Peter şehirde şimdilik herhangi bir sorun olmadığını gördüğü zaman evine doğru yola çıktı. Binaların arasında ilerlerken telefonu çaldı




her zaman ki gibi arayan Mary Jane Watson’dı.
Daily Bugle ‘ ın tepesine çıkıp telefonu açtı.
- Peter sana harika bir haber var…..
- Owww neymiş seni bu kadar heycanlandıran ?
- Artık yeni bir işim var ?
- Yeni bir iş ?
- Evet artık sevgilin Stark Endüstrilerinde çalışıyorrrrrrrrrr.
- Stark Endüstrileri ?... Tony Stark’ın yanında mı ?
- Evet Peterrrrr çok sevinçliyimmmmm ve sana doğru geliyorummmmmmm
- Owww tamam , tamam….
Peter evden çokta olmasa biraz uzaktı aslında acilen eve doğru ilerlemesi gerekiyordu.
Şehirde ilerlerken yere iyice yaklaşıp o şekilde devam etmek istediği sırada örümcek hisleri devreye girdi içinden bir ses yolun sağına bakma ihtiyacı hissetti otobüs bekleyenlerin arasında gene onu gördü…
Ben amcayı….
Olduğu yerde dönerek tekrar oraya baktı ama bu sefer ben amca yoktu…
Kafayımı yiyorum acaba diye düşündü içinden….

Doğruca eve gidiyordu telefonu çaldı arayan mary jane idi.
- Peter tahmin et ne oldu ?
- Ne oldu birinci mi oldun yoksa ?
- Hayır daha önemli
- Neymiş bakalım
- Örümcek adam beni kurtardı
- Owwwww ne kadar sevindim anlatamam tatlım
- tamam senden izinsiz gittiğim için özür dile…..
- bi dakka hayatım Gwen sanırım bir şey söylicek ben seni birazdan arasam olurmu ?
- yanında Gwen mi var peter ?
peter telefonu kapatmıştı acilen eve doğru ilerlemesi gerekiyordu çünkü mary jane’in onun evine doğru koşarak geldiğinden adı gibi emindi. Allahtan camı çıkmadan açık bırakıyordu yoksa geldiğinde içeri giremezd……
fakat gördüğü şey karşısında çığlık atmamak için kendini zor tuttu…
CAM KAPALIYDI……TANRIM CAM KAPALI….NE B.K YiYCEM BEN ŞiMDi…..MARY JANE BiRAZDAN BURADA OLUR…..TANRIM…TANRIM….

Örümcek adam koşucuların köprüyü tamamen terk etmesini sağlıyordu Mary Jane çıkarken köprünün ortalarında ailesini kaybetmiş bir çocuk gördü ve onu almak için geri döndü. Çocuğu alıp köprüyü terk edecekken bastığı yer çatlamaya başladı.
Geri geri gitmeye çalışsada oluşan çatlak yolun o bölümünün aşağı çökmesine sebep oldu…




Mary jane aşağı düşüyordu…
Fakat örümcek adam hızlı davranarak arkalarından atlayıp aşağı düşen Mary Jane ve beraberindeki kızı kurtarmıştı.




Mary jane ve kızı güvenli bir şekilde koşucuların olduğu bölgeye getirmeyi başarmıştı. Mary Jane kurtardığı kızı annesine teslim ettiği zaman , annesi çocuğuna sarılıp “ tanrı sizi korusun…çok teşekkür ederim” diyerek ağlamaya başlamıştı.
Örümcek adam Mary Jane’e bakıp “evine bırakayım mı ?” diye sordu
Kız “benim evimi nerden biliyorsun ?” dedi fakat Örümcek adam cevabı beklemeden kızı alıp gökdelenlerin arasında kaybolmuştu bile.
Kızın evinin önüne geldiklerinde Örümcek adam Kıza “ bundan sonra çarşıya giderken daha güvenlikli yollar seçmelisin” dedi ve oradan uzaklaştı.

kardeş kimse okumuyor galiba..

Köprünün sonuna doğru yaklaşırlarken bitişinde tek bir adam duruyordu. Elinde uzaktan kumandalı bir tetik vardı. Diğer elinde büyükçe bir megafon taşıyordu.
Megafonu eline alıp “ sevgili new yorklular hepinize merhaba…….çok iyi tahmin edeceğiniz üzere elimde bir uzaktan kumanda var ve köprünün ayaklarında lanet betonda 10 metrelik çukur açabilecek bombalar yerleşmiş vaziyette…..ve gene çok iyi tahmin ettiğiniz üzere sizden bir isteğim var……IRON MAN’in




buraya gelmesini istiyorum…..o kendini beğenmiş Tony Stark buraya gelecek ve o lanet zırhını bana verecek yoksa hepiniz lanet Atlantiğin dibini boylarsınız……buda ne kadar ciddi olduğumu anlamanız için bir işaret…”
Dedi ve elindeki tetikten bir düğmeye bastı….
Köprü ayağının bir tanesi olduğu gibi patlamış köprü biraz yana doğru eğilmeye başlamıştı……
“ Evet……Tony Stark




beni duyduğunu biliyorum 5 dakika içinde buraya gelmezsen köprünün diğer ayağını da patlatıcam anladınmı beni….. 5 DAKiKA VAKTiN VAR !!!”

Geldikleri yer genelde mavi ışıkların hakim olduğu bir yerdi. Cam fanusların içinde çeşitli hayvanlar ve böcekler vardı….tabiki hepsinin genetiği değiştirilmiş deney hayvanları idi.
Bilgisayarlarını açtılar ve şirketin veritabanından aldıkları bilgiler ile çalışmaya başladılar. Uzunca bir süre çalıştıktan sonra peter uyuşmuş ayaklarını açmak için ayağa kalktı ve örümceklerin olduğu bölüme geçti.




Çeşit , çeşit genetikleri ile oynanmış onlarca örümcek türü vardı.
Zıplama geni ile oynanmış…..
Kamuflaj geni ile oynanmış…..
Ürettiği ağ sıvısı ile oynanmış…..
Reflex gücü ile oynanmış…..(ki bu örümcek türlerinin reflexleri o kadar güçlüdür ki artık bu reflex olayı 6. His gücüne dönüşmüştür.)




Örümcekler gibi farklı bir sürü örümcek türü vardı.
bir fanusun üzerinde X- Örümcek Toplama deneyi yazıyordu. Camda resmi vardı fakat fanusta örümcek yoktu. Dikkatli bir şekilde fanusun içinde örümceği ararken birden elinin üst tarafında keskin bir acı hissetti.




Owwwww dedi sesli bir şekilde.

Adamın boynunun yan tarafında bir şeytan dövmesi vardı.




Video eski olduğu için boynunu sağımı solumu olduğunu kestiremiyordu.
Şimdi tek yapması gereken New York sokaklarında daha fazla dolaşmak ve çığlıklara daha fazla kulak vermek olacaktı…
Sokaklarda hiç olmadığı kadar fazla dolaştı örümcek adam her sesin geldiği yere gitmeye ve her yakaladığı suçlunun boynuna baktı fakat şehir çok büyük ve örümcek adam çok küçüktü.
Buna bir çare düşünmesi gerekiyordu……
Sürekli radyo dinleyerek şehirdeki olayları takip ediyordu zaten.
Radyosunda yaptığı birkaç değişiklik ile polislerin kullandığı telsizlerin frekasını yakalayabilen bir cihaz yapmayı başardı.
Fikir Mary jane’e aitti aslında. Sadece radyodaki devreler ile mp3 devrelerini bir şekilde bir şekilde birleştirerek yapma fikri peter’a aitti.
Artık şehirdeki olayları daha yakından takip edebiliyordu.
Genelde geceleri ortaya çıkmaya başlamıştı.

ERTESi GÜN….
BROOKLYN KÖPRÜSÜ….




Bir sürü insan köprünün üzerinden geçerek times meydanına kadar yarışacaktı. Daily Bugle sahibi Jonah Jameson elinde altı patlar bir tabanca ile koşucuların en önünde bir kürsüde elinde mikrofon ile konuşma yapmaya hazırlanıyordu. Yanındaki yardımcısı patronunun kulağına “ efendim halen birincinin ödülünü açıklamadınız” dedi. Adam o kadar pinti o kadar pintiydi ki banka hesaplarında New York’u satın alacak parası olmasına rağmen işe otobüsle gider gelir üstelik bunun için ulaşımın indirimde olduğu zamanları kullanırdı.
Mikrofonu alıp üstünü kapattı ve biraz düşündükten sonra “ yarışmamızın birincisine New York merkezde yeni açılan BiM marketler zincirlerinde geçerli 500 Dolarlık hediye çeki verilecektir. “




dedi ve yanındaki yardımcısına dönüp “ bu onları ateşliyecektir” dedi ve elindeki tabanca ile havaya ateş edip koşuyu başlattı.

NEW YORK……

Ara sokakların birisinde iki serseri bir kadının çantasını zorla almaya çalışıyordu….
- Ver şu çantayı be kadın ölmek mi istiyorsun
- imdaaaaaaaaaaaaat
- Bağırma be kadın herkesi başımıza toplayacaksın
- Nick kafasına vur şu kadının yoksa başımızı belaya sokucak
- iyi fikir….
Twiipppppppp……..




Serserilerden birisi arkasında bulduğu bir demir parçasını alıp kadının kafasına vuracağı sırada kolunun bir ağ tarafından sarmaladığını gördü ardından aynı ağ ile yerden üç metre yükseklikte duvara yapıştı. Diğer serseri olanları izlerken gözleri büyümüştü fakat onun içinde çok geçti artık ağlar onun vücudunu sarmış ve olduğu yere düşürmüştü. Adam yattığı yerde kendilerine bunu yapan adama doğru bakıyorlardı. Duvarda ağ ile yapışmış adam sinirli bir şekilde “ Örümcek Adam” dedi.
“eevvvveeeetttttttt mahallenizin iyi yürekli komşusu Örümcek Adam”

Ben kim miyim ?
Bilmek istediğinize emin misiniz ?
Hayat hikayem klagib sözlük hikayeleri okumak isteyenler için ideal değil…
Eğer size birisi sonu mutlu biten bir hikaye anlattıysa eğer….
Çok büyük yalan söylüyor demektir…
Eğer bunu ben söylesem bile….
Büyük bir ihtimalle bende yalan söylüyorum demektir…..
Hayatımda unutamadığım bir söz var…
BÜYÜK GÜÇ BÜYÜK SORUMLULUK GETiRiR….
Bu benim hediyem…
Bu benim lanetim…..
Ben kim miyim ?
Ben ÖRÜMCEK ADAMIM…..

Bileklerinde dayanaılmaz bir sızı hissetmeye başladı sanki tonlarca ağırlık vardı ve çıkmak
için damarlarını zorluyordu…..




3 adam üstüne doğru yürürken aralarından biri “ yaptığın kung-fu hareketleri şimdi seni kurtaramicak çocuk” dedi. Peter ellerini adamlara uzattığı zaman bileklerinden bir tür sıvı fışkırmaya başladı. Çıktığı gibi katılaşan bu sıvı ile adamı çepeçevre sardı peter. Diğer ikisi gördüklerinden dolayı çok korkmuştu birisi cebinden bir bıçak çıkarmıştı peter’ın üstüne sallayacağı sırada peter arkasındaki duvara zıplayarak yapıştı ve adamın eline sağlam bir tekme attı. Gördüklerinden dolayı iyice tırsmış olan adamlar korkudan kaçtılar.
Peter duvarda yapışık olduğunu,yerden 5 metre yüksekte olduğunu farkettiğinde anladı….
Biraz değişik hissetti kendini arkasını dönüp duvara tırmanmaya başladı




içi içinden çıkacaktı sanki o kadar heycanlıydı yani ellerini duvara koyduğu zaman oraya yapışıyor ve o istemediği sürece çıkmıyordu. Bu şekilde binanın en tepesine kadar çıktı.

Ara sokaklardan birine girdi herkesten uzak kalmak istiyordu.
Bana neler oluyor diye düşündü….
Hiçte kendi gibi değildi…
O bunları düşünürken etraftan serseriler çıkmaya başlamıştı.
“ heyyyy bu saatte okulda olman gerekmezmi senin ufaklık…….babacığın sana harçlık verdimi bakalım ?”
Peter etrafına baktı 5 tane sokak serserisi etrafını sarmaya başlamıştı.
Birisi tam arkasından “ yakaladım seni küçük fare” diye koşacağı sırada peter sanki kontrol sende değilmiş gibi ters takla attı ve adamı tam karşısında duran çöp bidonuna soktu.
Bir diğer adam yan tarafından saldıracağı sırada peter çok yüksek bir şekilde zıpladı ve adamın kafasının üstüne düştü.
3 adam kalmıştı…

Mary jane içerden “ peter ne oldu “ diye.
Elini ısıran örümcek yere düştüğünde çoktan ölmüştü örümceği eline aldı peter….
Elindeki örümcek cam fanusun üzerinde resmi olan örümcekle aynı örümcek idi. Dikkatli bir şekilde örümceği fanusa koydu ve kızın yanına geldi.
Eli deli gibi sızlamaya başlamıştı ve oldukça büyük bir şiş haline gelmişti.
“ hadi gidelim” dedi peter “ ben kendimi hiç iyi hissetmiyorum…..bu kadar örümceği görünce içim bi garip oldu….sonra tekrar geliriz”
Peter eve geldiği zaman may halasına bi göründükten sonra direk uyudu.
Ben amca o uykusundayken yanına gelmiş yemek yiyeceklerini söylemiş hatta yemekte pizza olduğunu söylemesine rağmen peter uyanmamıştı.
Çok fazla uykusu vardı. Öğleden sonra saat 5 te uyumuş ertesi güne kadar hiç uyanmamıştı hatta okula bile geç kalacaktı.

Eline sağlık çok güzel bi hikayeydi

Örümcek adam ilk köprü ayağı havaya uçtuğu zaman hızlı bir şekilde adamın yanına doğru ilerlemişti.
Havada ağlarını atarak kalabalığın üzerinden geçti onu görenler sevinç içinde bağırmaya başladılar
“ BAKIN BU ÖRÜMCEK ADAM…….ŞiMDi BiZi KURTARACAK”
Örümcek adam,havadan gelip adamın karşısına dikildiği zaman kalabalıktan sevinç içinde bağırmaya ve ıslık çalmaya başladı. Örümcek Adam arkasını dönüp balerin selamı verdikten
sonra adama bakıp




“ pekala düğmeli dostum New York halkı adına teslim olup elindeki megafon’u bana vermeni istiyorum……sesin o kadar kötü ki öleceksek eğer en son duyacağımız şey senin sesin olmamalı.”
Adam sinirli bir şekilde “ seninle derdim yok örümcek çocuk…Iron Man buraya gelecek ve zırhını bana verecek yoksa bu elimdeki tetikle hepin…….”
Örümcek adam ağlarını atarak adamın elindeki tetiği almayı başarmıştı.
“ bunun gibi bir tetik miydi ? “ diye sordu arkasındaki kalabalık gene coşku içinde bağırmaya başlamıştı.

arkadaşlar bugünlük bu kadar yarın devam edicez...

O ZAMANA KADAR

iYi OKUMALAR...

Örümcek adam kamyonun üzerinden ağlarını yüksekçe bir binaya doğru atarak ilerledi.




Kamyonun gidiş hattında iki binanın ortasına ağlarını kullanarak büyükçe bir sepet yaptı ve kamyonun gelmesini bekledi tamda düşündüğü gibi olmuştu kamyon olduğu gibi sepetin ortasına girmiş ve durmuştu. Şoför kamyondan çıkarak kaçmaya çalıştı elinde makinalı bir tüfek vardı arkasından gelen örümcek adamın üzerine doğru ateş etmeye başladı




ama tek bir kurşunu bile isabet etmemişti. Örümcek adam bütün gücüyle adamın çenesine bir tekme atmış ve tek tekmede adamı yere sermişti. Ellerini ve ayaklarını ağları ile sardı fakat adam sürekli küfür ediyordu. “ babalara kötü söz söylenmez” diyerek ağzına da ağlarından attı ve adamı susturdu.
Hemen polisler gelerek adamı zütürdüler çevredeki halk alkışlamaya ve örümcek adam’a tezahürat yapmaya başlamıştı.
Fakat….
Aradan birisini gördü…..
Yüzü beyninin duvarlarına kazınmış biriydi bu…..




BEN AMCA……
Tekrar dikkatli baktığı zaman görüş açısından çıkmıştı….
Ama onu orada gördüğüne yemin edebilirdi…..

Örümcek adam kulaklığının sesini biraz daha açtı… sabahın bu saatinde insanlar işlerine giderken o da şehirdeki durumu kontrol etmek için gökdelenlerin arasında ilerliyor ve insanlara “ mahallenizin güler yüzlü komşusu Örümcek Adam” diyerek bağırıyordu….

Kalabalık grup koşuya başlamıştı. Örümcek Adam grubu köprünün en üstünden izlemeye başlamıştı…
Sonra kalabalığın içinden bir kişiyi tanıdı…
Çoook yakından tanıdığı bir kişiydi bu….
MARY JANE WATSON……
Yarışmaya katılmayacağını söylemişti halbuki. Telefonunu aradı kızın
- Mary jane nerdesin hayatım ?
- Aaaaa peter ben….şeyyyyy.. eeeee çarşıdayım sevgilim neden sordun ?
- Pekala nerde olduğunu söyle de beraber sinemaya gidelim….hemen yanına geliyorum o zaman
- Hayır peter şu an çok meşgulüm ben seni ararım
- Mary jane sen nerdesin hayatım sesin koşuyormuş gibi geliyor da
- Aaaa evet aslında koşuyorum
- Nerde peki ?
- Brooklyn Köprüsünde
- Koşu yarışmasındasın dimi ?
- Evet dersem çok kızıcakmısın ?
- Tabbiki hayır bitanem aslında benim içinde çok iyi oldu GWEN STACY çağırıp duruyordu sen bitirene kadar bende onun yanına giderim…iyi koşmalaaaaarrrrr
- Peter hayır.. hayır dedim sana. P……
Peter telefonu kapatmış Mary Jane’i izlemeye devam ediyordu.

bu günlük buraya kadar millet
hikayemiz yarın devam edecek o zamana kadar
iYi OKUMALAR...