/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +27 -3
    Ayağımı boşluğa atmamla çekmem bir oluyordu. Her ne kadar asosyal yaşamaktan bıkıp yaşamanın bir anldıbının kalmadığını söylesem de yüksekten atlayarak ölmek iyi bir fikir değilmiş. Düşündüm, acaba onun için değer miydi ki? Ama sadece o değildi. Her şey terso gidiyordu. Şeytan denilen soyut mefhum bence gayet somuttu. Kadın... Beni bu ince noktaya getiren şey oydu. Şimdi o napıyordu acaba? Yeni sevgilisiyle mutlu olduğu kesindir heralde. Sol ayağımı tekrar boşluğa bıraktım, hafifçe yalpalıyordum rüzgarın etkisiyle. Çektim tekrar ayağımı. Sağla girmek sünnettir diyip sağ ayağımı saldım boşluğa. Dengesiz olan sol Ayağım dayanamadı beni dengede tutmaya ve birden iki ayağımı da boşlukta hissettim. Tek yapabildiğiniz, o ölüm korkusuyla kollarınızı çırpmak. Tek umudunuz uçabilmek oluyor o an. Ben mi zemine yaklaşıyordum, zemin mi bana doğru geliyordu belli değil. Sonra gözümü açtım. Ne? Ölmemiş miydim yoksa. Yaşadığım şey bir rüya değildi, buna eminim. Vücudumu yokladım, hiçbir yara, bere hatta acı emaresi dahi yok. Nerdeydim ben. Burası cennet veya cehennem de değildi. Basbaya dünyaydı. iki genç kız geçti yanımdan, nerdeyim ben diye sayıklarken. Biri ağzındaki kürdanı erkeksi bi havayla tükürüp bana baktı. Yolunu mu şaşırdın güzelim? iğrenç bi kahkaha attılar. istifimi bozmadım. Gel bakalım sen hele diyip koluma girdi bi kız. Ortalıkta kimse yoktu. Kızı ittirmemle kızın bana okkalı bi tokat patlatması bir oldu. Ama hiç kadın tokadı gibi değildi. Basbayağı erkek gibi vurdu. gibtim belanı diyip hamle yapmamla kızın beni etrafımda döndüre döndüre dövmesi bir oldu. Diğeri ise bize bakıp gülüyordu. Telefonunu çıkardı. "Alo Saadet abla, yeni bi parça bulduk, getiriyoruz" diyip telefonu kapadı. Gel bakalım diyip beni sırtladı ve doğan slx arabasının arka koltuğuna attı. O anda her şey yerine oturdu. Paralel evrendeydim ve burada hüküm, kadının elindeydi
    ···
  2. 2.
    +10
    Sonumu az buçuk tahmin ettim, muhtemelen bu sefer de soğuk bir küvette açacaktım gözümü. Nereye zütürüyorsunuz beni dedim. Gidince anlarsın dedi arabayı kullanan. Üstümü aradı yanımdaki, telefonum ve cüzdanımı alıp arabanın torpido gözüne koydular. Bir saat yol kat ettikten sonra beni bir binaya getirdiler. içeri girmemle manzara karşısında şaşkına döndüm. Beyaz don ve atletle dolaşan erkekler, böyle iğrenç bir görüntü yok. Kimisi sakız yapıp patlatıyor, bıyıklarda sakız yapışmış, ve o.. Bize doğru yanaştı. Çenemden tutup yüzüme baktı. Pek de masummuş dedi. Sizle sonra hesaplaşırız diyip kızları yolladı. Ortamdaki dayılar bana acır gözle baktı. Ben saadet, dedi. "Her ne kadar öyle lafı bala çalmadan söylemek icap ederse ben ortadan konuşurum, bana pekekent derler, sen de benim ekmek kapım... "

    Vay anasını dedim. Abla sen hikayelerdeki babacan hayat kadınıydın nerden çıktı pekekentlik dedim, dengesiz dengesiz konuşma diyip tersledi beni. Neydim lan ben şimdi. Hemen elimle alt takımı yokladım. Her şey yerli yerindeydi. Derin bi nefes aldım. Saadet abla bugün bendesin dedi, alıp beni meyhaneye zütürdü. iyi biri gibiydi bu saadet abla. Kötü olsa adı tanker Necla falan olurdu heralde.
    ···
    1. 1.
      0
      Neclaya 2 posta
      ···
  3. 3.
    +6
    Selam erkek misin diye mesaj atmıştı biri. Cevap yazma gereksinimi duymadım, ayriyeten burada soruma cevap aramak da külliyen hata idi. Aynı kişi tekrar yazdı, telefon no falan atmış. Tanışalım falan filan diyo. Hesabına bi göz atayım dedim kendime, cem korkmaz niye öldün falan filan, ona buna fatiha okumuş, konuşmayı da bilmiyor, kim olduğunu ayıktım bu sakatın. bi derdin olsa gibsen cevap yazmıyor mesajına, karşı cins olunca da yakandan düşmüyor. Sonra bir şeyleri fark ettim. Önceki hayatımdaki kişilerin bu evrende bi yansıması varmış. Tamamen sil baştan başlamamışım. Sözlüğü de inci serkan diye bi yosma kurmuş, sözlüğe de adını vermiş. Telefonu bir köşeye atıp uyudum. Yarın epey atraksiyon olacaktı.
    ···
  4. 4.
    +5
    Beni bi daireye bırakıp anahtarı da bana teslim etti saadet abla. "Evin burası, haa unutmadan, telefonun ve cüzdanın." diyip emanetlerimi verdi. iyi ulan telefonuma kavuşmuştum. Vedalaştık orada yarın buluşmak üzere. Ben hemen içeri bi hışımla koşup rehbere girdim. Kimi aradıysam bu numara kullanılmamaktadır diyor. Sonra gözüme sözlük uygulaması takıldı. Bi şansımı deneyeyim dedim. Donakalmıştım. Sözlük yerli yerindeydi. Paralel evrende kayboldum beyler diye başlık açtım, ama bi gariplik vardı. Hoşgeldin harun abey, aha saplı bayanlar, hanımlar sakince ürkütmeden türevi entariler var. Noluyo bir anlam veremedim. Trende girince şaşkınlığım on kat arttı. Bu fotoyu atınca hâlâ trend oluyoruz mu diyip doğuş'un saksı ile çıplak çekildiği foto trende girmiş. Altta birisi "erkeklerden tiksindirecek bilgiler" diye başlık açmış. Merak edip girdim. Taşşaklarını hatur hotur kaşıyıp sonra ellerini kokluyorlar, yorganın altına osurup ciğerlerine ciğerlerine yellendiriyorlar, 31 çekiyorlar vs. Başka bir başlıkta biri, 62 orucunda 5inci gün diye başlık açmış. Ferre altincisinde dev yarraq arşivi.. Sonra mesaj kutumdan bildirim geldi. Kim yazacaktı ki bana?
    ···
  5. 5.
    +4
    Her ne kadar sürekli dinamik bir hayat yaşasam da bi durgunluk vardı üstümde. Unutmak zor olacaktı onu. Belki de unutamayacaktım. O sahile gittim. Eski hayatımın en güzel köşesi. Avucuma alabildiğince çakıl taşı aldım. Sırayla tek tek denizin üzerinden sektirirken elimdeki taşlar bitti. Yenileri almak üzere hamlede bulunurken birden o bembeyaz elin bana uzandığını fark ettim. içi çakıl taşları doluydu. Yüzüne baktığımda... Nasıl tarif eder ki insan. Sanki böyle kalbinden sıcak bi kan damlasının damarlardan dışarı aktığını hissediyorsun. Bu oydu. Azra.. Pırıl pırıl gözlerle bana bakıyordu. Tam 5 sene evvel. Aynı sahilde ona tıpkı böyle ışıl ışıl gözlerle avucuna doldurmuştum çakıl taşlarını, merhaba ben over diyerek.
    Eskiye böyle dalmışken onun "merhaba ben azra" demesi, şimdiye döndürdü beni. Ben de over.. Acı bi tebessüm.. Verdiği taşları teker teker sektirirken o bana benim sözlerimle cümleler kurdu. O söylerken ben de onunla aynı anda tekrar ediyordum. Sonra bana 5 sene evvelki verdiği cevapları veriyordum. ilk tanışmamızdı bu.
    ···
  6. 6.
    +4
    Gozlerini hep benden kaçırarak konuşuyordu. "Yolunu kaybetmişsin belli ki, en azından ben sana kol kanat gereceğim, kimin kimsen yoksa nihayetinde amar atarlar bir köşeye, böylesi daha iyi değil mi? " dedi.
    Son dediğini anlayamadım abla ama haklısın diyebildim. Boynumu falan büküyorum, kendimi olaya kaptırarak. Neye fakir edebiyatı yapıyorduk ki amk, fistanlı bi anadolu kızı değiliz ya nihayetinde. Saadet ablanın kafası iyiden kıyak oldu, bak dedi over, yeri gelecek sana huur diyecekler, yeri gelecek hayat erkeği diyecekler, yeri gelecek gururunu ayaklar altına alacaklar, ve yeri gelecek senle üç beş, kuruşun münakaşasını yapacaklar bir mal imişsin gibi, ama biz sadece ekmeğimizin peşindeyiz! " diyip yumruğunu masaya vurdu. Anlamsız triplere girdi. "Ben seni zorla alıkoymuyorum, bu şehir seni yutar oğlum! Bak bi çevrene! "
    Dediği hakkaten doğruydu. Böyle avel avel on dakika dolaşsam muhakkak biri ağzıma sıçacaktı. Ulan şansımı gibeyim dedim. Bari burada kızlar hayatımı gibmesin diyip o triple bi yumruk da ben vurdum masaya. "O son dediğini anlamadım ama haklısındır over, seve seve kabullenmezsen am'a am'a kabul ettirecekler sana bunu. "
    Geceye doğru oradan ayrıldık. Yarın sabah ilk işime çıkacaktım. Garip hissediyordum kendimi biraz
    ···
  7. 7.
    +3
    Artık roller değişmişti. Sonra bana kendinden bahset dedi. Hayat erkeğiyiz diyemeyiz tabi aq. O sırada telefonum çaldı. Düşünmem için zaman yarattığı için acil bir telefonmuş gibi hemen açtım. Müşteriydi aq şansımı gibeyim. Fiyat ne kadar diyor. Gecelik 300 lira dedim. 200 olmaz mı diyor, 250 olsun dedim, son 220 dedi. O an boynumu eğdim, elim mecbur, eve gidecek aşı düşünür, sittir amk 300 lira pazarlık yok. Fiyatta anlaşıp telefonu kapadım. Azra donuk donuk yüzüme bakıyordu. Ticaretle uğraşıyorum dedim. Tekrar buluşalım mı diye sordu. Numaramı verip oradan gitmem gerektiğini söyledim
    ···
  8. 8.
    +3
    Saadet Ablayı aradım haberdar ettim. işi artık eskortluğa dökmüştüm. Evimi kullanıyordum. Kadına telefondan adres attım evde olunca. Eve geçtim kadını bekliyorum. Gene bir şahin yanlaya yanlaya geldi. içinden 10 kız indi. Lan motor muyuz dedim. Sadece biri gelecekmiş. Diğerleri kapıda bekleyecekler. Askere gidecekmiş, mutlu et garibi dediler. Ulan içim cız etti, asker tarifem vardı yarı fiyatına. Kazasız belasız atlattıktan sonra saadet ablayı arayıp gece yanıma çağırdım. içip biraz dertleşmek istiyordum
    ···
  9. 9.
    +3
    Ufaktan bi ses verin beyler, 2-3 kişi beni okuyorsa kâfi
    ···
  10. 10.
    +3
    Okudum (:
    ···
    1. 1.
      0
      Sen seversin
      ···
  11. 11.
    +3
    Hemen rez alıyım trend
    ···
  12. 12.
    +3
    Biraz meze falan hazırladım, saadet abla geldi o esnada rakı ile. Oturup haberleri açtık, rutin şeyler. Yıldız tilbe imparatoru pekekentlerin elinden kurtarmış. imalı imalı baktım saadet ablaya. Değiş şunu dedi. ikimiz de bu hayattan memnun değildik biliyorum. Pek konuşası yoktu bu gece. Ben konuşacaktım, o dinleyecekti. Ben başka bi boyuttan geliyorum abla dedim. Over sapıtma diyince oraya hiç girmedim. Eski sevgilimi gördüm bugün abla dedim. Bana yaşattıklarını birebir yaşatabilirdim ama gönlüme söz dinletemiyorum abla dedim. Seveni amarlar amanı severler over, safsın, üzerler seni, dedi. Ben işi bırakıyorum abla dedim. Yarın valizimi toplayacam musaden varsa.
    istediğin kadar kalabilirsin, ev senin diyip hiçbir şey demeden gitti. Bu ne demekti şimdi. Anlam veremedim
    ···
  13. 13.
    +2
    Kapı sesiyle uyandım sabaha. Kim olduğunu biliyordum. Tabiki saadet abla. Kapıyı açıp içeri aldım. Elinde simit poğaça ve diğer envai çeşit kahvaltılıklar vardı. Ben kahvaltı masasını kurdum tabi. Beraber yola çıktık sonrasında. Keraneye geldik nihayet. Bana odamı gösterdi dayılar. Sakın korkma, kendini ne kadar rahat bırakırsan o kadar çabuk biter dedi yanımdaki dayı. Kapıyı açtım içeri girdim. 30 yaşlarında bi kadın vardı. Gel yavrum diyip eliyle oturmamı istediği yere birkaç sefer vurdu. Gidip oturdum, muhabbete girme çabası vardı ama giremiyordu, halinden belliydi. Sonra o gibik soruyu sordu. nasıl düştün bu yola dedi. Kan beynime sıçradı amk, evde çoluk çocuk aş bekliyor, sana ne ulan gibik, pgibolog musun dedim, parasıyla değil mi edebiyatı yaptı. Parasını yüzüne atmamla dalaşmamız bir oldu. Sebahat abla karıyı perişan edip yaka paça dışarı attılar. Bu böyle olmaz over dedi. Yavaş yavaş alışacam abla diyip durumu telafi edeceğimin sinyallerini verdim. 1 ay geçmişti. işin ehli olmuştum epey. Amılmadık bi kulağımın arkası kaldı, onu da sen becer bile dediydim. Nası dedim ben de anlamıyorum. Ama kadının işi zormuş hocam. Hiç öyle sandığın gibi değil.
    ···
  14. 14.
    +2
    devam et pampa ben okuyorum
    ···
  15. 15.
    +2
    O an tüm dünya sessizliğe büründü. Saadet ablanın bile dudakları kıpırdıyordu, ama ben sadece kalbimin sesini duyuyordum. Eski kaderimi değiştirmek için elimden geleni yapmıştım. Şimdi arkama dönünce onu görecektim. Ah be saadet abla. Umarım arkama döndüğümde onu görmem. Yavaşça kafamı çevirdim. Islak gözlerle bana bakıyordu. Dunyanın sonu nedir desen, ben işte tam bu an derim. 5 sene önce orada ben vardım ıslak gözlerle ona bakan. Tokat atacaktı, biliyodum. Ve tokat geldi. Yaka paça dışarı attılar tabiki. Gitmek istiyorum saadet abla dedim. Ayrıldık oradan. Eğer bu kaderin tıpa tıp aynısı ise Azra beni aldatmamış mıydı. Peki Azra şimdi napıyordur? inşaat!!! Durdur arabayı dedim saadet ablaya. Deli gibi koşuyordum gecenin karanlığında. Yapma Azra! Nihayet varmıştım. Artık koşmanın bi anlamı yoktu. Körpecik cansız bir beden. Nabız yok. O cansız bedende ben vardım, başımda hüngür hüngür ağlayan azraydı o an. Ve şimdi, ben ağlıyordum onun yanında.

    Bir hafta geçmişti. Valizim hazırdı. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Sadece gitmek istiyordum. Açıkçası kendime neyi istiyorsun diye sorduğumda, intihar etmek istiyordum ama bir intiharın nelere mâl olduğunu gördüm. Herşeyi geride bırakıp yalnızlığımla beraber şehri terk ederken tek bir soru vardı kafamda. Ölüm bir son mu, yoksa başlangıç mı her hatanın bedelini ödeyeceğin...

    son

    ···
  16. 16.
    +2
    Rez tutar
    ···
  17. 17.
    +2
    Hayat hızla akışında seyrederken benim kendime hayret ettiğim bir nokta vardı. Geçmişimden asla haberdar olamamıştı Azra. Ona göre hep masumdum, eee sen elini tutmaya kıyamazsın, arka sokakta belini tırnaklarlar. Yosma triplerine girmiştim ama gel bu yana, seviyor muydum.? Halen seviyordum. Kendime kufrediyordum. Öldün lan sen öldün. O ise diğer tarafta o lavuk ile mutludur. Belki bi içi ufaktan cız etmiştir ama teselli vereni var nasılsa. Ulan Azra, merhamet edilmeye zerre değecek bir kız değilsin. Sadece yanlış başlamıştım yeni hayatıma. Bu pek benim suçum sayılmazdı. Ben mi istedim huur olmayı. En azından burada beni gerçekten seviyordun. Saadet ablaya gelelim biraz. Bana kol kanat olmaya halen devam ediyordu. Neden yapıyordu bilmiyorum, ara ara uğrar, içer giderdi. Bir gün gene zil zurna sarhoşken öteki boyutu anlat bakim hele diyip alay edercesine güldü.

    +Anlatılacak neyi var abla, inşaattan atladık, sonra soluğu burda aldık
    -(güldü) niye intihar ettin peki?
    +Aldatıldım abla , Azra aldattı.

    O an mevzu bi ciddileşti. Nerden emin oldun aldattığına. O an orkestra girdi aq.

    +bir gün o mutfakta oturuyordu, ve ben hayatımda hiç yapmadığım bir şeyi yaptım. Ve onun mesajlarını okudum. Aşkım cumartesi saat 2'de kadıköy iskelesinde buluşalım mı, diyen bir mesaj keşke okumasaydım. Tabi saat ikide ben de ordaydım. Aman allahım gözlerime inanamadım. En yakın piyanist arkadaşım, ozan.. Yok bu başka hikayeydi. Abla ne sen sor, ne ben söyliyim. Artık anlatmak dahi istemiyordum.
    ···
  18. 18.
    +1
    Bu gecelik bu kadar. Yarın birkaç partla finale bağlarım. iyi geceler beyler
    ···
  19. 19.
    +1
    Ertesi sabah azra aradı. Buluşmak istediğini falan söyledi. işim var diyip ektim. Süründürecektim onu. Boşuna dememişler dünya kadar malın olacağına bamya kadar sapın olsun diye. Gitsin biraz da geceleri inci sözlükte o dertleşme altincisinde ciğer çürütsün aq. Bir iki ay sonra daha da samimiyeti ilerlettik. En pahalı yerlerde yiyip içip hesabı ona kitliyordum. Hem ilgisinden sıkılıyordum, hem ilgisizliğinden dem vurup ilgi istiyordum. Dersleri de iyice taka sarmış, okulu bi sene daha uzamıştı.
    ···
  20. 20.
    +1
    5 yılı geride devirmiştik artık Azra ile. Hissettirmedim ona içimdeki burukluğu. Zaten epey burnu sürtmüştü. Kendime şu soruyu sordum. Affettin mi onu. Evet, affettim. Kapıda korna sesini duydum. Saadet abla bekliyordu. Dışarı çıktığımda saadet abla hiç olmadığı kadar şıktı. Bu akşam bi değişiklik yapacaktık. Daha doğrusu yapacakmışız. Atladım arabaya. Epey heyecanlıydı saadet abla. Benim de keyfim yerindeydi. Azra ile tanıştırmak isteyecektim artık onu. Afilli bi restorana gittik. Harbi büyük değişiklikti. Rakı balık rakı balık. 5 sene rakı balık mı olur abla harbi dedim. Kurgusunu amdığım benim suçum ne dedi, gülüştük. Menü geldi, rakı balık söyledik. Epey vakit geçirdikten sonra saadet abla çantasından bir şey çıkardı. Lan! Yüzük kutusu bu.
    ···