çook ilginç okuyunca tüyleriniz

@10 dıbına koyum hiçbir yerde koyun yazmıyor kuzu yazıyor koyunu nerenden uydurdun amk

@10 ahaghahaha

filmden çalıntı yapmış pekekent ayrıca o koyun postu değil at idi ve çocuğu giberek öldürüyordu pardon teperek

sen ne diyon la değişik

Bugün Çığlık Ormanından çıktık ve bir kızla tanıştık. Kız biraz... Ninja gibiydi... Hareketleri atik ve güçlüydü... Doğrusu hayran oldum diyebilirim... Espenera bu kızı görünce gözleri kamaşmış ve fal taşı gibi açılmıştı, neden mi dersiniz? Kızda Felsefe Taşı vardı! inanışlara göre Felsefe Taşı insan hayatlarını geri döndürebilir yada birini ölümsüz yapabilir. Kız Kahverengi saçlı ve mavi gözlüydü. Doğrusu Espenera'ya sürekli garip baktığını söyleyebilirim... Ha birde kız sadece büyük babasıyla yaşıyormuş, anne,babası kız küçük yaştayken bizim Darkenian tarafından taşa çevrilmiş... Kızda büyük babasını tehlikelerden korumak amacıyla ninja eğitimi almış, ayrıca bizim taşa dönüştürülmekten kurtardığımız 2 insan onun anne ve babasıymış...
O anlar sahiden çok sulugözlü anlardı ve bize teşekkür etmek için bize yardım etmeyi önerdi bende kabul ettim,ve gerçekten yeni bir savaşçı katılması aramıza güzel olur... Kıza daha ismini sormadık sanırım alışınca söyler... Bilmiyorum bu kızları anlamak mümkün değil bir erkek için... ''
*

Bir zamanlar, uzun gagalı bir leylek, dere kıyısında rahat bir yaşam sürermiş. Deredeki yılanları avlayarak karnını doyurur, hiçbir zaman açlık çekmezmiş.
Bir gün,bu yaşantı ona yetmemeye başlamış.
"Daha güzel yerlere gitmeliyim. Daha lezzetli yiyecekler avlayabileceğim yerler bulmalıyım."diyerek havalanmış.Bir göl kenarı bulup oraya yerleşmiş.
Bu gölde çok sayıda balık yaşarmış;avlanmak için gayret sarf etmesi bile gerekmiyormuş. Göl balıkla doluymuş, leyleğin de keyfine diyecek yokmuş.
Kısa bir zaman sonra leylek, balık yemekten sıkılmış.
"Başka yerlere uçmam lazım. Balıktan lezzetli yiyecekler bulmalıyım."diyerek göl kenarından ayrılmış.
Bir bataklığa gelmiş.Bu bataklıkta yaşayan yüzlerce kurbağa, leylek için lezzetli birer av olmuş.
Leylek sıkılınca,bu bataklıktan da ayrılmış ve bir nehirkıyısına taşınmış. Nehirde daha önce hiç görmediği ilginç şeyle karşılaşmış. Gördüğü bu ilginç yaratık, kırmızı bir yengeçmiş.
Leylek, yengeci yiyebilmek için ağzını kocaman açmış. işte tam o sırada yengeç, güçlü kıskaçlarıyla leyleğin uzun gagasını biçivermiş. Zavallıcık,o anda çok büyük bir acıyla bağırmış. Kegib gagasını kimse görmesin diye, oradan hemen kaçmış ve sazlıkların arasına saklanmış;gagası büyüyene kadar da sazlıkların arasından çıkamamış.
Leylek, eski haline kavuştuğunda artık akıllanmış.Ne olursa olsun, sahip olduğu güzelliklere değer vermesi gerektiğini öğrenmiş.Ömrünün sonuna kadar nehir kenarında yaşamış.

bir gün cd almaya gittim sonra cd dükyanına 5 takım elbiseli adam geldi hepsinin yüzü aynıydı ellerinde otamatik silahlar vardı ben korktum elimdeki cd yi yere atıp koşmaya başladım bir tane kapı gördürdüm içeri girdim karanlıktı birden ışık açıkdı için de oo cd dükkanına giren makinalı tüfek olan adamlardan 10 tane vardı bn çok korktum ve kapıdan dışarı çıktı orasıda karanlıktı önüme 5 adam geldi bn dışarı çıkıp koştum ama gitiğim yeri bilmiyodum gittiğim yerde o adamlardan sürüce vardı arkamı döndüm ordada vardı sağımda da solumdada bn hemen adamın birine vurarak kaçtım yanlışıklada olsa evi bulmuştum eve girip olanları anneme ve babama anlattım ama neyseki bunların hepsi rüyaymış

okuduğunuz için teşşekkür ederim

Havanın güzel olduğu bir gece, Nasreddin Hoca, kuyudan su çekmeye karar vermiş. Elindeki kovası, bahçedeki kuynun başına gelmiş. Tam kovayı sarkıtacağı sırada, kuyunun içinde Ay’ı görmüş:
..__Eyvah!… Ay kuyuya düşmüş, diye üzülmüş. Sonra da Ay’ı kuyudan nasıl çıkaracağını düşünmüş. Aklına kovası gelmiş. Ay’ kova ile çıkarmaya karar vermiş.
Kovayı, ipiyle kuyuya sarktıtmış. Kova, suya değince de ,çekmaya başlamış. Su ile ağırlaşan kova bir süre sonra, kuyu duvarına takılmış. Nasrettin Hoca, kovayı ne kadar çekmek istemişse de bir türlü becerememiş.
Kan ter içinde kalmış. Kovanın yukarı gelmemesinin nedenini , Ay’ın ağır olmasına vermiş. Kovayı, yukarı çekmeyi sürdürmüş……
Fakat ipi o kadar şiddetli asılmışki, ip kopmuş. Nasreddin Hoca da, sırt üstü yere yuvarlanmış.
Nasrettin hoca, gözünü açınca, gökte parıldamakta olan Ay’ı görmüş,
__Oh, çok şükür!.. Epeyce uğraştım, epeyce yoruldum, ama, sonunda Ay2ı kuyudan çıkarmayı başardım…Bu iş bütün yorgunluğuma değdi… demiş.

hadi canım ee sonra

okur gibi oldum yarısında vaz geçtim, bence yat uyu artık liseli kardeşim maçta bitti hadi baklaım

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken Harun adında bir çocuk varmış arkadaşları da Ali Hüseyin ve Ahmetmiş bunlar dört iyi arkadaşmış bunlar yine bahçede oynarken bir ışınlanma kapısı açılıvermiş. içine girmişler ve kendilerini kocaman bir mağaranın içinde bulmuşlar yürümüşler yürümüşler az gitmişler uz gitmişler bir tane parlak kocaman elmas elma bulmuşlar. Yanında da 32 başlı devasa bir yılan varmış.Bu canavar elmas elmanın koruyucusuymuş. Harun arkadaşlarına buradaki elma çok güzel belki bunu yersek çok güzel şeyler olabilir bunu yememiz lazım haydi bu çanavarı yenelim. Silahlanıp bu yaratığı öldürelim Harun sapan ali ok yapmış hepsinden 2 şer tane varmış ama bunlar işe yaramamış bunun zayıf bir noktası olmalı demişler ve bulmuşlar gözünden vurup öldürmüşler canavarı yenmişler elmayı yemişler hepsi süper kahraman olmuş Ali buz adam olmuş Hüseyin ateş adam olmuş Ahmet toprak adam olmuş Harun ise elektrik enrjisi emebiliyormuş eve dönmüşler mutulukla yaşamışlar.

BiR GÜN BABAM VE ARKADAŞLARI 16 YAŞLARINDAYKEN ŞAKALAŞIYORLARMIŞ
Bi ADAMI VARMIŞ HEP BÜYÜ YAPABiLDiĞiNi SÖYLERMiŞ.BABAMIN NiHAT DiE Bi ARKADAŞI VARMIŞ ÇOK ŞAKACIYMIŞ. BÜYÜ YAPAN DEMiŞKi BANA SEVDiĞiNiZ KIZIN SAÇINI GETiRiN ŞiZE AŞIK EDERiM. NiHAT GiDiP KUZUNUN POSTUNDAN BiR TEL KIL ALMIŞ.SANKi KIVIRCIK SAÇLI BiRiNiN SAÇI GiBi GÖRÜNÜYORMUŞ.SONRA GiDiP BÜYÜ YAPAN ADAMA DEMiŞKi AL BUNA BÜYÜ YAP BEN BU KIZA ÇOK AŞIĞIM ODA BÜYÜ YAPMIŞ.SONRA KUZU POSTUNUN HOPLAYIP ZIPLADIĞINI GÖRMÜŞLER SONRA HEPSi KORKUP KAÇMIŞ...