbilim (ing. Genetic psychology)
    Görgül ruhbilim (ing. Empirical psychology)
    Hayvan ruhbilimi (ing. Animal psychology)
    Herbartçılık (ing. Herbartianism)
    işlem ruhbilimi (ing. Act psychology)
    işlevsel ruhbilim (ing. Functional psychology)
    Kişiliksel ruhbilim (ing. Personalistic psychology)
    Kültür ruhbilimi (ing. Cultural science psychology)
    Matematiksel örnek ruhbilim (ing. Mathematical model psychology)
    Nesnel ruhbilim (ing. Object psychology)
    Örgensel ruhbilim (ing. Organismic psychology)
    Öz ruhbilimi (ing. Self psychology)
    Sayılama ruhbilimi (ing. Statistical psychology)
    Toplumsal ruhbilim (ing. Social psychology)
    Topoloji ruhbilimi (ing. Topological psychology)
    Ussal ruhbilim (ing. Rational psychology)
    Uyaran - karşılık ruhbilimi (ing. Stimulus - response psychology)
    Varoluşçu ruhbilim (ing. Existential psychology)
    Vektör ruhbilimi (ing. Vector psychology)
    Yığın ruhbilimi (ing. Mass psychology)
    Ayrıca:

    Normaldışı ruhbilim (ing. Abnormal psychology),
    Biyolojik ruhbilim (ing. Biological psychology),
    Bilişsel ruhbilim (ing. Cognitive psychology),
    Karşılaştırmalı ruhbilim (ing. Comparative psychology),
    Gelişimsel ruhbilim (ing. Developmental psychology),
    Pgibometrik ruhbilim (ing. Psychometric psychology),
    Danışmanlık ruhbilimi (ing. Counselling psychology),
    Eğitim ruhbilimi (ing. Educational psychology),
    Adlî tıp ruhbilimi (ing. Forensic psychology),
    Sağlık ruhbilimi (ing. Health psychology),
    Nöropgiboloji (ing. Neuropsychology),
    Pgibodrama (ing. Psychodrama),
    Klinik pgiboloji (ing. Clinical psychology),
    Sağlıkbilimsel pgiboloji (ing. Psychological medicine),
    Pgibanaliz (ing. Psychoanalysis),
    Pgibopatoloji (ing. Psychopathology),
    Grup pgibolojisi (ing. Group psychology), vb. alanlar da mevcuttur.
    Ana çalışma alanları [değiştir]
    Algı

    Dikkat ve filtreleme kuramları
    Örüntü tanıma
    Hafıza

    Kısa dönem hafıza ve uzun dönem hafıza
    Otobiyografik hafıza
    Düzensiz hafıza
    Flaş hafıza
    Anlamsal hafıza
    Yapısal hafıza
    Bilgi temsili

    Zihinsel betimleme
    Önermeli şifreleme
    Betimleme önerme tartışması
    Zihinsel modeller
    Dil

    Gramer ve dilbilim
    Sesbilim
    Dil elde etme
    Düşünme

    Mantık, biçimsel ve doğal muhakeme
    Kavram oluşturma
    Problem çözme
    Yargılama ve karar verme
    Pgibologlar

    Sigmund Freud
    Diğer bilimlerle ilişki [değiştir]
    Pgiboloji-biyoloji: Biyoloji, canlı varlıkları inceler. insan biyolojisi, insan pgibolojisiyle iç içedir. insanların pgibolojik durumu, onların biyolojik işleyişini de etkiler. Biyolojik yapıları da ruh durumlarını. Antidepresan ilaçların çalışma şekli de bu yüzden insanların sinir sistemindeki kimyasal değişiklikler yaratarak ruh durumlarını değiştirmeyi hedefler.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    yo yo özet geç diycektiniz okumayın!
    ···
  3. 3.
    0
    ne diyorsunzu! özet geç bin deyin! okumayın lan krize sokmayın adamı
    ···
  4. 4.
    0
    Kökenbilim [değiştir]
    Bu günkü Türkçede korsan kelimesi denizde gemi, adam ve mal gaspını, yağmalamayı içeren deniz “ haydutluğu”'nu ifade etmektedir. Fakat Latincedeki “ cursus “ kelimesinden türeyen ve Türkçe'deki korsan kelimesine kaynaklık eden “ corsair” sözcüğünün anlamı, deniz haydutluğunun aksi olarak resmi otorite tarafından verilen bir deniz görevidir.[1] izinli korsanlık olarak ifade edeceğimiz bu görevi ingilizce' de kullanılan “privateering “ kelimesi karşılamaktadır.[2]

    Deniz haydutluğunu ifade için ise batı dillerinde “ piracy” , “ pirate “ kelimeleri kullanılmıştır.[3]Bu doğrultuda bir iktidarın bilgi ve gözetimi dâhilinde yapılan izinli korsanlık ile herhangi bir yasal dayanağı olmaksızın yapılan deniz haydutluğu aslında birbirinden farklı iki olgu olarak gerçekleşmektedir.

    Osmanlı Devletinde korsan sınıfı ve görevleri [değiştir]
    Osmanlı devletinde ise korsanlar deniz komando sınıfı idi. En büyük üsleri Cezayir idi. Hemen bütün büyük Türk amiralleri bu sınıftan yetişmişlerdir. Zira levendlerin (Bahriyeli) en gözü pek, zeki ve bilgili kısmı bu sınıfa geçiyordu. Ekserisi bir kaç Avrupa dili konuşurdu.[4] En büyük korsan amirali Turgut Paşa'dır. Barbaros kardeşler de korsanlıktan yetişmekle beraber, onlar daha çok devlet kurucu fatihlerdir.[5][6][7] Korsan filolarının hedefi düşmanlarının deniz gücünü vurmak, düşman sahillerini tahrip etmekti. Bu fiil Fransızcadaki "corsaire" kelimesi ile ifade edilir.

    Devlet hizmeti ile ilgili olmayan deniz eşkıyasına ( Fr. Pirate) son asır Türkçesinde korsan denmiştir fakat asıl Osmanlı terminolojisinde bu manada " derya haramisi, deniz haydudu, deniz haramisi, deniz şakıysi " kullanılmıştır ki bunlar hırsız katillerdir. Türklerde Korsan ise korsan devlet bahriyesinin bir sınıfı idi. Eski Osmanlı metinlerinde en büyük amiraller “yarar korsandır, büyük korsandır, mahir korsandır” gibi tabirlerle övülür. Korsanlıktan yetişmemiş bir denizci tam bir denizci sayılmaz.[8]Korsan karadaki Akıncının denizdeki mukabilidir. Türkiye imparatorluğunun kuruluşunda Korsan sınıfı, Akıncı sınıfı derecesinde çok büyük hizmetler görmüş, büyük fetihler yapmış, büyük muharebeler kazanmış, devletin denizdeki düşmanlarının belini büken onları aciz bırakan kuvvetlerden olmuştur.[9]

    Korsan sınıfı karadaki Akıncı gibi bahriyenin en seçkin , en imtiyazlı en vuruşkan en fedai sınıfıdır. Bu günün deniz komandosu denilebilir. Denizde en tehlikeli misyonları yüklenir ve hayatı pahasına başarır. En büyük görevi budur. Devletin sulh halinde bulunmadığı devletlerin gemilerini açık denizlere bırakmaz zapt eder, batırır, zarar verir, hiç olmazsa korkutur.[10]

    imparatorluk Türkiyesinin devamlı savaş halinde bulunduğu ispanyaya ait ispanya ve italya kıyılarında limanları basar gemileri zapt eder, limanları bombardıman eder, sahilden hayli mesafede şehirlere kadar girip düşmanın maneviyatını altüst eder, ekonomik gücünü kırar.[11]

    XVI. asırda Turgut Reis (Turgutça bey, Turgut paşa ) yarım asır korsan ocağının başında bulunmuş bu sınıfın fonksiyonunu şahikasına çıkarmıştır.[12]

    Korsanlar ; Türk ticaret gemilerini ve yollarını himaye eder , emir alınca Donanmay-ı hümayun’a katılıp sefere çıkar ve açık deniz muharebelerine katılırlar. Devletin sulh halinde bulunduğu padişahça aman verilmiş Hıristiyan devletlere ve hiçbir şekilde Müslüman devletlere ait gemilere dokunamazlardı. Devletin harp halinde olmadığı devletin bayrağına saldıran korsan gemisi reisinin derhal başı vurulurdu.[9][13][14]

    Türk korsan sınıfının gerçek kurucusu onu cihanşumul bir kuvvet haline getiren şahsiyet II. Bayezid’in 3. oğlu ve Yavuz Sultan Selim’in ağabeyi Şehzade Korkuttur. Bu iş için çok dikkatli bir siyaset takip etmiş ve çok büyük paralar harcamıştır. Bu suretle Barbaros kardeşleri himaye etmiştir ki en büyükleri Oruç Reistir. Ondan sonra kardeşi Hızır Reis (Barbaros Hayreddin Paşa) ve onun istanbul’a çağrılması üzerine de Turgut Reis korsan ocağının başına geçmişlerdir.[15]

    Ocağın merkezi istanbul değildir. Batı devletleri suları ile karşı karşıya ve ispanya sahilleri ile yüz yüze olan Cezayir şehridir. Turgut zamanında orta Tunus ( Benzert = Bizerte ) başlıca korsan üsleridir.Bu yerlere Cezayir beylerbeyliği nin bir çok limanını da eklemek mümkündür. (Becaye = Bougie, Unnâbe = Bône , Cicelli , Şerşel vs. )

    Hristiyan devletlerinde böyle korsanları vardır. En dehşetlileri; gayeleri kuruluşları ve hayatiyetleri için tek maksat olarak Türk gemilerini hedef almış olan Saint Jean (Hazreti Yahya ) şövalye tarikatıdır. 1523 ‘te Kanuni tarafından Rodosun zaptı ile buradan kovulan bu tarikat birkaç yıl sonra Charles Quint tarafından Malta’ya yerleştirilmiştir.[16]Papa’nın himayesinde fakat müstakil bir askeri tarikattır. Onlarda öğretisinde Türk korsanları gibi ölmeden silah teslim etmemek vardır. Silahlarını ancak cesetlerinden almanın mümkün olduğu rivayet edilir. Hollanda, Portekiz, ingiltere gibi denizci devletlerinde Türk korsanları ile mukayese edilemeyen korsan teşkilatları vardır.Ancak Akdenizde Türk korsanları ile rekabet edebilen tek güç Saint Jean şövalyeleridir(Rodos Şovalyeleri).[17] ingiliz, Fransız , Hollanda korsanları daha çok Karayip Denizi’nde ispanya gemilerini hedef almıştır.

    En büyük Türk korsanları olarak Oruç Reis, Hızır Reis, Turgut Reis, Burak Reis, Murat Reis, Küçük Murat Reis, Koca Murat Reis, Karamürsel Bey, Piri Reis, Salih Reis, Seydi Ali Reis, Kemal Reis, Mezomorto Hüseyin Paşa, Cezayirli Hasan Paşa sayılabilir.

    Kaynakça [değiştir]
    http://tarihvemedeniyet.o...lilarda-korsan-teskilati/

    Dipnotlar [değiştir]
    ^ Mübahat Kütükoğlu, "XVIII. Yüzyılda ingiliz Ve Fransız Korsanlık Hareketlerinin Akdeniz Ticareti Üzerinde Etkileri", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı 12, Yıl 1968, sf. 57–71.
    ^ Jan Rogozinski, The Wordsworth Dictionary of Pirates, Wordsworth Reference, New York 1995, sf. 289.
    ^ Kennet R. Andrews, Elizabethan Privateering: English Privateering During The Spanish War, 1585-1603, Cambridge At The University Press, Cambridge 1964, sf. 5-6.
    ^ Yılmaz Öztuna, Tarih III, MEB Ank. 1972
    ^ Kaptan Paşa'nın Seyir Defteri: Gazavât-ı Hayreddin Paşa, Seyyid Murâdi; Türkçeleştiren: Ahmet Şimşirgil. Babıali Kültür Yayıncılığı. istanbul, 2003
    ^ Ertuğrul Düzdağ, Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hatıraları, c. I-II, istanbul, 1973
    ^ Zaman Gazetesi 23/09/04. iskender PALA
    ^ Öztuna Yılmaz , Büyük Tarih Ansk , BATEŞ Yay. 1992
    ^ a b Öztuna Yılmaz, Tarih III, MEB Ank. 1972
    ^ Şenay Özdemir, Akdeniz hâkimiyetinde Osmanlı Devleti ve Korsanlık (1695- 1789)
    ^ Halil inalcık, Ottoman Policy and Administration in Cyprus After the Conquest, Ankara: 1969.
    ^ Akıncı Sırrı, Hayat Tarih Mecmuası , Kasım 1969
    ^ ÖztunaYılmaz,Yavuz Sultan Selim,BKY yay,ist 2006
    ^ Gencer, Ali ihsan, Osmanlı Türklerinde Denizcilik, Osmanlı, VI, Ankara, 1999, s. 569–589
    ^ Doğu-Batı Çatışması Ekseninde Anadolu'da Türk Denizciliğinin Başlaması", Sosyoloji Yıllığı, Kitap-12, (Semavi iyice'ye Saygı), Tarihte Doğu-Batı Çatışması, istanbul, 2005, s.343-350.
    ^ P.Erlanger, Charles Quint, Paris, 1981
    ^ Read, Piers Paul (1999). The Templars
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    0
    @31 şuku , entry sayın gibi helalsin
    ···
  6. 6.
    0
    Korsanlık Tarihi [değiştir]
    Tortuga 1494 yılında Kristof Kolomb'un Yeni Dünya'ya ikinci yolculuğunda keşfedildi. Kolomb'un denizcilerinin adaya bu adı vermelerinin sebebi şeklinin bir kaplumbağayı andırmasıdır.

    Adaya ilk olarak birkaç ispanyol koloniciler geldi. 1625 Yılında Fransız ve ingilizler adaya ulaştı ve sonra Hispaniola adasına yerleşmeye karar verdiler. 1629'da ispanyollar Don Fadrique de Toledo önderliğinde adaya saldırdılar ve başarılı olarak ele geçirdiler. Fransız ve ingilizler adadan sürüldü. Tortuga kale ve surlarla korunmaya alındı. Hispaniola'yı almak amacıyla ispanyol ordusunun adadan ayrılması ile Fransızlar Tortuga'yı tekrar ele geçirdiler ve ispanyolların kurduğu korumayı güçlendirip geliştirdiler. 1630'da Fransızlar doğal bir limana Fort de Rocher'ı inşa ettiler. 1630'dan sonra ada Fransız ve ingiliz kolonileri tarafından paylaşıldı ve korsanlar için sık kullanılan bir üs haline geldi. 1633'te yerleşmeye yardımcı olmak üzere ilk Afrikalı köleler getirildi. Ancak köle kullanımı başarılı olmadı ve 1635'te sona erdi. Adada köleler üzerinde kontrol hakimiyeti kurulamamıştı ve Fransız-ingiliz koloniler arası süregelen çatışmalar vardı. Aynı sene ispanyollar geri dönüp adayı fethetti ancak tekrar geri döndüler, ada büyük bir önem taşımayacak kadar küçüktü. ispanyolların bu geri gidişi adayı tekrar ingiliz ve Fransız korsanlara bıraktı. 1638'de ispanyollar üçüncü kez dönerek adayı ingilizlerden ve yeni gelen Hollandalılardan temizlediler, ancak kısa süre içinde aynı koloniciler tarafından geri sürüldüler.

    1640 Yılına gelindiğinde Tortugalı korsanlar kendilerine "sahil'in kardeşleri" (brethren of the coast) diyorlardı. Korsan nüfusu çoğunlukla ingiliz ve Fransızlardan oluşuyordu, bunların yanında az sayıda Hollandalı vardı. 1645'te düzen ve kontrol getirmek isteyen ve korsanların kanunsuz hayatını düzenlemeyi ümit eden dönemin Fransız yöneticisi adaya kabaca 1,650 civarında fahişe getirtti.

    1670'lere gelindiğinde korsanlık çağı düşüe girmişti ve pekçok korsan ağaç keserek adadan ihraç etme işine başladı. Ancak bu zamanlarda Henry Morgan adında ingiliz bir korsan kendi rekldıbını yapmaya başladı ve diğer korsanları Tortuga'ya, onun emri altında denize açılmaya davet etti. Bu birlik Fransızlar tarafından bir saldırı timi olarak kullanıldı ve Fransızların Karayiplerde çok daha etkili bir güce ulaşmasını sağladı. Sonuç itibariyle korsanlar hiçbir zaman tam olarak kontrol edilemedi ve Tortuga'yı tarafsız bir korsanlık merkezi olarak tuttular. 1680'de ingiliz hükümeti yabancı bayrak altında gemicilik yapmayı yasakladı ve bu kanun korsanlara büyük bir darbe indirdi. 1684'de korsanlık çok azalmıştı. Pekçok korsan eski arkadaşlarını yakalamak üzere resmi güçlerce kiralandı ve birkaç yıl içinde korsanlık çağı sona erdi.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    durun ak , özet geç bin deyin bana
    ···
  8. 8.
    0
    insan ticareti, Birleşmiş Milletlerce "kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması" olarak tanımlanmıştır [1].

    Yasalara aykırı bir eylem olmakla kalmayıp uluslararası yasa ve insan hakları protokol lerinin de ihlali anldıbına da gelir. Genellikle çok iyi örgütlenmiş suç ağlarına mensup suçlular tarafından yürütülür. insan tacirleri, mağdurları kendi ülkeleri içinde bir yerden diğerine aktarırlar, çoğu zaman da uluslararası sınırlardan geçirirler. Daha sonra mağdurların en temel özgürlükleri ellerinden alınır, eşya gibi satılırlar ve hem ciks köleleri olarak hem de diğer işlerde zorla çalışmaya zorlanırlar. Kurbanlara rutin olarak tecavüz edilir, işkence ve şiddet e maruz bırakılırlar.

    Konu başlıkları [gizle]
    1 Fuhuş ve insan ticareti arasındaki fark nedir?
    2 insan ticaretinin mağdurları suçlu mudur?
    3 insan ticareti mağduru kız ve kadınların başlarına neler gelir?
    4 Bu kaynak ülkeleri nelerdir?
    5 Mağdurlar nasıl angaje edilmektedir?
    6 Mağdurların kaçması ne kadar zordur?
    7 Bir insan tacirini nasıl belirleyebilir ve nasıl yardımcı olabilirim?
    8 Mağdurların başlarına neler gelir?
    9 Mağdurların kaçması ve bu zulümden kurtarılması neden güçtür?
    10 Notlar
    11 Kaynakça


    Fuhuş ve insan ticareti arasındaki fark nedir? [değiştir]
    insan ticaretinin mağdurları - kızlar, kadınlar, erkekler ve oğlan çocukları - köledir. Çoğu zaman ölümle tehdit edilerek, kendi rızaları dışında para karşılığında erkeklere cinsel hizmetler sağlamak zorunda bırakılırlar. Ücretler, doğrudan sahiplere aktarılır ve mağdurlara hiçbir şey verilmez. insan tacirleri, çoğu zaman kadınları fahişe olarak yurtdışında çalışmaya ikna ederler, bu durum kadınların rızası ile oluşmuş gibi görünse de, kurbanlar en sonunda köle haline gelir ve şiddete maruz kalırlar. Buna karşın, fuhuş bir kadının para karşılığı vücudunu satması ve kârı kendine saklamasıdır. ciks işçileri köle olmayıp insan tacirlerinin kontrolü altında değildir.

    insan ticaretinin mağdurları suçlu mudur? [değiştir]
    Hayır. Onlar yurtdışına gitmeleri için kandırılmış insanlardır. Onlara yalan söylenmiştir. Çoğu zaman da paraları ve nüfüs cuzdanları ellerinden alınmıştır. Cinsel hizmetler sağlamak ve diğer işler yapmak zorunda bırakıldıkları için onlar suçlu değil mağdurlardır.

    insan ticareti mağduru kız ve kadınların başlarına neler gelir? [değiştir]
    Evlerine geri dönen mağdurlardan edinilen bilgilere dayanarak, mağdurların itaat etmelerini sağlamak için tacirlerin her türlü gözdağı verme yöntemini kullandıklarını biliyoruz. Mağdurlar, suçluların istediklerini yapmadıkları takdirde en canice ve insanlıktan uzak aşağılama ve korkutma yöntemleri ile karşılaşmaktadırlar. Bunların arasında tecavüz, işkence, ölüm tehdidi, dayak, hapsetme ve aç bırakma bulunuyor. Hamile kadınlar, rutin olarak cinsel ilişkiye zorlanmakta ve bebekleri doğumdan sonra öldürülmektedir. insan ticareti mağdurları modern köleler olarak defalarca satılır. Bu satışlarda 200 ila 20,000 dolar ve üzeri miktarlar el değiştirebiliyor.

    Bu kaynak ülkeleri nelerdir? [değiştir]
    Türkiye'de getirilen insan ticareti mağduru kız ve kadınların çoğu eski Sovyet bloğundan geliyor. Ortalama günlük ücretin 1 doların altında olduğu Moldova gibi yoksul ülkelerden de geliyorlar. Yoksulluk, onların bir çıkış noktası aramasına yol açıyor. Türkiye, insan tacirleri tarafından zenginlik ve fırsatla dolu bir ülke olarak gösteriliyor. Moldova, Ukrayna, Rusya ve başka ülkelerden kızlar ve kadınlar, Türkiye'de daha güzel bir yaşam vaat eden insan tacirleri tarafından kandırılıyor.

    Mağdurlar nasıl angaje edilmektedir? [değiştir]
    Tacirler, genellikle çok iyi organize olmuş büyük uluslararası ve mafya suç örgütleridir. Kurbanlarını, yurtdışında iş imkânlarını duyuran gazete ilanları yoluyla veya kurbanlara yalan söyleyerek onları kandıran yerel şahıslar yoluyla avlarlar. Mağdurları angaje eden bu şahıslar, onların arkadaşı veya mağdurların tanıdığı, onların güvenini kazanmış topluluk üyeleri de olabiliyor. Angajmanı, umutsuz kadınların güvenini kolayca edinebilen kadınların yaptığı da sıkça görülüyor. Her suç örgütünün, ev bulmaktan seyahat ayarlamaya kadar her türlü işi yapan 80 veya daha fazla mensubu olabiliyor. Genellikle sahte iş bulma şirketleri, seyahat ve manken ajansları söz konusudur.

    Mağdurların kaçması ne kadar zordur? [değiştir]
    Kızlar ve genç kadınlar, genellikle özel apartman dairelerine, evlere ve mağdurların zorla çalıştırıldığı diğer mekanlara polis tarafından yapılan baskınlar sırasında ortaya çıkartılıyorlar. insan ticareti mağdurları kendi başlarına kaçmayı nadiren başarsa da, hapis tutuldukları ve başlarında sürekli birileri bulunduğu için bu sıkça gerçekleşmez. Kendilerine, kaçarlarsa öldürülecekleri veya ailelerinin öldürüleceği söylenir. Yerel polise giderlerse de, utanç verici bir şekilde sınır dışı edilecekleri söylenir. Kaçmayı başaranlar, son derece yoğun şiddete maruz kaldıkları için hayat boyunca pgibolojik travma yaşıyorlar. Pgibologlara göre bunların sadece yüzde 30'u tamamen normal bir hayat yaşayabilecek kadar iyileşiyor.

    Bir insan tacirini nasıl belirleyebilir ve nasıl yardımcı olabilirim? [değiştir]
    Yasa uygulayıcıları ile birlikte çalışarak, insan tacirlerinin belirlenmesi ve durdurulması için yardımcı olabilirsiniz. Yurt dışında çalışmak üzere sahte pasaport ve vize öneren kişilere özellikle dikkat ederek işaretlerden bazılarını tanıyabilirsiniz. Tacirlerin eline düştüğünden şüphelendiğiniz bir kız veya kadın ile tanışırsanız, fiziksel suistimale dair işaretleri fark etmeye veya kendi rızaları dışında çalışmaya zorlandıkları konusunda bir ifade veya imada bulunup bulunmadıklarını dinlemeye özen gösteriniz. Eğer bir şahsın insan ticaretine maruz kaldığından şüphelenirseniz, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerden 155 polis 156 jandarma 158 Sahil Güvenlik numaralarından ve 157 yardım hattından ücretsiz olarak arayabilir ve yardım isteyebilirsiniz.

    Mağdurların başlarına neler gelir? [değiştir]
    Yabancı bir ülkede yapayalnızdırlar.
    Diğer vatandaşlarıyla temasları kesilmiştir.
    Bulundukları ülkede, kendi dillerinde mağduriyetlerini anlatamazlar.
    Pasaportları ellerinden zorla alınmıştır. Sadece dışarı çıkarken verilir, dönüşlerinde geri alınır.
    Aileleriyle temas kurmaları engellenmiştir.
    Kullandıkları GSM telefonları uluslararası görüşmelere kapatılmıştır.
    Sürekli taşınma ve yerleri değiştirildiğinden yön duyguları alt üst olmuştur. Nerede bulunduklarını ve mevkilerini bilemezler.
    Tekrar tekrar fiziksel ve cinsel istismara maruz kalırlar, tacirler tarafından tecavüze uğrarlar.
    Zorla senet imzalatılarak, aşırı borçlandırılırlar. Yaptığının suç olduğu söylendiğinden, hakkında işlem yapılıp hapise gireceği korkusuna kapılmaktadırlar.
    Düştüğü durumun ailesine yansımasından dolayı utanç ve dışlanma endişesi yaşamaktadırlar, her gün uzun sürelerle, müşterilerle tehlikeli ve korunmasız cinsel ilişkiye girmeye zorlanmaktadırlar.
    Kaçması halinde kendisi veya ailesine zarar verileceği tehdidinde bulunularak korkutulurlar.
    insan ticaretine son

    Mağdurların kaçması ve bu zulümden kurtarılması neden güçtür? [değiştir]
    Şiddet, tehdit ve kontrol altındadırlar.
    itaat etmesi için mağdurlara sık sık dayak atılır.
    Uyuşturucu verilir.
    Mağdurlar özel kiralık evlerde aç ve susuz bırakılarak, zorla tutulurlar.
    Sorunlarını anlatabilecekleri kişilerle iletişim kurmaları engellenir.
    Güvenlik kuvvetlerine haber verildiği takdirde, bunu öğrenebilecekleri ve bu nedenle kendisine ayrıca şiddet uygulanacağı tehdidi altındadırlar.
    Mağdurlara, aynı durumda yaşamaya devam etmekten başka bir seçenek bırakılmaz.
    Notlar [değiştir]
    ^ Bkz. Birleşmiş Milletler Sınıraşan Suçlarla Mücadele Sözleşmesine Ek insan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına ilişkin Protokol'ün (Palermo Protokolü)3. maddesi. Anılan Palermo Protokolü TBMM tarafından 30 Ocak 2003 tarihinde onaylanmış, 4804 sayılı Kanun olarak iç hukukun bir parçası haline getirilmiştir.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    0
    @59 bare sen özet geç bin de be ak
    ···
  10. 10.
    0
    2007 Yılı Türkiye insan Ticareti ile
    Mücadele Raporu

    Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Uluslararası Göç Örgütü, insan Kaynağını Geliştirme Vakfı ve Kadın Dayanışma Vakfı tarafından hazırlanan rapora buradan ulaşabilirsiniz.

    Rapor (16 mb)


    insan Ticaretine Kayıtsız
    ve Tepkisiz Kalmayın!

    Türkiye insan Ticaretine Karşı Sürdürdüğü Kararlı Mücadelede Ulusal Bilgilendirme Kampanyasını Başlatarak "2007 Yılı Türkiye insan Ticareti ile Mücadele Raporu"nu yayınlıyor.

    devamı


    Yeni Bilgilendirme Kampanyası Filmi

    Film, insan ticaretinin farklı şekillerine ve Türkiye'nin insan ticareti suçu ile kararlı mücadelesine odaklanmaktadır.

    Video


    insan Ticareti Üzerine Rapor

    Türkiye'de insan Ticareti ile Mücadelede Yasa Uygulama ile ilgili Stratejik Bir Yaklaşım

    rapor


    Değişiklikler!

    "Türkiye'de insan Ticareti ile Mücadele Yasa Uygulama ile ilgili Stratejik Bir Yaklaşım" raporunun hazırlanıp yayınlanmasını takiben Anayasanın 80. ve 227. maddelerinde değişiklikler yapılmıştır.

    Değişiklikleri görmek için lütfen linke tıklayınız.
    ···
  11. 11.
    0
    ulan siz adamı üstad edersiniz be alt tarafı bir özet talebi istedik ,

    Hacı Ömer Sabancı Holding'in Yönetim Kurulu Eski Başkanı
    Sakıp Sabancı, 7 Nisan 1933 tarihinde Kayseri'nin Akçakaya köyünde fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi.Çok genç yaşlarda, Bossa Un Fabrikası'nda veznedarlıkla iş hayatına başladı. Sırasıyla, çiftlik müdürü ve Bossa Tekstil işletmesi Müdürü oldu. Babasının 1966 yılında vefatından sonra kurulan Sabancı Holding'in yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirildi. Halen bu görevi yanında Holding'e bağlı çok sayıda kuruluşun Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı ve Murahhas Üyeliklerini yapmaktadır.1964 yılından itibaren, 25 yıl müddetle Adana ve Kocaeli Sanayi Odaları, Türkiye Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği üyeliği ve başkanlığı yaptı. Muhtelif vakıflarda çeşitli zamanlarda görevler üstlendi.1986 yılında Türk Sanayicileri ve işadamları Derneği TÜSiAD'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı üstlenen Sakıp Sabancı, 1987-1990 yılları arasında Yüksek iştişare Konseyi Başkanlığını yaptı. Son dönemlerde sosyal ve kültürel içerikli çalışmalara yoğun zaman ayıran Sabancı, Türkiye'nin 52 yerleşim merkezinde 111 kalıcı eğitim, sağlık, spor ve kültür tesisi meydana getiren Hacı Ömer Sabancı Vakfı'nın başkanıdır. Sakıp Sabancı evli ve üç çocuk babasıdır..

    1933 - 7 Nisan 1933 tarihinde Hacı Ömer Sabancı (1906-1966) ve Sadıka Sabancı (1910-1988)'nın ikinci çocuğu olarak Kayseri'nin Akçakaya köyünde doğdu. Kardeşleri ihsan (1931-1979), Hacı (1935-1998), Şevket, Erol ve Özdemir (1941-1996) Sabancı'dır.

    1948 - AKBANK'da 25 lira aylıkla "stajyer memur" olarak çalışmaya başladı. Bankada yazı makinesi, hesap makinesi kullanmayı, tahsil fişi, tediye fişi ve makbuz kesmeyi öğrendi.
    ilk kez istanbul'a geldi, Sirkeci'deki Özipek Palas Oteli'nde kaldı.

    1950 - Üç yıl üstüste zatürre hastalığı geçirmesi nedeni ile liseyi bitiremeden okuldan ayrıldı ve aynı yıl kurulan BOSSA Un Fabrikası'nda veznedar oldu, maaşı 50 liraya çıktı.

    1955 - BOSSA Un Fabrikası'na ticaret müdürü oldu. Aynı yıl ikinci el Pontiac marka beyaz spor bir otomobil satın aldı.

    1957 - Teyzesinin kızı Türkan Civelek ile BOSSA fabrikasının bahçesinde yapılan bir düğün töreni ile evlendi. BOSSA tekstil fabrikasında Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaya başladı.

    1964 - Büyük kızı Dilek dünyaya geldi. Adana Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı oldu.

    1966 - Babası Hacı Ömer Sabancı istanbul'da vefat etti. Aynı yıl Türkiye'deki ilk poliester elyaf ve iplik fabrikası SASA kuruldu.

    1967 - Kardeşleriyle birlikte HACI ÖMER SABANCI HOLDiNG A.Ş.'yi kurarak Yönetim Kurulu Başkanı oldu.
    Topluluk şirketlerinden ilk olarak Akçimento hisse senetleri halka arz edildi.

    1970 - ikinci çocuğu Metin dünyaya geldi. Zihinsel özürlü olarak dünyaya gelen Metin Sabancı'nın tedavisi için Amerika ve Avrupa'da pekçok hastane ve doktora başvuruldu. Tamamen iyileşme olanağı olmayan bu hastalıktan muzdarip pekçok gence yardım için 1976 yılında Erol Sabancı Spastik Çocuklar Tedavi ve Eğitim Merkezi ile 1996 yılında Metin Sabancı Spastik Çocuklar ve Gençler Eğitim Üretim ve Rehabilitasyon Merkezi kuruldu.

    1973 - Küçük kızı Sevil dünyaya geldi.

    1974 - O dönemler Sabancı Holding Genel Koordinatörü olarak görev yapan Türkiye Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ısrarı üzerine Sabancı Holding istanbul'a taşındı. Anne Sadıka Sabancı'nın bütün malvarlığını bağışlaması ve Sabancı kardeşlerin katkılarıyla Hacı Ömer Sabancı Vakfı VAKSA kuruldu. Vakıf bugün, toplam 53 yerleşim merkezinde 112 kalıcı esere sahip, Türkiye'nin en büyük aile vakfıdır.
    izmit Köseköy'de LASSA (BRiSA) kuruldu.

    1981 - Türk sermayesi ile yurtdışındaki ilk banka AKINTERNATIONAL BANK ( Sabancı Bank Plc.) Londra'da kuruldu.
    Amerika'da Houston'da ilk kez kalp kapakçığı ameliyatı oldu.

    1984 - ilk onursal doktorası Eskişehir Anadolu Universitesi tarafından verildi.
    isveç'te, Stockholm'de Uluslararası Ticaret Odası Kongresi'nde Türkiye'yi temsil etti.

    1985 - ABD eski Başkanı Jimmy Carter ve eşi, Sakıp ve Türkan Sabancı'yı Emirgan'daki evlerinde ziyaret etti.
    Türk ekonomisindeki gelişmeleri, Avrupa'daki uluslararası firmaların ve bankaların temsilcileri ile Türkiye ile iş yapan isviçre bankaları ve isviçre firmalarının temsilcilerine aktarmak amacıyla isviçre-Türk Derneği'nin Cenevre'de düzenlediği toplantıya konuşmacı olarak katıldı.
    "işte Hayatım" isimli ilk kitabı yayınlandı.
    Mimar Sinan konusunda Fransa'nın ünlü Sorbonne Üniversitesi'nde konferans verdi.

    1986 - TÜSiAD'ın Yönetim Kurulu Başkanı oldu.

    1987 - Şimdi Belçika Kralı olan Prens Albert istanbul'a gelerek, Sakıp Sabancı'ya Emirgan'daki evi Atlı Köşk'te "Belçika Kraliyet Nişanı" takdim etti.
    Sabancı ve DuPont ortaklığıyla ilk yüzde 50/50 "joint venture" şirket DUSA kuruldu.
    TÜSiAD Yüksek istişare Konseyi Başkanı oldu.
    Sakıp Sabancı ve eşi, ABD Başkanı Ronald Reagan ve eşini Beyaz Saray'da ziyaret etti.

    1988 - Sakıp Sabancı ve eşi, ABD Başkanı Ronald Reagan ve eşini Beyaz Saray'da ikinci kez ziyaret etti.

    1989 - Babası Hacı Ömer Sabancı zamanında toplanmaya başlanan Resim ve Hat koleksiyonlarının sergilenmesi için SSCB Kültür Bakanlığı'nın daveti üzerine Moskova'da bir sergi açıldı. Bu sergi, sonraki yıllarda dünyanın en önemli müzelerinde segilenecek "Altın Harfler: Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat-Resim Koleksiyonu Sergisi" için bir mihenk taşı oldu.
    Amerika'da Houston'da ikinci kez kalp ameliyatı oldu.

    1992 - Japon hükümeti tarafından Sakıp Sabancı'ya "Kutsal Hazine Altın ve Gümüş Yıldız Nişanı" takdim edildi.

    1993 - 1988 yılında temeli atılan SABANCI CENTER açıldı.

    1994 -Japon Toyota ve Mitsui ile yüzde 50/50 ortak olarak Türk otomotiv sanayiine yeni bir pencere açacak TOYOTASA fabrikası Adapazarı'nda açıldı.

    1996 - Kardeşi Özdemir Sabancı elim bir saldırıda hayatını kaybetti.

    1997 - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" ile onurlandırıldı.
    Dünyaca ünlü gıda devi Fransız Danone ile yüzde 50-50 ortaklıkla DANONESA kuruldu. Fransız Hipermarket zinciri Carrefour ve Sabancı ortaklığı ile CARREFOURSA Hipermarket Zinciri kuruldu.

    1998 - "Altın Harfler: Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat-Resim Koleksiyonu Sergisi" New York'ta Metropolitan Müzesi'nde sergilendi. Böylece Metropolitan Müzesi'nde sergilenen ilk özel koleksiyon ünvanına sahip oldu.
    Du Pont firması ile ortaklaşa Arjantin ve Brezilya'daki endüstriyel iplik ve kord bezi fabrikaları satın alındı.
    Kardeşi Hacı Sabancı vefat etti.

    1999 - 170 Milyon dolarlık yatırımla, Türk eğitimine yeni bir soluk getirmesi hedeflenen SABANCI ÜNiVERSiTESi istanbul'da açıldı.
    Çukurova Üniversitesi tarafından onbirinci onursal doktorası takdim edildi.

    2000 - "Altın Harfler: Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat-Resim Koleksiyonu Sergisi" Paris'te Louvre Müzesi'nde sergilendi.

    2001 - Sabancı ve DuPont'un yüzde 50-50 ortaklığıyla 4 kıtada toplam 16 fabrika ile faaliyet gösteren DUPONTSA ve DUSA INTERNATIONAL şirketleri kuruldu.

    Sakıp Sabancı ve ailesi ABD Başkanı Bill Clinton'ın davetlisi olarak Beyaz Saray'a gittiler.

    Fransız Hükümeti,"Altın Harfler" koleksiyonunun Louvre Müzesi'nde sergilenmesini gerçekleştirerek Fransız-Türk kültür ilişkilerine yaptığı katkılar ve Fransa'nın önde gelen şirketlerinden Danone, Carrefour ve BNP ile sürdürdüğü başarılı ortaklıklarından dolayı, Elysée Sarayı'nda yapılan törenle, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından Sakıp Sabancı'ya "Légion d'honneur" şeref nişanı takdim edildi.

    Sakıp Sabancı öldü

    Hacı Ömer Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı, 10 Nisan 2004 tarihinde tedavi gördüğü hastanede yaşdıbını yitirdi. 12 Nisan 2004 tarihinde Devlet töreniyle defnedilen Sakıp Sabancı'nın cenazesine, iş, siyaset ve sanat dünyasının temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    0
    ya durun bi özet geçmemi isteyin ak
    ···