-
1.
+2bu dünyada tek sevdiğim, uğruna canımı bile düşünmeden verebileceğim... sessizce uzaklaştı gitti onu ne kadar çok sevdiğimi öğrenemeden, yalın ayak gönlümü çiğneye çiğneye gitti iki gözümün nuru...
-
2.
0"zaman her şeyin ilacıdır" inandırıcı olmayan içi boş bir söylemdir... asla unutmassın seviğini, asla çıkmaz içinden her zaman tazedir acısı, sadece onunla yaşamaya alışırsın... alışabilirsen o da...
-
3.
0dünyada en büyük acı., bir birini seven iki insanın ayrılıkta hissettiği acıdır... annenizin babanızın kardeşlerinizin ölüm acısından daha büyük acıdır... tarifi yoktur, olamazda...
-
4.
0ey sevdiğim... bil ki hala yaşarken seni bir daha göremeyecek olmanın, o sesini, canını ruhunu bir daha hissedemeyecek olmanın verdiği korkuyla yaşıyorum yaşamak denirse buna...
-
5.
0aklımda sen, yürüyorum yolum yok üstelik öyle boş ceplerime sokmuşum ellerimi adım atıyorum... ne yakınlaşabiliyorum o adımlarla sana nede uzaklaşabiliyorum özü temiz çiçeğim... sen bunları hiç bilmiyorsun...
-
6.
0bugün şirkete yeni bir kız başladı, garip bir şekilde yürüyüşü tıpkı sen, senin hareketlerini kopyalamış da gelmiş sanki... kilosundan boyuna kadar her şeyi ile sana benziyor... elimde olmadan sıcak davranmış olmalıyım ki telefon da sevgilisiyle konuştuğunu anlamam için yüksek sesle "aşkım, sevgilim" diye konuştu bugün... oysa hiç bilmiyor yüreğim yangın yeri gibi, hiç haberi yok o koridordan yürürken salınımını izleyip gözlerimin dolduğunu, arkasından bakarken sana olan susuzluğumu gidermeye çalıştığımı hiç bilmiyor, hiç haberi yok bir daha asla göremeyeceğim birini nasılda arıyor gözlerim... sen bunları hiç bilmiyorsun...
-
7.
0bugün hiç çalışamadın kafam incin toparlayamıyorum bir türlü...
-
8.
0pazar günü gelip çalışırım artık yapcak bişi yok...
-
9.
+1adam kendiyle hesaplaştı başlıkta amk
-
10.
0beklenen pazar geldi ve çalışıyorum ömrüm...
- 11.
-
12.
+1Bugün istanbul da senin yokluğunla uyandığım günlerden birini daha geçirdim. Farklı bir şey var ama. dejvu yaşadım yatağıma oturmuş pencereden yağan yağmuru izlerken, elim telefonuma gidiyor istem dışı, mesajım var mı yok mu diye umutsuzca bakınıyorum senden “günaydın” mesajı gelmeyeli 10 ay geçmesine rağmen. Yanımdaymışsın gibi, benimleymişsin gibi, o günaydın mesajını atmışsın gibiydi her şey, arayacaktım birazdan ve sesini işitecektim, o kadar yakındın o kadar sıcaklığını varlığını hissettim henüz uyanmamış diğer yarımın tokadıyla kendime gelmeden önce…
Çok üzgündüm mutsuzdum ve tek tesellim aklımın bir köşesinde seni hala taze tutabiliyor olmamdı, yüzümü yıkamadan önce aynaya uzun uzun baktım, sende bana bakardın böyle uzun uzun gözlerimin içene dalardın, nasılda kıymetsiz oluyor o anlar yaşarken, eksildiğinde anlıyor gerçekten de insan bazı şeylerin değerini… dedim ya soğuk bir istanbul sabahı, evde tek başıma uyanmışım, sesler duyuyorum, sen yokken duymaya alıştığım saatten çıkan tik tak sesleri ve ıslak asfalt tan ara sıra geçen araçların lastik sesleri, dedim ya soğuk, çok soğuk bir istanbul sabahı, doğum gününe 13 gün var havanın güzel olması lazım ama mevsimler sonbaharı atlamış doğrudan kışa dalmış gibi… akşam içemeye gideceğim için kot pantolon giydim üzerine yeşil kareli gömleğimi, dedim ya hava çok soğuk, böyle çıkılmaz dışarı kazak giymeliydim ve elimi bir kazağa uzattığım o anda,,, yıkıldım, öldüm, parçalandım ve diz çöktüm 10 dakika kadar elimde olmadan…bunları yazarken o uzandığım kazak var üzerimde, biraz dar ama sıcak tutuyor, biraz eski ama güzel duruyor, hala simsiyah ama, renginden bir şey kaybetmemiş onca kışı atlattı hem senin hem benim üzerimde, hiç aklıma gelmezdi bir kazağın benim için bu kadar değerli olabileceği, hiç aklıma gelmezdi bir kazağın beni yerden yere vuracağı, hiç bu kadar olabileceğine inanmamıştım sevmek, özlem duymak duygusunun beni yerden yere vurup secde ettireceğini... bu sabahın sessizliğini ben bozdum hıçkıra hıçkıra işe böylece... sen bunları hiç bilmiyorsun…. -
13.
0on gün sonra doğum günün ve çok uzun bir zamandan sonra ilk kez sen olmadan geçecek 17 ekim, hiç aralık vermeden içmeyi planlıyorum...
-
14.
0kalbim paramparça tubim, o kadar özledim o kadar hasret kaldım ki sana şöyle uzaktan bir kez görsem rahatlayacakmışım gibi hissediyorum, telefon açayım diyorum cesaretim yok... çok özledim ölecekmişim gibi hissediyorum kendimi çok mutsuzum ):
-
15.
0telefonla konuştuk bugün, sesinde hem mutluluk var hem mutsuzluk, 31 mayısta evlenecekmişsin Allahtan mutlu olmanı dilerim her daim. saadet teyzenin ölüm haberini verdin özlediğim o sesinle verdiğin ikinci kötü haber oldu bu ama yine de az da olsa hafta sonundan bu yana yaşadığım bu acıyı bu özlemi dindirdi, verdiğin haberler her ne kadar can yakıcı olsa da. uzaklaşmışsın gibi hissedemiyorum tubim başkasının olabileceğine inanamıyorum, başka bir insanı sevebileceğine, kalbinde yer açabileceğine inanmıyorum inanamıyorum, on dan dolayı soruyorum duygularında net misin diye, on dan soruyorum kararında eminmisin diye...
hea bir de içimde tehlikeli biçimde büyüyen ve ikimize de zarardan başka bir faydası olmayacak olan "yeniden başlamak" duygusu yeşermeye başlıyor, niye bilmiyorum ama sanki yeniden yapabilirmişiz gibi, sanki geçmişte birbirimize yaşattıklarımız dan ders çıkarmış, birbirini daha iyi anlayan, daha gerçek bir ilişki olabilirmiş gibi hissediyorum, umutluyum da üstelik, bilmiyorum nedenini... korkma ama hiç bir şekilde sen bunu bilmeyeceksin, asla seni ne kadar sevdiğimi, ayrılmış olsak dahi bile seni asla unutrmadığımı, her gün resmine bakmadan yatamadığımı, tek başıma kaldığım da senden başka bir şey düşünmediğimi, içip içip ağladığımı, bazı yaptıklarım dan dolayı çok pişman olduğumu, seni üzdüğüm için kendim den nefret ettiğimi, aslın da sen benim için nasıl bir ödüldün de ben seni kıymetini bilemediğimi düşünüp pişmanlıklar içinde yanıp kavrulduğumu asla bilmeyeceksin. ben bunları yaşıyorum, sen bende bıraktığın bu izleri bilmeyeceksin... sen bunları hiç bilmeyeceksin... -
16.
0bana gönül deme.
-
17.
0dün sesini duyduğumdan mıdır bilmiyorum daha mutluyum sanki (:
-
18.
0@12 hayatımı gibtin lan zütveren, defol git lan burdan
-
19.
0telefonumda senin resimlerin var sürekli bakıyorum da geçen gece bir resmin var nişanımızda çekilmiş, öyle salon görevlisi filan tarafından çekilmiş bir şey değil, biri çekmiş işte ya melis ya da kocası olabilir diye düşünüyorum neyse, beni bilirsin ellerini çok severim (: bence dünyanın en güzel elleri senin ellerindir kesin, net, tartışmasız. alayım istiyorum ellerini bakayım sabahlara kadar, sabahlardan akşamlara kadar baksam doyamam ki (: o kadar çok severim öyle her hücreni sevdiğim gibi ellerini de, sen belki farkında değildin o zamanlar hani bir şeyler anlatıyorsun "öyle oldu , böyle demiş, şunu yapmış " falan filan . sonra da kalkıp bana kızdığın zamanlar olurdu hep "senin aklın nerede yine?" diye (: nerede olacak ellerine bakıyorum, o parmaklarını şekilden şekle sokarak anlattığın konunun dışına çıkmış orda öyle deli gibi el hareketlerini izliyorum, hoşuma gidiyor napim... işte o kadar çok severim o kadar çok, kanımı akıtırım o ellerine parmaklarına, canımı bırakır giderim yeter ki en ufak bir zarar gelemsin senin verdiğin zarar dışın da... senin verdiğin zarar dışın da diyorum zira serçe parmağında sürekli yara bandı oluyordu (:
neyse resmi azcık anlatayım, ben resmi çekene bakıyorum sen bana bakıyorsun gülümseyerek, ama nasıl güzel bir bakış allahım yarabbim yok böyle bir şey yok böyle bir güzellik, ben elimi belinden kavramışım sende ensemden geçirmişsin çok kibar bir duruş ama. allam ya, işte benim sol omuzumun üzerinde senin elin duruyor (: en sevdiğim orada duruyor işte ... bu resme daha öncede bakmıştım ama bu kadar dikkatimi çekmemişti, gözlerim ellerini özlemiş bence ondan olabilir ):
uzun uzun baktım ellerine ama nasıl bakıyorum, bir gözlerine kitleniyorum omuzlarından saçından düşüyor gözlerim, birden ellerine takılıyorum sonra uzun uzun bakıyorum, sıkmışım yumruğumu ellerim boş masaya vuruyorum yumruğumu, 10 dakika kadar sürmüştür bu kilitlenme hali, bir iki damla masanın üzerine düşünce az da olsa kendimi toplayabildim... derin, çokkkkk derin bir ahhhh çektim sonra kaderime küsmüş halde... işte sevdiğim sen bunları hiç bilmiyorsun...
merak ediyorum acaba başka bir insan bir insanın eline aşık olmuş mudur? olmuştur her halde ne bileyim... -
20.
0dokuz günlük kurban bayramı tatiline başlamadan önce son mesai saatleri. her zamanki gibi aklımdasın, 17 ekim doğum günün, aklımdan güzel şeyler geçiyorum senin adına, büyümek filan bir yana artık yaşlanıyoruz sanki be... her yaşın güzelliklerle geçsin inşallah, her günün mutluluklarla dolsun, en güzel günler senin olsun, şu hayal dünyanın en kıymetli en değerli neyi varsa senin olsun... 17 ekim diyorum ve üzülüyorum ):Tümünü Göster
haklıyım ama üzülmekte senin için sürpriz planım vardı o bozuldu ondan hep. çiçek yaptıracaktım ne güzel iş yerine göndertecektim halbuki odunluğumun bir göstergesi olarak... o kadar yıllarımız geçti öküz ben bir kere bile masana çiçek göndermedim, ne mal adamım ben...
gözdeye geçen doğum günün de kız arkadaşından hem de çiçek gelince ampul yandı biraz, işte onu diyorum, insan kendinin olunca kıymetini bilemiyor, illa ekgiblik bir şey olacak ki kıymet bilsin. körmüşüm demek ki o zamanlar kakıp bir çiçek gönderemediğim için, yada göndermediğim için. malım ben mal mal, akıllı görünen salatalığın tekiyim, gözde çiçeğini aldığında nasıl sevindi kız cağız, ben seni sevindirmedim ya, öyle mutlu öyle gururlu olmanı sağlamadım ya çok kızıyorum kendime, on dan sonra kalkmışım burada "mutlu ol, dünyalar senin olsun bilmem ne söyle söyle dur. okuyan biri varsa şunu söylüyorum sana kardeşim. sevdiğin insan için her şeyini ver, öleceksen de sevdiğin insan yolunda öl, boş beleş yaşama, bu dünyanın en sırrı sevmektir aşık olmaktır sevdiğinin olmaktır. gerisi sıkılmış insan beyninin yarattığıdır ...
ah tubim ah, çok keşke lerim olacağa benzer bu yaşanmışlıklardan dolayı... neyse çiçek gönderme planım doğum gününün kurban bayrdıbına isabet etmesiyle sekteye uğramış oldu, bu defa da böyle erteledim... eve göndersem olmaz... arayamam da nasıl ulaşırım sana bilmiyorum ama o gün mutlaka sesini duymak istiyorum, mutlaka kısa sürede olsa beni aklından, gönlünden geçirmeni istiyorum, unutmadığımı hiç aklımdan çıkmadığını bilmeni istiyorum... önceki senelerden evde doğum gününün nasıl kutlandığını biliyorum... benim için en unutulmazı yine acı olandı acı dolu olandı... kaleme alacağım o günü sırf o anları anlatacağım ama o gün bu gün değil...
çok zor ama. bir gün bunları görürsün belki, belki okursun bilemiyorum... ben seni asla unutmadım, unutmaya çalıştım olmadı zaten, seni anmadan düşünmeden geçen tek bir günüm yok...