+1
o zamanlardır ki, sokaklarda yaşamış son nesil, o sokaklarda artık var olmayacaktır. tüm insanlık gibi bilgisayar ve teknoloji ağının köleleri gibi hareket edecektir...
- o zamanlarda şimdiki gibi bilgisayar furyası yoktu. sabahları susam sokağı izler, çizgi film ile devam ederdik.
- okuldan gelir gelmez çantamızı bırakır mahalle maçı için sokaklara dökülürdük. bizi masa başında köle yapacak teknoloji henüz mevcut değildi.
- top sahibi kişi, mahalle maçlarında kurucu üye sıfatıyla yer alır tüm kural koyucu o olurdu.
- maçlarda her daim yazılı olmayan yasalar vardı. herkes koşulsuz bunlara uyardı. top direk varsayılan taşın üzerinden geçtiğinde gol mu değil mi olduğuna oy çokluğu ile karar verilir, 3 tane korner bir tane penaltı ile ödüllendirilirdi.
- maçlarda dönemin ünlü topçularının ismi zikredilir, kaleciler, tıpkı güney amerika kalecileri gibi çıkışırlardı.
- mahalle maçlarından ekstra kalan zamanlarda taso oynanır, renkli taso muhabbetlerine girilirdi. pembe tasoya mega taso adı verilir, daha kalın olduğu için tek vuruşta daha çok taso çevirirdi. tasolarını kaybeden mız mızlık yapmazdı içine içine ağlar, kaybetmeyi hazmederdi. zamane ergenleri gibi bilgisayarı kırmaya kadar varan hazımsızlıklar o dönem yoktu.
- sonra atariler çıkmıştı. atari kasetleri alır ikili oyunlar oynanırdı. ama bu asla sokak eylemlerini engellemezdi. kasetler kendi aramızda değiştirilir, 9999999 in 1 oyunlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı keşfedilirdi.
- bigibletlerle tura çıkılır, 24 vitesle 18 vites bigibletler kapıştırılırdı.
- yeni yüzyıl gazetesinden kuponla temin edilen yerli malı bisan bigibletlerle ücreti mükabilinde tedarik edilen ithal bianchi bigibletler versusa girerdi.
- zıpçık oyunları meşhurdu. mahallenin abileri mahalle maçlarındaki bıçkınlığını bunlarda da göstermek için yanaşır, zıpçıkları çaldığı gibi gibtir olur giderdi.
- komandoculuk oyunları oynanırdı. eline yarım litre su şişesi ile uzun bir sopa kapan grup dağ bayır dolaşıp, doğa ile yüzleşirdi. sabahtan akşama kadar arazide dolaşıp bitkin bir şekilde eve gelir ama operasyonu başarıyla bitirmiş edasıyla keyiflenirdi.
- ulusal kanallarda çocuklar için dünya kadar şey olurdu. çılgın bediş, power rangers, looney tunes çizgi filmleri, ninja kaplumbağalar, barış manço ile 7 den 77 ye, alf vs. vs...
çok iyi günlerdi... sonra gerek etrafın betonarmeleşmesi gerekse de artık interaktif ortamın yaygınlaşması neticesinde sokakta büyümüş nesil azaldı ve yok oldu. artık bilgisayarlar var. kurgulanmış dünyanın kurguya bağlı nesilleri var. özgürlüğü yalnızca başkalarının koyduğu kurallar nispetinde var sayan, hayatı boyunca da bu döngünün, bu kalıpların dışına çıkamamış koca bir nesil var...
sokaklardaki çocuk sesleri artık nostalji oldu...