1. 1.
    +3 -2
    tıbbi ve pgibolojik bir hastalık olarak bilinen yaşam hastalığının kaçınılmaz sonudur. ölümle bitecek bu hastalıkta en çok ayakta duran değil en verimli şekilde hayatta duranlar öldüğünde huzura giderler...
    ···
  2. 2.
    -1
    ölüm sadece insanın kalbinin durması olarak değil geçmiş bitmiş olan bir şeyin aynısını yerine getiremediğimiz zaman da karşımıza çıkan bir olgudur.. kaybedilmişlik algısı yüksek dozda bulunur.. kişinin gençliğin bitmesi ve yaşlanması o yaşlı kişi için gençliğinin ölmesi gibidir.. geriye dönüşü asla olmaz..
    ···
  3. 3.
    0
    ölüm, verilmiş değerli şeylerin geri alınması, emanetlerin iade edilmesi olarak da algılanmalıdır.. insanların ölüm korkusu "emanete yeterince iyi baktım mı acaba" korkusunu da barındırır...
    ···
  4. 4.
    0
    ölümünü bilerek yaşayan tek canlı insandır. bunu biliyor olduğumuz gerçeği ölüme hazırlık yapmamız gerçeği ile örtüşmektedir. bize canı veren güç, öldüğümüzde hazırlık yapmamızı gerekli gördüğü için aklı ve mantığı da beraberinde vermiştir. muhakeme yeteneğimizi kullanmamız şarttır.. hayat denen zaman tüneli bizden birşeyler beklemektedir.
    ···
  5. 5.
    0
    ölüm doğduktan bugüne kadar yaşadığın hayatın mührü gibidir.. geriye dönüşü asla yoktur.. mühürlenmeden önce iyice düşünmek ve hayatı okumak gerekir. anlamak duymak gerekir.. milyarlarca hayat aynı anda yaşar milyonlarcası aynı anda can verir milyonlarcası aynı anda dünyaya gelir. senin verdiğin can milyonlarca ölümden bir tanesidir..
    ···
  6. 6.
    0
    insan hayatın değerini bilecek olarak seçilmiş en seçkin ve çok özel bir yaratıktır.. insan yaratılmıştır.. zevk, sefa, keyif ölüme her an daha yaklaştırır.. burdaki ölüm canlının ölmesi değil, değerlerin, ahlakın, kendine ve çevreye olan saygının ölmesi olarak anlaşılmalıdır.. ölüm nefse uyarak gerçekleşir önce.. sonra bu çıkmazdan kurtulamadan yaşlılık gelir ve vücut yorgun düşüp akıl daha tecrübe kazanır ama malesef iş işten geçmiştir... gerçek ölüm artık yaklaşmıştır..
    ···
  7. 7.
    0
    insanın din ve allah inancı burda devreye girip ölüm ve yaşama değer katar... allah değeri verir, insan da bu inancı ve değeri bilip hayatına emopze etmelidir.. allah inancı ile ölüm artık bitmişlik ve sona ermişlik değil emanetlerin pırıl pırıl iade edilmesi olarak algılanmaya başlar.. inançlı ve nefsine uymayan kişide "bu emaneti kullandım ve üstüne değer katıp iade ediyorum" mantığı oluşur..bu anlayış ölüme hazırlıkta çok gerekli ve imdat çekici gibidir. iman etmek ile yaşanan hayat artık allah inancı ile ; bitmişliğe giden yol değil, yepyeni bir kapıya giden hayırlarla dolu, güzelliklerle dolu zor ama anlamlı bir yoldur...
    ···
  8. 8.
    0
    ölüm yokluk değil atalara kavuşmak, sevdiklerle kucaklaşmaktır artık... sonsuz huzura ermektir.. terazinin dengelerine dikkat etmek gerekir...
    ···
  9. 9.
    0
    hayat bize deli gibi kullanıp delik deşik edelim, her elimize geçeni yiyip önümüze gelenin tadına bakalım diye verilmemiştir.. bunu anlamak için alim olmaya gerek yoktur.. nefsinin sesinin kısıp dünyayı öyle dinlemek yeterlidir.. nefis şeytanın çırağıdır !
    ···
  10. 10.
    0
    tıkanmış algılarımızı daha çok tıkamaya çalışanların, parası daha çok olduğu gibi nefsinin büyüklüğü bizimkinden yüzlerce kat büyük olanların oyununa gelmemek gerekir..sen nefsine uydukça birisi zengin olup, senin değerlerin ölüyorsa, bu sana da yaşadığın kaliteli hayata da zarar verir... yok olup zütürür.. insan çok ama çok değerlidir..her insan önce bunu anlamalıdır.. değerimizi bilip acizliğimizin farkına varırsak yol sadeleşir... çok istekli olabiliriz ama yapacaklarımız çok sınırlıdır.. nefis bunu görmeye engeldir.. insan dünyevi keyiflere dur demeyi bilmeli, ölüme hazırlıkta dolu bi hayatta hareket etmelidir..bu da ibadet ile olur..
    ···
  11. 11.
    0
    upppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppppp
    ···
  12. 12.
    0
    sorusu olan?
    ···