0
iş kazası bir ip cambazı için ölüm demektir, bankada çalışan gudubet suratlı neriman hanım için evrakların üzerine çay dökülmesidir.
kar yağması bir çocuk için okulların tatil olmasıdır, bir yetişkin için trafiğin içine sıçılmasıdır.
“başın sağolsun” lafı söyleyen için bir görevini yapma, bir vicdanını rahatlatmadır. duyan için dünyanın en ağır lafıdır.
cahile laf geçirememek, galilei için engizisyon mahkemesine dünyanın döndüğünü anlatmaktır. bir çocuk için atarinin televizyonu bozmadığını babaanneye anlatmaktır.
kuran, inanmayan için saçmalık, öylesine inanan için evin bir köşesinde durması gereken arapça kitap, gönülden inanan için lütuftur.
terörist, bir amerikalı için müslüman, bir türk için pkklı, bir filistinli için ise israil devletidir.
plüton, 5 sene önce lise giriş sınavlarına hazırlanan bir çocuk için gezegendir, bugün hazırlanan çocuk için değildir.
savaş, aşırı zenginler için fırsat, generaller için onur, masumlar için ölümdür.
korsan, yazarlar için hırsızlık, tezgahtarlar için ekmek kapısıdır.
huzur, bencil için sürekli cebini doldurup kendini garantiye almaktır. kalender için tanımadığı üstü başı incin bir adama yemek ısmarladıktan sonra cebinde kalan son parayla dolmuşa binmektir.
mütevazilik, kibirli insan için “mütevaziyim” demektir. mütevazi adam için “ben de kibir sahibiyim” demektir.
veli toplantısı, notları iyi olan öğrenci için pek bir şey ifade etmez, notları kötü olan öğrenci için kara kara düşünme zamanıdır.
bayramlar ailesi olanlar için güzeldir, ailesi olmayan adam için sıradan bir gündür.
tsunami bir haitili için korkudur, yozgatlı için “o ne amuğa goyum”dur.
kurnazlık, bir çocuk için bakkala çaktırmadan içinde taso var mı diye cipsleri kurcalamaktır. bir bakkal için “kaşarım kötü abi, beyaz peynir keseyim sana” deyip elinde kalan beyaz peyniri kakalamaktır.
akıllı çocuk, cahil anneye göre yerinde mal mal oturan çocuktur. elinde kamerayla “komik bi şey yapsa da internete koysam” diye düşünüp bütün gün evladını çeken hödük anne için şımarık çocuktur.
saygı, cahil müslüman için başka insanların içkisine sigarasına laf atmaktır, akıl sahibi müslüman için müzik dinlenirken “ezan mı okunuyor” tereddütüne düştüğü an müziğin sesini kısıp dışarıyı dinlemektir.
eğitim toplumun gözünde kolejdir, üniversitedir, diplomadır. toplumun yanıldığını farkedenler için her türlü yeni bilgi ve fikirdir.
insan içgüdüyle doğuştan gelen çok az şey haricinde kendi gözlemleyip yaşadıklarıyla öğreniyor dünyayı. her insan farklı hayatlar yaşıyor, farklı olaylar gözlemliyor, farklı kişilerle ilişki kuruyor, ve ne gariptir ki her şeyi bu kadar “görelilik” üzerine olan insanın doğruları, doğru kabul ediliyor. halbuki plüton 5 sene önce de aynı plütondu, şu anda da aynı plüton. plüton kendini bozmadı, plüton değişmedi, o her zamanki gibi öyle dolanıp durdu yörüngesinde, değişen sadece insanın doğruları oldu. bir şeyin “doğru” olması, insanların veya toplumun onu doğru bellemesiyle alakalı değildir. fakat yine de doğası gereği kusurlu olmaya mahkum insanın doğruları doğru kabul ediliyor bu hayatta. idamlar, karalamalar, eğitim, adalet hep bu insanın doğrularına göre şekillendiriliyor bu dünyada. medya, insanların sevmeleri gereken kişileri nefret ettirebiliyor, nefret etmeleri gereken kişileri sevdirebildikleri gibi. korkmaları gereken şeylere alıştırabiliyor, alışmaları gereken şeyden korkutabildikleri gibi. zira insanlardan oluşan bir dünyanın doğrularını belirlemenin yolu, bu insanlara doğumlarından itibaren bir şeyleri “doğru” diye dayatmaktan geçiyor. insan onu doğru kabul ederse, o şey doğru oluyor.
öyleyse bir soru soracağım.
ya insanlar yanılıyorsa?
Tümünü Göster