Eren ile hastaneye gittik. Oğuzun başında ki kanama artmıştı gittik pansuman yaptırdık. Tekrar geldik arabaya bindik. Şeker fabrikasına giriş yaptık. Eren elinde birkaç kitap ile geldi. Büyünün nereye konulduğunu öğrenmek istiyorduk çünkü yok etmemiz lazımdı ki cinler o sayede daha fazla zarar vermesin diye. Eren bizim eve girdi. Babam falan şaşırdı ne oluyor diye pek konuşmadık evde birşey bulamadı. O anda bodrum aklıma geldi bodrumda gelen sesleri söyledim direk aşağı indik. Babama falan sorun yok diye geçiştirdim arkamdan gelmesin diye. Kapıya yaklaşınca eren bir an irkildi burada birşeyler var açmamız lazım dedi. Bu sefer kulpundan açmadım direk kapıya tekme atarak açtım içerisi hayvan ölüsü affedersiniz leş gibi kokuyordu. içeride kullanılmayan eşyalar dolaplar vardı. Yerlerde kurbağalar zıplıyor. Böcekler geziniyor. Eren elinde ki kitaplardan belli sayfaları okuyarak bana sana dediğim yerleri git kontrol et dedi eren gözünü kapattı oturdu sesli bir şekilde birşeyler okudu. Bir anda gözlerini açtı ve kullanılmayan çamaşır makinesini gösterdi. Eşyaların arasında ilerliyorum elimde de fener var korkuyorum tabi erene gelsene kardeşim yardım et dedim. Geldik baktık çamaşır makinesine birşey yoktu.Bulmamız gerekiyordu. Eren çamaşır makinesini kaldır dedi. Tam dediği yerde aşırı derece böcek ve koku vardı. Ellerime eldiveni giydim kaldırdım. Gördüğüm şeyler ile kendimi arkaya attım korkudan. Et parçaları gözler nazar boncukları kağıtlar.. Nefes nefese kalmıştım eren o pislikleri Allahu Ekber Allahu Ekber diyerek çıkarıyordu onların bir tanesinin fotoğrafını da çekmiştim aynen şu şekildeydiler (Bakmak Veya Bakmamak Sizin Elinizde Hatırlatayım Temsili Fotoğraf) http://www.imgim.com/farukov3.png

Bunlar gibi organlar ve gözler çıkarttı. Eren bunları çıkarırken bayılacak gibi oluyordu bense yutkunmaktan konuşamıyordum. Birkaç tane de kağıt çıkardı onları atamıyorum buraya hem sizin hem benim sağlığım için. Bu pisliklerin hepsini bir çöp poşetine doldurup atacağımız en uzak yere attık. Üstümüz başımız kan olmuştu o halde eve girersem şüphe uyandıracağı için o gece oğuz kardeşimin evinde kalmamı uygun gördüm.Ereni şehirdeki evlerine bıraktım yarın ercanın yerini yarım olsa da öğrendiğimiz için onunla yüzleşmeye gidecektim 35 yaşında ki adamın Kardeşi yaşındaki kıza kavuşmak için neden böyle bir adilik yaptığını ve beni niçin böyle bir kuyuya sürüklediğini öğrenmemiz gerekiyordu.

Neyse babamla eve dönüyoruz sürekli sorular soruyor. Aynı şeyleri tekrarlayıp duruyor. Haliyle bende ters ters cevaplar veriyordum sinirleniyordum. Eve geldik akşam olmuştu zaten saatler hep aklımda o günler ilgili. 20.30-21.00 gibi gelmiştik baya uzun sürmüştü çünkü. Dilimin ağrıyor olmasıyla pek konuşmuyordum. Daha doğrusu ağzımı oynatamıyordum. Çünkü hayatım da ilk kez gördüğüm bir yöntemdi. Dilin altında ki damardan kan almak çok farklı gelmişti.

Eve geldim odama geçtim internetten araştırıyorum şeyh'in yaptığı yöntemi ama yok bulamadım. Olayımı daha duymayan kalmamıştı. Sağolsun annem galiba anlatmıştı komşulara dışarı çıktığım da bana ilginç ilginç bakmaları yanlarından geçerken besmele çekmeleri beni onlardan farklılaştırmış gibiydi. Pgibolojimin bozulmasına bunların da nedeni büyük olmuştu. 2 gün garip kabuslarla geçmişti. Şeyh babama telefon açmış ve yanına çağırmıştı.

Gittik apar topar yanına şeyh Sadece yanına babamı çağırmıştı bende diğer oda da onları bekliyordum. Evinde neredeyse her metrekarede arapça kelimeler sözler dualar asılıydı. Onları inceliyordum bazı hastalarının fotoğrafları olan bir fotoğraf albümü gibi birşey gördüm. Kitap tarzı yapmış ve üstlerinde nedenlerini yazarak Sayfa şeklinde hepsini tek tek yapıştırmıştı. Hastalarının fotoğraflarından bazıları o kadar korkunçtu ki diğer sayfalara doğru düzgün bakamamıştım. Çoğunun yüzü morarmış bazısı sararmış gözleri dönen var bunun gibi değişik insanları görünce acaba bende mi bunlar gibi olacağım diye düşünüyordum. Korkum gitgide artıyordu.

Tek tek karıştırırken içeriye karısı girdi şeyhin. O an ödüm patladı denebilir yerimden anlık olarak zıpladım. Bir de karısı çarşaflıydı daha çok korkmuştum düşünün öyle fotoğrafları karıştırırken kapıdan giren siyah birşey görüyorsunuz haliyle korkar insan. Bana seni bekliyorlar içeride git dedi. Gittim babamın gözü dolmuş beni bekliyor. Girdim içeri şeyh yine o gözleriyle bana baktı zaten bakınca korkuyordum. Bana büyü yapıldığını söyledi size bahsettiğim odkara aşk büyüsünün yapıldığını ondan öğrenmiştim. Bana o gün erenin evinde ne yaptığımı sordu. Baya korktum bu adam nereden biliyor ne yaptığımı dedim. içimden öyle diyince ben biliyorum evladım anlat sen diyince rengim attı bembeyaz oldum. 5-10 saniye konuşmadım. Ürperdim konuşamadım sonra anlattım tek tek neler yaptığımı en son bodrum katını da anlatayım dedim çünkü ondan bile haberi olmuştur boşuna yalan atmayayım diye anlattım.

Bana yüksek sesle bağırdı kızdı. Onları yaptığımız zaman çarpılma ihtimalimin çok yüksek olduğunu ve ölebileceğimi söyledi. Ercan ve sevgilim konusuna da değinmişti. Sevgilimin birkaç gün içinde döneceğini fakat ercandan emin olmadığını söyledi. O an az da olsa mutlu olmuştum. Bu kadar şeyi bilen insan sevgilimin nerede olduğunu da biliyordur o yüzden güvenmiştim. O bunları söylerken gözlerine bakamıyordum iri gözleri vardı ve siyah sürme çekince korkunç oluyordu ama gözleri gerçekten gözümün önüne gelince ürperiyorum belki de insan değildi kim bilir.

Kusuruma bakmayın kardeşlerim biraz geç yazıyorum çünkü olayları yazarken bile bilgisayarımda sürekli sıkıntılar oluyor kendini yeniden başlatıyor sekme kapanıyor. Ne olursa olsun yazacağım inşallah.

Yaşlı insan ve maymun karışımı değişik yüz ile aramızda artık pek mesafe kalmamıştı. Kalp krizi geçirecek gibiydim. Hayatım da görmediğim yaşamadığım şeyleri yaşıyordum. ve bana iyice yaklaştı. BU GECE SENi ÖLDÜRECEĞiZ'dedi... Arapça bilmediğim halde sanki birisi bana tercüme ediyor gibi anlıyordum. Nefes kalmamış ve bayılma noktasına geliyordum . işte O AN Allahu Ekber! dedim. Bir anda bir toz bulutu gibi kayboldu acı çeker gibi inleyerek kayboldu. terden vücudum sırımsıklam olmuştu. Elhamdulillah dedim derin bir nefes aldım! Oda da ki herşey bitmiş mumlar sönmüştü. Sessizlik hakimdi ayağa ALLAHU EKBER diyerek kalktım.

Ereni arkamda baygın halde gördüm. Bünyesi kaldıramamış bayılmıştı. Çünkü çok yoğun bir enerji saçıyorlar etrafa dayanılmıyor. Cinlerle uğraşan eren bile dayanamamıştı. Oda dan çıkardım salona doğru zütürdüm. Birkaç kez tokat attım uyanması için uyandı gözlerini açtığında resmen kan doluydu gözleri. Başta korktum ama kötü haldeydi. Biraz bekledim kendine gelmesini. O Kendine gelene kadar sürekli ayetel kürsi nas felak aklıma gelecek tüm duaları okudum. Eren hayatını tehlikeye atarak ercanın ne yaptığını nerede olduğunu öğrenmiş.. Uyanır uyanmaz bana bunu söyledi. Cinler açık adres bulmak konusunda çok iyidirler. Onlara kimliğini söylediğiniz kişiyi anında bulurlar.

Eren kendine tam olarak geldiğinde sordum artık abi falan demiyorum ercanın, ne yaptığını beni neye soktuğunu sordum. Bana önceki cin ziyaretlerinde define olayının yalan olduğunu ve bana BÜYÜ yaptırdığını öğrendim. Neden yaptırdı ? işte asıl soru buydu neden yaptırdı? öğrendim ve büyük bir şok geçirdim. Sevgilime göz dikmiş ve beni ondan ayırmak için ODKARA aşk büyüsü yaptırmış.

Odkara aşk büyüsü çok eski çağlardan günümüze gelen bir şaman büyüsüdür.Çar,Çur,Çor bu üç isim orta Asya Türklerince çok tanınan ve çekinilen üç büyük cininin adıdır. Odkara aşk büyüsü yapmak için köpek gözünden yapılan ve bir kaç hayvanın daha kemiği ve eti kullanılarak yapılan bir büyüymüş. Böyle bir büyünün olduğunu sonralardan öğrendim. internette yazılan çoğu büyü cinlerin yazdığı büyülerdir. O yüzden hiçbirini okumanızı önermiyorum. Bu büyü ile internette yazılan çok sayıda farklı musallat büyüleri vardır. Tekrar uyarıyorum hepsinde farklı anlatılıyor başınıza bela almayın. Konuyu dağıtmadan devam edeyim

Kapı çaldı açtığımız da polisi karşımda görünce oğuzu unutmuş gibi şaşırdım sonradan aklıma geldi tabi. Girdiler içeri ihbar aldık sorun var mı gençler dedi. Tabi yüzümüz bembeyaz olmuş konuşurken bile titriyorum. Polis bizim hallerimizden şüphelendi evin içerisine girdi. Mumları aynaları falan görünce Gençler emin misiniz burada bir şeyolmadığına dedi. Yok abi birşey olmadı dedim. Kimliklerimizi aldı sorgulattı birşey çıkmayınca onlar da gittiler. Dışarıda oğuz ve arabasını göremedim bir yere mi gitti yoksa kaçtı mı diye düşündüm. Aradım telefonu açtı nefes nefese kalmış geliyorum kardeşim geliyorum dedi. Ne oldu nereye gittin diyince gelince anlatırım dedi. Neyse erenle bekliyorum erende artık kendindeydi. Benim başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Gördüklerim gözümün önünden gitmiyor. Hala bile nefes almakta zorlanıyordum. Maalesef artık herşeyin içindeydim ama olmakta zorundaydım. ikimizde kapının girişinde bekliyoruz ben eve giremiyorum korkudan artık. Çantamda orada kalmıştı. Oğuz geldi başı kanıyordu arabada hasar da vardı ne oldu kardeşim sana böyle ? diye sordum. Bana 'Siz içerideyken büyük bir gürültü duydum. Evin kapısı açılıp kapanmaya basladi. Korkuyla polisi aradım o sırada ne oldu bilmiyorum arkadan büyük bir inek mi öküz mü tam hatırlamıyorum karanlıktı. Arabanın arkasına kafa atıyordu sanki istemiyordu beni 1 tane hayvan bunu yapamaz birkaç tane vardı sanki o korkuyla geri geri üstüne sürdüm bu sefer arabanın üstüne çıkmaya çalışıyordu direk anayola çıktım baya hızla ilerliyorum fakat hayvanda benle aynı hızda geliyor. En son Ayetel kürsi Ve Nas surelerini okudum korkuyla aklıma gelmemişti.

Okuyunca hayvan peşimi bıraktı ben arkaya bakmaktan önümü göremiyordum galiba bir duvara çarptım. Bayıldım galiba 2-3 dakika sonra uyandım. Direk sizin yanınıza geldim dedi. Arabanın fotoğrafını özelden isteyenlere yollarım kardeşlerim

Kapıda erenle konuşurken dayı birden bize gidin çabuk gidin geldiler ! diye dedi kim geldi neredeler erende birşeyler hissetmişti. Çabuk çıkalım buradan yoksa başımıza iş alacaz dedi. Bende korkudan tamam dedim ama belliydi yani gözle görülür derece de gölgeler falan vardı bunu sadece ben mi görüyordum yoksa herkes mi korkudan kimseye adam akıllı birşey de demiyordum. Arabaya geçtik oturduk. Dayının evinin önündeyiz daha gitmedik. Evin önünde dikkatimi pencere çekti. Pencere de siyahımsı birşey biz gidene kadar bizi izledi acaba perde falan mıydı yoksa cin miydi bilmiyorum ama çarşaflı birine benziyordu.

Ercanın net olarak o köyde mi olduğundan daha tam emin değildik sorularım yanıtsız kalmış bulamamıştım. Tek tek evleri dolaşırsak köylüler şüphelenip jandarma falan çağırabilirdi. Belki de o köyde değildi bilmiyorum. Saat akşam 9'a yaklaşmış anca eve dönmüştük. Oğuzun evine geldiğimiz de bir şok orada yaşadım halının bir kısmı yanmış evde ki tabaklar kırılmış ve benim yattığım yatakta kül izleri vardı. Artık bulunduğum yere zarar vermeye başlamışlardı. Nasıl bir büyüdür anlamadım. Hala bile etkileri az olsa var kardeşlerim. Apar topar temizledik etrafı artık oğuzda birşeylerin farkındaydı.

O gece korkudan geç saate kadar yatamadım ama vücudum artık dayanmıyordu. Kendiliğimden yatmışım. Bir rüya gördüm ama gerçekten çok korkunçtu. Rüyamda erenin köylerinde ve o evdeydim. Ama bu sefer tekim sanki anlık olarak oraya gitmiş gibiydim hani derler ya astral seyahat falan belki de farkında olmadan gittim bilemiyorum çünkü nesneleri ve diğer şeyleri kolaylıkla hissedebiliyordum. Neyse erenin evindeyim etraf zifiri karanlık fakat salonda az da olsa ışık var ben salona doğru yavaş yavaş yürüyorum. Gidene kadar yine aynı fısıltılar o günleri tekrar yaşadım sanki. Buluşmanın olduğu odada mumlar hala yanıyor ayna olduğu gibi etrafa bakarak ilerliyorum

Salona yaklaştım ve karşımda yaklaşık bir basketbolcu boyunda 5-6 tane siyah çarşaflı varlıklar gördüm. Yuvarlak oluşturmuş ve salonun ortasında bekliyorlar ama yuvarlağın ortasında beyazımsı birşeyler görüyorum. Rüyamda önce tereddüt ediyorum çıkmak istiyorum ama olmuyor yine kitleniyorum besmele çekemiyorum beynim uyuşturulmuş gibi sanki. Nasıl oluyorsa gitgide yaklaşıyorum ben yaklaştıkça fısıltı sesleri duyuyorum. Salonun tam ortasına geldiğimde bunlar ayrılmaya başlıyor hepsi bir tarafa çekiliyor ve ortada kefen görüyorum. içinde kim olduğunu bilmediğim için korkuyorum ve gitmek istiyorum ama kefen yavaş yavaş kalkıyor istemsizce kalkıyor. Oradaki kefene sarılı cesedin yüzü yavaş yavaş açılınca bir şok geçirdim zaten o an uyandım. Kefenin içindeki ceset Bendim ! Allahu ekber diyerek rüyadan uyandım uyandığım esnada sabah ezanı okunuyordu Allah kerimdir. Belki de sabah ezanı sayesınde uyandım yoksa rüyada kalp krizi geçirebilirdim o derece.

Namazımı kıldım kılarken rüyam gözümün önünden gitmiyor sanki hala oradayım gibi bir his vardı. Namazdan sonra yatmaya korktum zaten. Her an gelecekler diye korkuyorum boynumda muska bekliyorum. Kafayı yemiş gibiydim. Kafam ağrıyor düşünüyorum düşünüyorum ama sonuca varamıyorum. Neyse artık gün aydınlanmaya başlamıştı. Gecenin etkisi hala üzerimde ercanı bulup olayları düzeltme umuduyla yine hazırlandık ama o zamanlar aklıma bir hocaya gitmek gelmemişti çünkü erene güveniyordum. Ancak telefondan hocayla konuşuyordum o da ne yapabilirdi ki?

Selamun aleyküm kardeşlerim inşallah tüm günümü size ayırıp bugün bitirmeye çalışacağım. Bu arada bir soru vardı onu cevaplıyayım. Bazı arkadaşlar abi okuyoruz da musallat olmasınlar? diye ilginç sorular geliyor. Kardeşlerim ben burada ne isim kullanıyorum ne de ayin yapıyorum sıkıntı yok okumaya kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Eğer çok korkuyorsanız müzik açarak okuyun.
uzatmadan devam edeyim.

Hastanede 1 gece geçirmem gerekiyormuş. Doktor bile birşey anlamamış. Darp izleri var fakat farklı izler yani insanın yapabileceği şeyler değil. Tam olarak anlatmadım zaten bende. Neyse hastane de ki gece babam yanımda kalacaktı. Artık tek kalmaya korkuyordum. Hatta yanımda biri varken bile korkuyordum. Başım ağrıyor kıpırdayamıyordum. Ben bayıldıktan sonra o oda da ne oldu bilmiyorum. Hocamın başına birşey mi geldi acaba diye düşünüyordum.

Artık gerçekten vucudum bu olanları kaldıramıyor beynim resmen devredışı kalmış gibiydi. Benim kontrolümde değil gibiydi. Pgibolojim alt üst olmuş her an akıl hastanesine kaldırılabilirdim. Normal davranmaya çalışmak çok zordu kardeşlerim gerçekten çok zor..

O gece hastane de ki gece ilk defa kabus görmedim. Sabah ilk kez rahat bir şekilde uyandım. Herşey bitmiş miydi ? kurtulmuş muydum? Biraz daha iyi bir şekilde uyanmış artık üzerimde ki uyuşma kalkmıştı. Yarı felçli gibi geldiğim hastaneye ertesi gün sağlam bir şekilde çıktım. Doktor falan da şaşırıyordu dediğim gibi. Tıpta bunun karşılığı yok. Neyse doğruldum yataktan babam yoktu yanımda ayağa kalktım tabi hala ağrılarım var yavaş yavaş gidiyorum kapıya bir an da babam girdi içeri. Neredeydin nereye gittin diye sordum.

Gece yarısı annem babamı aramış. Annem evde tekti. Kapının çaldığını açtığında da yaşlı bir kadın ondan kemik ve et istemiş. Cinlerin genelde yedikleri yiyecek kemik ve et'tir kardeşlerim unutmayın. Annem yok falan diyince bu kadın anneme saldırmış tabi annemin sesini duyan karşı komşu hemen çıkmış yardım etmeye. Annemin kendi kendine yerde birşeylere vurduğunu görmüş. Ama annem yemin ediyor gördüğünü tarif edince benim gördüğüm yaşlı kadınla uyuşuyordu. Saçları uzunmuş boyu da uzun neyse komşu anneme yardım etmiş

Annem nefes nefese ağlıyor. işte annem kendine geldiğinde babamı aramış babamda gitmiş eve. Ben bunları öğrendiğim de gerçekten artık ne yapacağımı şaşırdım. Beni geçtiler artık aileme mi bulaşmaya başladılar ? Evimiz mühürlenmiş miydi bilmiyorum. Artık çaresizdim. Ağladım yalvardım olmadı. Bizim o zamanlar orada oturan bir abi vardı. Silah işleriyle uğraşıyor. Onu aradım bana sadece 1 saatlik bir tabanca lazım dedim. Aramız iyiydi talim yapacağımı falan söyledim tamam dedi. Gittim o halimle aldım silahı. Onun yanında takılmaktan az da olsa kullanmayı biliyordum tabancayı. Şarjörü doldurdum gittim bizim fabrikanın arka tarafı komple boş. Gittim oraya yutkunuyorum artık düşünmüyorum hiçbir şeyi
Biraz ilerledim. Durdum. Silahı doğrultum kafama intihar edecektim. Arkamda ne bir mesaj ne bir görüntü bırakacaktım. Tümden gidecektim yaratanın yanına Nefes alışverişlerim hızlandı. ikindi vakti gibi. saat 4'ü geçiyor.