1. 66.
    0
    kopyala-yapıştır terk amk
    ···
  2. 65.
    0
    *
    ···
  3. 64.
    0
    reserved
    ···
  4. 63.
    0
    rizörvıd panpa hoşuma gitti kalanını gelince okurum
    ···
  5. 62.
    0
    hadi bakalım reserved
    ···
  6. 61.
    0
    rezerved
    ···
  7. 60.
    0
    panpa rus edebiyatı gibi yazıyon beğendim
    ···
  8. 59.
    0
    rezerved
    ···
  9. 58.
    0
    yuh cok güzel panpa ellerine saglık nikaltını gırecegım hemen
    ···
  10. 57.
    0
    kardes bu hikaye afyonda geciyor olsa eczacinin komsulari dukkana erkek aliyor diye eczaneyi atese verirler eczaciya da tecavuz ederlerdi
    ···
  11. 56.
    0
    eve kadar dayanamadım, okudum seri şukuladım, sagol panpa guzel hikayeymiş.
    ···
  12. 55.
    +1
    ve konuyu şu iki sözle bitirmek istiyorum.

    "saçımı taradım keşke yüzümü de tarayabilseydim."
    "biri bana çirkin olduğumu söyledikten sonra; gölgeyi güneşe, karanlığı ışığa yeğler olmuştum."
    charles bukowski..

    sözler iyidir fakat anlayana...
    ···
  13. 54.
    0
    rezerved
    ···
  14. 53.
    0
    reserve ve ayrac, aksam evde okurum.
    ···
  15. 52.
    +2
    hikaye bitti beyler okuyanlar rezervlersin.
    ···
  16. 51.
    +2
    binnur;
    “hala yalancısın, hiç değişmemişsin, ayrıca yüzsüz herifin tekisin” dedi.
    olcay şen bir kahkaha attı;
    “lütfen yapma, ben seni sevmiştim,” der demezde yüzünde bir tokat hissetti.
    binnur’un yüzü sinirden iyice gerilmiş bir halde;
    “sevgi kelimesini ağzına alma, senin gibi çirkinlerin sevmeye hakkı yoktur,” diyerek arkasına döndü ve uzaklaştı. belinde tatlı bir ürperme hissetti. gülümsedi, “hala beni koruyor,” diye düşündü. yaşamı boyunca hüseyin’i sevmekten vazgeçmedi.
    ···
  17. 50.
    +2
    bu olaydan bir yıl sonra binnur yeşil parkta tek başına oturuyordu. hüseyin’in iki böbreği de çok iyi çalışıyordu. i̇çinde daima hüseyin’in varlığını hissediyordu. tam hüseyin’i düşünürken bir gölge düştü, önüne. başını kaldırdı. olcay’ın gülümseyen yüzünü gördü.
    olcay;
    “merhaba, uzun zamandır görüşmüyorduk,”dedi.
    binnur hiç cevap vermedi.
    olcay;
    “evet, haklısın biliyorum çok kızgınsın, ama dediğim gibi annemde hastaydı, evden ayrılamazdım,” dedi. hüseyin’in binnur için kendisine vurmasını gazetelerden okumuştu. ve belki de hayatı boyunca birisinin doğruluğunu inanmıştı. ama oda ölmüştü.
    ···
  18. 49.
    0
    binnur’u ilk başta ameliyathaneye aldılar. bayılttılar. hüseyin ameliyathaneye girdikten sonra son söylediği söz;
    “onu kurtarın doktor bey,” oldu. sonra silahın namlusunu kafasına dayadı ve tetiği çekti.
    ···
  19. 48.
    0
    olcay da işi olduğunu söyleyerek gelmemişti.
    hüseyin, bir melek gibi üçüncü gün tekrar ortaya çıktı. binnur ile uzunca süre sohbet etti. yalnız bırakmadı. beşinci gün sonunda “hemen geleceğini” söyleyerek hastahaneden çıktı. hastahaneye geri döndüğü zaman belinde bir kabarıklık vardı. doktorlar odasına girerek silahı kafalarına dayadı ve hemen böbrek nakli için ameliyathanenin hazırlanması söyledi. doktorlar korkuyla ve şaşkınlıkla ameliyathaneye hazırlamak zorunda kaldı.
    ···
  20. 47.
    0
    yaklaşık yedi ay sonra diğer böbreği de çalışmaz oldu. hastahaneye tekrar yattı. diyaliz makinesinin soğukluğunu tekrar hissetti. doktorlar ilk takılan böbrek gibi çok uyumlu bir böbreğin bulunması gerektiğini ama bulunsa bile yaşama ihtimalinin çok düşük olduğunu söylediler. binnur bir gün olcay’ı aradı, gelmesini istedi. ölürken yalnız ölmek istemiyordu. ailesini yirmi beş yaşındayken trafik kazasında kaybetmişti. bu kaybediş onu yalnızlığa sevk etmişti. dostları birer birer zamanla terk etmişlerdi. şimdi tek tanıdığı olcay vardı.
    ···