Kafamı yorgandan dışarı çıkarmadım hane olurda gelirler odaya diye. Okul saati yaklaşınca kaşıma bir bant yapıştırıp Eylül'ün yanına gittim. Binalarının önüne varınca mesaj attım

+Aşağıdayım
-Geliyorum hemen dedi ve 2 dakika sonra geldi. Kaşımı fark ettiği gibi olduğu yerde durdu.

-Ne yaptın dedi.
+Önemli bişey değil ayrıca günaydın dedim.
-Ne oldu dedi. Vay amk dedim içimden bu ne inat.
+Kavgaya gittik ondan dolayı şimdi sorun yoksa günaydın dedim.
-Ne kavgası kaç yaşındasınız kavga ediyosunuz dedi azarlar şekilde. Benimi düşünüyordu yoksa binler. Sinirli olduğunu bildiğim için üzerine gitmedim olası bir tartışmayı önlemek amacıyla.
+Haklısın anlatırım olayı dedim. Yanımdan geçti önümden hızlı hızlı yürüyor amk. Ne oluyoruz be Eylül hep peşinden mi koşucam senin. Sorun yok koşarım ama sen yorulursun diye üzülüyorum.

Durağa vardık yanında durdum. Bana hiç bakmıyo amk durumun ciddiyetini anlayıp kaşımı tuttum

+Çok acıyor kimsede yokki benle ilgilenecek dedim. Göz ucuyla baktı beyler acaba harbiden canım yanıyomu diye.
-Kendi düşen ağlamaz hocami bey dedi. Şamar oğlanına dönmüştüm amk önüne gelen bi iğne sokuyodu. O sırada otobüs geldi bindik. Yan yana otururuz diye tahmin etmiştim ama tekli koltuklardan birine oturdu. Üzülmüştüm lan binler bu nasıl bir trip amk.

+Orda bana yer varmı dedim kulağına eğilip. Gülmesini gizleyemedi ama ciddi bir şekilde
-Hayır dedi. Bende ayakta yanında durmaya başladım. Boş otobüste ayakta gidiyordum ve gibiliyordum amk.

Sigaramı bitirince içeri geçtim. Annem benle öyle samimi sohbet etmiyordu amk. Kıskanmıştım binler gittim Eylül'ün yanına oturdum. Sigara kokusu geldi tabii.

-Hava almak için çıkmıştın dimi dedi sinirli bir şekilde. Olası bir kavgayı sezdiğim için annemden izin istedim.

+Anne biz kalkalım artık dedim.
-Tamam kızıma dikkat et dedi. Vay amk bu ne sevgi ne çabuk anlaştınız. Vedalaşırken sarıldılar falan baya etkilendim. Ama herşey bu kadar güzel değildi birazdan Eylül ağzıma bile sıçıcaktı.

Apartmandan dışarı adımımızı attığımız gibi

-Ya sigarayı bırakırsın ya da ben yokum dedi. Vay amk ne oluyoruz. O nasıl bir kumar bir tarafta sigara bir tarafta sevgilim.

+Eylül saçmalama ne diyosun dedim.
-Sana içmiyeceksin dedim ne diye içiyosun ne geçiyo eline onu içince dedi.
+Alışkanlık işte dedim.
-Ben diyeceğimi dedim düşün bana bu gece haber ver dedi. Dediklerinden eve gitmek istediğini anladım. Oysa ki ben biyerlere gideriz diye düşünmüştüm.

+Eve bırakıyım seni o zaman ben dedim.
-iyi olur dedi. Bindik otobüse gittik. Yol boyu konuşmadı. Binanın önüne gelince

+Eylül dedim
-Buyur dedi. Buyur ne amk ne kadar resmi konuşuyordu. Büyük bir trip havasında olduğundan öpücük alamiyacagimi anlamıştım.

+Görüşürüz dedim.
-Görüşürüz umarım dedi. Gece vereceğim karara lafı getirterek. Ben başka bişey dememe fırsat vermeden binaya girdi.

Bende durağa yöneldim. Aylardan kış olmasaydı daha rahat bırakırdım sigarayı. Kışın sigara içmek kadar güzel bir şey yoktur beyler ama Eylül mü sigara mı sorusunun cevabı zaten belliydi.

Otobüse binmeden önce 1 dal sigara içtim. Eskisinden daha fazla sigara içiyordum. Mekana varınca klagib selamlaşma ne yaptın ne ettin sohbetinden sonra Tarık konuya girdi

-Hocami ne yapıcaksın intikam alıcakmısın
+Onun yaptığını yapmam dedim
-gibtiri mi çekiceksin dedi kaan
+Ne yapayım başka amk
-Belki mantıklı bi açıklaması vardır bence bi dinle dedi cihan
+Yok beyler daha fazla yalan dinleyemem
-Sen bilirisin kanka dedi ve konuyu kapattık.

internet cafeye gidip cs 1.6 oynadık. (Bu arada beyler cs kapışmak isteyen beklenir 1.6 olucak ama) Ne yaptıysak ne ettiysek gülemedim amk. Aklımda hep Eylül vardı. Ağzıma sıçtığı halde onu düşünüyordum. Kendime de yazık kalbime de yazık. O gün eve gitmeden önce günlük tarzı bir defter aldım. ilk günden itibaren yaşanan herşeyi yazdım. Zamanım çoktu nasıl olsa.

1 hafta boyunca bizim tayfayla buluşup gezdik tozduk. Hayattan, aşktan nefret ettiğim 1 hafta geçmişti. Okulların açılmasına da 1 hafta vardı. Yine bir pazar sabahı ailecek kahavltı yapıyoduk.

-Bugün teyzenlere gidicez gelicekmisin dedi babam
+Yok baba keyfim yok siz gidin
-Gel kuzenlerinle takılırsın iyi olur.
+Bidahakine gelirim dedim fazla zorlamadı
-Sen bilirsin dedi.

Öğleden sonra evden çıktım bizimkiler akşamüstü gidip gece gelecekleri için ev boştu yani. Bizim tayfayla toplandık rakı bira ne varsa aldık bizimkilerin gitmesini bekledik.

Bizimkiler çıktığı gibi bizde eve geçtik. Kış olmasına rağmen o havada bütün camları açtıkki koku kalmasın diye salonda. Kafaya bak amk...

içtikçe içtik anlattıkça anlattık. Kimisi şu kızı gibemedim diye ağlıyor kimisi teyzem hasta diye. Çok efkarlı bir gece geçirmiştik anlayacağınız..

En sonunda tiyatroya ulaşabilmiştik. Müthiş bir heycanla içeri girdik. Bilet satılan yere gidip

+Biz bilet alıcaktık dedim tiyatro kültüründen bi haber olduğum için yanlış bir şey dememek için kelimeleri seçip söylüyordum.
-Kaç tane dedi
+2 tane dedim ücretini ödeyip yan taraftaki koltuklara oturmaya gittik. Oturduğumuzda ne zaman giriceğimizi bilmediğimi fark ettim ama sormaya da çekindim açıkçası. Millet salona girince bizde gireriz diye düşündüm.

45 dakika kadar konuştuk sonra insanlar salona geçmeye başladı bizde kalktık. Mısır kola falan alayım dedim ama bulamadım bilet aldığımız yere gittim

+Mısır nerde var dedim dıbınakoduğumun karısı bir kahkaha attı millet döndü bize baktı olayın şokuyla
+Ahahahah çok komikdi dimi dedim
-Burası tiyatro sinema değil dedi. Rezil olmuş bir halde salona yönelirken Eylül'ü gördüm salon kapısının yanında gülmekten nefes alamıyor.

+Biliyordun dimi dedim
-Herkes bilir burası tiyatro dedi. içimden vay amk dedim.
+Neyse gel girelim dedim ve koltuklarımıza oturduk. Tiyatro başlamak üzereyken herkeste bir ölüm sessizliği ortama uyup ağzımı mühürledim. Tiyatro bitince olayın etkisinde kaldım. Gerçekten harika bir olaydı tiyatro neden sinemaya gidiyoruz amk dedim kendi kendime.

Tiyatrodan çıkınca oynanan oyun hakkında konuştuk. Eylül'ün de beğenmesi beni mutlu etmişti. Hava kararmaya başlamıştı.

+Ne yapalım dedim
-Eve yürüyelim hem zamanımızda azalıyor
+Olur dedim ve eve kadar el ele yürüdük. Ayaklarıma kara sular inmişti ama değerdi amk. Eve kendimi attığım gibi yatağıma uzandım ama telefonum çaldı arayan Cihan'dı

-Alo kanka
+Efendim
-ibo geldi çabuk gel bekliyoruz
+Kım geldi kim geldi dedim şaşırmış bir halde
-ibo amk ibo kaanlardayız gel hade. Beyler üzerimdeki yorgunluk bir anda yok oldu ve kaanlara gitmek için otobüse atladım.

ibo kim diye sorduğunuzu duyar gibiyim. ibo 9. sınıfta bizim tayfadan çok kafa bir çocuktu ama babasının işi yüzünden başka bir şehre gitmişti. Akrabasının düğünü olduğu için gelmiş bizde değerlen

Amk ağzıma sıçtığını bildiğim halde seviyordum. O gün uyuyamadım sabaha kadar oturdum düşündüm. Ertesi gün okulda yanıma geldi.

-Hocami birşey söyle lütfen
+Eylül bırak beni düşünüp cevap veririm sana dedim. Beyler o son konuşmamız oldu okul bitene kadar tek kelime konuşmadık. Sesini özlediğim zamanlarda derste söz almasını bekledim. Arada sırada tavus kuşuyla görüyordum ama gidip tek kelime etmiyordum. LYS zamanı gelmişti kafam yarı Eylül'de yarı sınavda bir şekilde sınavlara girdim. LYS'de fena geçmemişti. istediğim yeri kazanacağım kesin gibiydi yani beyler. LYS'den 1 hafta sonra Eylül'e mesaj attım.

+Eylül konuşalım
-Sonunda karar verdin demek
+Evet nereye geleyim
-Sahile bizim yerimize gel
+Tamam diyip sahile gittim.

Ben gittikten 10 dakika sonra Eylül geldi. Özlemiştim beyler sesine kadar özlemiştim. Tokalaşmak için elimi uzattım ama gelip bana sarıldı. Ben sarılmadım ama bana sarılmasına izin verdim.

-Belki bir daha sarılamam içimde kalmasın dedi. Bişey diyemedim.
-Seni dinliyorum Hocami dedi.
+Eylül LYS nasıldı dedim
-iyiydi istediğim yere giderim büyük ihtimalle
+Sevindim
-Biz ne olucaz hocami
+Eylül ben artık dayanamıyorum. Senin başkalarıyla konuşmana başkasıyla gülmene. LYS'ye kadar bekledim her ne olursa olsun kötü bir puan alsaydın kendimi suçlardım dedim. Ağlamaya başladı beyler. Ağlama dayanamıyorum diyemedim.
+Zaten üniversitede başka şehirlerde olucaz daha fazla acı çekmeyelim.
-Hocami ben seni unutamam sen yokken daha fazla acı çekiyorum. Vay amk dedim içimden.

+Eylül henüz cevabını alamadığım sorular bile var aklımda eskisi gibi olamayız yormayalım birbirimizi dedim
-Bu kadar basitmi yani?
+Eylül nasıl yorumlarsan yorumla kendine iyi bak diyip kalktım. ilkimiz ve sonumuz o bankta oldu. Kendime verdiğim sözü tutmuştum en azından. LYS'ye kadar ayrılmamıştık. Boş boş dolaşırken annem aradı..

+Birader kuzenin daha demin abuk sabuk hareketler yaptı Eylül'ün yanında.
-Ne yaptı olum ne diyosun
+Yanıma geldi terbiyesiz seni falan dedi gülüp gitti.
-Ya amk yinemi yaptı dedi. Ne demek yinemi yaptı lan diye bi sordum kendime.
+Neyi yinemi yaptı
-Kuzenim ama tiksiniyorum amk kızından huurnun teki. Sana nasıl sulanmadı düzeldimi acaba diye düşünürken yapmış yine pisliği.
+Mehmet ne huursu olum kuzenin lan o senin
-Amk giberim öyle kuzeni bana bile yavşadı zamanında huur
+Eee niye alıyosun o zaman eve.
-Teyzemle annem çok yakınlar annem alıyo yani bana kalsa gibime kadar yolu var dedi. Vay amk dedim içimden.

+Ben ne yapıcam şimdi birader dedim.
-Bilmiyorum ki hocami kötü olmuş ama
+Ne tak yicem amk ben ya giberim böyle kızı kusura bakma
-gibebilirsin ağzımdan tek kelime çıkmaz
+Yok lan giberim derken olaya dedim Nur'a değil.
-Haaa olsun onuda gib olum dedi. Mehmet'ten bi soğudum ama haklıydı amk. Zamanında kuzenine bile yürümüş. incideki kuzen gibme hikayeleri gerçek olabilir yani beyler.
+ Neyse tamam o zaman ben bi yolunu bulmaya çalışırım.
-Yapabileceğim bir şey olursa biliyosun burdayım dedi. Biliyorum der gibi başımı salladım sonra Nur'un yanına gittik.

-Nerde kaldınız yhaa.s.s. dedi
+Yediğin taku konuştuk Nur
-Ondan mı bu kadar kısa sürdü eheheh dedi
+Devdıbını senle yanlız kalınca konuşuruz dedim. Mehmet'e baktım twerk yapıyo şaka amk helal olsun der gibi göz kırptı.
-Tamam konuşuruz ne zaman istersen dedi. Içimden gibmeye değmezsin diyorum. Cevap vermeden Mehmet'e baktım

+Kalkalım mı artık dedim.
-iyi olur dedi kalktık eve gittik. Nur'u eve yolladıktan sonra biz yine dışarı çıktık. Bira alıp sahilde içmeye başladık. Mehmet derdini anlattı ben derdimi anlattım. Mehmet'inde liseden sevdiği bi kız varmış ama hiç açılamamış bile ve hala aynı kızı seviyordu. Gidip konuşmasını söyledim.

-O cesaret yok ki be oğlum bende
+Ne kaybedersin Mehmet başkasına mı kalsın kız
-Öyle de en azından ayda bir konuşuyoruz şimdi hiç konusmazsak senden bilirim..

Geldim beyler telefona elimi suremedim bugün part bile atmadım ne deseniz haklısınız ama amk işi yüzünden şu tatil bitsede kurtulsam gitsem asıl işime

Mehmet Nur'a döndü
-Özür dilerim Nur dedi
-Önemli değil dedi buruk bir sesle. Ortamdaki salak saçma gergin ortamı dağıtmak için lafa girdim
+Eee anlat bakalım Mehmet bey neler oldu
-Hocami senden sonra Gizem gitti. Giderken de Sena ile tartıştı yol üstünde gibtir çektiler birbirlerine
+iyi oldu amk kaşarına
-Harbiden ne oldu lan orda tam olarak siz niye kavga ettiniz
+Ya özet olarak Eylül'e aptal dedi.
-Vay amk hak etmiş zaten sen giderken lafı soktun kıpkırmızı oldu dedi Mehmet. O sırada Nur kulağıma eğildi

-Mutfağa gelirmisin
+Şu konuşma bitsin Mehmet'i çok yalnız bıraktık
-Tamam dedi ve sohbete devam ettik.
+Ee bir sonraki randevu ne zaman
-Yarın işi varmış ondan sonraki gün buluşucaz
+Hayırlısı olsun kardeşim dedim. Yarım saat kadar sonhbet ettik sonra Nur aklıma geldi

+Nur bana bi su verirmisin dedim kalktım ayağa
-Sen otur getirir dedi Mehmet
+Gideyim içeyim orda
-Sen bilirsin dedi ve Nur'la mutfağa gittik.
+Ne oldu Nur
-Hocami geçen gün sahilde Eylül'ün yanında yaptıklarım için özür dilemedim senden, özür dilerim dedi. Hayatımı gibtin Nur ne özürü demek istesem de
+Önemi yok dedim yalnızca. Ayak üstü biraz konuşup balkona geçtik.

-Ne yapıcaz amk şimdi dedi Mehmet
+Ne yapalım dedim.
-Dışarı çıkalım dedi Nur.
-Hava güzel değil ki dedi Mehmet. Nur'un suratı düştü. Ne desem yanlış oluyor amk havasındaydı. Olaya hemen el attım.
+Bence çıkalım biraz dolaşırız dedim.
-iyi o zaman çıkalım dedi ve ben eve gittim üstümü değişip Mehmet'lere geçtim. Anahtarı bulamıyolar amk 15 dakika anahtar aradılar en sonunda balkonda yerde buldular. Mehmet'in annesi ve babası memlekete gitmişlerdi. Yani ev Nur ve Mehmet'e kalmıştı.

Dışarı çıkınca da aynı soru soruldu
-Ne yapıcaz şimdi amk dedi Mehmet
+Yürü işte nefesin açılır dedim.
-Sahile geçelim bira falanda alırız dedi Nur
-Hava soğuk hasta oluruz
+Herkes kalın giyinmiş bişey olmaz gidelim dedim. Oy fazlalığıyla sahile geçtik..

Ne yapıyoruz der gibi bana baktı. Havada kötüydü yine yağmur yağıcak sinyalleri veriyordu bulutlar.

+istersen bize geçelim yağmur yağacak hem dedim.
-Haklısın dedi. Bizim eve doğru yola çıktık. Durağa gitmeden önce süt mısır aldık yiye yiye gittik durağa. Otobüs gelince bindik gittik bizim eve. Artık daha samimiydik 4 gün belki ama 4 gün dolu dolu geçirdik beraber.

Bizim apartmanda içeri girerken bulutlada boşalmaya başlamıştı. Salona geçtik

+Filmmi izliyelim oyunmu oynıyalım dedim.
-Oyun sonra oynarız film bence dedi.
+Tamam sen seç ben mısır patlatıyorum dedim ve mutfağa geçtim. Mısırları patlattıktan sonra salona geldim mısırları bırakıp bi yorgan getirdim Eylül için. 2 bardakta portakal suyu belki ev yapımı değildi ama olsun.

-Teşekkür ederim dedi gülümseyerek.
+Önemi yok ne izliyoruz dedim.
-incir reçeli dedi. Vay amk aşk filmi ve bence en iyi türk aşk filmleri arasında.
+Ağlamak istiyosun galiba yine dedim.
-Evet dedi. Ama nasıl bir evet gözleri takıldı bir yere belliki eski sevgilisini düşündü. Moralim bozuldu amk o öyle diyince.

Iyice yerleştikten sonra filmi başlattık. Bitmek üzereyken Eylül ağlamaya başladı. Çoğunuz izlemişsinizdir zaten harbi iyi film amk. Kaçıncı izleyişmdi bilmiyorum ama gözlerim bi boşalıcak gibi olmadı desem yalan olur.

Film bitti biz koltukta kaldık. Filmin etkisi büyüktü. Bu sefer ben sarıldım Eylül'e. Sarıldım saçını kokladım. Kokusunu depolamaya çalıştım 1 dakika kadar sarıldık. Zaman reis bu sefer bize uğramadı. Kimse kollarını çekmek istemiyor gibiydi. Benim çekeceğim yoktu zaten derken telefonum çaldı.

Bu kim amk der gibi baktım. Annemmiş açtım telefonu

+Efendim anne
-Oğlum akşam okuldan gelince buzluktan kıyma çıkarsana.
+Tamam anne dedim kapattım. Vay amk o kadar güzel anı bir paket kıyma yok etti.

Gittiğimizden bi haber oldukları için geldiğimizde
-Aaa nerdeydiniz gibi tepkiler aldık. Üslubuyla soruları cevapladık gece yarısına doğru ise bir daha görüşme sözleri alındıktan sonra bizde evimize gittik. Kazasız belasız bir şekilde akşamı atlatmanın verdiği müthiş sevinçle zıplaya zıplaya eve gittim desem yeridir.

Lise aşkımla evlenicekmiydim lan yoksa. Ailelerde tanışmıştı önümüzde başka ne engel vardı ki? Günler hızla geçiyordu ve ben günlük yazmaya devam ediyordum. Alışkanlık haline gelmişti. Eylül için yazmasam da yazıyordum beyler. Günler haftaları kovlarken, aylar benim eksiğim ne amk diyip haftaları kovaladı. Babamla Eylül'ün babası dışarda görüşmeye bile başlamışlardı. Annelerimiz zaten 40 yıllık dost havasında. Tek bir sorunumuz kalmıştı "Okul".

YGS sabahına uyadık. Eylül'le farklı okullarda olduğumuz için o sabah göremedik birbirimizi sadece mesajlarla "sakin ol, başarıcaksın sana güveniyorum" gibi cümleler. Sınava girerken hafif bir heycan olsada benim heycanım aslanın yanında pire bile değilmiş. Sınava girmeden ağlayan mı ararsınız. Konuşamayan mı ararsınız. Heycanadan altına sıçan bile var beyler. Onları gördükçe heycanım azalıyordu artması gerekirken.

Aramalardan geçtikten sonra salonuma çıktım. Annem bahçede dua edip kuran okuyordu. Bu beni daha motive ediyordu. Sınav başlamadan önce gerekli açıklamaları yapıp bize optikler dağıtıldı ve başladık. Düzenli olarak çalışma ve sakin olmak beni en azından 10 adım öteye taşımıştı. Zamanımı sonuna kadar kullandım. Sınav bittikten sonra anneme 1 hafta boyunca "sınavım iyi geçti" lafına inandırmaya çalıştım.

Eylül'ün de sınavı iyi geçmişti. Herşey yolunda gibiydi. Annem bir akşam beni yanına çağırdı.

-Oğlum küçüklüğünden beri sana hep doktorluğu yakıştırdım biliyosun dedi konunun meslek seçimine geldiğini bildiğim için
+Doktor olamam anne ama o beyaz kıyafet için istersen öğetmen olurum dedim.
-Yok öğretmen olma tıp oku istiyorum
+Anne dürüst olmak gerekirse doktorluk kazanamam dedim, demez olaydım..

Günaydın beyler. Dün halı sahada çok yoruldum bide kavga çıktı yorgunluktan ayakta duramıyodum sözlüğe bakmadan uyudum. Patron birazdan bi yere gidicekmiş akşama kadar yok yani telafi ederim umarım. Özür dilerim beklettiğim için. Bu arada mesaj atarsanız yanılarım

Karşımda Eylül duruyordu yüzümdeki gülümseme bir anda nefrete dönüştü.
-Hocami dedi kekeleyerek. Hiçbir şey demedim gülümsedim yalnızca hediyeyi önüne atıp binadan çıktım. Hediye zaten kronolojik bir sıra ile sıralandığı için bir "elveda" niteliği taşıyordu. Sinirden koşmaya başladım önüme gelen insanlara çarpıyor kimseyi umursamiyordum. Koştukça sakinleştim yorulduğumu hissettiğimde bir banka oturdum. Telefonum titremeye başladı cebimden çıkartıp baktığımda arayanın Eylül olduğunu gördüm cevap vermedim. Arama bittikten sonra telefona baktım 6 cevapsız arama 3 mesaj. Tahmin ettiğiniz gibi hepsi Eylül'den. Mesajlara baktım

-Hocami telefonu aç
-Hocami lütfen acarmisin
-Hocami özür dilerim yazmıştı. Haklı bir konumda iken haksız konumuna düşmüştü bana yalan söyleyerek ama bir daha aradığında açıcaktım telefonu. Dinlemediğim için zamanında çok sürünmüştüm. 10 dakika kadar oturdum bankta baktım arıyacağı yok bende yürümeye başladım. Eve kadar yürüyeceğimi bildiğim için fazla kendimi yormuyordum çünkü yol uzundu. En sonunda telefonum çaldı heycanla telefona baktım ama arayan Eylül değil Cihan'dı üzülmüştüm açıkçası ama telefonu düzgün bir ses tonuyla açtım.

+Efendim kanka
-Hocami babamın arabayı aldım dolaşıyoruz nerdesin alıyim seni. Durumu bildiğiniz için bu teklif çölde bulunmuş su gibi birşeydi.
+X ilkokulunun ilerisindeyim
-Ne işin var orda amk
+Param yoktu eve gidiyordum
-Kafanı gibeyim bekle orda geliyoruz dedi ve kapattı. Çok üzgündüm bizimkilerden yol parası alıp sahile bırakmalarını isteyecektim. Gülüp eğlenecek havam yoktu. 10 dakika sonra cihan geldi arabayı üzerime sürüyor amk saykosu. Geleneksek Türk şakasını yaptıktan sonra arabaya bindim.

+Tarık nerde
-O gelmedi bi işi varmış dedi bartu
+Ne işi olucak amk
-Bilmem belki yengenin yanına gitmiştir
+Aynen olabilir
-Eee hocami seni nereye bırakalım
+Beni sahile bırakın birde dönüş için para verinde karta para atayım 5 kuruş kalmadı kartta dedim. Birbirimizden para isterken kimse çekinmiyordu çünkü o paranın her türlü geri dönüceğini biliyorduk. Beni sahilde bıraktılar görüşürüz faslından sonra karta para yüklemeye gittim sonra ise bizim bankımıza yürüdüm..

edit: işteyim ama part atmaya calisicam uzun zamandır dükkanda yoktum duye tak zütürüyor temizlik yapıcaz amk

+Kimse yok baba dedim. Bizim tayfa ile illaki buluşurdum. Babam Eylül'ü ima etmişti zaten.
-Oğlum bak inadı bırak baba sözü dinle bi geçmişiniz var en azından sen vedanı et.
+Baba iyi güzel konuşuyorsun ama benle konuşmuyor bile
-Sen git hoşçakal de konuşmanıza gerek yok
+Haklısın dedim ve babam Eylül'lerin evine sürdü. Evin önüne gelince babam telefonunu çıkardı ve Eylül'ün babasını aradı.
-Alo D... 'ciğim nasılsın
-Bende iyiyim Allah'a şükür bizim oğlanı istanbul'a bırakıyorum bi vedalaşmak istedi evdeyseniz gelin aşağıya
-Hmm tamam o zaman sağlık olsun dedi ve buruk bir ifadeyle telefonu kapattı.

+Ne oldu baba
-Eylül'ü Ankara'ya zütürüyorlarmış dedi. Gözlerim dolucakmış gibi oldu ama buna izin vermedim babamın yanına dik durmalıydım.
+Yolu açık olsun ne diyelim
-Aynen öyle dedi ve arabayı sürmeye başladı. içim yanıyordu be beyler veda edemediğim için değil bana son lafı "yazıklar olsun sana" olduğu için. Kuzenle kafa dağitirim umuduyla istanbul'a gidiyordum zaten. Yorulmuştum beyler daha o yaşımda yorulmuştum. Askeri, üniversiteyi görmeden daha aşk beni yormuştu. istanbul'a kadar fazla konuşmadık konuştuklarımız havadan sudan sohbetlerdi. Teyzemlerin evine gelince durduk ama arabadan inmedik, bir veda konuşması yapılacaktı çünkü.

-Oğlum şu yaşına kadar işimden zaman ayırıp senle ne kadar vakit geçirdim bilmiyorum ama pişmanım keşke daha fazla zaman geçirseydim senle dedi gözleri sulanır gibi oldu. Babamı o yaşıma kadar sadece "Babam ve oğlum" izlerken ağladığını görmüştüm.
+Baba tahmin ettiğinden daha iyi babalık yaptın bana belki de ben sana yeteri kadar iyi evlat olamamışımdır diyip sarıldım. Vay be amk babamla bu tür konuşmalar yapacağımı bana söyleseler kıçımla gülerdim.
-Bir ihtiyacın olduğunda çekinmeden beni ara bir de bir banka hesabı aç hesabı bana haber ver.
+Tamam baba merak etme yarın hallederim dedim ve arabadan inerken cebime para sıkıştırdı. Kısa bir konuşmaydı belki ama şu yaşıma kadar beni en çok etkileyen konuşmalar arasındaydı..

beyler amıma koydunuz seri seri diye tel elimden düşmedi patron telefone el koydu amk bunu yazıp vericem işten çıkana kadar da alamicam kime kızıcam amk onu bilmiyorum. Sormak istediğiniz soruları falan yazın iş çıkışı yanıtlarım gece part atarım atabildigim kadar.

Selam qumqiler telefonuma kavuştum şarjı bitmişti neyse geldim başlıyoruz beklettim affola

Durağa doğru giderken lafa girdim
+Ben niye geliyorum velinmiyim amk
-Ya bende yalnız buluşmak istedim ama bi kız arkadaşıyla buluşacakmış ondan gelmek zorundasın
+Bi dakika sen diğer kızla konuşucağımı düşünmüyosun değil mi?
-Ben mi konuşayım amk ne bu namus kız yemez seni dedi. Beyler ben daha yeni Eylül şoku yemişim şimdi gidip başka kıza nasıl güleyim.
+Ben gelmiyorum Mehmet
-Hocami giberim seni kıza 2 kişi gelicez dedim şimdi yaptığın ayıp.
+Mehmet ben başka bir kızla buluşmak istemiyorum zaten aramız uçurum olurda görür falan bütün umutlar çöp olur.
-Eee ne yapıcaz o zaman
+Bilmiyorum ama başka bir fikir lazım dedim ve durakta düşünmeye başladık.

+Nerde buluşucaktınız
-Ataşehir'de
+Neyse amk gidelim o zaman dedim. Kadıköy'den başka yere gitmezdi buna güvenerek bindik gebze-hareme gittik tamirhaneye. Yolculuk boyunca mesajlaştı Mehmet ve müstakbel yengem olan Sena. Tamirhane'de inip başka bir arabaya bindik ordan bir kafeye girdik ve beklemeye başladık.

-Azcık gül kıza erken kalkarlarsa senden bilirim dedi
+Amk ya şu halimize bak
-Kardeşim senin planındı hem şu işi yapayım dile benden ne dilersen
+Bak bu lafı unutmam
-Şu iş olsun ben unutturmam zaten sana
+iyi bakalım dedim ve planları kurmaya başladım. Şimdi Mehmet benden büyüktü çevresi daha genisti her türlü bir işime yarardı. Benim yapmam gereken bir daha ki buluşmayı ayarlamaktı ben bunları düşünürken iki kız yanımıza oturdu daha doğrusu karşımıza.

-Hoşgeldiniz dedi Mehmet bende ona uyarak Hoşgeldiniz dedim. Tokalaşma faslı geçtikten sonra ne içelim sorusu masaya düştü.

-Ben kahve alayım dedi Sena
-Bende latte alayım dedi arkadaşı. Mehmet bana baktı ne istersin der gibi
+Çay dedim yalnızca. Başka bir içecek olabilirmi sizce çay varken? Garsonu çağırdı Mehmet
-1 latte 1 çay 2 kahve dedi
-Kahveler nasıl olsun efendim dedi garson
-Orta şekerli olsun 1 tanesi diğeri ise diyip Sena'ya baktı
-Bendimki de orta şekerli olsun dedi ve garson gitti. Biz ise sohbete başladık..

Sena ile Mehmet kendi sohbetlerine dalmışlar bizi unutmuşlar adeta. Dediğim gibi Sena Mehmet'e karşı boş değildi kesinlikle. Kız benim gibi suskun çıkınca biz 5 dakika kadar konuşmadık bunu fark edince Mehmet koluma vurdu. Mesajı alınca hemen sohbete girdim

+Adım hocami dedim elimi uzattım
-Bende Gizem dedi el sıkıştık. Gizem'i tarif edeyim size. Saçlarını sarıya boyamış 1.65 boyunda klagib Türk kızı. Kısacası gideri vardı.
+Nasılsın dedim samimi olmaya çalışıyordum amacım sohbetin uzun sürmesini sağlamaktı.
-iyiyim sen nasılsın dedi. Konuşması çok düzgündü beyler sadece 2 dakika konuşsanız bile bunu anlayabilirdiniz. Hangi üniversitede okuyosundan girdim ebesinin amından çıktım desem yeridir. Ağzım iyi laf yapıyordu biliyosunuz zaten. Neyse beyler kız avukatlık okuyormuş benden 1 yaş büyük.

1 saat kadar konuştuk Mehmet'e baktığımda Sena ile bizi dinliyordular.
+Neyi dinliyosunuz sizde konuşsanıza dedim
-Sizin sohbetinizi dinlemek daha zevkli ne çabuk anlaştınız dedi yenge hanım.
+insan tanımadığı birini bulunca anlatacağı çok şeyi oluyor dedim.
-Aynen öyle dedi Gizem beni onaylar şekilde.
-Neyse sizi bıraksak akşama kadar konuşursunuz ama zaman önemli ne yapalım şimdi dedi Mehmet ve öneriler masaya atılmaya başladı.

-Sinemaya gidelim yeni korku filmi çıkmış dedi Gizem
-Ben korkuyorum o filmlerden dedi yenge hanın.
+Bence go karta gidelim
-Aaa çok güzel olur dedi yenge hanım. Mehmet hemen hesabı istedi. Beraber ödeyelim dediysem de ödetmedi. Kafeden çıktık ve en yakın go kart mekanına yöneldik. Ben ve Mehmet arkada kaldık bir süre yürüdükten sonra

-Ulan hocami sana 1 iyilik borcum var unutma
+Bu kadar kolaymıydı yani
-Kıza baksana ağzı kulaklarında resmen dedi Sena'yı göstererek.
+O senin başarın hade kızın yanına git dedim ve Mehmet hızlanıp yenge hanımın yanına gitti..

Biralarımızı alıp bir kayanın üzerine oturduk. Herkes efkarlı, herkesin bir derdi var. Beyler belki görürüm diye etrafıma bakınıp durdum ama görmedim Eylül'ü. O gün herkes derdini anlattı. Ben Eylül'ü anlattım, Mehmet Sena'yı, Nur ise hayatından şikayetçi oldu. Ondan sonraki 2 hafta boyunca sınavlar açıklandı ve tercihleri yapmayla uğraştık. Tercihlerimi yaptıktan sonra aklım Eylül'ün puanı ve tercihlerine takıldı. Evlerinin çevresinde dolaştım, sahilde ki yerimize gittim sürekli ama yoktu beyler. En son babamın yanına gittim.

+Baba nasılsın
-iyiyim aslanım sen nasılsın
+iyiyim baba şey diyecektim
-Ne oldu söyle
+Eylül tercihlerini nereye yapmış biliyomusun dedim. Beyler babalarımız tanışma gününden beri hep buluşuyorlar. Biz ayrıldığımızda bile sohbetlerine devam ettiler.
-Bilmiyorum ama istediği yeri kazanmış öğretmenlik sanırım.
+Evet öyle teşekkür ederim baba diyip odama geçtim. Gidicektim beyler bu şehirden bu evden ve Eylül'ü bir daha belki de göremiyecektim.

Zaman hızla akıyordu ve Eylül'ün doğum günü yaklaşıyordu. Bende istanbul'da bir yurta kaydımı yaptırmıştım. Üniversite için gerekli olan herşey tamamdı ancak gitme zamanım yaklaştıkça Eylül'ü daha da bir düşünmeye başladım. Doğum günü hediyesi hazırlamamıştım ama 1 hafta sonra doğum günüydü. 1 hafta boyunca Eylül'ü görebileceğim yerlere baktım bulamadım. Doğum gününde bizim yerimize gittim oturdum. Kendimi çok yalnız hissediyordum.

Bizim tayfada tatilden dönmüştü. Tarık pgiboloji okuyacaktı. Kaan ve Cihan bilgisayar mühendisliği. Bartu ise bir taku kazanamadı. Daha doğrusu istediği yeri kazanamadı tercih yapmadı bundan dolayı. Tayfa ile sahilde buluştuk.

-Hocami bugün Eylül'ün doğum günü değilmi dedi tarık
+Evet öyle dedim
-Ne diye bizlesin amk belki bir daha göremiyeceksin birbirinizi gitsene kızın yanına
+Söz verdim kendime olmaz dedim.
-inadını gibeyim gibtir git kızın yanına
+Nerde olduğunu bilmiyorum
-Ara o zaman
+Açmaz telefonu
-Numarayı söyle dedi telefonunu çıkartarak..

Beynimden vurulmuşa döndüm. Kalktım gittim tuvalete ağlamaya başladım. Okulda olduğumuz için belli olmasın diye yüzümü yıkadım ama ne çare gözlerim kan kırmızısı olmuştu. Sınıfa dönmeye korkuyordum. Beni bu halde görüp güler belki diye korkuyordum beyler. Zil çalmadan önce sınıfa girdim. Seha ve Gülsena'nın yanına gittim. Amacım kıskandırmak falan değildi binler yanlış anlamayın.

+Kızlar biriniz benim yerime geçebilir mi rica etsem dedim.
-Niye ne oldu kötü gözüküyosun dedi seha
+Kavga falan ettik sormayın soru kafam incin zaten dedim.
-Tamam dedi ve seha kalktı benim yerime geçti bende Gülsena'nın yanına geçtim. Neden kızın yanına geçtin demeyin amk herkes kız kıza veya erkek erkeğe oturuyo sınıfta. Bizle birlikte 2 kişi kız erkek şeklinde oturuyo yalnızca. Erkek yollayacak halim yoktu Eylül'ün yanına. Diğer kız erkek oturanlarla aram yoktu hiç.

Beyler zaman geçmiyordu, okul bitmiyordu, benle konuşmayı geçtim yüzüme bakmıyordu. 1 ay böyle geçti. Ben artık kaybettiğimi kabullenmiştim. Eskisi gibi dersleri kaynatamıyordum espiri yapınca direk ona bakıyordum acaba güldümü diye ama yok beyler yok amk. Sınavlar ise çoktan başlamıştı. Sınavlara çalışarak giriyordum ki sen yokkende yüksek alabiliyorum mesajını vermek için. Hemen hemen bütün sınavlardan Eylül'den fazla puan aldım.

1 ay sonunda doğum günüm geldi. Acaba gelirmi yanıma iyiki doğdun dermi onu geçtim gelsin yanıma keşke doğmasaydın desin buna bile razıydım amk. Doğum günümde sınıfta bütün gün bekledim ama yanıma gelmedi amk. Arkadaşlar hediye falan almış onlara teşekkür falan ettim ama asıl beklediğim kişi beni takmıyodu bile. Çıkış zili çaldı herkes evine dağılıyodu bende hayal kırıklığıyla durağa geçiyordum. Arkamdan aylardır sesini özlediğim kız seslendi.

-Hocami dedi yalnızca. Beyler dondum kaldım amk hareket edmedim yutkunarak arkamı döndüm. Bana yaklaştı. Aklımdan bin tane seneryo geçti ama tek kelime etmedi elindeki hediye paketini verdi ve gitti. Bari bir kere sarılsaydın amk.

Annem bir başladı beyler susmuyor ciddi anlamda susmuyordu.

-Hane sınavın iyi geçmişti. Hep yalanmı söyledin bana. Ben bir doktor annesi olamıcakmıyım gibi cümleler. Baktım durum kötü babamda anneme gazı verip gülerek bana bakıyor hemen söze girdim
+Anne veteriner olurum istermisin o da doktor sonuçta hem puanım fazla bile gelir kesin olurum dedim.
-Söz ver dedi. Vay amk durumu kurtarayım derken yıllardır hayali olmayan ben mesleğimi seçmiştim.
+Söz anne dedim ve odama geçtim. Salondan çıkarken
-iyi kıvırdın aferin dedi babam guluyor bide bin bin. Bende istemsiz olarak gülüp odama geçtim Eylül'e mesaj attım

+Veteriner bir sevgili istermisin?
-Hemde çoook isterim aşkım dedi Eylül'den onayı almanın mutluluğundayken biraz sohbet ettik gelecek hakkında. Sonra bizim tayfa aradı.

-Alo hocami
+Efendim kaan
-Ev boş buluşuyoruz gel hade
+Tamam bizimkilere söyleyip geliyorum diyip kapattım. Uzun zaman olmuştu buluşmayalı iyi olmuştu bu. Salona gittim

+Baba ben kaanlarda kalabilirmiyim bu akşam dedim
-Kaanlar yerine başka yere gidersin sen dur bi Eylül'ün babasını ariyim dedi çıkardı telefonu harbiden aradı amk. Olayın şokuyla annemle babama bakıp gülüyoruz.
-Alo D... 'ciğim nasılsın dedi babam. Adamın adını sansürledim çünkü o kadar garip bir ismi vardı ki Türkiye'de tektir amk.
-Saol bizde iyiyiz nerdesin bi çay içmeye bekleriz Eylül kızımı da al gel.
-Hmm tamam o zaman başka zamana iyi akşamlar diyip kapattı. Sonra bana bakıp

-Tamam inandım babası evdeymiş gidebilirsin dedi. Utancımdan yerin dibine girdim
+Teşekkür ederim diyebildim sadece tam kapıdan çıkarken annem bana seslendi
-Sakın içki içmiyosun hocami
+Merak etme anne dedim ordan babam hemen yapıştırdı lafı
-içsinde Eylül ağzına sıçsın dimi dedi gülmeye başladı. Vay amk adam daşşak geçecek konu bulmuştu sonuna kadar kullanıyodu. Duymamış gibi yaparak kapıyı kapatıp evden dışarı attım kendimi ve durağa yöneldim.