1. 26.
    0
    @50 takdiri bi notla kaçırmış.
    ···
  2. 27.
    0
    son ders
    ···
  3. 28.
    0
    atın intikamı
    kadın için çok zor bi durum... hüzünlendim gene..
    ···
  4. 29.
    0
    hayat güzeldir - life is beatiful
    ···
  5. 30.
    0
    ali g indahouse bin agliom su an
    ···
  6. 31.
    0
    jeux d'enfants bunu izliyorum beyler saolun aq
    ···
  7. 32.
    0
    yeşil yol cok duygusal lan adını yazarken bıle duygulandım bin
    ···
  8. 33.
    0
    @3haklı olum jeux d'enfants giberrr
    ···
  9. 34.
    0
    (bkz: fb 1 ts 1 maçın son 5 dakikası ve maç sonu)
    ···
  10. 35.
    0
    @3 dıbına koyim öle mi yazılır o
    @1 cennetim rengi , iran sineması hacu ağlatır
    ···
  11. 36.
    0
    seviye artırmak istemem ama kasımda aşk başkadırı izle bin
    ···
  12. 37.
    0
    @3 ü dinle.
    ···
  13. 38.
    0
    english patient da olabilir
    ···
  14. 39.
    0
    f"i"lim ne lan pekekent.
    ···
  15. 40.
    0
    babam ve oğlum, nası hüzün ama? romantik?
    ···
  16. 41.
    0
    aynaya bak baya bi hüzünlenirsin bence
    ···
  17. 42.
    0
    al duygulan bin

    Bir zamanlar Afrika’daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde zütürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. ister kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:

    "Bunda da bir hayır var!"

    Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın baş parmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki her zamanki sözünü söyledi:

    "Bunda da bir hayır var!"

    Kral acı ve öfkeyle bağırdı: "Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?"

    Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı. Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine zütürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri ekgib olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler. Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı.

    "Haklıymışsın!" dedi.

    "Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. işte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi"
    "Hayır" diye karşılık verdi arkadaşı.

    "Bunda da bir hayır var"

    "Ne diyorsun Allah aşkına?" diye hayretle bağırdı kral.

    "Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir"

    "Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi?"

    Ve sonrasını düşünsene?
    Tümünü Göster
    ···
  18. 43.
    0
    jeux d'efants
    ···
  19. 44.
    0
    avseq01
    ···
  20. 45.
    0
    400 blows
    ···