0
hepsini okudum notlar aldım kendime derssler çıkardım
hatta öyle okudumki şuan hepsini ezberimden yazabilirim
bir yapboz düşünün ki sonsuzlukta duran evrenimiz kadar , bir yapboz düşünün ki dağılmış parçalarının alanı evrenin çapı kadar , bir yapboz düşünün bulunan parçaların yerinde durmadığı .
bu yapboz bir yerde evrendeki değişkenliktir, bir yerde maddenin anlamı, biryerde doğanın kanunlarıdır. bu yapboz evrendeki fizik kanunlarıdır,bir yerde insanın içindeki özlemler , hasretler ve ben duygusunun sorgulanmasıdır. bulunan parçalarını yerine oturtan , parçalarını yöneten tekniğin ismi bilimdir. bilimsel hareketliliğin yazıdan önce ortaya çıktığı insanların ilk çağlarda mevsimleri takip etmesiyle ortaya çıkmıştır.
m.ö 35000 ile m.ö 20000 yılları arasında afrikada bulunan çeşitli bulgular ve zamanı ölçmeye dair denemelerin izlerine rast gelinmiştir. asal sayıların çeşitli sıralamasını ve antik mısır çarpma tekniklerini gösteren bilinen en eski örnek , insanoğlunun bulabildiği parçalarla bir kısmını oluşturduğu süper yapboza 1’inci sıradan giren işango kemiğidir, bizim medeniyet yapbozunun bir numarasıdır.m.ö 2500 yılları bilimsel etkinliklerin yoğunlaştığı ve ivme kazandığı yıllar olmuştur. m.ö 3000 yılı sümerler, m.ö 2000 yılı akad ve babiller , m.ö 1000 yılındada asurlular matemaktisel etkinliğe ivme kazandırarak yapbozun 2 numarası olmayı hak etmişlerdir.
klagib antik çağ felsefesiyle başlayıp thales, anaximenes, pythagoras, demokritos, gorgias, empadokles, heraklitos, parmanides, sokrates ,plotinos, platon, aristotales gibi filozofların gitgide gelişen ve şekillenen felsefi soruların şekillenmesini sağlayarak yappozun 3 numarası olmuşlardır. astronomi ve fizikte roma imparatorluğu altındaki mısırda yaşamış olan batlamyus un evren modeliyle başlayıp nikolas kopernik , galileo galilei ,ısaac newtonla astronomi ve fiziğe katkıda bulunulmuştur. bu katkı medeniyet yapboz ‘unun 4’ üncü parçasına bu bilimi adamlarını yerleştirmiştir.
19oo ‘ lü yıllarda max plank siyah cisim ışıması üstünde çalışırken yeni bir olgu ile karşılaştı; enerji değişimleri parçacık özelliğini gösteriyordu , plank doğadaki değişikliklerin devamlı ve düzgün olmadıklarını, ani sıçramalar şeklinde ve patlatıcı karakterlerde olduğunu keşfetti. eş deyişle ışık , bir borudan fışkıran su gibi sürekli ve akıcı değil , tüfekten atılan kurşunlar gibi ayrı ayrı parçacıklar biçimindeydi. bu enerji paketciklerine kuantum adı verildi. böylece modern fiziğin havuzu sayılan kuantum biliminin temeli atılmış oldu. kuantum yapbozun 5’inci parçasını oluşturdu.
1905’li yıllarda einstein ışığın küçük parçacıklardan oluştuğunu, ışık parçacıklarının foton olduğunu ; ilk olarak foto elektrik kurdıbını, sonra özel göreliliği ve genel görelilik kurdıbını bulmuştur. bu buluşlar einsteini süper yapboz da 6’ıncı sıraya yerleştirmiştir.
m.s 780’ de bağdat da doğan cebir ve astronomi bilimine yön veren önemli eserler yazan, türk kökenli harezmide süper yapbozda 7’inci sıraya yerleşmiştir.
böylece matematiğe, fiziğe ,felsefeye ve bilime katkısı olan toplumlar, insanlar ana hatlarıyla geçtiğimiz zaman diliminde süper yapbozda yerini almıştır. bunun yanında ismini hatırlayamadığımız ve bilmediğimiz nice toplum ve insanlar bu yapbozda yerini almıştır. tüm yapbozu görebilmemiz için tüm parçaları yerine indirmemiz gerekli, bununda imkansız olabileceğini düşünüyorum. genişleyen evren bunun ilk sebebidir, alan genişledikçe sorunlar ve sorular çoğalacak ,sorunları çözmek soruların cevabını aramak bizi başka bir soruna ve soruya yöneltecektir. bunun anlamıda devamlı süper yapboz parçalarının aranması, bulunması yerine yerleştirilmesi ve akabinde başka parçaların aranması anldıbına gelmektedir. elimizde bulunan yani toplumların ve bilim insanlarının uğraşı ve emeği ile yerine yerleşen yapboz parçalarının, sonradan katkılar alarak yer veya şekil değiştirdikleri veya sonradan bazı parçaların yanlış yerleştiği anlaşılmış olup süper yapbozda yerlerini kaybetmişlerdir .bunlar bazı yanlış teorilardir. yapboz satıhının üzerine sağlam kuramlarla yerleştirilmiş parçalar bile değişkendir, değişken olmasının sebebide devamlı gelişen yeniliklerle bu kuramlara ek kuramlar eklenmesidir.
süper yapbozda bilinen, bilinmeyen ,yerlerine yerleştirilen veya aranan tüm parçaların devamlı değişken olduğu, değişmeyen tek şeyin yapbozun satıhı olduğu gerçeğidir. bildiklerimizin çok az olduğu, yapbozdaki resmin bir kısmını görmenin bile daha çok zaman alacağı bir gerçektir.bir yapbozun en güzel tarafı parçaları bulmak ve o an gelince onu yerine yerleştirmektir. sonucuda o resmi görmek ve ona anlam verebilmektir. birde bulamadığımız kaybettiğimiz parçalar ve kaçırdığımız önemli anlar. bitirdiğimizde parçalar ekgib kaldımı ne anlamsız görünür, yani bu yapboz noksaksandır. süper yapboz ise satıhına en zor parça indirilen yapbozdur, bu yapboz süperdir. süper değişkendir. görünen resmin bir bölümü bile durmadan değişmektedir. değişiklik insanın ufkuyla, real hayal gücüyle ilgilidir.
insanlar ilk önce tarımda hayvan gücü ve aletlerle çalıştı, sonradan fosil yakıtla çalıştırdığı mekaniklerden oluşmuş otomobiller ve araçlar yaptı, doğanın gücünü kullanarak dev barajlarda elektirik enerjisini üretti. kuşları taklit ederek uçakları, füzeler yaparak uzayı keşfetmeye çalıştı. zaman içinde uzay çağı başlamış olup evrendeki dev yıkımları, galaktik şokları, evrenin genişlemesini idrak etti. karadeliklerin yaptığı yıkımları ve evreni genişleten gücü sorgulamaları yapbozdaki tüm resmi görme mücadelesidir.
bu mücadele her insanda az veya çok bulunmaktadır, son yazdığım üç makalede hem felsefi hemde fiziki anlamda bu konulara yaklaştım . yapbozda oluşacak resmi görmenin mücadelesidir, bu bir uhtedir, bu bir yerde meraktır, bir yerde yaşadığımız dünyaya ,evrene bir borçtur ama en önemlisi verdiğimiz emeği, beynimizde oluşan beyin fırtınalarının süper yapboz karşısıda çaresiz kalmasıdır. buna ramen araştırma , değerlendirme yapmak ve bunları kağıda dökmek dedim ya bir borçtur.
tüm alan denkleminde işlediğim evrenin kaderinin bir döngü olmayacağı,ama kendi içinde döngülerin olduğunu , bu döngülerinde onun sonunu hazırlayacağını,son bulan evrenin sonsuzluğun içine gömüleceğini yani sonsuzluktan hiçlikten doğduğunu ve yine onun içine çekilerek gerçek halini alacağı ve hiçliğe bürüneceğini anlatmıştım. bu formatta sonsuzlukluğun yapbozun çerçevesi ve satıhı olduğunu , yapboz parçalarınında evren olduğu anlatmaktayım. evrenin bir yerde maddeden oluşması,bir yerde enerjiden oluşması , bir yerde görünmeyen şeffaf, hacimsiz aktif ve pasif saf enerjiden oluşması evreni karmaşık hale getirmektedir. boşluk içinde boşluk makalemde atomun yoğun boşluktan oluştuğunu, felsefi yaklaşımla anlatmaya çalıştım, pasif aktif enerji ve evren makalemde atomdaki boşluğun etkiye tepki veren aslında enerjinin bir formatı olan aktif saf enerjinin atom boyutunda ,pasif saf enerjinin kütlenin dışında , karadeliklerin yada başka bir deyişle uzay girdaplarını oluşturan yegane enerji olduğunu yazmıştım. hem girdapları hem genişleme hızını hemde homojen yapısı sayesinde genişleyen evreni ahenk ve düzen içinde hareket ettiren güç olduğunu anlatmaya çalıştım.bu anlattıklarıma yapboz satıhı’nın üzerinde katkılar sunulabilir ve değişkenlik gösterebilir veya gelişen iradeyle zamanla yapboz çerçevesinden çıkarılabilir. unutmamak kaydı ile süper yapbozun devamlı değişiklik gösteren parçalarının yer değiştirdiği yada katkılarla yenilendiği, yada çerçeveden çıkarıldığı bir yapboz .evren var oldukça anlam yüklemeler ve anlam düşürmeler devam edecektir, belki hiçbir zaman bu parçalar bir araya gelmeyecektir.
Tümünü Göster