1. 1.
    0
    evet lan bugün böyle bir atraksiyon yaşadım. şüphesiz ki kendimi doktor hissettiğim günlerden bir gün oldu bugün.

    otogara teyzemi karşılamaya gitmiştim ki birden bir dedenin yere yığıldığını gördüm. herkes başına üşüştü yavaş yavaş. birden çok büyük bir kalabalık toplandı.
    sordum soruşturdum, dediler dede bayıldı. bilinci açık mı dedim elemanın birine bilmiyorum hocu dedi.

    kalabalığı yararak yürüdüm ve dedem yaşındaki amcanın yanına ulaştım. önce kendimi tanıttım.

    "ben stajyer doktor dodisi gelene sakso"

    vaauuuv diye bir ses duydum birden, aman allahım. sonra amcanın oğlu elimi zütümü öpmeye başladı, tek sakso çekeyim de kurtar babamı ne olursun takunu yiyim dedi.
    tamam dedim sonra ödeşiriz, şimdi ayağa kalk ve dağıt şu etrafımızdaki kalabalığı. peki hocu dedi ve işe koyuldu.

    amcanın önce bir nabzına baktım, pek bir filiform geldi bana. adeta varla yok arası. bilinç koopere ama her an gidebilir. amca bir ara meleklerle konuşmaya başladı. baktım durum fena. elimdeki olanaklarla amcayı yeniden hayatta tutabilmek için çalışmalara koyuldum.

    önce biraz sıvı desteği, sonfra soğuk kompres falan derken baktım amcada pek bir ilerleme yok. ilerleme var ama istediğim düzeyde değil. hemen etrafıma bakındım. etine dolgun, sezen dinleyen tombul bacaklı 1,55 boylarında 40-45 yaşlarında çakma sarışın bir abla gördüm.
    yanıma çağırdım ve soyun dedim. neye uğradığını şaşırdı kaltak. daha kararlı bir ses tonuyla ve bağırarak

    "soyun kaltak" dedim.

    eğer dedenin yaşamasını istiyorsak bunu yapmak zorundayız beyler.

    neyse hatun soyunmaya başladı. kilodu sapsarı olmuş, lan bunu en son ne zaman yıkadın pasaklı karı diye buna bir fırça çekersin abi, ağlamaya başladı sinirden. ne oldu teyze diyince sinirlerim boşaldı dodi kişisel algılama dedi. sus skerim gırtlağını diyerek olaya son noktayı koydum.

    teyze çırıl çıplak kalınca amcanın kucağına oturttum bunu. ileri geri akrobagib hareketler yapmaya başladı, önce mırın kırın eden karı şimdi işini zevkle icra ediyordu ve ben de kendimi adeta doktor gibi değil bir ferre film yönetmeni gibi hissetmeye başlamıştım.
    gerekli talimatları veriyordum teyzeye ve daha istekli davranması yönünde telkinlerde bulunuyordum.

    etrafıma baktım bir an, 3 tane liseli cep telefonu ile olayı kameraya çekiyordu.

    -liseli detected-

    bunları olay yerinde halka arz ettim anında, halk da gereken linci yapıp liselilere gereken dersi verdi.

    aradan 10-15 dakika geçmişti ki amcada kan akımının hızlanması neticesinde bir irkilme, bir canlanma görülmeye başladı. evet amca hayata geri tutunmuştu bir kere. bütün kalabalık birden zafer çığlıkları atmaya başladı.

    "dodisi gelen sakson sen çok yaşaaa"

    o an kendimi yarı bir ilah gibi hissettim. türk mitolojisi olsa kesin beni de yazardı. yazmalıydı.

    insanların sevincine fazla ortak olmadan, kalabalığı yararak uzaklaştım ve ufka doğru yürüdüm sanki bir gib varmış gibi. her hikaye böyle bitmek zorunda çünkü mınako.
    ···
  1. 2.
    0
    özet geç bin
    ···
  2. 3.
    0
    özet geç demicem okuyun adam güzel yazmış binler
    ···
  3. 4.
    +1
    @1 meslektaşmışsın gibmeyim dedim başlığı
    ···
  4. 5.
    0
    evet lan bugün böyle bir atraksiyon yaşadım. şüphesiz ki kendimi doktor hissettiğim günlerden bir gün oldu bugün.

    otogara teyzemi karşılamaya gitmiştim ki birden bir dedenin yere yığıldığını gördüm. herkes başına üşüştü yavaş yavaş. birden çok büyük bir kalabalık toplandı.
    sordum soruşturdum, dediler dede bayıldı. bilinci açık mı dedim elemanın birine bilmiyorum hocu dedi.

    kalabalığı yararak yürüdüm ve dedem yaşındaki amcanın yanına ulaştım. önce kendimi tanıttım.

    "ben stajyer doktor dodisi gelene sakso"

    vaauuuv diye bir ses duydum birden, aman allahım. sonra amcanın oğlu elimi zütümü öpmeye başladı, tek sakso çekeyim de kurtar babamı ne olursun takunu yiyim dedi.
    tamam dedim sonra ödeşiriz, şimdi ayağa kalk ve dağıt şu etrafımızdaki kalabalığı. peki hocu dedi ve işe koyuldu.

    amcanın önce bir nabzına baktım, pek bir filiform geldi bana. adeta varla yok arası. bilinç koopere ama her an gidebilir. amca bir ara meleklerle konuşmaya başladı. baktım durum fena. elimdeki olanaklarla amcayı yeniden hayatta tutabilmek için çalışmalara koyuldum.

    önce biraz sıvı desteği, sonfra soğuk kompres falan derken baktım amcada pek bir ilerleme yok. ilerleme var ama istediğim düzeyde değil. hemen etrafıma bakındım. etine dolgun, sezen dinleyen tombul bacaklı 1,55 boylarında 40-45 yaşlarında çakma sarışın bir abla gördüm.
    yanıma çağırdım ve soyun dedim. neye uğradığını şaşırdı kaltak. daha kararlı bir ses tonuyla ve bağırarak

    "soyun kaltak" dedim.

    eğer dedenin yaşamasını istiyorsak bunu yapmak zorundayız beyler.

    neyse hatun soyunmaya başladı. kilodu sapsarı olmuş, lan bunu en son ne zaman yıkadın pasaklı karı diye buna bir fırça çekersin abi, ağlamaya başladı sinirden. ne oldu teyze diyince sinirlerim boşaldı dodi kişisel algılama dedi. sus skerim gırtlağını diyerek olaya son noktayı koydum.

    teyze çırıl çıplak kalınca amcanın kucağına oturttum bunu. ileri geri akrobagib hareketler yapmaya başladı, önce mırın kırın eden karı şimdi işini zevkle icra ediyordu ve ben de kendimi adeta doktor gibi değil bir ferre film yönetmeni gibi hissetmeye başlamıştım.
    gerekli talimatları veriyordum teyzeye ve daha istekli davranması yönünde telkinlerde bulunuyordum.

    etrafıma baktım bir an, 3 tane liseli cep telefonu ile olayı kameraya çekiyordu.

    -liseli detected-

    bunları olay yerinde halka arz ettim anında, halk da gereken linci yapıp liselilere gereken dersi verdi.

    aradan 10-15 dakika geçmişti ki amcada kan akımının hızlanması neticesinde bir irkilme, bir canlanma görülmeye başladı. evet amca hayata geri tutunmuştu bir kere. bütün kalabalık birden zafer çığlıkları atmaya başladı.

    "dodisi gelen sakson sen çok yaşaaa"

    o an kendimi yarı bir ilah gibi hissettim. türk mitolojisi olsa kesin beni de yazardı. yazmalıydı.

    insanların sevincine fazla ortak olmadan, kalabalığı yararak uzaklaştım ve ufka doğru yürüdüm sanki bir gib varmış gibi. her hikaye böyle bitmek zorunda çünkü mınako.
    (dodisi gelene sakso, 22.07.2010 11:18)

    özet geç bin
    (cinsini giben kutup ayisi, 22.07.2010 11:19)

    evet lan bugün böyle bir atraksiyon yaşadım. şüphesiz ki kendimi doktor hissettiğim günlerden bir gün oldu bugün.

    otogara teyzemi karşılamaya gitmiştim ki birden bir dedenin yere yığıldığını gördüm. herkes başına üşüştü yavaş yavaş. birden çok büyük bir kalabalık toplandı.
    sordum soruşturdum, dediler dede bayıldı. bilinci açık mı dedim elemanın birine bilmiyorum hocu dedi.

    kalabalığı yararak yürüdüm ve dedem yaşındaki amcanın yanına ulaştım. önce kendimi tanıttım.

    "ben stajyer doktor dodisi gelene sakso"

    vaauuuv diye bir ses duydum birden, aman allahım. sonra amcanın oğlu elimi zütümü öpmeye başladı, tek sakso çekeyim de kurtar babamı ne olursun takunu yiyim dedi.
    tamam dedim sonra ödeşiriz, şimdi ayağa kalk ve dağıt şu etrafımızdaki kalabalığı. peki hocu dedi ve işe koyuldu.

    amcanın önce bir nabzına baktım, pek bir filiform geldi bana. adeta varla yok arası. bilinç koopere ama her an gidebilir. amca bir ara meleklerle konuşmaya başladı. baktım durum fena. elimdeki olanaklarla amcayı yeniden hayatta tutabilmek için çalışmalara koyuldum.

    önce biraz sıvı desteği, sonfra soğuk kompres falan derken baktım amcada pek bir ilerleme yok. ilerleme var ama istediğim düzeyde değil. hemen etrafıma bakındım. etine dolgun, sezen dinleyen tombul bacaklı 1,55 boylarında 40-45 yaşlarında çakma sarışın bir abla gördüm.
    yanıma çağırdım ve soyun dedim. neye uğradığını şaşırdı kaltak. daha kararlı bir ses tonuyla ve bağırarak

    "soyun kaltak" dedim.

    eğer dedenin yaşamasını istiyorsak bunu yapmak zorundayız beyler.

    neyse hatun soyunmaya başladı. kilodu sapsarı olmuş, lan bunu en son ne zaman yıkadın pasaklı karı diye buna bir fırça çekersin abi, ağlamaya başladı sinirden. ne oldu teyze diyince sinirlerim boşaldı dodi kişisel algılama dedi. sus skerim gırtlağını diyerek olaya son noktayı koydum.

    teyze çırıl çıplak kalınca amcanın kucağına oturttum bunu. ileri geri akrobagib hareketler yapmaya başladı, önce mırın kırın eden karı şimdi işini zevkle icra ediyordu ve ben de kendimi adeta doktor gibi değil bir ferre film yönetmeni gibi hissetmeye başlamıştım.
    gerekli talimatları veriyordum teyzeye ve daha istekli davranması yönünde telkinlerde bulunuyordum.

    etrafıma baktım bir an, 3 tane liseli cep telefonu ile olayı kameraya çekiyordu.

    -liseli detected-

    bunları olay yerinde halka arz ettim anında, halk da gereken linci yapıp liselilere gereken dersi verdi.

    aradan 10-15 dakika geçmişti ki amcada kan akımının hızlanması neticesinde bir irkilme, bir canlanma görülmeye başladı. evet amca hayata geri tutunmuştu bir kere. bütün kalabalık birden zafer çığlıkları atmaya başladı.

    "dodisi gelen sakson sen çok yaşaaa"

    o an kendimi yarı bir ilah gibi hissettim. türk mitolojisi olsa kesin beni de yazardı. yazmalıydı.

    insanların sevincine fazla ortak olmadan, kalabalığı yararak uzaklaştım ve ufka doğru yürüdüm sanki bir gib varmış gibi. her hikaye böyle bitmek zorunda çünkü mınako.
    (kameraman, 22.07.2010 11:20)

    özet geç demicem okuyun adam güzel yazmış binler
    (gotlalesiseverim, 22.07.2010 11:20)

    evet lan bugün böyle bir atraksiyon yaşadım. şüphesiz ki kendimi doktor hissettiğim günlerden bir gün oldu bugün.

    otogara teyzemi karşılamaya gitmiştim ki birden bir dedenin yere yığıldığını gördüm. herkes başına üşüştü yavaş yavaş. birden çok büyük bir kalabalık toplandı.
    sordum soruşturdum, dediler dede bayıldı. bilinci açık mı dedim elemanın birine bilmiyorum hocu dedi.

    kalabalığı yararak yürüdüm ve dedem yaşındaki amcanın yanına ulaştım. önce kendimi tanıttım.

    "ben stajyer doktor dodisi gelene sakso"

    vaauuuv diye bir ses duydum birden, aman allahım. sonra amcanın oğlu elimi zütümü öpmeye başladı, tek sakso çekeyim de kurtar babamı ne olursun takunu yiyim dedi.
    tamam dedim sonra ödeşiriz, şimdi ayağa kalk ve dağıt şu etrafımızdaki kalabalığı. peki hocu dedi ve işe koyuldu.

    amcanın önce bir nabzına baktım, pek bir filiform geldi bana. adeta varla yok arası. bilinç koopere ama her an gidebilir. amca bir ara meleklerle konuşmaya başladı. baktım durum fena. elimdeki olanaklarla amcayı yeniden hayatta tutabilmek için çalışmalara koyuldum.

    önce biraz sıvı desteği, sonfra soğuk kompres falan derken baktım amcada pek bir ilerleme yok. ilerleme var ama istediğim düzeyde değil. hemen etrafıma bakındım. etine dolgun, sezen dinleyen tombul bacaklı 1,55 boylarında 40-45 yaşlarında çakma sarışın bir abla gördüm.
    yanıma çağırdım ve soyun dedim. neye uğradığını şaşırdı kaltak. daha kararlı bir ses tonuyla ve bağırarak

    "soyun kaltak" dedim.

    eğer dedenin yaşamasını istiyorsak bunu yapmak zorundayız beyler.

    neyse hatun soyunmaya başladı. kilodu sapsarı olmuş, lan bunu en son ne zaman yıkadın pasaklı karı diye buna bir fırça çekersin abi, ağlamaya başladı sinirden. ne oldu teyze diyince sinirlerim boşaldı dodi kişisel algılama dedi. sus skerim gırtlağını diyerek olaya son noktayı koydum.

    teyze çırıl çıplak kalınca amcanın kucağına oturttum bunu. ileri geri akrobagib hareketler yapmaya başladı, önce mırın kırın eden karı şimdi işini zevkle icra ediyordu ve ben de kendimi adeta doktor gibi değil bir ferre film yönetmeni gibi hissetmeye başlamıştım.
    gerekli talimatları veriyordum teyzeye ve daha istekli davranması yönünde telkinlerde bulunuyordum.

    etrafıma baktım bir an, 3 tane liseli cep telefonu ile olayı kameraya çekiyordu.

    -liseli detected-

    bunları olay yerinde halka arz ettim anında, halk da gereken linci yapıp liselilere gereken dersi verdi.

    aradan 10-15 dakika geçmişti ki amcada kan akımının hızlanması neticesinde bir irkilme, bir canlanma görülmeye başladı. evet amca hayata geri tutunmuştu bir kere. bütün kalabalık birden zafer çığlıkları atmaya başladı.

    "dodisi gelen sakson sen çok yaşaaa"

    o an kendimi yarı bir ilah gibi hissettim. türk mitolojisi olsa kesin beni de yazardı. yazmalıydı.

    insanların sevincine fazla ortak olmadan, kalabalığı yararak uzaklaştım ve ufka doğru yürüdüm sanki bir gib varmış gibi. her hikaye böyle bitmek zorunda çünkü mınako.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 6.
    0
    özet şart
    ···
  6. 7.
    0
    özet geç bin
    ···
  7. 8.
    0
    @1 işsiz detected
    ···
  8. 9.
    0
    sıçsan okunmaz
    ···
  9. 10.
    0
    lan amk kadını soydurdun ama sen dokunmadın ne biçim incicisin lan sen
    ···