(kiyibaşi tutmak, bir ada veya bir ulke isgalinde ilk başta alinan ufak kara parcasi. işgalin devami icin burasi askeri ust liman olarak kullanilir. kiyi basi tutanlar arkadan yeni askerler gelene kadar burdan düşmani def etmeye ve kiyibasini almaya calişir. kiyi basi alinmadan bir yeri alabilmek imkansizdir.ve en cok zaiyat kiyibasi tutarken verilir.) bize kiyi basina koyma sebebleri acemi olmamizdi.ilk gozden cikarilacak adamlar bizdik. ordu neden kalifiye elemanlarini kaybesin ki ,bizim gibileri yine bir limana masa kurup alabilirlerdi
havanin guzel olması sebebiyle ve ruzgarin el vermesiyle kibris aciklarina geldik. once ufak bi elci teknesi adaya gitti , islamin farzi olarak

adayi teslim etmelerini eger teslim olurlarsa kan dökülmeyeceğini ve yağma yapılmayacagini soz vermisti. fakat venedikliler elciyi tersleyerek savasa hazir olduklarını soylemisler. artik bekledigim savaş kacinilmazdi. yanimdaki butun acemi leventler allaha dua ederken.ben sevdigine kavusacakmışcasina gülüyordum. bekle beni ramilam, yanina geliyorum diyip duruyordum

ertesi sabaha kadar tayfanin dinlenmesi ve hazirlammasi emri geldi. butun leventler dualar ediyordu , ben mi ne yaptım ; uyudum

sabah olduğunda her guvertede 2 muezzin yuksek sesle fetih suresini okuyordu.top gemileri girne limanini ve kaleyi bombalarken bizim piyade gemileri 5 yerden cikartma yapip kiyi başı tutmaya çalışıyorlardi. tebrizde ramila ile evli olduğum donem tebrizdeki acem kilic ustalarından ustalarından kilic dersleri almistim. yani bilegimi güveniyordum. kadirgadan hizlica çıkarma kayiklarina binip kiyiya adim attik. atim atar atmaz ufak bi venedik okcu birligi bizi ok yagmuruna tutmaya başladı. elimizdeki ufak kalkanlara siginmaya çalışıyoken bi anda gemiden atılan top okculari darmadagan etmişti.10 kusur acemi levent okcular yüzünen ölmüşlerdi.15 30 yas araliginda delikanlilar. belkide daga dogduklari koyden cikamisti hic biri ,baska vilayet gormemislerdi, belkide bi kadının sicakligini hissedemeden ölmüşlerdi.ilk defa uzun yasadigim icin mutlu hissettim. yasadigim tecrubeler icin. toparlanip yurumeye devam ettik.biz girne kalesinin 10 km uzagidan baslamistik cikartmaya. ama kaleye daha yakin olan leventler deil kiyibasi tutmak ya kaleden gelen oklarla , yada cakmak tufekleriyle vurulup düşüyordu. ayrica tapınak şövalyeleri zavalli acemi gençleri tavuk gibi boğazlıyordu. tapınakcilarin gümüş ve altın rengindeki zırhları tam 10 km oteden dahi görünuyordu.5 cikarmadan sadece biz kiyibaşini tutmuştuk.

az ileride sayilari bizden biraz az olan venedik askerleri vardı. hobi olarak kilic dövüşü yapmistim onceden.ve tecrubemde coktu acikcasi, tebrizdeki kutlama ve karnavallardaki kilic yarışmalarina bicok turnuva kazanmiştim.ama gercek bi kilic dovusune hic gitmemiştim. venediklilerle kiran kirana dovusmeye baslamistik. dovustugum dusmanin dizine ufak bi sıyrik atip dusurene kadar kim oldugunu fark etmemistim. gozu kan burümek lafinin gercekligini ilk ozaman anlamistim. rakibim dustugunde yuzune bakmak aklima geldi.tam yarim dakikadır dovusuyorduk ve kizmi erkekmi esmermi sarisinmi bakmamistim. karsimdaki 13 yasinda esmer bi oğlan cocuğuydu.sok olmus bi sekilde cocuga bakiyordum.bi cocugu ölduremezdim.ben cocuga sok olmus bicimde bakarken yanimdan gecen baska bi levent cocugun yuzune dahi dikkat etmeden boynuna kilici sapladi ve yoluna devam etti

cocuk yalvaran gozlerle boğazından oluk oluk akan kani durdurmaya çalışırken gozleriyle benden yardim istercesine bakiyordu. kendime geldim bu bi savasti. eger yere dusen ben olsaydim o beni tereddutsuz oldurucekti.biz venedik birligini yenmemize yakin kadırgalar tuttuğumuz kiyi basina cikarma yapip alanin guvenligini sagladi. sonunda kiyi basi tutulmustu. bizden 14 ve diger 4 kiyi basi girisiminden 90 levent sehit olmuştu. ayrica limasol tarafina demir akan 20 kadar venedik gemiside biz karada dusmanla savasirken kadirgalra saldırmis , ama kadirgalarin coklugu ve gemilerin iyi olmasi sebebiyle 20 venedik gemisinide batirmişiz. hemen tuttugumuz kiyiya toplar atlar erzak muhimmat cikarma islemi başlamıştı. girne kalesi oldukca yuksekti. orasi almak zor ve cetin olucaktı. ayrica biz girnede savasirken donanmanin yarisida magosaya çıkarma yapiyordu. daha magosadah haber gelmemisti.2 gun sonra zor da olsa kiyi basi tutuldugu haberi bize ulaşti.1 hafta boyunca gerekli yığinaklari yapmis girne kalesini kusatmistik.ama koca kibris bi kale almakla bitmiyordu. adada onlarca kale vardı.ama biz bütün adanin sahil şeridini guvene alip kaleleri kuşatirsak yani yardim ve destegi engellersek eninde sonunda kalelerde kitlik baş gosterirdi ve hepsi tek tek duserdi. bizden sonra gelen levenler guneye dogru gönderildi

icinde bulundugum birlik hilerion kalesini kusatmistik. girne daglarinin en zirvesinde kurulmustu. kalenin konumu ve saglamligi sebebiyle savasmak imkansizdi. kusatip beklemeye basladik. kusatma oncesi dum mahsen ve dehlizleri gıda ve su ile dodurduklari icin aylar geçsede kale pes etmiyordu.ben dahil bütün leventlerin cani sıkışmıştı. savasmiyorduk.bos bos bekliyor ve kalenin cevresindende ayrilamiyorduk.bu arada ada kaleler haric tamamen bizim olmuştu. arada venedik donanmasi adaya saldirmaya çalışıyor ama her seferinde italyaya yara alarak donuyor ve gucunu toplayip yeniden saldırıyordu. keske karaya cikmak yerine gemide kalmak isteseydim dedim içinden.en azından böyle bos duracagima suan venedik donanmasiyla çarpısirdim.4. ay boyunca arada kaleden atılan taş ve oklarin taciz atesleri disinda ilgin bisey olmadi.4. ayin sonunda birgun oglen vakti leventlerle kuzu çevirip laflarken kalenin kapisi acildi.bi şövalye ağır ve vakur sekilde disari cikti.2 metreden uzundu ve kalıbı ise benden 2 kat falan fazlaydi herelda.ki ben kalipsiz bir insan deildim. osmanli küffarlari diye kükredi, yokmu benle teke tek dövusecek baba yiğit.bu arada biz butun leventler ve ayrica kaledeki butun venedik askerleri kale burclarina cikmis şovalyeyi izliyordu. bizim su başimiz olan morali ali duzgun konus kafir diyerek kilicini cekti ve ayağa kalktı. anladik tamam bögurme eceline susadin diyerek şovalyenin karşisina dikildi.

varmı lan okuyan yazayımmı?

bizim su başı çok celimli biri olmasada cevik ve cesur biriydi( subaşi osmanli ordusunsa tegmen çavuş karisimi bi rutbedir)şövalyenin elinde tuttuğu kılıç nerdeyse zaten bizim subaşinin boyu kadardi. daha sonrada ögrendigime gore bu tapinak şövalyeleri avrupanin koklu ve zengin ailelerinden seçilir. ayrica secilen cocuklarin seki ve guçlu olmasina dikkat edilir. kucuklukten itibaren cok zorlu eğitimlerden geçerlermiş.

yani bu adamlar hem bi savaş kahramani hem zengin bi ailenin veliahti olduğu icin avrupada seyahat ederken bu adamlari bizzat krallar karşilar saraylarinda kalmalari icin yalvarırmış. yani şovalyelikleri öyle sadece zirhtan ibaret deilmis.(bilgi editi; gercek tarihte kibrisin haclilara ait oldugu zamanlarda koskoca adada sadece 10 şovalye ve hizmetkarlari varmis.o zamanin teknolojisine gore zaten bu zirhlarla adam iron man gibi oluyor. yani bir nevi yenilmez ).bizim su başi adama hamle yaptı. şovalye dalga gecer gibi bi hamle ile subasini geri savurdu.su başı oldukca seri ve guzel hamleler yapiyordu. normalde su başı 10 kişinin kellesini rahatlıkla alicak kadar becerikli bi askerdi. boyle bi asker ile kedinin fareyle oynadigi gibi oynuyordu şövalye. okadar diyar gezdiğim halde boyle iyi dovusen bi adam daha görmemiştim. neyse bi müddet dövuş sonrasi şövalye . en güçlünuz bumu leş türkler , sizle dövüsürken sıkıliyorum dedi ve ani bi atakla subaşinın tam karina kılıcını sapladı. varmi aranizda başka dövüsmek isteyen dedi.var diye bağirdim hiddetle. bekledigim olum sonunda bana gelmişti. diger leventler şaşkinlikla beni izliyordu. yanimdaki leventlere donup , subaşını gomun de peygamber sancağına kavuşsun beklemeyin dedim. konyali memduk dediğimiz yari deli , oldukca komik donanmaya gonullu yazilan gedikli bi levent vardi. bana muzaffer benim kılıcimi al hele,bu kiliç ta osmanli sarayindaki demircilerce dövüldü yillar once bi sebebten dedeme hediye edilmiştir dedi. kilici aldim. oldukca dengeliydi hafif ve keskindi, kan oluğunda allahin dediği olur yaziyordu altın kabarmayla.bu kılıcı elime alınca cerebilerden hediye alip hafıza verdiğim altın kılıc geldi. gerci o bu kılıctan kat be kat iyi idi

sövalyenin karşısina ciktim. yere tukurdukten sonra bana kısa bi hayatın olucak delikanli dedi. gülmuştüm.oan ordaki bütün leventler benim deli olduğumu düşünüyorlardi buyuk ihtimal. acem ustalarindan ogrendiğim gibi hisli ve kivrak hareketlerler şovalyeye saldirmaya başladım. batıli ile doğulunun dövuşu farkliydi. orta doğudaki kilic ustalari genelde seri saldirilar yapardı. şovalye seri deildi ama elimdeki kılıç şovalyeninkiyle her buluştuğunda adamin güçunden dolayı nerdeyse düşücek gibi oluyordum

tam 10 dk kadar dövüştük. beni ciddiye almıyordu .oldurmek icin savasmiyordu , benle egleniyordu.10 dk kanın sonunda kilicim şovalyenin gösüne denk gelen yerdeki zırha değdi. şovalye bana bu zirha kilic değdireren 6. kişi sensin evlat tebrik ederim sandığimdan yetenekli çıktın.ama bu zirha kilıcını degdirmeyi basaran 5 kişı malesef oldu. napalim bu da zırhın bi laneti olsa gerek dedi ve güldu. kilicima o kadar sert vurduki kılıcım uçmakla kalmadi ayni zamanda dengem bozuldu ve dustum. ayaga kalkamadan 2 eliyle boğamızı tutup beni havaya kaldırdı. demir eldivenin avuc kısmında ufak sivri pütürler vardı. bunlar boğazima batiyordu.ama aciyi hissetmiyordum nedenmi çünkü boğuluyordum ve oksijensizlikten vucudum hissizleşiyordu

adamin boynuna ve omuzlarına amaçsızca vurmaya çalısiyordum. nasıl kurtulucağimi düşünürken hindistandaki tapinakta ogrendiğim seyi hatirladim. bunu bana 3 rahibin iri gozlu olani ögretmişti.bi tedaviydi. felclilere uygulaniyordu eğer şansi varsa hasta iyileşiyor ve kısmen yuruyebiliyordu. dedigi sozu hatirladim"akapunktur iğnesini omuriliğe sapliycaksin. bunu sağlam insana yaparsan tedavi deil aksine sağlam insan felc olur"bilegimdeki deri korumanin cengeline ramilanin altin sac tokası takiliydi. akapunktur ignesinden biraz buyuktu ama ucu sivriydi ve igne gibiydi. hizli olmassam hayatımin son dakikalari olabilirdi diger elimle bilegimden ramilanin tokasini cikardim. cikardiktan sonra elimle adamin bogazini tutup kenimi biraz yaklastirdim diger elimdeki tokayi ise adamin tam ensesine ,omur iliğin oldugu yere şapladım.

demin mengene gibi elleriyle bogazimi giban adam bi anda olu gibi yere yıgildi. onla beraberbende düştüm.10 sn ye nefes alip kendime geldikten sonra yerden kalktim.ilk isim adamin kafasini kaldirip ensesinden ramilamin tokasini alıp bilekligime geri takmak oldu. şovalyeye acımıştim. demin bir okuz gucune sahipti ama suan yerde parmağini oynatamiyordu, gozleri şok korku ve zavallilikla bana bakiyordu. icinden keşke olseydim diyordu heralde. belimdeki kısa saldırmayi kınından çikardim. adamın boğazini kestim. demin korkuyle bakan şövalye boğazini keserken yuzume minnetle bakıyordu. omrü boyunca gücuyle ve ihtisamiyla yasamış bu adam gucsuz bi sakat olarak yaşamak yerine ölmeyi tercih ettiği cok açikti. kopardiğim kelleyi once leventlere doğru kaldirip subaşim rahat uyu intikamin alindi diye bağirdim. diger leventler tekbir getirdi. daha sona ise kelleyi kalenin onune var gücümle fırlattim. ve yuzumu yikamak icin dereye dogru yürüdüm. yururken gozlerim demin boguldugumdan olsa gerek karardi, sendeledim. hemen 2 levent koluma girdi.ve dereye dogru gittik

derede yuzumu yıkayıp ferahladiktan sonra kendime geldim. leventlerin yanina vardigimda bo kahraman gibi karşılandım. herkes bana kibris aslani gazi muzaffer diyordu. haci olduk, hekim olduk ,aslan olduk, gazi olduk bakalim daha ne olucaktik. aksama dogru davud ağa bana gelip , paşa seni gorucekmiş muzo dedi.

3 saatte at üstünde paşalar otağina gittik. destur verip cadira girdim. cadirda lala mustafa pasa ve kıliç ali paşa paşa vardı. adadin geri kalaninda diger paşalarda otağ kurmuş fethi yönlendiriyorlardi. bizim bolgenin kumandani lala mustafa paşaydi. beni masaya buyur ettiler. onume kebablar koydular. kilic ali paşa "adın gibi muzaffer bi leventsin evelallah. ölümsuz denilen bu şovalyelerden birini öldürdun boylece küffarada acizligini gostedin dedi. lala paşaya dönüp gulerek hem ölumsuz adam olurmu lala paşam dedi. bende güldüm .evet bizzat cadirinizda bitanesi var paşalar diyemedim. kudus kusatmasinda selahattin eyyubi ordusu haricinde dunya uzerinde hic gül haçlı şovalyesi öldurulememişti. taki ben oldurene kadar kisa zamanda adim sanım yayildi .devlet tarafindan ödüllere boguldum. sovalyenin olumunden 2 ay sonra hilerion dusmustu. zaten butun kibris fiilen osmanlinin olmustu.ama düşmeyen kaleler vardı.3 senenin icinde butun kaleler aclik ve sefillik yuzunden teker teker dustu. kalelerden çıkan askerler fidye ile venediğe geri satıldı. bende aldiğim onca hediye ve para ile kıbrısta buyuk topraklar alip kendimede guzel bi ev yaptirdim. fetihten sonra osmanli anadoludan avşar turklerini kibrisa yerleştirdi. burda kendime irgatlar tutup tarlarimi ekiyor biçiyordum .herkes bana gazi muzaffer ağa diye hitap ediyordu

bana kibris valiligi teklif etmişlerdi.hem adın sanin yuzunden halk sana saygi gosteriyor. senden daha iyi bi kisi dusunemiyoruz demisleri. bende kibar bi biçimde red ettim. zaten şovalyeyi öldurmem ile şanim butun kibrisa yayilmisti, birde vali olursam 10 sene sonra burdan kaçarken isim zorlaşirdi. hatta foyam ortaya dahi cikabilirdi.

bu arada bana oldurdugum şovalyenin zırhını hediye etmislerdi. demirciye bakimini yaptirip iyice yağlattım. küflenmesin diye kocaman bi çömlege bal doldurup icine koydum. comlegide zift ile kapladiktan sonra kuş ucmaz kervan gecmez bir yerde oldukca derin bi kuyu kazip gömdüm.yuz yillar sonra gelip alirdim. eski günlerimi hatırlatirdi bana

kibrista yarim senem olmuştu. sonra baf tarafına dogru yola çıkmıştım bir gun. ziraattan anlayan adamlara ihtiyacim vardı.bu işide en iyi rumlar yapardı. baftaki rum kasabasina vardim. geldigimi duyan muhtar beni evine buyur etti. bana caliskan cifci isimleri onerdi. o arada odaya kekilli ayran getiren bi kiz geldi.ben muhtarla hararetli bi sekilde konustugumdan odaya giren kizin yuzune bakmamistim. sadece bana ayrani uzattiginda bi saniyelik yuzune baktim.tam da ayranı alırken kizin yuzunu gormemle ayran tasini dusurdum. şok olmuş bi sekide kiza bakıyordum . kiz raminaydı!

YA BILADER gibIK SOKUK LISELI BASLIKLARI 80 100 SUKU ALMUS .BASLIK 9 SAYFA BENIM YAZDIKLARIM SADECE7 SAYFA. gibERIM BOYLE ISI ULAN .EMEK VERIP SATIR SATIR YAZIYORUM SUNA BAK YA.OKUYAN 1 KISI OLSA BILE YAZICAM DIYE SOZ VERMISTIM O YUZDEN HIKAYEYI YARIDA BIRAKMIYCAM AMA KISA KESICEM. EMEĞIME ZAMANIMA YAZIK GÜNAH AMK